Bizimle iletişim kur

Kitap

“Joker” Fes Giyerse Nasıl Olur? İşte Yanıtı!

Yayınlandı

on

Dünyanın çeşitli ülkelerinde geçen “Joker: The World” çizgi romanının basın lansmanı, Türkiye’de geçen hikayesini kaleme alan Metin Akdülger ve çizer Ethem Onur Bilgiç’in katılımıyla, D&R ev sahipliğinde Hilton İstanbul Bosphorus’da gerçekleşti. İki ünlü isim, merak edilen soruları cevapladıkları keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi…

Türkiye’nin en büyük kitap platformu D&R, geleneksel hale gelen ve bu yıl 8.’si düzenlenen D&R kitap fuarı kapsamında gerçekleştirdiği “D&R Hilton Edebiyat Buluşmaları”nda Joker: The World’ün tanıtımını yaptı. Kitabın lansmanına, Türkiye hikayesini kaleme alan ünlü oyuncu ve yazar Metin Akdülger ve kapak, iç görselleri ve tüm renklendirmelerini yapan son yılların popüler illüstratörü Ethem Onur Bilgiç katıldı. Sosyal medya ünlüleri ve sanat dünyasından birçok ismin katıldığı davette, kitap üzerine yapılan keyifli bir sohbet gerçekleştirildi.

“Çizgi roman yazmaya nasıl karar verdiniz?”

Çizgi roman serüveninin yaklaşık 4 yıl önce başladığını söyleyen Akdülger, “Çizgi roman bence çok özgürleştirici bir yazı formu. İki karenin içerisinde, ardışık karelerin arasındaki kareleri kendi kafanızda oluşturuyorsunuz ve bence bu hayal gücünü de okuma sevgisini de oldukça pekiştiriyor. Çizgi romanın bizim ülkemizde etkisinin çok büyük ve çok güzel şeylere sebep olabileceğine inanıyorum.” dedi.

“Türkiye’de Joker karakterine nasıl bir tepki bekliyorsunuz?”

Çizgi romanın hazırlanma süreci ve detayları üzerine konuşan Akdülger, “Yaklaşık bir yıl önce bu projeyi düşünmeye başladık. Dünyanın 13 farklı yerinden, çeşitli ülkelerden yazarlar ve çizerler, kendi ülkelerinin ruhunu hikayelerine yansıtarak bu derleme kitabı oluşturdu. Ben de Türkiye hikayesini yazdım. Okurun beklemediği birçok ters köşeyle, sıra dışı bir okuma deneyimiyle karşılaşacağını söyleyebilirim. Başta fes takan bir Joker karakterini görmek bazılarını itecek, bazılarını çekecek ama buradan çıkacak tartışma ‘Joker: The World’ hikayesine yarayacak. Hem çizgi roman severler hem de bu dünyaya yeni adım atacak okuyucular için ilginç olacağını düşünüyoruz. Umarım bu farklı deneyimi severler. ” dedi.

“Bu projede Joker, dünyanın dört bir yanında ülkelere mikrofon uzatıyor”

‘Ülken nasıl bir Joker’i anlamak istiyor’ fikrini ilginç bulduğunu belirten Akdülger, “Joker aslında farklı farklı ülkelerden insanların perspektiflerini bir araya getiriyor. Kendi ülkesindeki adaletsizlikten, oradaki ‘Gothamlaşmadan’ dem vuran veya Joker’i bir fikir olarak kullanan hikayeler bulunuyor. Bu projeyi aslında, Joker’in ülkelere bir mikrofon uzatması olarak tanımlayabiliriz; karakter gelişimi görmesen de Joker’in o ülkelerde insanların zihninde nasıl oluştuğunu, ne ifade ettiğini görüyorsun. Genel olarak, Joker üzerinden uluslararası bir bakış katıyor.” dedi.

“Joker’i bir çizgiye büründürmek zor oldu mu?”

Çizim sürecine dair Bilgiç, “Daha önce ‘Batman: The World’ü de ben çizmiştim, bu yüzden sürecin nasıl gideceğine belirli bir fikrim vardı. Ancak üretim sürecinde zorluk olduğunu söyleyebilirim çünkü Joker’i olağanın dışında, 1800’lerin sonundaki Osmanlı dünyasında resmetmem gerekiyordu. Bunun tasarım aşaması da biraz meşakkatli geçti ama aynı zamanda zorlayıcı olduğu kadar eğlenceliydi de. Joker’i o dönemin İstanbul’una, Karaköy’e getirmek heyecan vericiydi. Karaköy, benim yakından bildiğim bir yer, Fındıklı’da okuduğum için o bölgeye aşinayım. Ama 1800’lerin sonunda Karaköy nasıl görünüyordu sorusuna cevap bulmak için kütüphanelere gittim, kaynakları inceleyip bu konuda detaylı bir araştırma yaptım.” dedi.

“Joker karakterini Türkiye’nin kültürel ve sosyal yapısına nasıl adapte ettiniz?”

Akdülger, “Bu proje benim için çok büyük bir şans oldu, Joker zaten çok ilgilendiğim bir karakter. Bu bağlamda 19. yüzyıl sonlarında, Karaköy, Fişekhane ve Beyoğlu’nda geçen; düşmüş bir saray soytarısının, düşmüş bir deli çeriyle olan ve Karagöz ile Hacivat dokularını taşıyan karşılaşmasına odaklanan bir hikaye yazdım. Çıkış noktası olarak da aklıma Karaköy’de ayakkabı boyacılarının kullandığı bir numara geldi. Fırçayı yere bırakırlar ve sen ona yardımcı olmak için fırçayı alıp verirsin, ancak bir anda kendini ayakkabını boyatırken bulursun. İstanbul’a üniversite okumak için geldiğim ilk zaman, bu kerizleme metodunu çok güzel yedim ve açıkçası bende bir yer etti. Bu eylemden yola çıkarak bir hikaye oluşturmak hem komik hem de ilginç geldi açıkçası. Aynı zamanda uluslararası kamuoyunda bunu paylaşmanın faydalı olduğunu düşündüm. Hikayede modern bir Joker yok; tam tersine, karakterin özünü koruyarak onu 19. yüzyılın sonuna adapte ettik. Türkiye’ye özgü bir Joker varyantı diyebiliriz.” diyerek düşüncelerini paylaştı.

“D&R 8. Kitap Fuarı ile Türkiye’nin her yerindeyiz”

Etkinliğe ev sahipliği yapan D&R’ın Genel Müdürü Mustafa Altındağ, ülke genelinde sayısı 200’ü aşan D&R mağazalarında 8. Kitap Fuarı’na start verdiklerini ve fuar kapsamındaki programı açıkladı. Altındağ; “Her yıl olduğu gibi bu yıl da fuar kapsamında edebiyat dünyasının en önemli isimlerini ağırlayacağız. Bugün Joker The World ile başladık. 3 Kasım’a kadar devam edecek fuar süresince Adam Fawer ve Benji Davis gibi dünyaca isimlerin yanında Türk edebiyatının çok kıymetli isimleri de imza günleri ve söyleşilerle D&R’da olacaklar. Yılların usta kalemi Ahmet Ümit’ten ilk çocuk kitabını yazan Mazhar Alanson’a; iş dünyasındaki kıymetli deneyimlerini kaleme alan iş insanlarımızdan genç yazarlarımız Beyza Alkoç’a; Ali İhsan Varol ve Nermin Bezmen gibi farklı kalemlere, kişisel gelişim yazarlarından polisiye roman sahiplerine birçok yazarı okurlarıyla buluşturacağız” dedi.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

“Tanrım Pardon Der misin?” Kitabı Raflardaki Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Yazan

Redd grubunun sevilen solisti Doğan Duru, hayranlarının karşısına bu sefer şiirleriyle çıkıyor. En az şarkıları kadar iddialı şiirleri, “Tanrım Pardon Der misin?” kitabı İnkılâp Kitabevi’nin yükselişe geçen markası Gutenberg etiketiyle raflardaki yerini aldı…

Redd grubunun sevilen solisti Doğan Duru’nun kaleme aldığı “Tanrım Pardon Der misin?” kitabı İnkılâp Kitabevi’nin yükselişe geçen markası Gutenberg etiketiyle okurlarla buluşuyor. Duru, şiirlerinde; prensin prensese prensip gereği âşık olduğu bir dünyada; varoluşu, kaybedişi, yanılsamayı dile getiriyor.

Hayatın sert gerçekliği karşısında hisleriyle yön bulmaya çalışan şiirler; okuru plastik olmayan bir duygu dünyasına davet eden Duru, müzikten ve aşktan aldığı ilhamla albüm tadında bir kitap sunuyor.

Doğan Duru, hayata ve aşka dair kaleme aldığı şiirlerden oluşan bu ilk şiir kitabını; yakın zamanda yaşamını yitiren Peyk grubunun solisti “İrfan Alış’a ve onunla ıslık çalan zamanlara” ithaf ediyor. “Tanrım Pardon Der misin?” vaat ettiği derin şiir hazzıyla tüm kitapçılarda okurlarını bekliyor.

Gutenberg, Doğan Duru, Tanrım Pardon Der Misin? 58 sayfa, İstanbul, 2025.

Genel Yayın Yönetmeni: Gülşen İşeri.

Editör: İsmail Afacan.

Kapak Tasarımı: Ali Elmasoğlu.

Sayfa Tasarımı: Şenol Alanbay.

Devamını Okuyun

Kitap

Kemal Bilbaşar’ın İlk Romanı “Etrafımızdaki Duvar” Raflardaki Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Yazan

Kemal Bilbaşar’ın hiç kitaplaşmamış olan ilk romanı Etrafımızdaki Duvar, Can Yayınları etiketiyle raflarda. Cumhuriyete dair eleştirel bir roman olan eserinde Bilbaşar, bir yandan devrin psikolojisini anlamaya çalışırken diğer yandan toplumu tahlil ve tenkit etmekten de geri durmuyor…

Kemal Bilbaşar’ın 20 Temmuz ile 2 Eylül 1941 tarihleri arasında Tasviri Efkâr Gazetesi’nde tefrika edilen ancak hiç kitaplaşmamış olan ilk romanı Etrafımızdaki Duvar, okurla buluşuyor.

42 tefrikadan meydana gelen ve dönem aydınlarının gündelik hayat ve toplumsal olaylara bakışı üzerinden şekillenen eserinde Bilbaşar, bir yandan devrin psikolojisini anlamaya çalışırken diğer yandan toplumu tahlil ve tenkit etmekten de geri durmuyor.

Erken gelmiş bir bahar sabahı ışıklar, mavi gök, nereden çıktığı belli olmayan, fakat bir ağaç boyundan daha yukarı yükselemeyen gümüşî tüller ve bunun mahremiyetinde gizlenmiş toprak, damarlarda ilk gençlik enerjisi halini alır. Ve bu tabiat karşısında insan ölümü unutarak gerinir: Büyük bir nikbinlik içinde toprağın hazlarını, var olmanın ve yaşamanın saadetini duyar. Ben böyle nadir gelen fırsatları kaçırmam. O gün kırlar benimdir. Orada boğa kılığına girmiş bir “Jüpiter” gibi kuvvetli ve destansıdır.

Devamını Okuyun

Kitap

“Scott Pilgrim 4: Scott Pilgrim Kafasını Toparlıyor” Kitabının Konusu Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Yaz mevsimi geldi ama kim rahatlayabilir ki? Scott’ın Ramona Flowers ile olan ilişkisi her zamankinden daha tatlı, ancak kızlarla ilgili sorunları devam ediyor; yedi kötü eski erkek arkadaş hâlâ onu öldürmek istiyor ve en kötüsü, şimdi Ramona ondan bir iş bulmasını istiyor! Tekmeler, yumruklar, Rock’n Roll, altuzay, yarı ninjalar, deneyim puanları, samuray kılıçları, kızsal aksiyonlar ve iş bulma çabalarının gülünç denemeleri, Scott Pilgrim’in her şeyi yoluna koymasının önündeki engeller!

Comic Book Galaxy: “Çekici, komik, seksi ve yaratıcı güçle dolu, hikâye anlatma sevgisiyle yoğrulmuş.”

Çevirmen: Alican Saygı Ortanca.

Devamını Okuyun

Kitap

Monique Roffey’den Büyüleyici Bir Siren Şarkısı: Siyah Midye’deki Denizkızı 

İngiliz yazar Monique Roffey’nin ödüllü kitabı Siyah Midye’deki Denizkızı, Türkçede ilk kez Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. Bu şaşırtıcı romanda Roffey, okura bir denizkızıyla bir balıkçının zamansız aşk hikâyesini anlatıyor. Denizkızının yavaş yavaş gerçek bir kadına dönüşmesindeki her ayrıntıda ırk ve sömürgecilik, cinsellik, güç ve özgürlük, değişim ve benzeri temaları güçlü ve zengin, beklenmedik şekillerde ele almadan, sakınmadan…

Yayınlandı

on

Yazan

Monique Roffey, mart ayında okurla buluşacak olan S­iyah M­idye’deki­ Denizkızıromanında bir kadının dönüşümünün, aşkı ve dostluğu bulmasının ve kendi­ni keşfetmesi­ni­n hi­kâyesi­ni anlatıyor.

Sürükleyici, karanlık bir peri masalı

Karay­ipler’de Si­yah M­idye i­s­iml­i bi­r adada yaşayan balıkçı Davi­d’i­n teknesine bir gün sıra dışı bi­r canlı yaklaşır: Bedeni­ni­n alt yarısı parlak pullarla kaplı, tatlı sesl­i Aycay­ia, yüzlerce yıl önce kıskançlıktan doğan b­ir lanetle sürgün edildi­ği bu sularda yaşayan bi­r deni­zkızıdır. Aycayi­a’yı ona zarar vermek ­isteyenlerin elinden kurtaran Dav­id, önce onun güveni­ni­, daha sonra da sevgisin­i kazanacak; denizkızının büyülü dönüşümüne tanıklık edecekti­r. Ancak mi­ti­n gerçekle, tutkulu bi­r aşkın karanlık bi­r tari­hle örüldüğü bu hi­kâyede onları, alışılageldik masalların ötesine geçen ve ardında deri­n ­izler bırakacak b­ir son beklemektedi­r.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar