Bizimle iletişim kur

Kitap

“Mahalle Kahvesi, Kayıp Aranıyor ve Lüzumsuz Adam” Can Yayınları Etiketiyle Raflardakini Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Çağdaş öykücülüğümüzün temellerini atan, edebiyatımızın en özgün ve ayrıksı seslerinden Sait Faik Abasıyanık’ın eserleri Can Yayınları etiketiyle okurla buluşmaya devam ediyor. Kendine özgü yalın ve akıcı öykülerinde okuru şaşırtan, insanı ve doğayı bütün içtenliğiyle anlatmaktan geri durmayan, her şeyin merkezine insan sevgisini koyan usta yazarın bu ay okurla buluşacak eserleri Mahalle Kavgası, Kayıp Aranıyor ve Lüzumsuz Adam.

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında bir mihenk noktası olan Sait Faik Abasıyanık’ın üç eseri daha Can Yayınları etiketiyle raflarda. “Kökü kendinden olan” bir yazar olarak çağdaş öykücülüğümüzün de temellerini atan Sait Faik’in şubat ayında okurla buluşacak eserleri Mahalle Kahvesi, Kayıp Aranıyor ve Lüzumsuz Adam.

Mahalle Kahvesi: “Dön her günkü hayatına.”

“Yeniden doğulmaz. Doğsan bile n’olacak? Seni iki senede, iki senede değil, iki günde aynı insan ederiz. Aynı kendini düşünen, aynı haris, aynı kıskanç, aynı kötü huylu, aynı sarhoş, aynı budala oluverirsin. Seni aynı hastalıkla yıkmak için elimizde her şey var. Hem canım sen nasıl bir dünya istiyorsun? Görülmemiş, işitilmemiş, tadılmamış, yazılmamış, yaşanmamış… Olur mu böyle şey? Hadi gel. Dön her günkü hayatına.”

Kayıp Aranıyor: “Bir anlaşmayı devam ettiriyorlar, yalancılar!”

“Yine çarşamba, yine perşembe, işte cuma! Cumartesi… Hele bu ertesiler yok mu ertesiler? Bu ertesiler, o kendilerini bir şey sanan insanlara benzerler. Sanki devam ediyorlar. Sanki bir bayramı, bir oh deyişi, bir sevişmeyi, bir sulhu, bir özgürlüğü, bir oyunu, bir aşkı, bir kardeşliği, bir dudak dudağa, bir anlaşmayı devam ettiriyorlar, yalancılar! Pazartesi! Yürü geç git! Lalettayin bir mart gününün lalettayin bir pazartesisi!”

Lüzumsuz Adam: “Her insandan korkuyorum.”

“Her insandan korkuyorum. Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. Sevişemeyecek olduktan sonra neden insanlar böyle birbiri içine giren şehirler yapmışlar? Aklım ermiyor. Birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? Nasıl birbirinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor.”

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

Sait Faik Abasıyanık’ın “Semaver” Eserinin Konusu Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Anlatmayı arzunun ötesinde ihtiyaç olarak gören, yazıya meftun ve mecbur bir kalem Sait Faik… Sembolik bir mekân olarak bellediği yazıya sığınarak, kaleme kâğıda sarılarak gün geçiren, anlatmasa deli olacak, yazmasa nefes alamayacak bir yazı tiryakisi… Varoluş sorumluluğunu yazarak üstlenenlerden…

Yazarın ilk öykü kitabı olan Semaver’de (1936) söz konusu yazı tutkusunu görmek mümkün. Kitabın merkezinde ise “sevmek korkusu” bulunuyor. Çoğunlukla hayal kırıklıklarıyla sonuçlanan muhtelif sevme girişimleri, sonraki adımları daha ürkek ve tekinsiz hâle getirse de karakterleri hiçbir zaman mutlak bir eylemsizliğe sürüklemiyor. Umut hep var!

Korkuya rağmen duvar örülmüyor bu metinlerde. Denize, adalara, balıkçılara, balıklara, serçelere, sözün özü yaşamın her türlüsüne kucak açılıyor.

“Anlaşıldı; ben bayrakları değil, insanları seviyorum. Öyleyse yuvarlak dünyanın üstünden akıp geçen yıldızlara bakan vapurlarda ömrüm geçecek. Bandırası her ne olursa olsun aşılandığım ve ekildiğim limanda dallarımı sallayarak her geçen vapuru selamlayacağım.”

Devamını Okuyun

Kitap

Kralların Devrilişi “Troya” Kitabının Konusu Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Altın şehir Truva’nın dışındaki kanlı savaş alanında, Miken Kralı Agamemnon’a bağlı güçler toplanıyordu. Bu güçlerin arasında, efsanevi hikâye anlatıcısı ve Miken’in isteksiz müttefiki Odysseus da vardı. Odysseus, Agamemnon’un şehir surlarının ardındaki hazinenin peşinden gitmek için hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğini biliyordu. Yakında eski dostlarına karşı ölümcül bir savaş vermek zorunda kalacağından emindi.

Hasta ve hırçın bir hâlde bekleyen Truva kralının tüm umudu iki kahramana bağlıydı: Çağının en kudretli savaşçısı olan sevgili oğlu Hektor ile eşinin Mikenlilerin ellerinde ölmesiyle korkunç bir öfkeye kapılan ve onun intikamını almak isteyen Helikaon.

Kralların Devrilişi, yüzyıllar boyunca yankılanacak bir hikâyeyi sona erdirse de kahramanları sonsuza dek yaşayacak.

Time Out London: Sağlam bir kahramanlık hikâyesini takdir eden herkes, David Gemmell’ın eserlerini mutlaka okumalı.

Çevirmen: Cihan Karamancı.

Devamını Okuyun

Kitap

İnkılâp Kitabevi Korku Edebiyatının Ustalarını Bir Araya Getiren “Gwendy’nin Son Görevi” Kitabını Okuyucularla Buluşturuyor

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

İnkılâp Kitabevi, korku edebiyatının ustaları Stephen King ve Richard Chizmar’ı bir araya getiren Gwendy’nin Son Görevi kitabını okuyucularla buluşturuyor. Bu büyüleyici roman, Gwendy Peterson’ın dünyayı kurtarmak için üstlendiği tehlikeli görevi konu alıyor.

Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden olan ve farklı kategorilerde sayısız kitabın yayımlanmasına katkıda bulunan İnkılâp Kitabevi, Stephen King ve Richard Chizmar’ı bir araya getiren Gwendy’nin Son Görevi kitabını okuyucularla buluşturuyor.

Okuyucuyu Hem Fantastik Hem De Korkutucu Serüvene Davet Ediyor

Stephen King ve Richard Chizmar’ı bir araya getiren Gwendy’nin Son Görevi kitabında, on iki yaşında gizemli bir kutuyla başlayan macera, şimdi Senatör Gwendy Peterson’ın düğme kutusunun gücünü kötü ellere geçmekten korumaya çalışmasıyla devam ediyor. Castle Rock’tan uzay istasyonuna kadar uzanan bu gerilim dolu hikâye, okuyucuyu hem fantastik hem de korkutucu bir serüvene davet ediyor.

Gwendy’nin Son Görevi, geçmişe dokunan detayları, karakter gelişimi ve ustaca işlenmiş hikâyesiyle sadece gerilim severlerin değil, her türden edebiyat tutkununun elinden düşüremeyeceği bir eser olarak okuyucuların karşısına çıkıyor.

Devamını Okuyun

Kitap

Sait Faik Abasıyanık’ın “Sarnıç” Kitabı Ne Anlatıyor? Kitabı Hangi Yayınevinden Bulabilirsiniz?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

İlk defa 1939 yılında yayımlanan Sarnıç’taki öykülerde; Doğu’dan Batı’ya, taşradan şehre, sevgiden korkuya, mevsimlerden kederli evlere, amele sorunlarından şehvet ve erotizme kadar geniş bir tematik yelpaze karşılıyor okuru. İnsanları sevmeye çalışan, şehri yüreğinde koca bir sıkıntı olarak taşıyan huzursuz bir seyyah öyküden öyküye dolaşıp duruyor. Gösterişe, şöhrete yabancı olmasa da onları küçük şeylere, mütevazılığa asla yeğlemeyen alçakgönüllü bir duruş sergiliyor. Sıradan ve samimi ilişkilere adanmış sakin bir ömrü arayıp duruyor.

“Ama neden her zaman küçük, mütevazı köşeler aradım? Dostlarımı, en sevdiklerimi bu çarşı içlerinin kara çocuklarından seçtim. […] En çok zevki kasabanın bayram yerlerinden, halkın tatil günleri serpildiği çayırlıklardan aldım. Kayalara, dağlara, baharın ve yabani kokuların rüzgârla beraber dolaştığı tepelere tırmanıp küçük çoban çocuklarıyla konuştum. Bir keçi kokusu sarmış ağıllarda çobanlarla arkadaş oldum. Dert dinledim. Onların sefaletiyle kederlendim. Saadetleriyle coştum. Her umumi ve herkese açık yol, aşçı dükkânı, bahçe, kır benim oldu.”

Kitabı, İthaki Yayınları’ndan bulabilirsiniz. Dağıtım Tarihi: 23.01.2025.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar