Orta yaş ve üstüne masallar, aşk ve kalp kırıklığı hikayeleri anlatan bir film ile karşı karşıyayız. Hangi filmden bahsediyorum; kendisi için filmin fragmanında Genius (Dahi) vurgulamasını bir kaç kez yapan ve sinema dünyasına ve biz izleyiciye Mad Max efsanesini armağan etmiş olan George Miller’ın yeni filmi Üç Bin Yıllık Bekleyiş Three Thousand Longing’den bahsediyorum.
Mad Max Beklentisiyle Gelmeyin
Mel Gibson’ın unutulmaz başrollerinden birisi olan Mad Max filminin yazarı, yönetmeni George Miller’ın yönettiği film diyince bu durum sizi o film tarzındaki bir anlatım ve hızlı aksiyon beklentisine sokmasın. Son yönettiği film de serinin yeni versiyonu Mad Max: Fury Road olunca ve filmin kadın karakteri Charlize Theron’un canlandırdığı Furiosa‘nın gençliğinin anlatılacağını da duyurulmuşken biz sinemaseverlerde yine o tarz bir film mi geliyor merakı uyanıyor. Ama yönetmen bizi masal anlatımı yavaşlığında bir filmle karşılıyor. Evet lambadan olmasa da şişeden çıkan bir Cin ile özel hayatında yapayalnız bir Profesörün İstanbulda bir otel odasında başbaşa kalıp Cin’in anlattığı masalsı hikayeleri dinlediği ve bu hikayelerde ağırlık olarak osmanlı saraylarında ve günlük hayatından gerçek hikayeleri izliyoruz. Bu hikayelerde Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Şehzade Mustafa’nın gerçekte yaşadıklarına Cin’in başından geçen kurgu hikayeler eklenmiş.
Muhteşem Yüzyıl Entrikaları
George Miller’ın filmi bir hikayeden uyarlama ve usta yönetmen bize görsel olarak benim çok beğendiğim sahneleri Alaaddin’in Sihirli Lambası, Binbir Gece Masalları ve Muhteşem Yüzyıl karması havasında izletiyor.
Üç Bin Yıllık Bekleyiş Filmine Gidilir mi?
İstanbul, Kapalıçarşı ve Pera Palas oteli ile otelin meşhur Agatha Christie odası filmin bizim açımızdan ve ülkemizin turizm reklamı açısından çok çok önemli artıları. Ve bu bölümler özellikle bizi bir Arap ülkesi gibi göstermeden anlatıldığı için de ayrı keyifli oldu. Ne demek istediğimizi videomuzda daha detaylı görebilirsiniz >> Filmde karikatürist Erdil Yaşaroğlu’nu, Zerrin Tekindor ve diğer Türk oyuncuları izlemek de ayrı güzellikti.
Mad Max beklentisinde olmadan bir aşk hikayeleri anlatımını fantastik ve masalsı bir filmde izlemek isterseniz, Doktor Strange’ın Master’ı Ancient One’ı (Tilda Swinton), James Bond olacak mı? söylentileri bitmeyen İdris Elba’yı hele ki Pascal Nouma benzeri de olsa Türkçe konuşurken izlemek isterseniz bu film size göre. Aşık olmaya ve yapılan hatalara, yalnızlığa ve o yalnızlıktan kurtulmaktan birisine aşık olmak için en büyük fedakarlıkları yapmayı güzel ve farklı bir üslupla anlatan bir filmle karşı karşıyayız.
Tarihi olayların anlatımındaki değişiklileri film icabı olduğunu düşünerek kafayı fazla takmadan izlerseniz beğenceksiniz. Ama yine de bu tüm artılarına rağmen film her yaş kesimine ve her sinemasevere hitap etmiyor. Filmin eksilerinden birisi ve belki de en önemlisi ise filmin büyük bölümü İstanbul’da ve otel odasında sohbet ile geçmişken ve biz bundan sonra ne olacak diye merak etmişken finaldeki yaklaşık 10-15 dakikalık Londra bölümüyle tüm hikayenin atar topar bitmiş gibi olması bence filmin sinema tarihinde önemli bir yer edinmesinde önemli bir handikap gibi duruyor.
Üç Bin Yıllık Bekleyiş İçin Son Söz
Film yetişkin yaş gurubundaki sinemaseverler arasında daha çok beğenilecek bir yapım gibi duruyor. Ayrıca yukarıdaki referanslar size de uyuyorsa filmi kaçırmayın.