Bizimle iletişim kur

Sinema

Amsterdam Film Yorumu Tolga Yiğit Yazdı

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Geçen yıl bu tarihlerde Örümcek Adam Eve Dönüş Yok filmini izlemiştim. O filmden sonra yaklaşık bir yıldır seyrettiğim en iyi film Amsterdam oldu. Birisi Marvel çizgi roman kahramanı ve bir Blockbuster filmi iken bu film bambaşka bir tarza sahip.

Tabi ki yukarıda yazdığımı kıyaslama için yazmadım. Yani Örümcek Adam ile karşılaştırma yapmayacağım. Siz de yapmayın 🙂

Amsterdam Neden İyi

Filmdeki iki isimle ilgili olumsuzlukları daha aşağıdaki paragrafa bakarak iyilerle başlayalım. Öncelikle benim gibi 40 yılı aşkın süredir film izleyen birisiyseniz yaşınız itibariyle Laurel ve Hardy komedi filmlerini hatırlarsınız. O filmler siyah beyaz ve repliksiz olarak tanıştığımız hikayelere sahiplerdi. Bu filmde de yönetmen David O. Russell oyuncuları Christian Bale ve John David Washington ile bize farklı ve diyaloglu bir Laurel ve Hardy hikayesi izletiyor. Bu komedi ikilisinin filmlerinde olduğu gibi Amsterdam filminde de başroldeki isimlere güzel bir kız Valeri yani Margot Robbie eşlik ediyor.

Amsterdam Film Yorumu

Tıpkı Laurel ve Hardy filmlerinde olduğu gibi bir tanışma hikayesi var. Filmin başında savaşta tanışan ve birbirlerinin hayatını kurtararak can yoldaşı olan ikiliye hemşire deli dolu Valerie’de eklenince savaş sonrası Amsterdam’da ayrılmaz üçlü olarak geçirdikleri güzel günleri izliyoruz. Ama güzel günler uzun sürmüyor. Önce yolları ayılan 3 arkadaştan Burt (Bale) ve Harold (Washington) 10 yıl boyunca Valeri’yi görmeden yaşamlarını memleketleri Amerikada sürdürüyorlar. Ta ki cepheden komutanları olan General’in şüpheli ölümü ve onu araştırmaya giriştikleri sırada yaşanan bir cinayetin üzerlerine komplo ile yıkılana kadar. Bu dakikadan itibaren kendilerini kurtarmak için bu olayı çözmeye odaklanan ikili özellikle ilk 30 dakikada benim ve benim gibi orta yaşlı izleyicinin güldüğü esprilere imza atarak bizi polisiye bir hikayenin içine sürüklüyorlar. Burt’ün (Bale) eşine muazzam tutkusu var. Aşk mı ihtiyaç mı ona siz izlediğinizde karar verin. Bu tutkuya rağmen eşinin tavrı ise bize sanki bir Kemal Sunal filminde Şaban’a kötü davranan zengin aileye sahip kadın karakteri izliyormuşuz izlenimi veriyor. (Yoksa ben bir de filmi bu Şaban faktörü yüzünden mi sevdim 🙂

Amsterdam’ın Artıları

Oyuncu kadrosunun zenginliği +benim hiç sıkılmadan tüm diyalogları ile filmin tamamını akıcı bulup izlemem ve yapımın içinde polisiye unsurunun olması, dostluk, dürüstlük ve Laurel ve Hardy vari iyimser çözümlemelerle tamamlanan bir film izledim. Bu beni hem mutlu etti hem de eğlendirdi. Filmin bir bölümündeki hikaye gerçek olaylardan alınmış. Emekli bir General’e 5’li bir oluşum illegal bir teklifte bulunuyor. Bu teklif Amerikada gerçekten yaşanmışken kalan olaylar hayal gücünün eseri olarak hikayede yer alıyor. Filmde bir de anlatıcı var ve o rolü de (bence) Doktor Burt Berendsen rolü ile iyi bir performans ortaya koyan Christian Bale üstlenmiş. Margot Robbie’yi Harley Quinn makyajıyla görmeden izlemek iyiydi. Ve ben bu deli dolu kadını sevdim. Anya Taylor Joy süper sinir bozucu bir kadını iyi canlandırken, vefalı iyi dost rolünde John David Washington’da iyi. Robert De Niro, Rami Malek ve diğer oyuncuların dozunda oyunculukları ile film izlenir bir film.

Amsterdam Filminin Eksileri

Yönetmen David O. Russell filmlerinde mutlaka oyuncuları ile tartışmalar hatta kavgalar yaşamış olaylı yani vukuatlı bir yönetmen. Son dönemde akrabaları içinden birisine cinsel saldırıda bulunduğuna dair bazı bilgiler de kendisini tartşmaların odağına koyduğu gibi sicilini kabartıyor. Başrol oyuncularından Christian Bale ise Kara Şövalye serisi ile gönlümüzde taht kurmuşken The Promise filmi ile biz Türkleri kötü gösteren bir projeye imza atıp kötü sicile sahip oldu.

Gelelim Oscar meselesine; Yönetmen David O. Russell filmleri ve o filmlerin oyuncuları genelde Oscar adaylığı konusunda hep şanslı oluyor. peki bu kez şansları ne olur? Özellikle yönetmenin sicilinin bu denli karışık olması setlerde oyuncularıyla kavgalar ve tartışmalar yaşamasına rağmen yine de muazzam kadroları filmine toplayabilmesi tezat bir durum. Acaba bu oyunculardan bazıları Oscar heykelciğinin ışıltısı yüzünden mi nobranlığı ile bilinen yönetmen ile çalışmayı göze alıyorlar. Ne de olsa onun filmlerinde şansları yüksek oluyor. Ama bu kez işleri seyircinin yönetmene tepkisi yüzünden zor olabilir.

Filmin isminin neden Amsterdam olduğunu film içinde somut ifade eden bir olay ve diyalog yok. Baş karakterlerin şehirde geçen hikayeleri de uzun değil. Geriye tek kalan o şehri ve geçirdikleri güzel günleri filmin sonuna kadar yad edip durmaları yüzünden filme ismi verilmiş olabilir.

Bir diğer konu da ben filmi beğendim ama birlikte izlediğim eleştirmenlerden bir bölümü ya filmi beğenmedi ya da bazı sahnelerdeki diyalogların yersiz ve filmi gereksiz uzatan diyaloglar olduğunu söyledi. Filmin süresi 2 saat 14 dakika olunca bu tarz diyalogları keyif alarak izleyemezseniz bazı bölümler sizi de sıkabilir. Bu durumda filmi benim kadar sevmezsiniz. Ama yine de eli yüzü düzgün bir film olarak aklınızda kalacaktır.

Amsterdam Filmi Son Yorum

Yönetmen ve Christian Bale’in sicillerini bir kenara bıraksak. Sadece ortadaki esere bakarsak ben filmi beğendim. Laurel ve Hardy + Şaban vari hikaye, Polisiye, dostluk, dürüstlük, komedi, iyilik ve hayatlarının sadece bir döneminde bile olsa güzel geçen günlerin bizim de burnumuzda tütüyor olması yüzünden filmden keyif aldım.

Ama onların sicilini göz önünde bulundurursak belki de filmi protesto etmek bile gerekebilir.

Sinema Dolu Günler

Devamını Okuyun
Reklam

Sinema

“Until Dawn: Şafağa Kadar” Ne Zaman Vizyona Girecek? Türkçe Alt Yazılı Fragman İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Şafağa kadar dayanabilir misin?

Until Dawn: Şafağa Kadar 25 Nisan’da sinemalarda…

Devamını Okuyun

Sinema

Looney Tunes: Dünyayı Kurtarma Operasyonu Ne Zaman Vizyona Girecek? Türkçe Fragmanı İzleyin

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Tüm dünyanın hayran olduğu LOONEY TUNES serisi animasyon filmiyle ilk kez sinemaya geliyor.

Film 24 Ocak’ta Sinemalarda!

Kıyafetlerden, ev eşyalarına, okul malzemelerinden, yiyeceklere kadar her yerde gördüğümüz, hayatımızın bir parçası haline gelen sevimli kahramanlarımızı ilk kez bir sinema filminde izleyeceğiz.

WARNER BROS’un yapımını üstlendiği filmin senaristi “Tom & Jerry”in senaryo yazarı Kevin Costello. Rotten Tomatoes skoru %100 olan film tüm dünyada büyük bir merakla ve heyecanla bekleniyor.

Babalarından kalan evlerini kurtarmak için iş arayan Daffy Duck ve Porky Pig’in şansı bir türlü yaver gitmez. Son çare olarak bir sakız fabrikasında işe girdiklerinde Daffy, dünyanın bir uzaylının hain planlarına karşı tehlikede olduğunu fark eder.

Peki dünyayı kurtarmak hangi cesur kahramanların görevidir? Tabii ki Daffy Duck ve Porky Pig! Zamana karşı yarıştıkları bu eğlenceli macerada onlara eşlik etmeye hazır mısınız?

Devamını Okuyun

Sinema

Haluk Bilginer ve Angelina Jolie’yi Buluşturan “Maria” Ne Zaman Vizyonda Olacak? Türkçe Altyazılı Fragman İzleyin

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

1970’lerin Paris’inde, dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın çalkantılı, güzel ve trajik hayatının son günlerini yeniden yaşatan ve hayal ettiren filmin başrollerinde Angelina Jolie, Haluk Bilginer ve Alba Rohrwacher var.

Maria, 21 Şubat’ta sadece sinemalarda…

Devamını Okuyun

Sinema

M. Night Shyamalan ve Apple TV+’ın Başı ‘Servant’ Yüzünden Büyük Dertte!

M. Night Shyamalan, Apple TV+ Dizi Film ‘Servant’ Konusunda 81 Milyon Dolarlık Telif Hakkı Davasıyla Karşı Karşıya

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Yönetmen M. Night Shyamalan, Apple TV+’da yayınlanan  “Servant”dizisini yapmak için bağımsız bir filmden kopyaladığı iddiaları nedeniyle Salı günü yargılandı.

İtalyan doğumlu bir yönetmen olan Francesca Gregorini, dizinin 2013 tarihli “Emanuel Hakkındaki Gerçek” filminden önemli unsurları çaldığını iddia ederek Shyamalan ve Apple’a 81 milyon dolar dava açtı.

Servant – Apple TV+

Avukatı Patrick Arenz, Salı günü Riverside, Kaliforniya’daki federal mahkemede yaptığı açılış konuşmasında jüri üyelerine her iki projenin kliplerini gösterdi. Her ikisinin de bir bebeğe gerçek bir bebekmiş gibi bakan sanrılı bir anneyi ve sanrıda suç ortağı olan bir dadıyı tasvir ettiğini savundu.

Arenz jüriye “Bu basit bir dava,” dedi. “‘Emanuel’ olmadan ‘Servant’ olmazdı.” dedi.

Shyamalan, yapımcı Taylor Latham ve Apple TV+’ın programlama başkanı Matt Cherniss ile birlikte savunma avukatlarının arkasında oturdu. Diziyi yaratan İngiliz yazar Tony Basgallop, savunma avukatı masasına otururken, Gregorini avukatlarıyla birlikte davacıların masasında oturdu.

The Truth About Emanuel

Savunma sırası geldiğinde avukat Brittany Amadi, Basgallop’un “The Truth About Emanuel” yayınlanmadan yıllar önce şovu geliştirmeye başladığını ve gösteriye katılanların filmden hiç çekilmediğini savundu.

Amadi, “Bayan Gregorini burada beklenmedik bir kazanç arıyor,” dedi. “Yapmadığı iş için 81 milyon dolar arıyor. Gerçek şu ki, ‘Sevant’ın yaratıcıları Bayan Gregorini’ye hiçbir şey borçlu değil.”

Gregorini, “Servant”ın platformda çıkışından kısa bir süre sonra Ocak 2020’de dava açtı. Bir federal yargıç başlangıçta birkaç ay sonra davayı reddetti, ancak 9. Bölge Temyiz Mahkemesi 2022’de yeniden canlandırdı ve iki eserin “önemli ölçüde benzer” olup olmadığı konusunda gerçek bir anlaşmazlık buldu. Yargıç Sunshine Sykes, Apple’ın Kasım ayında özet karar talebini reddetti ve davanın bir jüri tarafından çözülmesi gerektiğini emretti.

Shyamalan’ın, dizinin diğer yaratıcılarıyla birlikte tanıklık etmesi bekleniyor. Jüri üyeleri, “The Truth About Emanuel”i ve “Servant”ın ilk üç bölümünü bütünüyle izleyerek davaya başlayacaklar.

“The Truth About Emanuel”de Jessica Biel ve Kaya Scodelario rol aldı ve Sundance Film Festivali’nde oynadı. Para kazandırmadı. Savunma, filmin Los Angeles’ta sadece 226 dolar ve Philadelphia’da bir izleyiciden sadece 9 dolar hasılat elde ettiğine dair kanıtlar gösterdi.

Bakalım mahkeme nasıl sonuçlanacak ve “Servant” mahkum mu olacak? Yoksa tahliye mi?

Servant – Apple TV+

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar