Berlin merkezli alternatif-pop sanatçısı Alice Merton, 2017’de “No Roots” şarkısıyla uluslararası çıkışını gerçekleştirdikten sonra, ilk uzun metrajlı çıkışını, 2019’daki Mint albümünü yayınlayarak yaşadı. Albüm Alice Merton’u Almanya’da iki numaraya çıkardı ve Avrupa’nın başka ülkelerinde de listelere girdi ve aynı zamanda En İyiler seviyesine çıktı. Billboard’un Bağımsız Albümler listesinde 20 oldu.
Alice Merton – S.I.D.E.S. Albümü Şarkıları
Üç yıl sonra, S.I.D.E.S. pandemik kapanmaların yanı sıra hem kişisel hem de profesyonel çatışmaları içeren bir dönemde yazılmış ve kaydedilmiş 15 şarkılık oldukça büyük bir albüm olarak kaşımıza çıkıyor. Ortaya çıkan şarkılar, daha varoluşsal ve çatışmacı olan şarkı sözlerinin yanı sıra, biraz daha koyu ve daha aşındırıcı olan bir palete sahip olup, tümü, her şarkıyı birlikte yazan ve ortak yapımcı olan Merton tarafından tasarlanmış.
Albümde imzası olan diğer isimler arasında yapımcı Jonny Coffer (Beyoncé, Ellie Goulding), yapımcı/söz yazarı Jennifer Decilveo (Andra Day, Porridge Radio) ve miksaj sanatçısı Matty Green (Dua Lipa, Weezer) var.
Alice Merton albümü önce meydan okuyan, sonra pişmanlık duyan “Loveback” ile başlatıyor; ilk başta “Sana ihtiyacım yok” diye seslenen ve melodik lead gitar, cıvıl cıvıl bas ve davullar ve ışıltılı tuşlar eşlik ediyor. Bununla birlikte, daha etkili bir koro, sabırsız bas davul eşliğinde vokal ile başlayan başka fikirlere sahip “Şimdi aşkımı geri istiyorum.(Loveback)”
Advertisement
Kısacası cesur, akılda kalıcı melodiler Merton’un ana ritmi halinde ve S.I.D.E.S. albümünü dolduruyorlar, ancak burada orta tempo “Blury”, benzer bir synth ve elektro gitar karışımı ile 80’lerin pop-uyandıran bir girişi ve özlemi biçiminde birkaç değişiklik olmasına rağmen ve daha nazik, daha melankolik baladlar “Everything” ve “Shiny Things”, kulüp klişelerine hiç yerleşmeden EDM odaklı ses efektlerini ödünç alıyor (ancak daha sonra birkaç parça bu sınırı test ediyor). Aynı şekilde, “Mania”, banshee’yi andıran geri vokallerle daha ürkütücü bir atmosfer benimsiyor ve “Vertigo”, ahenkli vokaller ve synth bas anlarıyla sinematik bir hard rock’ın sınırlarını zorluyor. Bu şarkılar, özellikle S.I.D.E.S. Merton’un listelere geri dönmeyi hedeflediğini açıkça ortaya koyan, güçlendirici, hareketli bir pop marşı olan nabzı yükselten “The Other Side” ile sona eriyor.
Eşsiz boğaz manzarası ve şıklığıyla şehrin ayrıcalıklı buluşma mekânlarından biri olan Izaka Terrace; Ramazan ayında misafirlerini geleneksel lezzetlerden oluşan iftar menüsüyle ağırlıyor.
Izaka Terrace İftar Menüsünde Neler Var?
İstanbul’da, şehrin kalbi Gümüşsuyu’nda CVK Park Bosphorus Hotel’in teras katında yer alan Izaka Terrace, bu yıl geleneksel lezzetlerini çağdaş yorumlarla iftar sofralarına taşıyor. On bir ayın sultanını bereketi ile karşılayan Izaka Terrace, Ramazan ayına özel zengin menüsü ve fasıl müziği ile iftar sohbetlerini uzun soluklu keyfe dönüştürüyor.
Misafirlerine fasıl müziği eşliğinde muhteşem Boğaz manzarasında keyifli bir iftar akşamının yanı sıra damakta hoş tatlar bırakacak lezzetler sunan Izaka Terrace’ın Ramazan ayına özel hazırlanan menüsünde; iftariyeliklerden çorbalara, zeytinyağlılardan hamur işlerine, hünkar beğendi, kuzu incik, acılı/acısız kebap gibi et yemeklerinden leziz tatlılara kadar geleneksel Türk mutfağının gözde yemekleri yer alıyor. Ana yemeğin ardından güllaç, cevizli burma kadayıf, kazandibi, baklava ve dondurma gibi lezzetler ise Ramazan sofralarının hafızalardan silinmeyecek lezzetlerinden olacak.
Siz de büyüleyici bir atmosferde deneyimli ve profesyonel bir mutfak ekibi tarafından hazırlanan unutulmaz iftar ziyafeti için şimdiden Izaka Terrace’da yerinizi ayırtabilirsiniz.
Lance Reddick şimdi John Wick 4 ile karşımıza çıkıyorken kısa süre önce de ‘Percy Jackson and the Olympians’ın çekimlerini tamamlamıştı.
Ünlü magazin kanalı TMZ, The Wire ve John Wick’in yıldızı Lance Reddick’in vefat ettiğini bildirdiğimiz için, tüm Hollywood ve bizim için üzücü bir gün sözleri ile duyurdu. Reddick’in ölümü, en hafif tabirle, yürek burkan olduğu kadar şok edici. Raporlara göre, oyuncunun ölümüne neyin yol açtığı belirsizliğini koruyor; ancak kolluk kuvvetleri, Reddick’in doğal sebeplerden öldüğünü düşünüyor. Oyuncu 60 yaşındaydı.
Reddick, 2014’te John Wick ile başlangıcından bu yana serinin bir parçası olduğu, merakla beklenen aksiyon filmi John Wick: Chapter 4’ü tanıtmak amacıyla yakın zamanda medya turlarında yer alıyordu. Geçen Çarşamba New York’ta düzenlenen 4. Bölüm galasında yokken, köpeklerinin yer aldığı rutin bir video güncellemesi yayınlamak için sosyal medyayı kullandı. John Wick serisinde Reddick, Continental Hotel’in resepsiyonisti ve Winston’ın sağ kolu Charon’u canlandırdı. Reeves gibi Reddick de, aksiyon sekansları Prag’da çekilen, Ana de Armas’ın başrol oynadığı, yakında çıkacak olan John Wick spin-off filmi Ballerina’nın bir parçasıydı.
Lance Reddick Kimdir Hangi Yapımlarda Rol Aldı
Ülkemizde Tüm Dünyadan 2 gün önce 22 Martta Vizyonda yer alan John Wick devam filmine ek olarak, Lance Reddick kısa bir süre önce çalınan şimşeğin geri verilmesini sabırsızlıkla bekleyenler için Disney+ dizisi Percy Jackson and the Olympians’ın çekimlerini tamamlamıştı. Son zamanlarda en çok da zamanımızın en büyük film serilerinden birinin parçası olarak tanınan Lance Reddick, HBO’nun hit suç draması The Wire’da Baltimore Polis Departmanı memuru Cedrick Daniels’ı oynayarak küçük ekranda ilk şöhret iddiasını yakaladı. Dizi, 2002’den 2008’e kadar beş başarılı sezon boyunca yayınlandı ve ve Emmy ödülü kazandı. Reddick’in diğer küçük ekran çalışmaları Fringe, Lost, Oz ve Bosch’ta geldi. Ayrıca son zamanlarda Netflix dizisi Resident Evil’da rol almıştı.
Reddick’in yadsınamaz yeteneği, onu izleyen herkes için aşikardı. Kalplerimiz ağır ve onun için değerli olan herkese derinden sempati duyuyoruz. Hollywood muhteşem bir yeteneğini kaybetti ve hepimiz yastayız. Ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.
Rahmi M. Koç Müzesi, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yılında tarihe geçmiş bir objeyi ziyaretçileriyle buluşturuyor. Atatürk’ün Çanakkale cephesinde kullandığı ve üzerinde fotoğrafının olduğu Fiat Zero otomobilin aynı modelinin İtalya’daki son örneği Torino şehrinden getirtilerek Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenmeye başlandı. Sadece 2 bin adet üretilen Model Zero, günümüze ulaşabilen az sayıdaki örnekleri gibi bundan böyle Rahmi M. Koç Müzesi’nde görülebilecek
Atatürk’ün otomobili 1913 model Fiat Zero
Türkiye’nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıldönümünde ziyaretçilerini Atatürk’ün Çanakkale cephesinde kullandığı otomobil ile buluşturuyor.
Harbiye Nezareti’nin, 1915 yılında Anafarta Grup Komutanı Mustafa Kemal’e tahsis ettiği Fiat Zero ile aynı model olan otomobil, İtalya Torino’dan getirildi ve Tofaş tarafından Rahmi M. Koç Müzesi’ne hediye edildi.
Atatürk’ün Çanakkale Savaşları esnasında ender fotoğraflarından biri de bu otomobil üzerinde çekilen fotoğraf… Türk Şehitlikleri İmar Vakfı tarafından kurulan ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Karataş’ın başkanı olduğu Çanakkale Savaşları Enstitüsü, ayrıntılı çalışmaları sonucunda Atatürk’ün cephede kullandığı otomobilin 1913 model Fiat Zero modeli olduğunu belirledi.
Advertisement
Fiat Zero, enstitü tarafından yayına hazırlanan Anafarta Dergisi’nin 2022 İlkbahar sayısında kapağa taşındı. Enstitü Araştırmacısı Onur Kuşku tarafından kaleme alınan “Mustafa Kemal Atatürk’ün Otomobili Peşinde: Gelibolu’da Tekerlek İzleri” başlıklı yazıda, Atatürk’e tahsis edilen otomobilin hikayesi mercek altına alındı.
2 bin adet üretildi, seçkin müzelerde sergileniyor
Model Zero’nun üretimine, 1912 yılında Fiat’ın Torino’da yer alan Corso Dante Fabrikası’nda başlandı. Devam eden yıllarda ise Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte modelin üretimi sekteye uğradı. Fiat’ın üretim hatlarının tamamı, İtalyan ordusunun ihtiyaçlarına ayrıldı. Model Zero, 1915 yılında banttan son kez indiğinde 2 bin adetlik satışa ulaşmıştı. Model ismindeki “12-15 HP” ibaresi beygir gücünün yerine otomobilin İtalyan vergi sisteminde girdiği dilimi yansıtıyor.
Üretilen 2 bin adet otomobilden günümüze ulaşabilen az sayıdaki örneği ise seçkin müzelerde yerini aldı. Model Zero’da 1.846 santimetreküp (1.8 litre) değerinde karbüratörlü ve dört silindirli doğal emişli benzinli motor bulunuyor. Motoru 2 bin devir dakikada maksimum 19 beygirlik güç üretiyor. Dört kişilik oturma düzenine sahip, iki kapılı tarzda olan Zero, saatte 63 kilometre hıza ulaşabiliyor. Model Zero, pek çok ülkede satıldı. Türkiye’ye 12 adet gelen Fiat Zero’yu, İstanbul’da satan bayinin adı ise arşivlere göre “Dilsizian”.