Bu yıl 6. sı düzenlecek olan Müzikonair ödül törenine 15 gün kaldı. Toplam 18 kategori bulunan gecede Zeynep Bozkaya ve Ceyhun Yılmaz sunuculuğunda ödüller sahiplerini bulacak. 29 Ocak gecesi olan törende kategorilerde oylama şu sekilde;
En İyi Kadın Türk Pop Sanatçısı;
- Aleyna Tilki
- Burcu Güneş
- Derya Uluğ
- Hadise
- Hande Yener
- Gülşen
- İrem Derici
- Melike Şahin
- Simge
- Zeynep Bastık
En İyi Erkek Türk Pop Sanatçısı;
- Buray
- Edis
- Kenan Doğulu
- Kubilay Karça
- Mabel Matiz
- Mert Demir
- Murat Boz
- Mustafa Ceceli
- Reynmen
- Semicenk
Yılın Şarkısı
- BLOK3 - Affetmem
- Emir Can İğrek - Ali Cabbar
- Halodayı - Aman Güzel Yavaş Yürü
- Kurtuluş Kuş & Burak Bulut - Manolya
- Melike Şahin - Diva Yorgun
- Mert Demir - Ateşe Düştüm
- Semicenk & Doğu Swag - Pişman Değilim
- Semicenk & Reynmen - Yana Yana
- UZI - Caney
- Zerrin Özer - Basit Numaralar
En İyi Rap Müzik Sanatçısı
- BLOK3
- Cakal
- Canbay & Wolker
- Ezhel
- Halodayı
- Lvbel C5
- Motive
- Muti
- Sefo
- UZI
En İyi Alternatif Müzik Sanatçısı
- Anıl Emre Daldal
- Berkay Altunyay
- Canozan
- Emir Can İğrek
- Emre Fel
- Hande Mehan
- Kalben
- Melek Mosso
- Sena Şener
- Ufuk Beydemir
En İyi Alternatif Müzik Grubu
- Adamlar
- Dedüblüman
- Dolu Kadehi Ters Tut
- Madrigal
- Mavi Gri
- Pera
- Perdenin Ardındakiler
- Son Feci Bisiklet
- Yaşlı Amca
- Yüzyüzeyken Konuşuruz
En İyi Grup
- Mavi Gri
- Dedüblüman
- Dolu Kadehi Ters Tut
- Gripin
- İkilem
- Köfn
- Manga
- Mor ve Ötesi
- Skapova
- Yaşlı Amca
En İyi Çıkış Yapan Sanatçı
- Amo988
- Anıl Emre Daldal
- BLOK3
- Borqy
- Halodayı
- Jeff Redd
- Mert Demir
- Rafat Hasanlı
- Selin Tekir
En İyi Türk Halk Müziği Sanatçısı
- Ahmet Şafak
- Ekin Uzunlar
- Elif Buse Doğan
- Ender Balkır
- Resul Dindar
- Seher Dilovan
- Selçuk Balcı
- Sevcan Orhan
- Şevval Sam
- Zeynep Bakşi Karadağ
En İyi Düet
- Derya Uluğ & Asil Gök - Yansıma
- Ebru Yaşar & Burak Bulut - Kehribar
- Kerim Araz feat Sevgim Yılmaz - Dayanamıyorum
- KÖFN & Simge - Yakışıklı
- Kurtuluş Kuş & Burak Bulut - Manolya
- Lvbel C5 & Arem Özgüç & Arman Aydın - Gaz Pedal
- Mabel Matiz & Melike Şahin - Düldül
- Semicenk & Doğu Swag - Pişman Değilim
- Semicenk & Reynmen - Yana Yana
- Tefo & Seko & İbrahim Tatlıses - Kara Üzüm Habbesi
En İyi Kadın Oyuncu
- Afra Saraçoğlu
- Büşra Pekin
- Demet Özdemir
- Hande Erçel
- Hazal Subaşı
- Melis Sezen
- Melisa Döngel
- Serenay Sarıkaya
- Su Burcu Yazgı Coşkun
- Yağmur Yüksel
En İyi Erkek Oyuncu
- Alp Navruz
- Aras Bulut İynemli
- Barış Bektaş
- Burak Berkay Akgül
- Burak Deniz
- Engin Akyürek
- Halil İbrahim Ceyhan
- İlhan Şen
- Kerem Bürsin
- Mert Ramazan Demir
En İyi Show Programı
- 4 Example Talk Show
- Armağan Çağlayan ile Gör Beni
- Berfu Yenenler ile Talk Show Perileri
- Çimen Show
- Düşük Bütçeli Talk Show
- İbrahim Selim ile Bu Gece
- Katarsis
- Konuşanlar
- Linç
- Uykusuzlar Kulübü
Dijital Medyayı En Etkili Kullanan Kişi
- Ala Tokel
- Aybüke Çangal
- Cem Özkök
- Cemalcan Cansever
- Danla Bilic
- Dila Sima Tarkan
- Gökhan Ünver
- Meriç Keskin
- Rachel Araz Kirespi
- Röportaj Adam
- Semiramis Pekkan
- Sibil Çetinkaya
En İyi Podcast
- Fularsız Entellik
- Hikayeden Adamlar
- Kendine İyi Davran
- Meksika Açmazı
- Merdiven Altı Terapi
- Mitolojik İnciler
- Nasıl Olunur - Nilay Örnek
- Nereden Başlasam
- Ortamlarda Satılacak Bilgi
