Bizimle iletişim kur

Yaşam

Yaşlılıkta Genç Kalmanın Formülleri Nelerdir?

Yayınlandı

on

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi ve tıbbi imkanların artmasıyla yaşam süresi uzadığından yaşlılık dönemini fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak sağlıklı ve dinç geçirmek şüphesiz büyük önem taşıyor. Kimileri bu amaçla sağlıklı yaşam tarzı benimseyip kişisel ve çevresel olumsuz etkenleri olabildiğince azaltmaya çalışırken, kimileri ise internetten ve sosyal medyadan gördüklerini doktora danışmadan bilinçsizce uygulama yoluna gidebiliyor…

Geriatri Uzmanları, “Yapılan araştırmalar; biyolojik yaşınızı genç tutmanın mümkün olabildiğini gösteriyor ama bunu yaşam tarzınızda yapacağınız olumlu değişikliklerle gerçekleştirmeye çalışmalısınız. Sosyal medyanın ve yapay zeka kullanımlarının yaygınlaştığı son yıllarda, sağlıklı yaşlanmak adına faydalı olabildiği gibi zararlı da olabilecek pek çok bilgiler sunulduğunu görüyoruz. Reklam amaçlı ilaçlar ile vitamin ve mineral takviyeleri ya da ‘gençlik iksiri’ olarak gösterilen pek çok ürün bilinçsiz kullanıldığında sağlığınızda geri dönüşü olmayan çok ciddi zararlara yol açabilir” diyor. Uzmanlar, yaşlılıkta genç kalmanın anahtar kelimelerini içeren 10 etkili yöntemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Hareketsizlikten kaçının, dik durun!

Modern çağın yol açtığı en önemli tehlikelerden birini hareketsizlik ve yanlış duruş bozukluğu oluşturuyor. Özellikle bilgisayar ve cep telefonunda geçirilen uzun saatler, pek çok işin bir tuş ile oturduğumuz yerden halledilebiliyor olması, düzenli egzersiz ya da yürüyüş yapmamak gerek iç organlarımıza gerekse fiziksel yapımıza son derece zarar veriyor. Bu nedenle çağımızın hareketsiz (sedanter) yaşam tuzağına düşmeyerek, gün içerisinde her fırsatta mutlaka hareket etmek, otururken ve yürürken de dik durmaya özen göstermek gerekiyor. Uzmanlar, “Vücudumuzun genetik yapısı, 100-200 yıl önceki gibi daha az yemek, daha çok hareket etmek isterken, teknoloji ise bize oturduğumuz yerden yaşamayı getirdiğinden hareketsiz kaldık. Ama aslında genetik yapımız halen daha çok hareket etmeyi ve daha az yemek yemeyi istiyor. Bu nedenle daha çok hareket edip, paketli gıdalardan da uzak kalırsak sağlıklı yaş almanın ana hedefini tutturmuş oluruz” diyor.

Düzenli egzersiz yapın

Yapılan sayısız çalışmalar; düzenli yürüyüş yapmanın kalp ve damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve kemik erimesi gibi hastalıklardan korunmada kritik rol oynadığını, başta kas ve iskelet sistemi olmak üzere tüm hücrelerimizin daha etkin çalışmasını sağlamaya katkı sağladığını, ruh sağlığımızı ve sağlıklı yaş almamızı desteklediğini açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle mutlaka düzenli egzersiz yapmayı yaşam alışkanlıklarınız arasına katın. Yaşınıza/kapasitenize göre haftada en az 3 gün bir saat yürüyüşü/egzersizi alışkanlık haline getirin.

Sigara ve alkolden mutlaka uzak durun!

Baş edemediğiniz sorunlarınızdan uzaklaşmak ya da kaçmak gibi sağlıksız gerekçelerle sigara, alkol vb. zehirlere tutsak olmayın. Gerek hücrelerinizin ve organlarınızın, gerek bilişsel ve zihinsel sağlığınızın gerekse cildinizin genç kalabilmesi için, zararları sayısız araştırmalarla kanıtlanmış olan sigara ve alkolden uzak durun.

Stresi yönetmeyi öğrenin

Çevremizde şüphesiz strese yol açan pek çok etken var. Ancak unutmayın ki; stresin azı karar, çoğu zarar! Yapılan araştırmalar, dozunda stresin kişiyi çeşitli tehlikelerden ve risklerden koruduğunu gösterirken, aşırı stresin ise pek çok hastalığa zemin hazırlayabildiğini, vücuda hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zarar vererek hastalık sürecine de çok büyük etkileri olduğunu gösteriyor. Bu nedenle stresi yönetmeyi öğrenmek, gerekirse uzman desteği almak son derece önemli.

Erken yaşlandıran besinlerden uzak durun

Çağımızın yoğun koşuşturmacasında fast-food türü besinlere yönelim hızla artıyor ancak aşırı yağlı, defalarca aynı yağda kızartılmış, katkı maddeli ve lezzet verici tatlandırıcıların katıldığı hazır besinlerden mutlaka uzak durmak gerekiyor. Basit karbonhidratlar olarak adlandırılan beyaz ekmek, unlu ve nişastalı yiyecekler, şekerli besinler ve içecekler ile aşırı tuzdan kaçınmak şart. Abur-cubur tüketmeyi sevenlerin mutlaka sağlıklı atıştırmalıklara yönelmesi, zengin lif içeriğine sahip kurubaklagiller ile vitamin ve mineral değerleri yüksek olan mevsim sebze ve meyvelerinin tüketilmesi gerekiyor.

Her gün mutlaka yeterli su tüketin

Hücrelerimizin ve organlarımızın sağlıklı çalışması, cildimizin erken kırışmasını önlemesi için, beslenmemizin vazgeçilmez bir unsuru olan su, insan yaşamında oksijenden sonra gelen en önemli öğeyi oluşturuyor. Her gün yeterince su içilmediğinde toksinler kanda birikirken, böbreklerimiz zamanla işlevlerini yerine getirememeye başlıyor ve böbrek yetmezliği gibi hayati riske yol açabiliyor. Bu nedenle her gün mutlaka yeterli su tüketmeye çok özen gösterin. Prof. Dr. Karadağ “Böbrekler birer duş başlığı gibi çalışır. Eğer az su alırsak böbrekler tıkanır, ama yeterli su alırsak böbreği tıkayacak maddeler uzaklaştırılır. O nedenle günde 2 litre su içmek gerekir” diyor.

Uyku düzeninize çok dikkat edin

Yapılan bilimsel çalışmalar; yeterli ve kaliteli uykunun hayatın her döneminde sağlık açısından kritik rol oynadığını gösteriyor. Uyku esnasında hücreler yenilenirken, bağışıklık sistemi güçleniyor ve vücut kendini tamir ediyor. Bu nedenle geceleri uykusuz kalmamaya, kaliteli uyku için yatağınızın rahat, odanızın karanlık, serin ve sessiz olmasına özen gösterin.

Teknolojiden uzak kalmayın

Uzmanlar, genç yaşamanın altın kurallarından birinin, teknolojiye ayak uydurmak olduğunu belirterek, dijital teknolojinin yaşlıların sosyalleşmesinde önemli bir rolü olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Karadağ sözlerine şöyle devam ediyor: “Yaşlı bireyler her ne kadar teknoloji kullanımı konusunda endişe duysalar da, dijital teknoloji iletişimden sağlık sorunlarına kadar her alanda onların günlük yaşam kalitelerinin artmasına, bağımsız bir yaşam sürmelerine ve aktif bir yaşlanma dönemi geçirmelerine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle dijital teknolojiyi öğrenmekten çekinmeyip, onu hayatlarına katmaları, önlerinde yepyeni ve kolaylaştırıcı bir yol açacaktır. Bu sayede kendine güvenli, hayattan keyif almaya devam eden ve toplumdaki yerini kaybetmekten korkmayan sağlıklı ve güçlü yaş almaya devam eden mutlu bir yaşlılık hedeflenmelidir.”

Gelişigüzel takviyeler kullanmayın!

Vitamin ve mineral değerlerini ölçtürerek özellikle D vitamini başta olmak üzere, eksiklikleri gidermek gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “Ancak gençlik sağlayacağı, sağlıklı yaşam vaadettiği gibi söylemlerle sosyal medyada ve internette çok sık karşımıza çıkan birtakım besinlere, reklam amaçlı ilanlara, vitamin ve mineral takviyelerine, hatta ‘gençlik iksiri’ adı altında karışımlara rastlıyoruz. Oysa bu tür ürünlerin doktora danışılmadan ve gerekli vitamin/mineral değerleriniz ölçülmeden kullanılması sağlık açısından son derece yüksek riskleri ve tehlikeleri beraberinde getirebiliyor” diyor.

Güneşin zararlı ışınlarından korunun!

Yapılan sayısız araştırma; güneşin zararlı ışınlarının cilt kanserine yol açabildiğini, erken kırışıklıklar, cilt lekeleri ve cilt kuruluğuna neden olarak cildi erken yaşlandırdığını ortaya koyuyor. Bu nedenle özellikle yaz mevsiminde güneşin zararlı ışınlarından çok iyi korunmak gerektiğini belirten uzmanlar, güneş ışınlarının dik gelmediği saatlerde ise her gün 15 dakika kolların iç kısımlarının ve bacakların güneşlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Lüksemburg Prensi Frederik 22 Yaşında Vefat Etti

Yayınlandı

on

Yazan

Nassau Prensi ve Prensesi’nin en küçük oğlu olan Prens Frederik, bir hastalıkla mücadele ettikten sonra hayatını kaybetti…

Babası Lüksemburg Prensi Robert , oğlunun Mart ayının başında nadir görülen bir genetik rahatsızlık olan POLG Mitokondriyal hastalığı nedeniyle öldüğünü duyurdu. Bu rahatsızlık, POLG Vakfı’na göre “vücudun hücrelerinden enerji çalarak, ilerleyici çoklu organ işlev bozukluğuna ve yetmezliğine neden oluyor.” Bu rahatsızlık kendisine 14 yaşındayken teşhis edildi.

Babası açıklamasında şunları söyledi: “Geçtiğimiz Cuma, 28 Şubat’ta, “Nadir Hastalıklar Günü”nde, sevgili oğlumuz bizi odasına çağırdı ve kendisiyle son kez konuştuk. Frederik sırayla her birimize veda etme gücünü ve cesaretini buldu… Her birimize veda ettikten sonra -bir kısmı nazik, bir kısmı bilgece, bir kısmı öğretici- gerçek Frederik tarzında, hepimizi uzun zamandır bilinen son bir aile şakasıyla baş başa bıraktı.”

Prens Frederik’in ailesi yanındayken öldüğünü belirten yazar, şunları kaydetti: “Son anlarında bile mizah anlayışı ve sınırsız şefkati, bizi son bir kez güldürerek, hepimizi neşelendirmesini sağladı.”

Kaynak: TMZ.

Devamını Okuyun

Yaşam

Böbrek Taşına Karşı Ne Gibi Önlemler Alınabilir?

Yayınlandı

on

Yazan

Aniden başlayan ve dayanılmaz şiddette yan ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetlerle kişinin acil servise kendini zor attığı böbrek taşı ‘ancak çeken bilir’ denilecek türden bir sorun! Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde her 12 kişiden birinde bulunan böbrek taşı son yıllarda hızla yaygınlaşıyor…

Genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra, sağlıksız beslenme, yeterince su içmeme, fazla kilo ve hareketsizlik gibi günlük yaşantımızda bazı yanlış alışkanlıklarımız da böbrek taşı oluşumuna yol açıyor. Üroloji Uzmanları; “Taşın yer değiştirmesi ya da büyümesi, şiddetli ağrılara ve idrar yollarında tıkanmalara neden olabilir. Genellikle; şiddetli yan ağrısı, idrar yaparken yanma ve ağrı, idrarda kan görülmesi, bulantı, kusma ve sık idrara çıkmaya yol açar. Böbrek taşı tedavi edilmediğinde; idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek iltihaplanmalarına, böbrek fonksiyonlarında azalmaya ve hatta böbrek yetmezliğine dahi yol açabilir” diyor. Doğru beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile böbrek taşı oluşumunun engellenebileceğini vurgulayan Üroloji Uzmanları, 13 Mart Dünya Böbrek Günü kapsamında yaptığı açıklamada böbrek taşına karşı 8 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Günde 2 litre su tüketin

Böbrek taşlarının oluşumunu önlemek için yeterli su içmek şarttır. Yapılan çalışmalara göre; günde 2-2,5 litre su içmek, vücudu toksinlerden arındırmaya yardımcı olurken, böbrek taşı oluşum riskini yüzde 40 azaltmaktadır. Suyu küçük yudumlarla ve gün içine yayarak tüketin.

Tuz tüketimini azaltın

Aşırı tuz tüketimi, böbrek taşı oluşumunu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Günde 2 gramın üzerinde tuz tüketimi böbrek taşı oluşum riskini yüzde 30 artırmaktadır. Bu nedenle, tuz tüketimini sınırlandırın, işlenmiş gıdalar tüketmeyin ve düşük sodyumlu gıdalar tercih edin.

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz böbrek taşı riskini azaltır. Vücudun sıvı dengesini koruyarak taşların oluşmasını ve idrarda taş yapıcı maddelerin birikmesini engellemeye destek olur. Bu nedenle haftada en az 3-4 gün, 30-60 dakika yürüyüş veya bisiklet sürme gibi kardiyo egzersizleri yapın.

Meyve, sebze ve lifli gıdalar tüketin

Mevsim meyve ve sebzeleri ile lifli gıdalar tüketmeye özen gösterin. Meyve ve sebzeler yüksek su içerikleri sayesinde yeterli sıvı alımını sağlamaya katkı sağlar. Aynı zamanda alkali özelliklere sahip olduklarından idrar pH’ını artırarak taş oluşumunu engellemeye yardımcı olabilirler.

Oksalat içerikli gıdalardan kaçının

Üroloji Uzmanları; “Oksalat açısından zengin gıdaların (Ispanak, pancar, kuruyemiş vb) aşırı tüketiminden kaçınmak gerekir. Yüksek oksalat seviyeleri kalsiyum oksalat taşlarının oluşumuna neden olabilir. Taş geçmişi veya yüksek oksalat atılımı olan bireylerin bu gıdalara dikkat etmeleri önemlidir” diyor.

Gelişigüzel C vitamini takviyesi almayın

Vitamin C, oksalatın bir öncüsüdür ve taş oluşumundaki rolü hala tartışmalıdır, ancak aşırı alımı kalsiyum oksalat taşlarının riskini artırabilmektedir. Kalsiyum oksalat taşı oluşumuna yatkın bireylerin yüksek dozda vitamin C takviyelerinden kaçınmaları önerilmektedir.

Hayvansal proteini kısıtlayın

Hayvansal proteinler, et, tavuk ve balık gibi gıdalar aşırı miktarda tüketilmemelidir. Yüksek protein alımı, taş oluşumunu artıran bazı metabolik değişikliklere yol açar. Bu nedenle hayvansal protein alımını vücut ağırlığınız başına 0,8-1,0 gram ile sınırlayın.

Kalsiyum alımına dikkat edin

Kalsiyum alımının yetersiz olması, taş oluşumu riskini artırabilir. Bu nedenle diyetinizde yeterli kalsiyum almaya dikkat edin. Ancak doktor tavsiyesi olmadıkça kalsiyum takviyelerinden kaçının.

Devamını Okuyun

Yaşam

Emekli Bayram İkramiyesi Belli Oldu – Emekli Bayram İkramiyesi Kaç Lira?

Yayınlandı

on

Yazan

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 3’er bin lira olarak ödenen bayram ikramiyesi 4 bin liraya yükseltileceğini açıkladı…

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 3’er bin lira olarak ödenen bayram ikramiyesi 4 bin liraya yükseltileceğini açıkladı.

Güler yaptığı açıklamada, “Emeklilerimize verilen Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı ikramiye tutarını yapılan değerlendirmeler sonucunda 3 bin liradan 4 bin liraya çıkartıyoruz” sözlerini kullandı.

İki bayramdan biner TL’lik artışla emeklilere ödenecek ikramiyenin maliyeti 37 milyar lira olarak hesaplandı.

Kaynak: Mynet.

Devamını Okuyun

Yaşam

Anadolu Efes, Geleceğin Tarımına Nasıl Yön Veriyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Anadolu Efes, 2024 yılında tarım ekosistemini iklim krizine karşı daha dirençli hale getirmek için Anadolu Meraları iş birliğiyle “Tarladan Şişeye Onarım” programını başlattı ve böylelikle onarıcı tarım pratiklerini tedarik zincirine entegre etmek için öncü bir adım attı. Onarıcı tarım, iklim krizi ve biyoçeşitlilik kriziyle mücadelede önemli bir rol oynuyor.  Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) “Shaping the Future Of Farming” raporuna göre onarıcı tarım bugün küresel ekim alanlarının yaklaşık yüzde 15’ini kapsıyor. Aynı raporda iklim değişikliğini 1,5 derecelik sıcaklık artışı ile sınırlandırmak için, 2030 yılına kadar dünyada bu oranın yüzde 40’a çıkması gerektiği vurgulanıyor. 

Program kapsamında pilot bölgelerde onarıcı tarım uygulamalarına başlayan şirket, bir yandan ekosistemin bu alandaki bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmeye odaklanırken, bir yandan da Anadolu Meraları ile birlikte tarım alanında bir kaynak oluşturarak, sektörünün ilk Onarıcı Tarım Kılavuzu’nu yayımladı.

Araştırmalar, gıda sistemlerinin biyoçeşitliliğin hızla kaybolmasında en büyük etkenlerden biri olduğunu ve küresel su kullanımının yüzde 70’ini oluşturduğunu gösteriyor. Çözüm için global olarak giderek daha fazla kurum tarafından uygulanmaya başlanan “onarıcı tarım” ise doğa, toprak sağlığı, su temini ve kalitesi, besin ve karbon döngülerine katkıda bulunma gibi pozitif nedenlerle tarımsal üretimde çok önemli bir rol oynuyor. Onarıcı tarım, bugün küresel ekim alanlarının yaklaşık yüzde 15’ini kapsarken iklim değişikliğini 1,5 derecelik sıcaklık artışı ile sınırlandırmak için, 2030 yılına kadar bu oranın yüzde 40’a çıkması gerektiği vurgulanıyor. Toprak sağlığını artıran uygulamalar, uzun vadede karbon tutma kapasitesini artırırken, su tutma kapasitesini iyileştiriyor ve biyoçeşitliliği zenginleştiriyor. 

Anadolu Efes de “Gelecekte tarım, tarımda gelecek var!” mottosuyla tarımının sürdürülebilirliğine katkı sunmak için yeni çalışmalar ve projeler geliştirmeye devam ediyor. 2018’de akıllı tarım uygulamalarına başlayan şirket, 2024 yılında iklim krizine karşı tarım ekosisteminin dirençliliğini artırmak için onarıcı sistemler geliştiren, ekolojik ve sosyal sorunlara çözümler üreten sosyal girişim Anadolu Meraları ile “Tarladan Şişeye Onarım” programını başlattı. Anadolu Efes, tedarik ağının haritalandırılarak onarıcı bir topluluk altyapısına dönüştürmeyi, onarıcı tarım ve bütüncül yönetim anlayışının yaygınlaşmasını sağlamayı amaçlıyor. Aynı zamanda, çiftçilerin refahını ve doğal kaynakların korunmasını önceliklendirerek, doğayla uyumlu bir üretim ekosistemi oluşturmayı hedefliyor.

Program kapsamında pilot bölgelerde onarıcı tarım uygulamalarına başlayan şirket, bir yandan ekosistemin bu alandaki bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmeye odaklanırken, bir yandan da tarım alanında bir kaynak oluşturarak, Anadolu Meraları ile birlikte sektörünün ilk Onarıcı Tarım Kılavuzu’nu yayımladı. Bu kılavuz, geleceğin tarımı için faaliyet gösterenlere bir rehber niteliğinde.

Onarıcı Tarım Kılavuzu’na ulaşmak için tıklayınız

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar