Yönetmen Emre Erdoğdu’nun seçtiği filmler yarın İstanbul Modern Sinema’da
Bir yönetmenin kariyeri boyunca etkilendiği, ilham aldığı ya da sevdiği filmlerden oluşan “Yönetmenin Seçimi” adlı programın ikinci konuğu 40. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanan Emre Erdoğdu olacak. Erdoğdu’nun sinemacılık hikâyesini besleyen 5 filmden oluşan seçki, 20-30 Nisan tarihleri arasında çevrimiçi ve ücretsiz olarak izlenebilir
İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla hazırladığı nisan programında İlk filmi Kar’dan sonra ikinci uzun metrajı Beni Sevenler Listesi ile 40. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanan Emre Erdoğdu’yu konuk ediyor.
Erdoğdu’nun seçkisinde Sophie Fiennes’in Karşınızda Grace Jones, Jim Jarmusch’un Cennetten de Garip, Michael Haneke’ninn Piyanist, Aleksey Balabanov’un Kargo 200 ve Şerif Gören’in Beyoğlu’nun Arka Yakası filmleri yer alıyor.
“Yönetmenin Seçimi: Emre Erdoğdu”, 20-30 Nisan tarihleri arasında müzenin web sitesi üzerinden çevrimiçi ve ücretsiz olarak izlenebilir.
Oyuncular: John Lurie, Eszter Balint, Richard Edson
Jim Jarmusch’un bu ikinci uzun metrajı, Amerikan indie sinemasının mihenk taşlarından. Başıboş gezen Willie, arkadaşı Eddie ve onu ziyarete gelen kuzeni New York’un güneydoğusundan arabayla yola çıkarlar. 67 sabit sahne ve üç bölümden oluşan anlatı yapısından Antonioni sinemasına benzer siyah-beyaz fotoğraf dokusuna, John Lurie’nin (aynı zamanda filmin üç başrolünden biri) yaptığı yaylı müzikten filmin imza şarkısı olan Screamin’ Jay Hawkins’in “I Put a Spell on You”suna, Cennetten de Garip hem Amerikan hem Avrupalı olmakla beraber, kendine özgü garipliği de içinde taşır.
Haneke’nin 1983’te yayımlandığında olay yaratan Elfriede Jelinek’in aynı adlı romanından uyarladığı film, klasik müzik dünyasıyla sapkın kadın cinselliğini bir arada anlatıyor. Viyana Konservatuarı’nda piyano profesörü olan ve annesiyle kapalı, sınırları muğlak bir ilişki yaşayan Erika’nın genç piyanist adayı Walter ile tanışmasıyla hayatındaki denge alt üst olur. Film Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nün yanında iki başrol oyuncusuna da ödül kazandırmıştı. Sarsıcısı olduğu kadar duygusal, özellikle Huppert’in oyunculuğuyla hayran bırakan bir film.
Eşiyle tartışmasının ardından bir gecelik kaçamak yapmak isteyen memur Haydar’ın başından geçenleri takip eden filmin başrolünde Beyoğlu sokakları var. Bir yandan kiliselerinden Galata Kulesi’ne Pera tarihi üzerine çekim yapan bir film ekibi, bir yandan fahişesi, polisi, arabeski, “artiz”i ve Markiz’i ile sonu karakolda biten Beyoğlu’nun renkli gece hayatı. Şerif Gören, Beyoğlu güzellemesi ve nostaljisi kadar o nostaljinin parodisini de yaparken artık körleşmiş aynasından Yeşilçam’ın kendisine de bakıyor.
KARGO 200, 2007
26-28 Nisan
Yönetmen: Aleksey Balabanov
Oyuncular: Agniya Kuznetsova, Aleksey Poluyan, Leonid Gromov
Film, Rusya’nın Afganistan’ı işgal ettiği dönemde ölen askerlerin ülkeye kargoyla gönderilen tabutlarına verilen addan alıyor. Sovyetler Birliği’ndeki komünist sistemin yavaş yavaş sonuna geldiği 1984’te bir gece Komünist Parti genel sekreterinin kızı kaybolur. Bilimsel ateist bir profesör, sapık bir polis, diskotekte takılan amaçsız gençler gibi karakterler sunan filmin asıl karakteri ve kurbanı başına korku filmine benzer kötülüklerin geldiği Angelika’dır. Yönetmenin kendi gençlik günlerinden esinlenerek çektiği film, komedi unsurları barındırsa da çürümüş bir topluma dair çok karanlık bir resim çiziyor.
KARŞINIZDA GRACE JONES, 2017
28-30 Nisan
Yönetmen: Sophie Fiennes
Bugüne kadar heykel gibi duruşuyla pop müzik dünyasının yaşayan en unutulmaz ikonlarından Jamaikalı şarkıcı üzerine olan bu belgesel şapka ve maskelerin altındaki gerçek Grace Jones’u arıyor. Bir yandan sahnede tirana dönüşen ve sadece varlığıyla onca kuşağa esin kaynağı olmuş bir süper- insan, bir yandan da babasıyla halen tam hesaplaşamamış, gittikçe yaşlanan, makyajsız ve kırılgan bir kadın. Jamaika’da ailesiyle birlikte geçirdiği kişisel sohbetlerden, reggae dünyasının mega prodüktörü Sly ile telefon konuşmasına, elindeki malzemeyi iyi kurgulamış, duygusal olarak şarjlı, elektrik saçan Grace Jones’a yakışır ölçüde, cesur bir film.
Engin Altan Düzyatan, Sarp Bozkurt, Melisa Şenolsun, Ece Sukan ve yönetmen Ali Adnan Özgür filmin gösterimi öncesinde heyecanlarını dile getirdi…
Engin Altan Düzyatan: Daha önce denenmemiş bir tür denedik o yüzden biz de nasıl bir tepki alacağımızı merak ediyoruz, biz yaptığımız işten çok memnunuz. Hayata dair bir bakışı, kaygısı olan bir taksiciyi canlandırıyorum. Ve bu adam bir şekilde dünyanın sonuna şahit olunacak otelde buluyor kendini. İlk defa komedi deniyorum. Profesyonel hayatımda istediğim tarzda bir komedi gelmemişti ama Dünya Varmış’ın absürt ve durum komedisi olması beni çok etkiledi. Bütün karakterler çok keyifli. Film için Akın Sevgör ile birlikte ‘dünyayı koruyalım’ diye bir müzik yaptık o da ayrıca çok keyifli oldu. Biz sonrasında dijitale satalım diye bir film yapmadık, biz bir beyaz perde filmi yaptık. Bu filmi sinemada izlerseniz zevk alırsınız. O yüzden seyircilere dijitali beklememelerini, sinemada izlemelerini tavsiye ederim.
Sarp Bozkurt: İlk yazdığım sinema filmi olduğu için gelecek tepkileri çok merak ediyorum. Dünyanın sonunun geldiği bir komedi filmi yaptık. Ben her koşulda her zaman gülünmesi gerektiğine inanıyorum, ben öyle yapıyorum.
Ali Adnan Özgür: Melisa Şenolsun filme bir aya bacağını kırdı. Doktoru ‘bir aya yürüyebilir’ dedi. Sonrasında seti biraz erteledik çünkü kendisini çok sevdik ve rolü onun oynamasını istedik. Melisa filmde bastonla oynadı, filmde göreceğiniz durum aslında gerçek (gülüyor).
Filme için ise Dünya Varmış bir gişe filmi. Biz Türkiye’ye yurtdışından yeni bir konsept getirdik, yeni bir iş yaptık. Bunun için çok mutluyum ve başımı yastığa rahat koyacağım. Umarım sinemaya daha fazla yenilik gelir.
Melisa Şenolsun: Tam olarak Adnan hocanın bahsettiği gibi oldu süreç. Burada özel teşekkürlerimi etmek istiyorum tüm ekibe. Set süreci yaklaştığında karşılıklı olarak çok anlayışlı yaklaştık. Sonrasında ben de bastonla oynayabilirim dedim. Şimdi bakınca ne kadar zor bir işi başardığımızı görüyorum, bu bir ekip işi. Gerçekten çok güzel bir anı ve iz bıraktı bende.
Ece Sukan: Set sırasında hep birlikte vakit geçirdiğimiz için çok keyifliydi. Hikaye çok güzel, benim karakterimin adı ‘İz’. Benim için çok hoş bir karakter. Hem çok güçlü hem de kendini sorgulayan biri. Filmde kendi kostümüm için bir katkı sağladım. Salih Balta çok özel bir tasarım, üniforma yaptı. Her şeyiyle harika bir projeydi.
DreamWorks Animation’ın 2022 yılına damgasını vuran aksiyon-komedi filmi olan Kim Demiş Kötüyüz Diye? filminin yeni bölümünde, suçlu hayvanlar çetesinin üyeleri, yeni ve iyi insanlara dönüşmeye çalışırken, güven ve kabul bulmakta zorlanıyorlar. Ancak, tümüyle kadınlardan oluşan bir suçlu çetesi tarafından “son bir iş” yapmaya zorlanarak emekliliklerinden çıkarılıyorlar.
Aaron Blabey’in New York Times çok satanlar listesinde yer alan kitap serisinden uyarlanan Kim Demiş Kötüyüz Diye? 2 filmin yıldız kadrosu ve yapımcılarıyla yeniden bir araya geliyor. Kim Demiş Kötüyüz Diye? filmindeki eski rollerine dönen isimler arasında, Akademi Ödülü® sahibi Sam Rockwell (yeni düzene girmiş, çekici hırsız Mr. Wolf), Marc Maron (kasaba soyguncusu Mr. Snake), Craig Robinson (değişik kimliklere bürünebilen Mr. Shark), Grammy ödüllü Anthony Ramos (öfkeli Mr. Piranha) ve Altın Küre ödüllü Awkwafina (uzman bilgisayar korsanı Ms. Tarantula, kısacası “Webs”) yer alıyor.
Filmin dublaj kadrosunda; Zazie Beetz (Diana Foxington), BAFTA ödüllü Richard Ayoade (Profesör Marmalade), Emmy ödüllü Alex Borstein (polis şefi Misty Luggins) ve Lilly Singh (Tiffany Fluffit) gibi isimler de geri dönüyor. Kim Demiş Kötüyüz Diye? 2, yönetmen Pierre Perifel tarafından tekrar yönetiliyor ve yapımcı Damon Ross tarafından üretiliyor. Filmdeki karakter animasyonu başkanı olarak görev yapan JP Sans, co-yönetmen olarak yer alırken, müzikleri ise Oscar®-adayı eski besteci Daniel Pemberton yapıyor.
Altın Küre ödüllü Ving Rhames ve Luise Grossmann, bugünün dünyasında bir kadın olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlarken engelleri yıkmaya çalışan kararlı bir kadın boksör olan Toni’nin yer aldığı heyecan verici bir filmde rol alıyor. Zorlu bir eski boks şampiyonu olan Elliott (Rhames), Toni’yi (Grossmann) eğitme meydan okumasını kabul ettiğinde, bu iki uyumsuz karakter beklenmedik bir ittifak kurar. Dövüşleri ve Elliott’un keskin içgörüleri, dayanıklı genç dövüşçüye gerçek gücün, hayat size en büyük yumruklarını attığında üstesinden geldiğiniz zorluklardan geldiğini gösterir.
Asırlardır insanlar cevaplar aramak için evrene sesleniyorlar – Disney ve Pixar’ın yepyeni filmi “Elio”da ise evren geri çağırıyor! Bu orijinal film, aktif bir hayal gücüne sahip olan Elio’nun kendini yanlışlıkla tüm galaksilerden temsilcilerin bulunduğu bir gezegene, Communiverse’e ışınlanmış bulmasını anlatıyor. Dünyanın evrene gönderdiği elçi olarak yanlışlıkla tanınan ve bu tür bir baskıya tamamen hazırlıksız yakalanan Elio, tuhaf uzaylı yaşam formlarıyla yeni bağlar kurmak zorunda kalırken, zorlu bir dizi sınavı atlatacak ve kendisinin gerçekten kim olduğunu keşfedecek.