- Sapien podcast
- Zihnimin Kıvrımları
En İyi Radyo
- Kafa Radyo
- Kral FM
- Kral Pop
- Number1 Türk FM
- Pal FM
- Powertürk
- Radyo 7
- Radyo D
- Radyo Turkuvaz
- Radyo Viva
- Show Radyo
- Slow Türk
- Virgin Radio
En İyi Kadın Radyo Programcısı
- Ayça Çizer
- Duygu Atakan
- Füsun Alkan
- Hilal Özgani
- Kırmızı Başlıklı Kız
- Meltem Sezenler
- Mine Ayman
- Pınarating
- Sunny
- Venhar Sağıroğlu
En İyi Erkek Radyo Programcısı
- Afrikalı Ali Ahmet Portakal
- Doğancan Özadlı
- Emre Turhan
- Fatih Uslu
- Kaan Gökman
- Kadir Çetin
- Kadir Çöpdemir & Pascal Nouma
- Mesut Süre
- Nihat Sırdar
- Yalçın Alaca
Her kategori 2023 yılında kendini göstermiş 10 adaydan oluşuyor. Bahçeşehir Üniversitesinin katkıları ile 29 Ocak 2024 akşamı Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Güney Kampüsü B Konferans Salonunda yapılacak ödül töreninde ödül kazanmasını istediğiniz sanatçıya oy vermek için buradan oy kullanabilirsiniz.
Bu haftanın yeni filmlerinden birisi olan Amatör – The Amateur bir anlamda işi kodlar ve şifreleri çözmekle ilgili olan bir gizli servis analistinden Jason Bourne yaratma hikayesi olarak karşımıza çıkıyor. Yani baş rol oyuncumuz Rami Malek‘in parlamasını sağlayan Mr Robot dizisindeki Elliot Alderson’ın Jason Bourne ile harmanlanması da diyebiliriz. Ama tam değil de biraz Alderson biraz Bourne.
Özellikle Freddie Mercury‘yi canlandırdığı “Bohemian Rhapsody” filmindeki ve Mr. Robot dizisindeki performansıyla hayran kaldığım Rami Malek bu filmde kimi sahnelerde durgun gözükürken kimi sahnelerde yine etkileyici bir oyunculuk performansı ortaya koyuyor.
Bu arada şu notu da düşmemde fayda var Rami Malek’in duygularını tam yansıtamadığı durgun görünen sahneler belki de yönetmenin özellikle duygularını çok iyi yansıtamayan ve sadece bilgisayar başında kodlama ve şifreleme yapan bir karakteri izletme çabası da olabilir.
Bunun dışında bir başyapıt olmasa da hafta sonu keyifle izlenecek bir aksiyon filmi ile karşı karşıyayız. Jason Bourne derken bilek kuvveti ve keskin nişancılık beklemeli miyiz? Cevabı aşağıda 👇🏻
Jason Bourne Görseydi “Heller”a Kızardı
Önemli bir diğer notu da düşmemde fayda var Jason Bourne demişken onun gibi yakın dövüş konusunda uzman olmayan ve yine onun gibi silah kullanma anlamında da hiç uzman olmadığı gibi çok çok başarısız olan bir baş karakterimiz olduğunu söylemeliyim. Peki bu baş karakterimiz sahaya inip düşmanları nasıl alt ediyor diyecek olursanız işte orada 170 IQluk zekasının devreye girdiği bir senaryoyla karşı karşıyayız. Yani vurduğunu tek yumrukla indiren bir profesyonel yerine tam anlamıyla sahada amatör olan bir ajanı izliyoruz.
Yönetmen Filmi Çok Kesmiş
Filmde yer alan ve önemli isim diyeceğimiz ya da en azından başka filmlerden de tanıdık yüz olarak hatırladığımız bazı oyuncuların rolünün her nedense biraz az ve hikayenin akışına etki etmeyecek düzeyde zayıf kaldığını göreceksiniz. Sanırım yönetmen her endense çok fazla sahneyi çekmesine rağmen kurgu aşamasında çöpe atıp filmi 2 saatlik mevcut süresine kısaltmış. Aynı zamanda filmin dikkat çeken bir diğer ayrıntısı da neredeyse Amerika’da değil de tamamen Avrupa’daki bir çok şehirde çekilmiş olması ve tabii ki en önemlisi bu şehirlerden birinin de İstanbul olması ve ayrılan sürenin de tahminimden fazla olduğunu belirtmeliyim.
The Amateur Filminin Oyuncu Kadrosunda Kimler Var?
Bu yaz yeni versiyon Superman filminde Lois Lane olarak izleyeceğimiz Rachel Brosnahan filmin baş rolünde karşımıza çıkarken Director O’Brien rolünde son dönemin dikkat çeken çalışması Paradise dizisinden hatırlayacağınız Julianne Nicholson, Daredevil Born Again’den Jon Bernthal ve Henderson rolünde Laurence Fishburne gibi önemli isimler karşımıza çıkıyor.
The Amateur İzlenir mi?
Filmin finalinden hemen önce Rusyadaki Heller (Rami Malek) ve The Bear (Jon Bernthal) arasındaki sahnenin filmde hangi amaca hizmet ettiğini anlamasam da hafta sonu aksiyon filmi izlemek isteyenler için Hollywood’dan gelen yüksek bütçeli bir yapım olarak iyi bir alternatif, hatta senaryo ve kadroya baktığımız zaman seri haline gelme ihtimali de var desem yeridir. Tabii bunu gişede elde edeceği hasılat da belirleyecektir.
Armand filmi Cannes Film Festivali’nde Camera d’Or Altın Kamera ödülü almış görüntü yönetimi açısından izlenmeyi hak eden bir yapım olarak vizyona girdi.
Armand filminin süresi yaklaşık 2 saat ve en büyük handikaplarından birisi bu süre içerisinde yönetmenin kimi zaman ne anlattığını anlayamadığımız ve genel film akışını da değiştiren sahnelerinin varlığı.
Armand Filmi Daha Kısa Olsa Baş Yapıt Olurdu
Belki de bu iki saatlik süre 20 dakika kadar kısalsaydı şu anda film için çok çok iyi bir film diyebilecekken film kimi izleyici için sadece iyi olarak kimileri için ise ortalama olarak tanımlayacaktır.
Tabii bu 20 dakikalık süre kısaltımı aslında kurgunun hızlanması ve filmin hikayesinin daha hızlı akması için olmakla birlikte aynı zamanda neden var olduğunu anlamakta güçlük çektiğimiz örneğin başrol oyuncusu Renate Reinsve’nin canlandırdığı Elisabeth karakteri ile okulun hademesinin koridordaki dans sahnesi gibi sahnelerin filmden çıkartılması filme çok büyük yarar sağlayabilirdi.
Elisabeth ve Hademenin Dans Sahnesi
Filmde başarısız olarak adlandırabileceğimiz öğretmenlerden oluşan bir okul yönetimi okuldaki iki çocuk arasında gerçekleşen hayli sinir bozucu bir olay üzerine iki çocuğun ebeveynlerini çağırırlar ve yapılan toplantı sırasında beklenmedik olaylarla okul içerisinde Yaşananları izleriz. Suçlama ve yaşanan olayda hangi çocuk ya da ebeveyni doğruyu söylemektedir? Film boyunca cevabını aradığımız cevap budur.
Bekar anne rolündeki Elisabeth’i canlandıran Renate Reinsve’nin film boyunca özellikle iki üç sahnedeki muhteşem performansı Camera d’Or ödülü alan görüntü yönetimi ile birleşince çok daha dikkat çekici oluyor.
Haftanın izleme listesine alınması gereken filmlerinden birisi olan Armand‘ı izlerken muhakkak filmin gereğinden bir tık yani yaklaşık olarak 15 – 20 dakika uzun olduğunu bilerek izlemeniz belki de hikayeyi ve filmi daha kolay sindirmenizi sağlayacaktır.
Okulları tatile girmeden hemen önce, 6 yaşındaki Armand ile okuldaki en yakın arkadaşı Jon hakkında çıkan bir suçlama ortalığı karıştırır. Ünlü bir oyuncu, eski can dostlar, ölü bir adam ve iki çocuğun karıştığı bir skandalın dilden dile yayılarak bomba gibi patlamasından endişe eden okul yönetimi, ebeveynleri alelacele toplantıya çağırır. Ancak gerçekte ne olduğunu okul yetkilileri de bilmemektedir. Şüphe ve arzunun, saplantılar ile çocukluğun kırılgan masumiyeti arasında sinsice dolandığı toplantı, kontrolden çıkar. Ebeveynler hakkındaki detaylar ve geçmişin sırları ortaya döküldükçe, olay daha da karmaşık bir hal alır.
2024 Cannes Film Festivali’nde Camera d’Or ödülüne layık görülen ARMAND, festivalin en çok ses getiren filmlerinden biri oldu. Başroldeki The Worst Person in the World’ün yıldızı Renate Reinsve, bu sürükleyici psikolojik dramdaki çok katmanlı performansıyla büyük övgü aldı. Liv Ullmann ve Ingmar Bergman’ın torunu olan Halfdan Ullmann Tøndel, filmin yönetmen koltuğunda oturuyor. ARMAND, 2025 Oscar Ödülleri “En İyi Uluslararası Film” ödülü için Norveç’in Oscar adayı olarak seçildi ve 15 filmlik “kısa liste”de de yer buldu.
Son dönemin dikkat çeken dizilerinden biri olan “Piyasa,” Kanal D ekranlarında yayın hayatına başladı. Dizi, özellikle toplumsal sınıf farklarını, zenginlik ve statü mücadelesini konu almasıyla izleyicilerin ilgisini çekti. Bu yönüyle Show TV’nin sevilen yapımı “Kızılcık Şerbeti” ile benzerlik taşıdığı konuşuluyor. Peki, gerçekten de “Piyasa” dizisi, “Kızılcık Şerbeti”nin izinden mi gidiyor?
Öncelikle “Kızılcık Şerbeti,” iki farklı dünya görüşüne sahip ailelerin çocuklarının evliliği üzerinden başlayan bir toplumsal çatışma hikâyesi sunuyor. Muhafazakâr ve seküler yaşam tarzları arasındaki farkları, karakterlerin gelişimiyle derinleştiren dizi, Türkiye’nin güncel sosyal dinamiklerini işleyerek büyük yankı uyandırdı.
“Piyasa” ise, ağırlıklı olarak modern şehir yaşamındaki statü savaşlarına ve lüks hayatın perde arkasındaki entrikalara odaklanıyor. Karakterlerin zenginlik ve güç uğruna verdiği mücadele, sosyal medyanın ve günümüz trendlerinin etkisiyle şekilleniyor. Bu açıdan bakıldığında “Piyasa,” “Kızılcık Şerbeti”nin aileler arası kültürel çatışma temasından ziyade bireysel hırs ve sosyal statü üzerine kurulu bir hikâye sunuyor.
Bununla birlikte, her iki dizi de toplumsal farklılıkları ve sosyal çatışmaları dramatik bir dille ele alıyor. İzleyicinin kendi hayatından izler bulabileceği karakterler ve olay örgüsü, bu yapımların ortak noktalarından biri. Ancak “Kızılcık Şerbeti” daha çok aile ilişkileri ve kültürel farklılıklara odaklanırken, “Piyasa” bireysel başarı, sosyal statü ve rekabet ekseninde ilerliyor.
Sonuç olarak, “Piyasa” ve “Kızılcık Şerbeti” belirli yönleriyle benzerlik taşısa da, işledikleri konular açısından farklı çizgilerde ilerliyor. “Kızılcık Şerbeti” aile içi dinamikleri ve toplumsal değer çatışmalarını merkezine alırken, “Piyasa” modern dünyada bireysel hırsların ve sosyal statünün öne çıktığı bir hikâye sunuyor. Hangisinin izleyiciler üzerinde daha büyük etki yapacağı ise, zaman gösterecek.
Selena Gomez ve nişanlısı Benny Blanco, 14 Mart 2025’te “Sunset Blvd” adlı yeni şarkılarını yayımladılar. Bu parça, 21 Mart’ta çıkacak olan ortak albümleri “I Said I Love You First”ün bir parçası. Şarkı, çiftin Los Angeles’taki Sunset Boulevard’da gerçekleşen ilk buluşmalarını anlatıyor ve bu nedenle özel bir anlam taşıyor.
Gomez, Instagram’da paylaştığı gönderide, “İlk buluşmamız Sunset Blvd’daydı ve bu aynı zamanda birlikte yaptığımız bir sonraki şarkının da adı.” diyerek şarkının önemini vurguladı.
Retro tarzda çekilen müzik videosu, Petra Collins tarafından yönetildi ve çiftin arasındaki güçlü kimyayı yansıtıyor.
Şarkının sözleri, ilk buluşmalarındaki çekimi ve tutkuyu ifade ediyor:
“Sadece ona dokunmak istiyorum, dokunmak / Patlamamak için elinden geleni yap / Ver bana, ver bana, ne kadar seviyorum senin büyük, büyük kalbini.”
“Sunset Blvd”, çiftin aşk hikâyesinin başlangıcını anlatan samimi bir parça olarak dikkat çekiyor.
Videoyu aşağıdaki linke tıklayarak izleyebilirsiniz:
Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş