Bizimle iletişim kur

Sinema

Uçak Filmi Yorumu Plane Film İnceleme – Tolga Yiğit

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Gerard Butler ve Mike Colter’ın baş rolünde olduğu macera aksiyon filmi Uçak – Plane’i vizyondan 3 gün önce izledim.

Son dönemde bu tarz aksiyon filmi izlememiştim. Tarzı özlemişim ve uzun zamandır Gerard Butler’ı’da izlememiştim onu da özlediğimi fark ettim. Marvel dizi film evreninden Luke Cage olarak hatırlayacağımız Mike Colter filmin dikkat çeken isimlerinden birisi.

Uçak Film İnceleme

Uçak filmi bana bazı sahneleri ile Denzel Washington’ın The Flight filmini hatırlatırken bazı sahnelerde de aklıma Tom Hanks’li Kaptan Philips filmini getirdi. Şunun altını çizeyim Uçak filminin bu filmlerle benzerliği ve esinlendiği bölümler yok. Sadece izlerken toplamda 3 sahne bana bu iki filmi hatırlattı.

The Flight’taki ikinci bölümün tamamının mahkeme süreci olmasını ayrı tutarsak, eğer siz o filmlerden keyif aldıysanız bu filmi de sevebilirsiniz.

Reklam

Uçak Filminin Handikapları

Başrol oyuncumuz Butler’ın canldırdığı Kaptan Torrance karakterinin bir kavga sahnesi ve bir kaç kaçıp kovalamaca sahnesindeki yönetmenin denediği kamera açıları ve farklı çekim tekniklerini çok beğenemedim. Ve süresi 1 saat 47 dakika olan filmin belki de baş karakterlerinin hikaylerinin derinine biraz daha inebilmesi için 5-10 dakikalık dramatik anlatımlara ihtiyacı varmış. Ve hikayede bir kaç sahnede yıllardır bu tarz filmlerde gördüğümüz sahnelerin tekrarlanması yani süprizi olmaması dezavantajdı. Örnek bir sahneyi de yazayım spoilersız olarak : Kaptan Torrance’e Gaspare’nin benim poşetteki bıçağım sende mi? Peki silah sende mi soruları ve sonrasında yaşanlar süprizsizdi.

Uçak Filmi Nasıl? Son Söz

Ben Uçak filmini dezavantajlarına rağmen genel olarak beğendim ve filmi baştan sona dikkatle izledim. Fabelmanlar’ı önerdiğim kadar ‘gözü kapalı’ önermiyorum ama haftanın iyi filmlerinden olduğu için bu filme para verilir diyor size iyi seyirler diliyorum.
Tolga Yiğit

Reklam
Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Sinema

Aslan Kral Dünyasından Yeni bir Efsane Geliyor – “Mufasa: The Lion King” İlk Tanıtım İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

“Mufasa: Aslan Kral”, Mufasa efsanesini Simba ve Nala’nın kızı genç aslan yavrusu Kiara’ya aktarması için Rafiki’den yardım ister. Timon ve Pumbaa da kendilerine özgü şakalarını sunar. Geçmişe dönüşlerle anlatılan hikaye, Mufasa’yı kaybolmuş ve yalnız bir yetim yavru olarak tanıtıyor, ta ki kraliyet soyunun varisi Taka adında sempatik bir aslanla tanışana kadar. Şans eseri buluşma, kaderlerini arayan olağanüstü bir grup uyumsuzun geniş bir yolculuğunu harekete geçirir; tehditkar ve ölümcül bir düşmandan kaçmak için birlikte çalışırken aralarındaki bağ sınanacaktır.

Hayatımızı sonsuza dek değiştirecek bir aslan. Mufasa: Aslan Kral, 20 Aralık’ta sinemalarda…

Reklam
Devamını Okuyun

Sinema

Deadpool ve Wolverine Yeni Dublajlı Resmi Fragman Yayınlandı – İzleyin

Deadpool ve Wolverine filmi için geri sayım sürüyor ve yeni Türkçe Yeni Dublajlı Resmi Fragmanı izlemeye ne dersiniz?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Marvel Studios’tan Deadpool ve Wolverine yeni fragmanı yayında.

Deadpool ve Wolverine 26 Temmuz’da sadece sinemalarda…

Reklam
Devamını Okuyun

Sinema

Back To Black Filminin Konusu Nedir?

Amy Winehouse Filmi Back To Black’in Nasıl Bir konu Akışı Olduğu Merak Ediliyor. Film Sanatçının Hangi Dönemine Odaklanıyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Son derece duygusal ve şaşırtıcı derecede güçlü olan BACK TO BLACK, 21. yüz yılın en büyük yeteneklerine bakıyor ve Amy Winehouse’un (Marisa Abela) içinde yaşadığı savaşın onu nasıl bitirdiğini anlamaya çalışıyor. İlk ağızdan elde edilen materyallere dayanan bu öyküde Amy Winehouse’un 27 yaşındaki ölümünden önce varoşlardan çıkıp küresel süper yıldızlığa yükselişini ve dünyaya bıraktığı kalıcı mirası görüyoruz.

Amy’nin kendi bakış açısıyla anlatılan hikâyesi Kuzey Londra’da oturan bir Yahudi ailenin babası Mitch (Eddie Marsan) ve annesi Janis’in (Juliet Cowan) ayrılmasıyla başlıyor.  Amy’nin, büyükannesi Cynthia (Lesley Manville) ile arasında kopmaz bir bağ var. Büyükannesi, Amy’nin tam olarak olmak istediği kişi. Göz alıcı, görkemli ve biraz aşk ve cazla dolu delice bir geçmiş. Genç Amy, şarkılar yazmaya başlıyor. Şarkıları şiddetli duygusal detaylarla ve kendine has mizacıyla dolduruyor. Kısa sürede ünlü oluyor ve ilk albümü Frank’in başarısından sonra bile mütevazı kalıp vaktini The Good Mixer’da bilardo oynayarak geçiriyor.

Orada, barın müzik kutusunda The Shangri-Las’nın bir şarkısı eşliğinde kur yapan Blake (Jack O’Connell) ile tanışır. Aralarında anlık bir bağ oluşur ve Blake’in hâlihazırda sevgilisi olmasına rağmen çiftimiz baş döndürücü bir aşk yaşar. Blake’in uyuşturucu kullanması Amy’yi tedirgin eder.  Ama çift ayrıldığında üzülen Amy de uyuşturucu kullanmaya başlar. Menajeri Nick (Sam Buchanan) rehabilitasyona gitmesini söyler ama Amy, Mitch’i bunun gereksiz olduğuna ikna eder. Mahvolan Amy, rehabilitasyona gitmek yerine New York’a gider ve ikinci albümü Back to Black’i yazmaya başlar. Bu albümünde Blake ile ayrılışını detaylı bir şekilde anlatır. Kalbi kırılmış olan Amy sonrasında çok sevdiği büyükannesinin Londra’da akciğer kanserinden öldüğünü öğrenir.

Şahsi hayatında yaşadığı zorluklara rağmen Amy’nin profesyonel kariyeri yeni menajeri Rave’in (Ansu Kabia) katılmasıyla birlikte gücüne güç katar. Yeni albümü başarılı olduğu sırada Blake ile tekrardan sevgili olur ve Miami’ye kaçarlar. Bal aylarını alkol ve uyuşturucunun verdiği kafayla geçirirler. Amy’nin hayatı boyunca sahip olduğu yemek bozukluğu ile bağımlılığı birleşince elden zayıflar ve hassaslaşır. Süper yıldızlığı yüzünden evinin dışına kamp kuran ve onu her yerde takip eden basın sürekli ensesindedir.

Amy ve Blake’in ilişkisi tekrardan toksik bir ilişkiye dönüşür ve Londra sokaklarında şiddetli bir şekilde kavga ederler. Blake, bir bar müdürüne saldırmaktan dolayı hapse girer ve buna dertlenen Amy, Glastonbury Festival gösterisinde kaosun hakim olduğu bir performans sergiler. Kalabalığa karşı Blake’i savunur. Blake, parmaklıkların ardındayken uyuşturucudan arınır ve eşiyle birbirlerine iyi gelmediklerini fark eder. Amy’den boşanmak ister. Kalbi kırılan Amy, en azından rehabilitasyona gidip hayatına devam etmeyi kabul eder.

Blake’ten ayrılan ve sonunda uyuşturucudan arınan Amy, yenilenmiş bir şekilde sağlıklı ve mutlu bir hayata ilerlerken görünür. Ancak hikâyesi çok gençken sona erer. BACK TO BLACK, yaşadığı inanılmaz hayatı ve mirasını hatırlamamızı sağlıyor.

Devamını Okuyun

Sinema

Merakla Beklenen “Back To Black” Filminin Ana Afişi Paylaşıldı!

Amy Winehouse’un ergenlikten yetişkinliğe yolculuğu ve zamanımızın en çok satan albümlerinden birinin yaratılışı boyunca hayatı ve müziğini izleyeceğimiz “Back To Black” filminin afişi yayınlandı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Amy Winehouse’un şöhrete erken yükselişinin ve çığır açan albümü Back to Black’in yapımının olağanüstü hikayesi.

Amy’nin bakış açısından anlatılan ve onun son derece kişisel şarkı sözlerinden ilham alan film, olağanüstü olayların ardındaki dikkat çekici kadını ve tüm zamanların en efsanevi albümlerinden birinin merkezindeki çalkantılı ilişkiyi takip ediyor.

Yönetmen: Sam Taylor-Johnson

Oyuncu: Marisa Abela

Reklam

BACK TO BLACK FİLMİ 3 MAYIS’TA SİNEMALARDA!

#BackToBlack

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar