Bizimle iletişim kur

Sinema

Altın Portakal Film Festivali’nde “Onur Ödülleri” Belli Oldu

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde sinemamızın usta isimlerine sunulan Onur Ödülleri bu yıl; Işıl Yücesoy, Şerif Sezer, Erdal Özyağcılar, Müjdat Gezen ve Selçuk Yöntem’e takdim edilecek…

Türkiye’nin en köklü sinema şöleni Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde bu yılki Onur Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. 5-12 Ekim tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak olan festivalde Onur Ödülleri; usta sanatçılar Işıl Yücesoy, Şerif Sezer, Erdal Özyağcılar, Müjdat Gezen ve Selçuk Yöntem’e takdim edilecek.

Oyunculuğun yanı sıra müzisyen, yapımcı, radyo tiyatrosu yazarlığı ve eğitmen kimliklerine de sahip olan çok yönlü diva Işıl Yücesoy, Ankara Devlet Konservatuvarı’nı bitirdikten sonra Devlet Tiyatroları’nda çalıştı. Attila İlhan’ın yazdığı, TRT yapımı “Sekiz Sütuna Manşet” dizisinde (1982) rol alan Yücesoy aynı zamanda yine TRT için “Arkası Yarın” kuşağında radyo tiyatroları yazdı ve oynadı. 1975’te “Çalamazsın Mutluluğu” adlı 45’liğiyle adım attığı müzik hayatında sahne çalışmalarıyla da kendinden söz ettirdi. Sahnelerde “Kanlı Düğün” ve “Üç Kuruşluk Opera” yapımlarında rol alan sanatçı, “Küçük Adam Ne Oldu Sana” oyunundaki performansıyla 6. Afife Tiyatro Ödülleri ve 7. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” seçildi. Sinemamızın en özgün yönetmenlerinden Reha Erdem’in yönettiği, 4 Altın Portakal’ın yanı sıra pek çok ödülün sahibi olan “Korkuyorum Anne” (2004) filmindeki rolüyle Ankara ve Altın Koza film festivallerinde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” seçildi.

Ankara Devlet Tiyatroları’ndaki eğitiminin ardından “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, “Gılgamış”, “Caligula” oyunlarda rol alan usta oyuncu Şerif Sezer, beyazperdeye, Altın Palmiyeli “Yol” filmiyle adım attı. Bu başarı, sonraki yıllarda da ivme kaybetmeden devam etti: Sinemamızın klasikleri arasına giren “Hakkari’de Bir Mevsim” (1982), Cannes Film Festivali’nde gösterilen ve Ankara Film Festivali’nde kendisine “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü getiren “Her Şeye Rağmen” (1987) ile “Hamam” (1997), “O da Beni Seviyor” (2001), “Mustafa Hakkında Her Şey” (2003), “Babam ve Oğlum” (2005), “Deli Deli Olma” (2009) filmlerinde oynadı. “Hamam” filmindeki rolüyle Altın Koza ve Ankara film festivallerinden “En İyi Kadın Oyuncu”, “Mustafa Hakkında Her Şey” ile SİYAD ve Sadri Alışık Ödülleri’nden “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, “Babam ve Oğlum” filmindeki rolüyle ise SİYAD “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ve Uluslararası Istanbul Film Festivali’nden “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini aldı. Ekranlarda ise “Asmalı Konak”, “Çemberimde Gül Oya” ve “Yalı Çapkını” dizilerinde seyirciyle buluştu.

Oyunculuğunu yıllar boyu hem tiyatro sahnesinde hem sinema perdesinde hem de televizyon ekranlarında sergileyen Erdal Özyağcılar aynı zamanda seslendirme sanatçısı. Usta yönetmen Atıf Yılmaz’ın “Ölüm Tarlası” (1966) filmiyle adım attığı sinemada; “Çöpçüler Kralı” (1977), “Kibar Feyzo” (1978), “Sultan” (1978), “Muhsin Bey” (1987), ve “Yılanların Öcü” (1985) ve “Züğürt Ağa” (1985) filmlerinde rol aldı. “Züğürt Ağa”daki performansı, kendisine 23. Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”, “Yılanların Öcü” filmindeki oyunculuğu ise 1986 Antalya Altın Portakal Festivali’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini getirdi. Ekranların klasiği haline gelen “Perihan Abla”, “Bizimkiler” ve “Şehnaz Tango” dizileriyle televizyon seyircisinin de gönlüne giren usta oyuncu, “Yabancı Damat” ve “Elveda Rumeli” dizilerindeki performansıyla farklı kuşaktan izleyicilere de başarıyla nasıl seslenebildiğini gösterdi. İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan emekli olan Özyağcılar, dingin ve ölçülü oyunculuğuyla seyircileri büyülemeye devam ediyor.

Altmış yıllık sanat hayatıya bir çalışkanlık ve azim timsali olan Müjdat Gezen, 1960’lardan bu yana sayısız sinema filmiyle tiyatro oyununda rol aldı. Ekranların güldüren yüzü oldu, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve kendi kurduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde pek çok genç oyuncu yetiştirdi. “Yedi Kocalı Hürmüz”le ilk kez 1963’te kamera önüne geçen oyuncu, “Gırgıriye” serisi ile beyazperdede tanınırken 1985 yapımı, Orhan Kemal uyarlaması “Bekçi”de unutulmaz karakteri Murtaza’yı canlandırdı. “Seni Seviyorum Rosa”, “Abdülhamit Düşerken” ve Ezel Akay’ın yönettiği “Yedi Kocalı Hürmüz” filmlerinde de rol alan Gezen, 2015’te “Diktatör Adolf Hitler’in Hayatının Esrarengiz Yönleri” filmini yazıp yönetmenliğini üstlendi. Ekranlarda “Hayat Bilgisi” ve “Cennet Mahallesi” dizileriyle tanınan oyuncu, çeşitli dallarda 40’tan fazla da kitaba imza attı.

Oyunculuğa Ankara Devlet Tiyatrosu’nda başlayan Selçuk Yöntem, 70’lerden itibaren sahnelerin, 90’lardan itibaren de beyazperdenin karizmatik erkek rollerinin adresi. 1972’de bir Shakespeare eseri “Yanlışlıklar Komedyası” ile adım attığı sahnede, “Othello”, “Yaban Ördeği”, “Hırçın Kız”, “Keşanlı Ali Destanı” ve “Vanya Dayı”nın da aralarında olduğu pek çok oyunda rol alan başarılı oyuncu, “Keşanlı Ali Destanı” ve “Gürültülü Patırtılı Bir Hikaye” oyunlarının yönetmenliğini de üstlendi. 1991’de “Suyun Öte Yanı” filmiyle beyazperdedeki ilk rolünü üstlenen Yöntem, usta yönetmen Zeki Demirkubuz’un ilk filmi “C Blok”ta da kamera karşısına geçti. Bu filmdeki rolüyle Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” seçildi. Aynı ödülü, 1994 yapımı “Yaz Yağmuru” filmiyle de kazanan oyuncu, 1998’de Tunç Başaran’ın yönettiği “Kaçıklık Diploması”nda Ayda Aksel’le birlikte rol aldı. Televizyon efsanesi “Süper Baba”da ekranlarda da sergilemeye başladığı başarılı oyunculuğunu, ilerleyen yıllarda “Deli Yürek”, “Sıcak Saatler”, “Şaşıfelek Çıkmazı”, “Kurtlar Vadisi” ve son olarak “Aşk-ı Memnu”da perçinledi. Bir yandan da “Devrim Arabaları”, “Gölgesizler” ve “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” filmleriyle sinema kariyerini sürdürdü.

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Onur Ödülleri, festivalin 5 Ekim’deki açılış töreninde sahiplerine takdim edilecek.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Sinema

“Harry Potter”ın Yıldızı Hayatını Kaybetti!

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

İki Oscar, üç Emmy ve sayısız sahne ödülüne sahip olan “Downton Abbey” ve “Harry Potter” serisinin yıldızı, İngiliz tiyatro ve sinema oyuncusu Maggie Smith, Cuma günü Londra’da öldü. Maggie Smith 89 yaşındaydı.

“Büyük bir üzüntüyle Dame Maggie Smith’in ölümünü duyurmak zorundayız,” dedi oğulları Toby Stephens ve Chris Larkin bir açıklamada. “Bu sabahın erken saatlerinde, 27 Eylül Cuma günü hastanede huzur içinde hayata veda etti. Son derece özel bir insandı, sonunda arkadaşları ve ailesiyle birlikteydi. Sıra dışı annelerini ve büyükannelerini kaybetmenin verdiği yıkımla yıkılmış iki oğlu ve beş sevgi dolu torununu geride bıraktı.

Maggie Smith, “Harry Potter” serisinde Profesör Minerva McGonagall‘ı canlandırarak sinema izleyicisinin hafızasına kazınmıştı.

70’li yaşlarının sonlarında Smith, ITV, PBS’nin “Masterpiece” ve dünya çapında hit olan büyük başarı yakalayan “Downton Abbey” dizisindeki başrolü sayesinde tamamen yeni bir hayran kitlesi edindi. İki Emmy ödülü aldı ve Dowager Kontes rolüyle iki ödüle daha aday gösterildi.

Downtown Abbey

Ve hemen hemen her İngiliz aktör veya aktris gibi Smith de “Harry Potter” film serisinde Profesör Minerva McGonagall’ı canlandırarak bir dizi yapımda yer aldı.

Klasik ve çağdaş rollerde usta olan, inceliği kadar geniş vuruşlu tavırlarıyla da tanınan kızıl saçlı Smith, Atlantik’in her iki yakasındaki tiyatroseverleri “Mary, Mary”, “Hedda Gabler”, “Othello”, “Private Lives”, “Night and Day” ve “Lettice and Lovage” filmlerindeki imza performanslarıyla büyüledi ve “The Prime of Miss Jean Brodie”, “California Suite”, “A Room With a View”, “Travels With My Aunt”, “Hot Millions”, “A Private Function”, “Gosford Park”, “The Best Exotic Marigold Hotel” ve devam filmlerindeki çalışmalarıyla dünya çapındaki izleyicileri büyüledi.

Timothy Bottoms Maggie Smith
Timothy Bottoms & Maggie Smith – Aşk ve Izdırap

Devamını Okuyun

Sinema

‘Bülent Emin Yarar’ Ve ‘Yetkin Dikinciler’in ‘Kayıp Kamyon’ Filmi Ne Zaman Vizyonda? İzle

14 Yıldır Aynı Sahneyi Paylaşan ‘Bülent Emin Yarar’ Ve ‘Yetkin Dikinciler’

İlk Kez ‘Kayıp Kamyon’ Filmiyle  Beyaz Perdede Bir Arada!

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Yapımı Sinehane imzası taşıyan, yönetmen koltuğunda Ekrem Arslan’ın oturduğu ‘Kayıp Kamyon’ samimi, duygusal ve eğlenceli bir yolculuk hikâyesini beyaz perdeye taşıyor. 18 Ekim’de sinema salonlarındaki yerini alacak olan, hikâyesi Ercan Uçar’a ait Kayıp Kamyon’un senaryosunu Kamuran Süner ve Ekrem Arslan birlikte kaleme aldı. 

TİYATRODAN SİNEMAYA UZANAN DOSTLUK

2010 yılından beri kapalı gişe oynanan fenomen tiyatro oyunu Profesyonel’in başrol oyuncuları Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler ilk kez bir sinema projesinde buluştu. 14 yıldır aynı heyecanla seyirci karşısına çıkan Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler, bu kez Kayıp Kamyon filmiyle 18 Ekim’de ilk kez birlikte sinema salonlarında olacak.

Kuşak çatışmalarını kalplere dokunacak bir anlatımla beyaz perdeye getiren filmin kadrosunda Bülent Emin Yarar, Yetkin Dikinciler, Ülkü Hilal Çiftçi, Engin Hepileri, Gözde Çığacı yer alıyor. 

Kayıp bir kamyonu bulmak için yola çıkan bir dede-torunun hikâyesini anlatan filmde yol boyunca trajikomik olaylar yaşanırken iki farklı jenerasyonun çatışmalarıyla birlikte, birbirlerini anlama çabası da beyaz perdeye yansıyacak.

Vergi borcu olduğu ortaya çıkan kayıp bir kamyon yüzünden tüm birikiminin elinden gideceğini öğrenen Vasıf (Bülent Emin Yarar), kamyonu aramak üzere en yakın dostu Fehmi (Yetkin Dikinciler) ve torunu Zeynep’le (Ülkü Hilal Çiftçi) birlikte bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk, Vasıf ve Zeynep’in üzerini örtmeye çalıştıkları ne varsa gün yüzüne çıkartacak ve kaçınılmaz bir yüzleşmeye sebep olacaktır. Vasıf ve Fehmi’nin dostlukları yeniden sınanırken Zeynep, hayalleri ve sevdikleri arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.

‘Kayıp Kamyon’ 18 Ekim’de sinemalarda…

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Megalopolis Film Yorumları | Megalopolis Filmi İzlenir mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Francis Ford Coppola‘nın yeni filmi Megalopolis yönetmenin tabiriyle kariyerinin en önemli filmi olma iddiasını taşıyor. Megalopolis filminde Coppola karşımıza “Yeni Roma” Tasviri ile çıkıyor. En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim Megalopolis filmi izlenir. Peki neden izlenir? Megalopolis filminin handikapları var mı? İşte cevaplar aşağıdaki spoilersız yazıda.

Onun hayalindeki bu Yeni Roma Amerika Birleşik Devletleri‘nde kurulu bir ülke ve bu Roma’da yönetmen kendine has bir şehir inşa ediyor. bu ütopik hikayenin içerisinde zamanı durduran bir dahi mimarla onun kasvetli ve kederli hikayesine şahit oluyoruz. Sezar isimli mimarın düşmanları, onu sevenler ve kurmak istediği ütopik şehirle ilgili süreci takip ediyoruz. Coppola’nın çok sevdiği Amerika’nın düşüşüne duyduğu öfke ve üzüntüyü de bu filmdeki sahneler ve söylemlerle hissedebilirsiniz. Tarihi Roma döneminden Kolezyum dövüşleri, uyuşturucu kullanımı, aşırılıklar ve kolezyumdaki araba yarışları, aç gözlülükler ve bazı diğer akrobatik gösteriler ile filmin temposu düşüyor. Yönetmenin Yeni Roma tasviri sırasında ve hikaye az da olsa anlamsız bir yere sürükleniyor. Ancak sonra yeniden ana rotasına film oturuyor.

Megalopolis Filminin Artıları Eksileri

Shia LeBouf’un oyunculuk performansı dikkat çekerken Dustin Hoffmann gibi usta bir ismin silik bir rolde yer alması bir kayıp desek yeridir.

Adam Driver‘ın ise biraz tutuk görünen performansı filmin eksilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Adam Driver kariyerinde en çok eş ve sevgiliye sahip olan karaktere ilk kez bu filmde hayat vermiştir. Filmde eşini kaybetmiş Sezar isimli bir mimarı canlandırıyor. Ancak onun kadınlar tarafından bu kadar hayran olunan ve seksi bulunan karakteri bu donuk hali ile inandırıcı durmuyor. Eksiler demişken filmin uzun süresi benim için olmasa da kimi izleyici için handikaplı olup filmin ortasında sıkıntı yaratabilir ancak genel olarak yönetmen izleyiciyi sürekli meraklandıracak bir akış yaratmayı başarmış.

Mimar Sezar’ın hayata geçirmek istediği yaşayan, teknolojik ve geleceğin mimarisini taşıyan şehirin tasviri dahil çok fazla sahne görsel efektlerle oluşturulmuş bir film izliyoruz. Bu beni rahatsız etmedi am bazı izleyiciler bu görselliği ve efektleri fazla bulabilir.

Bu arada kullandığı metaforların fazlalığından belki de filmi ikinci kez seyretmekte de fayda olabilir. Genel sinema izleyicisine kolay kolay hitap etmese de iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.

İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler

Devamını Okuyun

Sinema

John Wick Evreninde Geçen “Ballerina” Filminden İlk Fragman Yayınlandı – Türkçe Alt Yazılı Fragman İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

John Wick evreninde geçen, Ana de Armas’ın başrolünde oynadığı Ballerina filminin ilk fragmanı yayınlandı…

Ballerina | İlk Fragman

6 Haziran’da Sinemalarda

Dans etmeye ne dersin? 🩰

John Wick Dünyasından Ballerina filminin ilk fragmanı yayında! 6 Haziran’da sinemalarda! #BallerinaMovie #BallerinaFilmi

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar