Bizimle iletişim kur

Sinema

Doctor Strange’i Neden Beğenmedim?

Geçtiğimiz hafta vizyona giren son MCU filminin spoiler içeren incelemesi

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Doctor Strange In The Multiverse Of Madness filmi uzun zamandır Marvel hayranlarının beklediği bir filmdi. Yönetmen koltuğunda efsanevi ilk Spider-Man üçlemesinin yönetmeni Sam Raimi otururken, oyuncu kadrosunda ise önceki filmde rol alan Benedict Cumberbatch, Rachel McAdams ve Benedict Wong yer alıyor. Kadroya katılan yeni isimlerle birlikte, geçtiğimiz hafta vizyona giren film, çoğu hayran tarafından beğenilmedi. Bu yazıda da filmi neden beğenmediğimi anlatıyorum. Hemen kötü eleştiri yapmadan önce filmin iyi kısımlarıyla başlamak istiyorum. Dikkat, bu yazı spoiler içermektedir.

Doctor-Strange-In-The-Multiverse-Of-Madness

Filmin İyi Yanları

1- Muhteşem Oyunculuklar

Bütün kadro, şahane bir performans sergilemiş filmde. Gerçekten her sahnede kendinizi filmin içinde hissedebiliyorsunuz. Her duyguyu, her düşünceyi, en ufak mimiği bile şahane bir şekilde oynamışlar. Özellikle de Scarlet Witch rolünde Elizabeth Olsen, üstün bir performans sergilemiş.

2- Clea’nın Gelişi

Clea, çizgi romanlarda Karanlık Boyut’un büyücüsü, aynı anda Doctor Strange’in de eşidir. Bu güçlü karaktere de Charlize Theron gibi başarılı bir oyuncunun hayat vermesi cidden gelecek filmler için heyecan yaratıyor.

Reklam

İyi taraflarını anlattıktan sonra şimdi filmin beğenilmeyen kısımlarına bir göz atalım.

Filmin Kötü Yanları

1- Illuminati

Illuminati, normal şartlarda Marvel evreninin en güçlü karakterlerinden oluşan bir ekipken, bu filmde neredeyse hiç güçlü değillerdi ve saçma şekillerde Wanda’ya karşı savaşı kaybettiler. Dünyanın en zeki adamı olan Reed Richards, Wanda gibi tehlikeli bir rakibe karşı sadece kolunu uzatarak yok oldu. Aynı şekilde belki de Marvel evreninin en güçlü karakterlerinden biri olan Captain Marvel, sadece bir heykelin altında kaldı. Bu şekilde saydıkça sayılabilir, kısaca söylemek gerekirse Illuminati bir hayal kırıklığıydı.

2- Film Uzunluğu

Doctor Strange In The Multiverse Of Madness filmi çok fazla olaya, karaktere ve hikayeye sahipken 126 dakika gibi nispeten kısa bir süreye sahipti bu yüzden de çoğu olay, oldu bittiye gelmiş gibi hissettirdi.

3- Senaryo Problemleri

Reklam

Az önce de söylediğim gibi filmde çok fazla olay varken, bu kadar kısa süreye sıkıştırılınca, senaryoda da doğal olarak bazı sıkıntılar olacak. En basit örneği, tüm film boyunca güçlerini nasıl kullanacağını bilmeyen America Chavez karakteri, Doctor Strange’in yaptığı kısa bir konuşmayla ustalıkla güçlerini kullanmaya başladı. Bunun gibi daha bir çok verilebilecek örnek var tüm film boyunca.

Doktor strange charc_card

4 – Mantık Hataları

Önceki filmlerde gördüğümüz Doctor Strange fazlasıyla güçlü bir karakterken, filmin başlarında bu güçlerinden nedense eser yoktu. Wong karakteri için de aynısı geçerli. Bunların haricinde Strange, ziyaret ettiği son evrende karşılaştığı Darkhold tarafından yozlaşan Doctor Strange kadar fazla Darkhold’u kullanmamasına rağmen filmin sonunda paralel evrendeki Doctor Strange gibi 3. bir göze sahip oldu. Belki ilerleyen filmlerde bu duruma bir açıklık getirilecek ancak şimdilik bilemeyiz bunu.

Hem iyi hem de kötü yanları olsa da, filmin her türlü ses getirdiği ve yeni bir filmle daha karşımıza çıkacağı kesin. Belki bir sonraki film bu şekilde olmaz. Her ne olursa olsun Doctor Strange’i ve filmdeki diğer karakterleri diğer projelerde görmek için sabırsızlanıyoruz.

Ekibimizden Aslıhan ve Tolga’nın Yorumları da Aşağıdaki Videomuzda Sizi Bekliyor

Reklam

Sinema

“The Watchers – Gözcüler” Filminin Türkçe Alt Yazılı Fragmanı Yayınlandı – İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Gösteriye hoş geldiniz. Gözcüler, 7 Haziran’da sadece sinemalarda…

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

“Back To Black” Film Yorumları | Spoilersız

Amy Winehouse biyografik filmi “Back to Black” son yıllarda beyazperdede yerli ve yabancı bir çok örneğini izlediğimiz yapımların son örneği. Peki izlenir mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Amy Winehouuse’un biyografik filmi “Back To Black” merakla beklediğimiz filmlerden birisiydi. Filmi vizyona girmeden 3 gün önce izledim. Müzikleri açısından film Amy Winehouse’u ve tarzını sevenleri hayli tatmin edecek düzeyde bir yapıya sahip. Peki müzikler güzel ama bu film izlenir mi?

Sorunun cevabına hem artılarını hem de eksilerini yazarak geçelim.

Back To Black Filminin Artıları

Filmi izlemeden önce yaklaşık iki saatlik süresi ile acaba uzatılarak sıkıcı mı olmuş diye merak ettirmesine rağmen bitişin ardından yeterli bir süre olduğunu düşündürdü. Bunda en önemli etken ise genç yaşta kaybettiğimiz bu müzisyenin özel hayatı + müzik kariyerini hem onun şarkıları hem de müziğine yön veren diğer şarkıları duyarak geçiriyoruz. Yaklaşık 15 şarkının bu 120 dakika içerisine dağıtılarak izlemek filmin artılarından biriydi.

Baş roldeki Marisa Abela bence şarkıları Amy Winehouse’a çok benzer bir tonlama ile başarıyla seslendirmiş.

Reklam

Filmin soundtrack albümüne imza atan usta müzisyen Nick Cave’in Amy Winehouse için seslendirdiği yeni şarkısı “Song For Amy” şarkısını da duymak hayli özeldi.

Back To Black Filminin Eksileri

Radio Mood Web Yayın Yönetmeni Tolga Yiğit

Filmin en handikaplı noktası tıpkı Whitney Houston filminde de yaşadığımız gibi harika şarkılar olmasına rağmen şarkıların bestelenme süreçlerine ve ardındaki hikayelerin derinine inilemeyişi. Bu filmde sanatçının 27 yaşında aramızdan ayrılışının da etkisi olabilir. Ya kısa yaşamındaki o üretim süreçlerine kimse şahitlik etmemiş ve yönetmene anlatamamış ya da yönetmen izleyiciyi bu anlatımlarla sinemaya çekemeyeceğini düşünerek hayatındaki sıkıntılara ve bağımlılıklarına odaklanmış olabilir.

Bergen, Dilberay filmlerinde de sanatçıların acı, keder ve çile dolu yaşam hikayeleri filmin odağı olmuştu.

Filmde mendil ıslatacağınız bir kaç sahne olmasına rağmen o anlarda da duygusal olarak zirveye çıkamadığımı belirtmeliyim. Belki de siz göz yaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz. Öyle olursa diyebilirim ki bu benim taş kalpliliğimden kaynaklanmıştır. 😉

Amy Winehouse’un Düştüğü Boşluk

Filmde kısıtlı anlarda gördüğümüz kadarıyla Amy çok üretken olmayan bir söz yazarı olduğunu söyleyerek; hayattan ve yaşadıklarından beslendiğini anlatıyordu. Bu beslenme ile hayatın içinden kimi zaman dinleyeni gülümseten sözlere sahip eski sevgilelere yazılmış şarkılarını dinliyorsunuz. Ve sonrasında kendi özel hayatındaki düşüşlerin yansıdığı derin şarkıları da.

Amy küçük yaştayken ayrılan babası ve annesinin ayrılığının derin yaraları sanki onun yetişkinliğe adım attığı dönemde “Eş olmayı”, “Delice aşık olmayı” ve “çocuk sahibi olmayı” tutkulu şekilde arzulamasına ve bu arzularına ulaşamadıkça da derin bir boşluğa düşerek alkol ve bağımlılığın içine düşmesine sebep oluyor. Ve bu süreç, çıkış ve inişlerle bizi hikayenin sonuna götürüyor.

Reklam

Back To Black Filmini Kimler İzlemeli?

Bu trajedik hikayeyi ve sadece filmdeki sorunları izleyince insan “Ah be Amy keşke bunları bu kadar kafana takmasaydın” demeden edemiyor.

Ama ince ruhlu ve yaralı kalpli bir isim o.

Amy Winehouse ya bizim ülkemizde yaşayan bir genç olsaydı neler olurdu acaba?

Peki gelelim “Back To Black Filmini Kimler İzlemeli?” sorusunun cevabına : Bir baş yapıt olmasa da özellikle Amy Winehouse ve onun tarzındaki müzikleri sevenler için hafta sonunda iyi bir alternatif olan “Back to Black” filmi “Bohemian Rhapsody”den biraz aşağıda “I Wanna Dance With Somebody”den ise biraz yukarıda bir film olarak sizleri bekliyor.

İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler

Reklam

Tolga Yiğit

Devamını Okuyun

Sinema

“Cadı” Filmi Geçtiğimiz Haftaya Damgasını Vurdu

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanından esinlenerek, Erman Bostan’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği, Furkan Andıç ve Buse Meral’in başrollerini paylaştığı ‘Cadı’ filmi geçtiğimiz Cuma günü 256 salonda vizyona girdi. WOW STUDIOS’un yapımcılığını üstlendiği, farklı hikaye örgüsüyle merakla beklenen ‘Cadı’ hafta sonunun en çok izlenen filmi olarak ilk üç günü birinci tamamladı.

26 Nisan Cuma günü sinemaseverlerle buluşan, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın aynı adlı romanından ilhamla beyazperdeye aktarılan, psikolojik gerilim türündeki ‘Cadı’ vizyona girdiği ilk hafta sonu büyük beğeni topladı. İlk 3 gün toplam 48.177 kişinin izlediği film, hafta sonunun en çok izlenen filmi oldu.

Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş günlerinde, genç bir dul olan Fikriye’nin zorla evlendirildiği Naşit Nefi Efendi ve yaşadığı köşk hakkındaki Cadı söylentilerinin ardındaki gizemi çözmeye çalışırken gelişen gerilim dolu olayların anlatıldığı filmde Furkan Andıç ve Buse Meral dışında Çağdaş Onur Öztürk, Süreyya Kilimci, Elif Ürse, Manolya Maya, Hüseyin Soyaslan, Cengiz Orhonlu, Dilara Duman, Yağız Ata Dinçer, Ekin Pasvanoğlu ve Türk Sineması’nın usta isimlerinden Nur Sürer gibi başarılı oyuncular yer alıyor.

Reklam

WOW STUDIOS yapımıyla gerçekleşen filmin müziklerini ise ‘Adını Feriha Koydum’, ‘İstanbullu Gelin’ gibi dizilerde de imzaları olan Ercüment Orkut, Cem Tuncer ile Sabina Khujaeva yapıyor. Psikolojik gerilimi yüksek, sürükleyici hikayesiyle ‘Cadı’ A90 Pictures dağıtımıyla sinemalarda!

Devamını Okuyun

Sinema

“Kingdom Of The Planet Of The Apes” Filminin Son Fragmanı Yayınlandı – İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

10 gün içinde Maymunlar Gezegeni Krallığını deneyimleyin. Yepyeni fragmanı izleyin. Biletleri hemen alın. 10 Mayıs’ta tüm sinemalarda…

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar