Bizimle iletişim kur

Sinema

61. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde Kazananlar Belli Oldu!

ALTIN PORTAKALLAR SAHİPLERİNİ BULDU 

Sinema sektörünü ve seyircileri büyük bir coşkuyla buluşturan 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali unutulmaz bir geceyle sona erdi. Gecenin galibi; “Ayşe” ve “Mukadderat” oldu.

Yayınlandı

on

61. Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Film Kategorisinde Kazanan Film Hangisi Oldu?

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali; sinemacılar, seyirciler ve tüm katılımcılara film, hayal ve umut dolu bir hafta bırakarak veda etti. Gecede; Nadim Güç’ün yönettiği “Mukadderat” En İyi Film, yönetmenliğini üstlendiği “Ayşe” ile Necmi Sancak ise En İyi Yönetmen ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca “Mukadderat”; En İyi Kadın Oyuncu (Nur Sürer) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Osman Sonant) ödüllerini de kazandı. “Ayşe” ise En İyi Yönetmen Altın Portakalı’nın yanı sıra geceden En İyi İlk Film, En İyi Kadın Oyuncu (Binnur Kaya) ve Film-Yön En İyi Yönetmen ödülleriyle döndü.   

Cam Piramit’te başarılı oyuncu Şebnem Dönmez’in sunuculuğundaki ödül töreni, oyuncular Serkan Keskin ve Taner Ölmez’in kurduğu Barabar Grubu’nun konseriyle başladı. Altın Portakal’la geçen bir haftanın görüntüleri izlendikten sonra sahneye gelen, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve festival başkanı Muhittin Böcek festivalin gerçekleşmesi için emek veren herkese teşekkür etti ve bu yılki festivalden ilk müjdeyi paylaştı: Böcek, “Bu yıl festivalimizde ilk kez gerçekleştirilen Sinema Çalıştayı’nda sektörün tüm paydaşlarıyla bir karar aldık. Sinema Eser Sahipleri Federasyonu’yla yaptığımız görüşme neticesinde festivalde gösterilen tüm filmlerin telif haklarını ödeyeceğiz” dedi. 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali için de 7 Kasım 2025 tarihini veren Böcek, sözlerini “Yaşasın sinema, yaşasın Altın Portakal! Sevgiyle, cumhuriyetle, Atatürk’le kalın” diye noktaladı. 

Gecenin ilk ödülü olan aynı zamanda festivalde ilk kez gerçekleştirilen Öğrenci Filmleri Yarışması’nın ödüllerini, yönetmen Handan İpekçi, yapımcı Aycan Çetin ve Sinema ve Televizyon Eserleri Meslek Birliği (SETEM) Başkanı Mehmet Güleryüz’den oluşan jüri sahiplerine verdi. Öğrenci Filmleri Jüri Özel Ödülü “Döngü” ile Kastamonu Üniversitesi’nden Ramazan Yakut’un olurken En İyi Film ödülünü, “Sistem” ile Maltepe Üniversitesi’nden Abdülhalim Erez kazandı.

Oyuncu-yönetmen Derya Durmaz ile yönetmenler Pınar Göktaş ve Erdem Tepegöz’den oluşan Ulusal Kısa Film Jürisi ise Ece Dizdar’ın yönettiği “Mükemmel”i, Jüri Özel Ödülü, Cansu Bayrak’ın yönettiği “Neredeyse Kesinlikle Yanlış”ı ise En İyi Kısa Film ödülüyle ödüllendirdi. Dizdar, anne ve babasına adadığı ödülünü alırken şöyle konuştu: “Meslekteki 23. yılımda yazıp yönettiğim ilk filmle Altın Portakal almak asla aklıma gelmezdi. Baba, ben Altın Portakal aldım!” Bayrak ise “Bugüne kadar sansüre direnmiş herkesi saygıyla selamlıyorum. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Yönetmen- akademisyen Nurdan Tümbek ile yönetmenler Jale İncekol ve Ahmet Yeşiltepe’den oluşan Ulusal Belgesel Film Jürisi ise Jüri Özel ödülüne, Ali Kemal Pasiner’in yönettiği “Bedri Rahmi Eyüboğlu: Toprağın Sırrına Erenler”i, En İyi Belgesel ödülüne ise Fatma Karakuş Kaçmaz’ın yönettiği “Kadranı Olmayan Saat”i layık gördü. 

Bu yıl 18 ülkeden 12 filmin yarıştığı Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın sonuçları ise İranlı sinemacı Mahmud Kalhari başkanlığında yönetmen Ayşe Polat, İtalyan senarist- yazar Ludovica Rampoldi, sinema eleştirmeni Selin Gürel ve görüntü yönetmeni Mehmet Aksın’dan oluşan jüri tarafından açıklandı. Yönettiği “Şahit” (Witness) filmiyle Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Nadir Seivar, ödülünü, “Bu ödül benim değil; İran’da soğaka çıkan, bin 500’ü öldürülen, genç kızlarındır. Bende emanet, bir gün İran özgürlüğüne kavuşunca onlara vereceğim” sözleriyle aldı. Filmin yapımcılarından Emre Oskay da “Bir film çok zor şartlar altında, polisten gizli olarak çekildi” dedi. Uluslararası Jüri; “Şişli Kız” (The Girl Eith The Needle) filmindeki rolüyle Vic Carmen Sonne’yi En İyi Kadın Oyuncu“Köpek Hırsızı” (The Dog Thief) filmiyle Franklin Aro Huasco’yu, En İyi Erkek Oyuncu, yine “Köpek Hırsızı” (The Dog Thief) ile Vinko Tomicic’i En İyi Yönetmen seçti. Uluslararası Yarışma En İyi Film ödülünün sahibi ise Ana Guevera ve Leticia Jorge’nin birlikte yönettiği “Beni Sakın Bırakma” (Don’t You Let Me Go) oldu. 

Altın Portakallar “Ayşe” ve “Mukadderat”ın

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Nadim Güç’ün yönettiği “Mukadderat”En İyi Filmseçilirken En İyi Yönetmen Ödülü’nün sahibi, “Ayşe” ile Necmi Sancak oldu.  

Oyuncu Hatice Aslan’ın sunduğu Cahide Sonku Ödülü’nün sahibi, “Gülizar” filmiyle Yağmur Ergül oldu. Törene katılamayan Ergül adına ödülü, Elif  Kararslan aldı. 

Ulusal Jüri Başkanı Ferzan Özpetek’in açıkladığı En İyi Senaryo Ödülü ise “Evcilik” filmiyle Ümit Ünal’ın oldu. Ünal, “Bir senaryoya inanan yüzlerce insan lazım hayata geçmesi için. Başta Nejat olmak üzere bana inanan herkese teşekkür ederim” diye konuştu. 

“Balinanın Bilgisi” ile En İyi Müzik Ödülü’nü kazanan Serkan Polat, Özgür Alper ve Pınar Bayrak ise ödüllerini, Ulusal Jüri üyesi, müzisyen Mercan Dede’nin elinden aldı. 

“Sanatın, sinemanın, medyanın baskı ve sansürden kurtulduğu ve arkadaşımız, belgeselci Çiğdem Mater’le buluşacağımız günlere” diyen, Ulusal Jüri üyesi akademisyen- sinema yazarı Melis Behlil, En İyi Kurgu Ödülü’nü, “Fidan” filmindeki çalışmasıyla Melike Kasaplar’a sundu. Gecede En İyi Sanat Yönetimi ödülü ise “Gülizar” ile Meral Aktan’ın oldu. Törene katılamayan Aktan’ın ödülünü, filmin yapımcısı Murat Yaşar Bayrak aldı. En İyi Görüntü Yönetmeni ödülünün sahibi ise “Balinanın Bilgisi” ile Murat Has oldu.

“Evcilik” filmindeki performansıyla Nejat İşlerEn İyi Erkek Oyuncu seçilirken, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, “Ayşe” filmindeki rolüyle Binnur Kaya ve “Mukadderat” filmindeki rolüyle Nur Sürer paylaştı. Teşekkür konuşmasında “Bu ödülü, çoğunlukla değersizleştirilmek istenen, 40 yıl önce Paris’te yaşamını yitiren en ustamız Yılmaz Güney içn alıyorum” diyen Sürer, sözlerini, “Kadınlardan, çocuklardan, hayvanlardan, ağaçlardan elinizi çekin!”  diyerek noktaladı. Binnur Kaya ise şöyle konuştu: “Nur Sürer gibi hayranı olduğum bir sanatçıyla bu ödülü paylaşmak onore edici. Hayatını sevdiklerine adayan ve hayatını göz göre göre kaybeden tüm kadınlar adına almak isterim bu ödülü. Kadınlar bağırdı, ses çıkardı, sokaklara çıktı; bunlar duyuldu, görüldü. Kadınlar yapmaları gerekeni yaptı, şimdi eyleme geçme zamanı. Yapılması gerekenleri, yapması gerekenlerden bekliyoruz acil olarak!” Ödül sahibi iki oyuncu, sözlerini ise birlikte “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diye noktaladı. 

“Fidan” filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü, yönetmen Cengiz Bozkurt’tan alan Ayça Bingöl, “Samimi söylüyorum; ödülü hiç beklemiyordum” derken tüm ekibe teşekkür etti ve konuşmasını, “Kızlarım Aylin ve Leyla, size el sallıyorum” diyerek bitirdi. “Mukadderat” filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçilen Osman Sonant da “Bu ödülü, yaşamak ve var olmak için mücadele eden kadınlara armağan ediyorum” diye konuştu. 

Behlül Dal İlk Film Ödülü, Mehmet Aslantuğ tarafından “Ayşe” filminin yönetmeni Necmi Sancak’a verildi.  Necmi Sancak, Ulusal Jüri başkanı Ferzan Özpetek’in elinden de En İyi Yönetmen ödülünü aldı. Sancak, “İlk filmle bu ödülü hem de Ferzan Özpetek’in elinden almak çok anlamlı benim için” dedi. 

Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen “Gülizar” filminin yönetmeni Belkıs Bayrak, teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Filmde cinsel taciz sonrası yaşanan bir travmayı ele alıyoruz. Bu ödülü; kendi alanına sahip çıkmaya çalışan, çaresiz bir öğreti altında susmayan ülkemin kadınları ve dünyada mücadele veren bütün kadınlara adamak istiyorum” 

Geceden En İyi Film Ödülü’yle ayrılan yönetmen Nadim Güç, ödülü almak üzere sahneye küçük kızıyla çıktı ve ilk olarak onunla birlikte tüm kız çocuklarının, dünkü, Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutladı. Güç, “Bu hikayenin bana ulaşmasını sağlayan Erdi Işık’a çok teşekkür ederim. Bütün ekibe çok teşekkür ederim. Üretmeye devam edeceğiz” derken senarist Erdi Işık da “Bu filmdeki karakterler annemi, ablamı temsil ediyor. Bu ödülü, başta annem ve ablam olmak üzere, el alem ne der demeden mücadelesine devam eden tüm güçlü kadınlara ithaf ediyorum” diye konuştu. 

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödülleri Tam Liste

– En İyi Film: Mukadderat (Yapımcı: Rodi Kayım, Erdi Işık Yönetmen: Nadim Güç)

– Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü: Gülizar (Belkıs Bayrak)

– Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü: Ayşe (Necmi Sancak)

– En İyi Yönetmen: Necmi Sancak (Ayşe)

– Cahide Sonku Ödülü: Yağmur Ergül (Gülizar)

– En İyi Senaryo: Ümit Ünal (Evcilik)

– En İyi Görüntü Yönetmeni: Murat Has (Balinanın Bilgisi)

– En İyi Müzik: Serkan Polat, Özgür Alper, Pınar Bayrak (Balinanın Bilgisi)

– En İyi Kurgu: Melike Kasaplar (Fidan)

– En İyi Sanat Yönetmeni: Meral Aktan (Gülizar)

– En İyi Kadın Oyuncu: Binnur Kaya (Ayşe) & Nur Sürer (Mukadderat)

– En İyi Erkek Oyuncu: Nejat İşler (Evcilik)

– En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Ayça Bingöl (Fidan)

– En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Osman Sonant (Mukadderat)

– Film- Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Necmi Sancak (Ayşe)

– Uluslararası Yarışma Jüri Özel Ödülü: Şahit (Yön: Nadir Saeivar)

– Uluslararası Yarışma En İyi Kadın Oyuncu: Vic Carmen Sonne (Şişli Kız/ The Girl Eith The Needle)

– Uluslararası Yarışma En İyi Erkek Oyuncu: Franklin Aro Huasco (Köpek Hırsızı/ The Dog Thief)

– Uluslararası Yarışma En İyi Yönetmen: Vinko Tomicic (Köpek Hırsızı/ The Dog Thief

– Uluslararası Yarışma En İyi Film: Beni Sakın Bırakma (Don’t You Let Me Go)

– En İyi Kısa Film: Neredeyse Kesinlikle Yanlış (Cansu Baydar) 

– Kısa Film Jüri Özel Ödülü: Mükemmel (Ece Dizdar)

– En İyi Belgesel: Kadranı Olmayan Saat (Fatma Karakuş Kaçmaz)

– Belgesel Jüri Özel Ödülü: Bedri Rahmi Eyüboğlu-Toprağın Sırrına Erenler (Ali Kemal Pasiner)

– En İyi Öğrenci Filmi: Sistem (Abdülhalim Erez/ Maltepe Üniversitesi)

– Öğrenci Filmi Jüri Özel Ödülü: Döngü (Ramazan Yakut/ Kastamonu Üniversitesi)

https://antalyaff.com/tr

Sinema

Joseph Quinn ve Vanessa Kirby, ‘Fantastik Dörtlü’deki Rollerini Anlattı

Joseph Quinn ve Vanessa Kirby, ‘Fantastik Dörtlü’ Karakterlerini Önceki Yinelemelerden Nasıl Güncellediklerini Açıkladı

Yayınlandı

on

Yazan


“Stranger Things” dizisinin oyuncusu “Johnny’nin bu versiyonu, diğer insanların duygularına karşı daha az duyarsız,” diye takılıyor

Johnny ve Sue Storm’un “Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar” vizyona girdiğinde kendilerini biraz güncellenmiş hissetmelerini bekleyin.
Filmin vizyona girmesine üç aydan biraz fazla bir süre kala, yıldızlar Joseph Quinn ve Vanessa Kirby klasik karakterlerini nasıl güncellediklerini anlattılar. Quinn için mesele, onu modern bir izleyici kitlesi için ilginç kılan şeyi bulmaktı.

Perşembe günü Entertainment Weekly’ye verdiği demeçte, “Ben ve [Marvel Studios patronu] Kevin [Feige] onun önceki versiyonları ve kültürel olarak nerede olduğumuz hakkında konuşuyorduk,” dedi. “Kadın düşkünü, umursamaz bir adam olarak damgalanmıştı, ama bu günümüzde seksi mi? Sanmıyorum. Johnny’nin bu versiyonu diğer insanların duygularına karşı daha az duyarsız.”

Bu arada, Kirby Görünmez Kadın’ı üstlendiğinde, 1960’larda gerçekten yaşıyormuş gibi hissettirmekten daha az “paspas” gibi hissettirmenin bir yolunu bulmaya çalıştı.

Kirby, “Bugün tam 60’lardaki Sue’yu oynasaydınız, herkes onun biraz paspas olduğunu düşünürdü,” dedi. “Bu yüzden her nesil için temsil ettiği şeyin özünü, cinsiyet politikalarının farklı olduğu yeri nasıl yakalayacağımızı ve bunu bugün nasıl somutlaştıracağımızı bulmak, bunun en büyük zevklerinden biriydi.”

“Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar”, Marvel’ın İlk Ailesi’ni MCU’ya uyarlamanın ilk denemesi. Film, Marvel filmlerinin çoğunun geçtiğinden farklı bir Dünya’da, retro-fütüristik 1960’larda geçiyor. Bu nedenle, Disney+ dizisi “WandaVision”da da yer alan yönetmen Matt Shakman, filmin diğer MCU yapımlarından çok daha bağımsız hissettirdiğini söyledi.

“Biz kendi evrenimiziz, bu harika ve özgürleştirici,” film yapımcısı daha önce Empire’a, Marvel’ın diğer filmlerinden ve TV şovlarından farklı bir gerçeklikte geçen gişe rekorları kıran film hakkında söylemişti. “Gerçekten [başka] süper kahraman yok. Paskalya yumurtaları yok. Iron Man veya benzeri bir şeyle karşılaşma yok. Bu evrende her şey onlar. Birbirine bağlı Marvel Evrenini seviyorum ama çok yeni ve çok farklı bir şey yapıyoruz.”

Devam etti: “Bu, Uzay Yarışı ruhuyla ilgili. JFK ve iyimserlikle ilgili. Bu, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin yerine bu dörtlünün uzaya gittiğini hayal etmek. Bu fikir, onların Amerika’daki en ünlü insanlar olmaları çünkü maceracı, kaşif, astronot olmaları – süper kahraman oldukları için değil. Ve geri döndüklerinde bunun üstüne süper kahraman oluyorlar. Ama öncelikle onlar astronot, onlar aile.”

“Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar” 25 Temmuz’da sinemalarda.

Devamını Okuyun

Sinema

44. İstanbul Film Festivali Ne Zaman Başlıyor?

Yayınlandı

on

Yazan

İstanbul Film Festivali bugün (11 Nisan) başlıyor…

Önümüzdeki 11 gün boyunca sinemalarda olacak 44. İstanbul Film Festivali’nin seçkisi, 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmden oluşuyor.

Altın Lale Yarışması, özel bölümleri ve prömiyerleriyle festivalin gösterimleri Beyoğlu, Şişli ve Kadıköy’de.

Hafta içi gündüz seanslarında biletler indirimli, öğrenci bileti kapasitesi sınırsız.

Devamını Okuyun

Sinema

Milly Alcock’un Supergirl: Woman of Tomorrow kostümü sonunda Set Fotoğraflarıyla Ortaya Çıktı

Yayınlandı

on

Yazan

Milly Alcock’un Supergirl: Woman of Tomorrow kostümü sonunda yeni DC Universe set fotoğraflarıyla tanıtıldı. Kara Zor-El, 1984’teki Supergirl’den bu yana ilk kez kendi solo filmini çekiyor, çünkü Alcock ünlü Kryptonlu kahramanı Supergirl: Woman of Tomorrow filminde hayata döndürecek. Ancak, yaklaşan DCU bölümündeki en büyük detaylardan biri, hayranların onu DC kostümüyle görmeyi beklediği Alcock’un gerçek kostümü.
Supergirl: Woman of Tomorrow hala ana çekimlerinin ortasındayken, @UnBoxPHDFILM Alcock’un gerçek kostümüyle ilk set fotoğrafını çekmeyi başardı.

Milly Alcock’un Supergirl: Woman of Tomorrow’daki DC kostümüyle Kara Zor-El olarak ilk bakışını görmek için buraya tıklayın.

Serinin arka/yan kısmından görünen Supergirl kostümü, uzun mavi kollara, geniş altın bir kemere, kırmızı eteğe ve kırmızı çizmelere benziyor. Alcock ayrıca CGI ile uzatılabilecek kısa bir pelerin giyiyor gibi görünüyor. Supergirl: Woman of Tomorrow set fotoğrafı, başlıktaki kahramanı askeri bir kamyonun veya başka bir zırhlı aracın tepesinde gösteriyor.

Supergirl Set Fotoğrafının Milly Alcock’un Kostümü Hakkında Açığa Çıkardıkları

Supergirl. Woman of Tomorrow’un aynı adlı çizgi romanı uyarladığı göz önüne alındığında, set fotoğrafının kostümün çizgi romana çok benzeyen bir versiyonunu ortaya çıkarması büyük bir sürpriz değil. Supergirl: Woman of Tomorrow kadrosuna daha önce katılan ve henüz fark edilmemiş olsalar da kilit karakterlerden Alcock’un kostümüne kadar, DCU uyarlamasını mümkün olduğunca kitaba yakın tutmayı planladıkları açık.

Orijinal Supergirl: Woman of Tomorrow yazarı Tom King’in de DCU filminin mimarı olarak yer almasıyla, Kara’nın kitabındaki kostümünün ekranda düzgün bir şekilde yapılması mantıklı.

Supergirl: Woman of Tomorrow set fotoğrafında Kara’nın askeri bir araçta olduğu görülse de, neden askeri bir güçle uğraştığı belirsiz. Henüz belli olmasa da, Supergirl: Woman of Tomorrow’da Kara’nın filmde bir noktada bir orduyla uğraşması her zaman mümkün. Daha da ilginci, bu sahnenin orijinal Supergirl: Woman of Tomorrow hikayesinin dayandığı uzayda mı yoksa Kara’nın bir şekilde Dünya’da mı olduğu. Bu arada Milly Alcock’u Supergirl olarak ilk izleyeceğimiz yapım 2025 yazında vizyona girecek olan Superman filmi olacak.

Kostümün tamamını yakından görmek zor olsa da, Alcock’un Kara’nın büyük altın kemeriyle açıkça görülebildiği için, Supergirl: Woman of Tomorrow kostüm tasarımını DCU zaman çizelgesine uyarladıkları kesinlikle anlaşılıyor. İdeal olarak, daha fazla sahneyi halka açık bir şekilde çekmeden önce, Gunn ve DC Studios, Alcock’un DCU kostümüyle resmi bir görünümünü ortaya koyuyor. Ancak şimdilik dünya, çekimlerin tamamlanmasına yaklaşırken Supergirl: Woman of Tomorrow’dan başka neler çıkacağını beklemek ve görmek zorunda kalacak.

Devamını Okuyun

Sinema

Bu Cuma Hangi Filmler Vizyonda Yer Alacak? (11 Nisan 2025)

Yayınlandı

on

Yazan

Birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan Paribu Cineverse, sinemaseverleri 11 Nisan Cuma günü vizyona girecek yeni filmlerle buluşturuyor. Vizyonda yer alan filmlerin yanı sıra tekrar vizyona girecek Başlangıç (Inception) ile vizyonun yeni filmleri Amatör (The Amateur), Drop: Kabul Et veya Reddet (Drop), Armand, Cesur Yaga ve Sihirli Dünya ve Çakallarla Dans 7 sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.

Pek çok filmi dünyayla birlikte aynı anda vizyona getiren Paribu Cineverse, bu Cuma da birbirinden farklı türde yerli ve yabancı filmleri vizyona getiriyor. Bilim kurgudan gerilime, animasyondan drama kadar önemli yapımların vizyonda olacağı 11 Nisan Cuma günü, sinemaseverlere farklı dünyaların kapılarını aralayacak.

Tekrar vizyona girecek Başlangıç (Inception) ile vizyonun yeni filmleri Amatör (The Amateur), Drop: Kabul Et veya Reddet (Drop), Armand, Cesur Yaga ve Sihirli Dünya ve Çakallarla Dans 7’nin içerisinde bulunduğu 11 Nisan Cuma haftasının vizyon programı şöyle:

*** Christopher Nolan’ın efsaneleşen filmlerinden biri olan Başlangıç (Inception), yeniden vizyona giriyor. Oscar ödüllü bilimkurgu filminin başrolünü bilinçaltına sızarak bilgi çalan bir profesyonel hırsızı canlandıran Leonardo DiCaprio üstleniyor. Uluslararası bir kaçak pozisyonunda olan Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Mükemmel bir soygun yerine, Cobb bu sefer tam tersini imkansız ‘başlangıç’ı tamamlamak zorundadır; görevi bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırsa, mükemmel suç bu olacaktır…

*** Yönetmen koltuğunda James Hawes’in oturduğu, başrollerini Rami Malek, Laurence Fishburne ve Rachel Brosnahan’ın üstlendiği Amatör (The Amateur), karısının Londra’daki bir terör saldırısında trajik ölümünün ardından üstlerinden onu takip etmesini talep eden bir CIA kriptografın hikayesini konu ediniyor. Yetkililerin harekete geçmeyi reddetmesi üzerine, Charlie işleri kendi eline alır ve sorumluları bulmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Zekası, peşinden koşanlardan kaçmak ve intikamını almak için en güçlü silahı olacaktır.

*** Haftanın gerilim filmlerinden Drop: Kabul Et veya Reddet (Drop), yıllar sonra ilk randevusuna çıkan dul bir anne olan Violet’in başından geçenleri konu ediniyor. Violet, lüks bir restorana vardığında buluşacağı Henry’nin beklediğinden daha çekici ve yakışıklı olduğunu görünce rahatlar. Ancak Violet, telefonuna gelen bir dizi isimsiz mesajla önce sinirlenmeye ve sonra da terörize olmaya başlayınca aralarındaki kimya bozulmaya başlar.

*** Senaristliğini ve yönetmenliğini Halfdan Ullmann Tøndel’in üstlendiği Kuzey Avrupa filmi Armand, ortalığın karışmasına neden olan bir suçlama ile karşı karşıya kalan iki çocuk ve ebeveynlerinin hikayesini konu ediniyor. Okul tatiline kısa bir süre kala okulda meydana gelen bir olayın ardından, genç Armand ve Jon’un ebeveynleri yönetim tarafından çağrılır. İki çocuk hakkında ortaya atılan suçlama ortalığın karışmasına neden olur ancak gerçekte ne olduğunu kimse bilmemektedir. Ebeveynler ve okul personeli ne olabileceğine dair tartışmaya girer ve toplantı kısa sürede kontrolden çıkar. Çok geçmeden kaos oluşur…

*** Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Cesur Yaga ve Sihirli Dünya, kayıp olan kitabı bulmak için zorlu bir maceraya atılan Cesur Yaga ve dostlarının hikayesini konu ediniyor. Kızıl saçlı Cesur Yaga, mucit kedisi ve neşeli dostlarıyla birlikte masalsı bir krallıkta bulunan küçük bir kulübede yaşar. Sihirde ustalaşmaya çalışan Cesur Yaga, amacına ulaşabilmek için kayıp olan “Sihir Kitabı”nı bulmak zorundadır. Kitap, yıllar önce kötü kalpli Belladonna tarafından çalınmıştır. Yaga ve arkadaşları, kayıp büyü kitabını bulmak için zorlu bir maceraya atılır.

*** Şevket Çoruh, Timur Acar, Murat Akkoyunlu’dan oluşan başrolleriyle çok sevilen Çakallarla Dans serisinin yeni filmi Çakallarla Dans 7, bir güzellik yarışmasının organizasyonunda görev almak için İzmir’e giden ekibin yaşadığı maceraları konu ediniyor.Güzellik yarışmasında kızların kostümleri üzerinde çok sayıda ham pırlantanın bulunması ortalığı karıştırır. Kral Mustafa’nın düzenlediği yarışma, aslında yurt dışı ile gerçekleştireceği ham pırlanta ticaretinin kılıfıdır. Bulduğu pırlantaları ele geçiren Nalan, Çakalların da desteği ile Mustafa’nın krallığını temelinden sarsar.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar