Bizimle iletişim kur

Köşe Yazıları

The Menu Filmi Yorumu – Tolga Yiğit Yazdı

Yayınlandı

on

menu
Radio Mood App

The Menu filmi benim bu yıl izlediğim 4. korku – gerilim filmi. Cadılar Bayramı Sona Eriyor, Katil Kim? ve Gülümse. Bu filmlerin en başarılısı en son izlediğim bu film yani The Menu oldu.

Filmde korku öğeleri az bunun aksine gerilim tavan yapmış durumda. Ve lüks bir restoranda geçtiği için gerilmekten bir süre sonra iştahınız bile kapanabilir 🙂

Agatha Christie 10 Küçük Zenci Romanı Benzerlikleri

Agatha Christie’nin 10 Küçük Zenci romanındaki hikaye başlangıcı ile örtüşen bir kaç durum var. Bu filmdeki hikayede bir adada ve 10 olmasa da 12 konuk ile geçiyor. Ve bir diğer fark ise Agatha Christie’nin romanın da 10 misafiri davet eden kişi ortada yokken bu filmde davet eden kişi yani Şef var hatta sadece onunla kalmıyor çok geniş mutfak ekibi de yanında. Ve benzerliklerden bir diğeri ise bu hikayede de davetlilere gelen mektuplar veya davet edilme şekileri tıpkı 10 Küçük Zenci’de olduğu gibi farkılıklar gösterebiliyor.

The Bear Dizisi

Film benim alışık olmadığım ama zaman zaman (bu kadarı olmasa da) anlatılan ve mutfak profesyonellerinin mükemmellik uğruna çok gerilim yaşadıklarını gösteren bir hikayesi var. Hatta FX dizisi olan ve şu anda Disney Plus’da izleyebileceğiniz The Bear dizisinin baş karakterinin de böyle bir duruma maruz kaldığını dizide izliyorsunuz. Restoranın yardımcı şefiyken hayli baskı ve gerilime maruz kalması yetmezmiş gibi bir de hakarete edildiğini izliyorsunuz.

The Menu Yorumu

Haliyle böyle bir baskı olan ortamda da ayakta kalmak kolay olmuyor. The Menu’de de Şef Slowik bir final yemeği ve Menüsü ile karşımıza çıkıyor. Görsel olarak şahane yemekler tasarlanmış ve hatta bir sahnede artık şov yaparak yemek salonunu kocaman bir tabağa çeviriyorlar. Bu açılardan film gerçekten iyiyken, bir yandan da sürekli gerildiğiniz için tabaklara ve yemeklere çok odaklanamıyorsunuz.

Ralph Fiennes, Anya Taylor-Joy, Nicolas Hoult’un başrollerde yer aldığı filmde Hong Chau’nun canlandırdığı Elsa karakterinin sinir bozuculuğuna dikkat. Gizem, gerilim, komedi ve korku unsurlarını iyi harmanlayan film başarılı bir yapım. Ama baş yapıt olmasını engelleyen bazı unsurlar da mevcut. Şefin ailesi ile adada kaldığı evi ve evin tasarımının yüzeysel geçilmiş olması ve Nicolas Hoult’un canlandırdığı Tyler’ın “Dünya Yansa da Yemekler Dışında Hiç Bir Şey Benim Umrumda Değil” tavrı filmin ortasından itibaren can sıkmaya ve abartılı olmaya başlıyor. Evet küçük de olsa bunlar puan düşüren detaylardan bazıları.

Şef Slovik’in finalde yaptığı yemek sırasındaki yüz ifadesi ise izlenmeye değerdi. Ve bence John Leguizamo’nun ismini bilmediğimiz “Film Yıldızı” karakteri de gayet iyiydi.

Film için Squid Game esintileri de var dense de ben bu görüşe katılmıyorum. Siz de izlediğinizde Squid Game’e benzeyen nasıl bir sahne vardı? Ne gibi detay gördünüz ya da görmediniz lütfen yorum olarak yazın.

The Menu İzlenir mi?

Yediğiniz yemeğin ismini bilin ve gıda ürünlerinin üretilmesinde sonrasında mutfağa gelip oradan da masamıza ulaşmasında harcanan emeğe saygı duyun. Yediğiniz yemeğin adını bilin. Bunlar çok önemli. Filmi izleyince önemini daha iyi anlayacaksınız. Bunun dışında The Menu için son yorum olarak şunu söylemeliyim film gayet başarılı. Bu türe uzak değilseniz kaçırmayın.

Köşe Yazıları

Gassal Nasıl Bir Dizi? Gassal İzlenmeye Değer Mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Son yıllarda dijital platformlarda birbirinden farklı ve dikkat çekici yapımlar izleyicilerle buluşuyor. Bu yapımlardan biri olan Gassal dizisi, hem konusu hem de atmosferiyle izleyicileri derinden etkilemeyi başardı. Peki, Gassal dizisi nasıl bir yapım? Bu dizi izlenmeye değer mi? Gelin, detaylı bir inceleme yapalım.

Gassal Dizisinin Konusu

Gassal, gizem ve gerilim ögelerini birleştiren, farklı bir anlatıma sahip bir yapım olarak dikkat çekiyor. Hikaye, ölüleri yıkayan ve bu nedenle toplum tarafından gizemli bir figür olarak görülen bir gassal üzerine odaklanıyor. Ana karakter, mesleği nedeniyle şüphe ve önyargılarla karşı karşıya kalırken, bir anda kendisini çözülmesi gereken esrarengiz olayların içinde buluyor. Dizi boyunca hem bireysel bir dram hem de toplumsal dinamikler derinlemesine irdeleniyor.

Oyunculuk Performansları

Dizinin başrol oyuncusu Ahmet Kural, performansıyla izleyicileri çok etkiliyor. Onun özellikle duygu yüklü sahnelerdeki etkileyici performansı, dizinin en büyük artılarından biri. Yardımcı oyuncu kadrosu da dikkat çekiyor; yan hikayelerdeki karakterlerin doğru bir şekilde işlenmesi, dizinin dramatik yapısını güçlendiriyor.

Yönetmenlik ve Sinematografi

Gassal dizisinin güzelliklerinden biri, karanlık ve atmosferik sahneleri. Görüntü yönetmenliği, hikayenin gerilim dolu tonunu izleyiciye aktarmada büyük bir rol oynuyor. Yönetmen, her sahnede detaylara önem vererek hikayeyi zenginleştiriyor. Mekan seçimleri ve sahne tasarımları, hikayenin kasvetli ve gizemli havasını tamamlayan unsurlar arasında.

Hikaye ve Tempo

Dizinin hikayesi ilk bölümlerden itibaren izleyiciyi kendine çekiyor. Ancak, bazı sahnelerdeki yavaş tempo, sabırsız izleyiciler için bir sorun olabilir. Buna rağmen, sabırla takip edenler için her bölümün sonunda ortaya çıkan sürprizler ve ipuçları, hikayeyi merak uyandırıcı hale getiriyor.

Temalar ve Mesajlar

Gassal dizisi, sadece bir gerilim hikayesi anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda ölüm, toplumda dışlanma ve önyargı gibi derin temaları da ele alıyor. Toplumun, anlamadığı ya da kabul etmek istemediği meslek ve insanların nasıl izole edildiğini gözler önüne seriyor. Bu yönüyle dizi, izleyicilere düşünme fırsatı da sunuyor.

Gassal Dizisi İzlenmeli Mi?

Eğer gerilim dolu, derin temalara sahip ve düşünmeye sevk eden yapımları seviyorsanız, Gassal dizisi sizin için doğru bir tercih olabilir. Ancak, daha hızlı ilerleyen hikayeleri tercih edenler için dizi zaman zaman yavaş tempolu gelebilir.

Sonuç olarak Gassal dizisi, farklı bir anlatım arayan ve kaliteli yapımlara zaman ayırmayı seven izleyiciler için önerilebilecek bir yapım. Atmosferi, oyunculukları ve verdiği mesajlarla unutulmaz bir deneyim sunabilir.

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Squid Game 2. Sezon İlk Yorumlar Neler?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Dünya çapında büyük bir fenomen haline gelen Squid Game, ikinci sezonuyla yeniden gündemde. Dizinin yeni sezonu, ilk sezonun ardından beklentileri zirveye taşıdı ve yayınlanır yayınlanmaz hayranlardan yoğun ilgi gördü.

İlk yorumlara bakılırsa, yeni sezon hem hikaye örgüsü hem de karakterlerin derinliği açısından oldukça tatmin edici. Yönetmen Hwang Dong-hyuk’un özgün vizyonu, bu sezon da izleyicilere sürprizlerle dolu bir deneyim sunuyor. Oyunların tasarımı, gerilim dozunu artırırken, toplumsal mesajlar yine ustalıkla işlenmiş.

Oyuncu kadrosu da dikkat çeken bir diğer unsur. Hem eski karakterlerin dönüşü hem de yeni yüzlerin performansı, izleyicilerden tam not almış gibi görünüyor. Ayrıca, bu sezonun dramatik anlarla dolu olduğu ve izleyiciyi derinden etkileyen sahneler içerdiği ifade ediliyor.

Sonuç olarak, Squid Game 2. Sezon, şimdiden konuşulmaya ve tartışılmaya başladı. Spoiler vermemek adına detaylara giremiyoruz, ancak bu sezonun da unutulmazlar arasında yer alacağına dair işaretler oldukça güçlü. Dizinin hayranları için heyecan verici bir yolculuk vaat ediyor!

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

“High Potential” Nasıl Bir Dizi? “High Potential” İzlenmeli Mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

“High Potential,” 2024 yılında ABC kanalında izleyiciyle buluşan ve kısa sürede dikkatleri üzerine çeken bir polisiye drama dizisidir. Fransız yapımı “Haut Potentiel Intellectuel” (HPI) dizisinden uyarlanan bu yapım, zekâ ve mizahı başarılı bir şekilde harmanlayarak izleyicilere sunmaktadır.

Konu ve Karakterler

Dizinin merkezinde, üç çocuk annesi ve olağanüstü bir zekâya sahip olan Morgan (Kaitlin Olson) bulunmaktadır. Los Angeles Polis Departmanı’nda (LAPD) temizlikçi olarak çalışırken, çözülemeyen bir suçun kanıtlarını yeniden düzenleyerek davanın çözülmesine yardımcı olur. Bu yeteneği fark edilince, deneyimli dedektif Karadec (Daniel Sunjata) ile birlikte çalışması için danışman olarak görevlendirilir ve birlikte sıra dışı bir ekip oluştururlar.

Morgan’ın üstün zekâsı, gelişmiş bilişsel yetenekleri ve fotoğrafik hafızası, suçların çözümünde büyük rol oynar. Ancak, kişisel hayatında üç çocuğuyla denge kurma çabası ve polis teşkilatındaki yeni rolü arasında gidip gelirken, izleyicilere derinlikli bir karakter portresi sunar.

Neden İzlenmeli?

Kaitlin Olson, Morgan karakterine hayat vererek hem dramatik hem de komik unsurları ustalıkla birleştiriyor. Olson’ın performansı, dizinin en güçlü yönlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Her bölümde farklı bir suç vakası ele alınırken, Morgan ve Karadec’in dinamikleri ve aralarındaki ilişki, izleyiciyi ekran başında tutuyor. Dizinin temposu ve olay örgüsü, klasik polisiye formülüne yeni bir soluk getiriyor.

“High Potential,” mizahi unsurları ve duygusal derinliği başarılı bir şekilde harmanlayarak, izleyicilere hem eğlenceli hem de düşündürücü bir deneyim sunuyor.

Deniz Akdeniz, Javicia Leslie ve Judy Reyes gibi oyuncuların canlandırdığı yan karakterler, dizinin zenginliğini artırarak hikâyeye derinlik katıyor.

Sonuç

“High Potential,” zekâ dolu senaryosu, güçlü oyunculukları ve sürükleyici hikâyesiyle polisiye drama severlerin kaçırmaması gereken bir yapım. Klasik suç çözme formülüne getirdiği yenilikçi bakış açısı ve karakterlerin derinlikli işlenişi, diziyi izlemeye değer kılıyor.

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Gladyatör 2 Film Yorumları! Gladyatör 2 İzlenir mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Gladyatör 2 filmini Filmin Adı Ne Kanka ev sahipliğinde World Cinezone sinema salonlarında vizyondan üç gün önce izledik.

World Cinezone’un Kokteyli ve Ev Sahipliği Üst Düzeydi. World Cinezone ve Filmin Adı Ne Kanka’ya Teşekkürler

Harika bir akşamdı World Cinezone sinemaları usta bir şefin hazırladığı özel bir menüyü kokteyl sırasında bize sundu ve çok keyifli bir başlangıç yaptık.

World Cinezone‘da Lazer IMAX teknolojisi ile Mutlaka Tanışın

Ve sonrasında Gladyatör 2 filmini teknolojinin geldiği son nokta olan Lazer IMAX teknolojisi ile izledik. Görüntü kalitesi ve ses harikaydı.Film öncesinde bize özel yirmi dakikalık bir sunum izlettiler ve mevcut IMAX teknolojisi ile şu anki bu 4K Lazer IMAX teknolojisi arasındaki görüntü kalite farkını da çok net şekilde görmüş olduk.

Gladyatör 2 Ne Anlatıyor?

Filme gelecek olursak 2,5 saatlik uzun süresine rağmen aslında film çok ilginç şekilde yönetmenin anlatmak istediklerine göre çok hızlandırılmış gibi kaldı. Örneğin beş veya altı kez hikayenin farklı dönüm noktalarında filmdeki çeşitli karakterler veya halk karşı karşıya kaldıkları durumu çok çabuk kabullenip hikayenin bir sonraki evresine geçmemizi sağladılar. Neden bu kadar çabuk kabullendiklerine anlam veremedim. Siz de izlediğinizde muhtemelen bana hak vereceksiniz özellikle Hanno ile Lucilla arasındaki iki konuşma arasında neredeyse bir günlük fark var ama ikinci karşılaşmalarında Hanno’yu bir anda her şeyi kabullenmiş olarak izliyoruz.

Gladyatör ve Gladyatör 2 Karşılaştırması

Bunun yanı sıra tabii ki ilk filmin efsane mertebesinde olması bu filmin işini çok zorlaştırıyordu ki öyle de oldu film kaliteli görsellere, iyi aksiyon sahnelerine detaylı sahne çekimlerine sahip iyi bir aksiyon filmi olarak karşımıza çıkıyor, ilk film gibi efsane mertebesine erişemiyor. Ve ilk filmden benzerlikler (aslında onun sebebi Maximus’un yaptıklarının karakterimizin hafızasında olması) var. Hikayenin benzerliklerini bir kenara bırakırsak film müziklerinde de birebir aynı şarkıların kullanılması ilginç olmuş.

Gladyatör 2’den Aklımda Kalanlar

Film içerisinde en çok dikkatimi çeken karakterler ise ikiz imparatorları oynayan oyuncuların çizdikleri tuhaf, sarkastik, dengesiz karakterlerdi. Filmden aklımda en çok kalan nedir diye sorsanız onları söylerim. Bunun yanı sıra Denzel Washington’ın canlandırdığı karakterin yaptıkları beni hayal kırıklığına uğratırken başrol oyuncusu Paul Mescal ise bazı sahnelerde o sahnenin duygusunu çok iyi verirken bazı sahnelerde ise tutuk kalmış gibiydi. Buna anlam veremedim. E tabii ki Russell Crowe’un ilk filmdeki performansı da akıllarımıza öyle bir kazınmıştı ki gerçekten onun üstüne çıkmak için oskarlık performans gerekiyordu.

Gladyatör 2 İçin Son Söz

Gladyatör’ün bu hafta sonu izlenecek en iyi film olduğunu da hatırlatmalıyım. Özellikle Lazer IMAX‘te ya da en kötü ihtimalle IMAX salonda izlerseniz büyük keyif alırsınız.

Şimdiden İyi Seyirler

Tolga Yiğit

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar