Dünyayla Benim Aramda dizisini izledim ve spoilersız olarak youmlayacağım.
Disney+’ın iddialı yerli yapımlarından ikincisi olan Dünyayla Benim Aramda’nın ilk iki bölümü dizinin finale doğru nasıl gideceği hakkında fikir vermese de benim tarzım bir dizi olmadığını görmemi sağladı.
Dizinin ilk iki bölümü yayınlandı ve her hafta bir bölüm daha yayınlanarak 8. bölümde tamamlanacak. Bölümler 55 dk civarı süreye sahip. İyi bir emek ve bütçe harcaması var. Entrika seviyorsanız? Sevgilnizi nasıl elde tutacağınıza dair fikir edinmek isiyorsanız, Demet Özdemir, Buğra Gülsoy ve Metin Akdülger hayranıysanız kaçırmayın.
Dünyayla Benim Aramda Nasıl? İzlenir mi?
Ben bundan sonra izleyemeyeceğim. Çünkü hikaye açısından klişelerden kurtulamayan ve benim açımdan yapay bulduğum bir dizi olmuş. Sanki yaz dizisi diye yayınlanan ve neredeyse 3-4 sezon üst üste benzerlerini izlediğimiz Can Yaman veya (Iceee) Kerem Bürsin’in son yapımlarının bir versiyonu ama drama versiyonu gibi duruyor.
Disney + Güçlü İşler Yapmak İstiyor
Disney Plus yeni giriş yaptığı ülkemizde iyi işler yapmak istiyor. Bunun için de ülkemizin en önemli dizi film oyuncuları ile reklam kampanyalarının yüzü de olmaları için erkenden çalışmalara başlamıştı. Ve reklamlarını aylar önce sık sık izledik. Sonrasında da bir bir takvime uygun şekilde yapımlarla bizleri buluşturuyorlar. Ancak gelin görün ki biz izleyici için yerli içeriklerin hali sıkıntılı
Hep aynı tarz çalışma ortamı hep aynı karakterler
Örneğin Melisa Döngel ve Ali Yoğurtçuoğlu’nun karakterlerini ben en az 3-4 kez Yaman & Bürsin ve benzeri dizilerde izledim. İşin aksi yanı Melisa Döngel ve Zerrin Tekindor hep aynı karakteri oynuyor gibi geliyorlar. Burçin’in Madam’dan ya da başka bir Tekindor performansından farkı yok gibi. Hatta çok ilginçtir ki George Milller filmi Üç Bin Yıllık Bekleyişteki Kösem Sultan performansı daha farklıydı. Gerçi Tekindor’un oradaki rolü azdı ama bana farklı geldi. Beğendim.
Dünyayla Benim Aramda Dizisinin Artıları
Örneğin dizinin artılarından birisi olan Tolga (Buğra Gülsoy) karakteri üzerinden yerli dizi, yerli ağa dizisi ve izleyicinin değersiz işlere reyting kazandırması eleştirisi varken bu dizinin de yukarıda bahsettiğim yaz dizilerinin bir muadili olması Tolga’nın yaşadığı sancıları boşa çıkarıyor. Biz Tolga’nın oynadığı gibi dizileri de ve maalesef bu dizileri de destekleyemiyoruz. Ama dizi eleştirisine katılmamak mümkün değil. Hele ki çekilişle sete gelen kızlara “ne işiniz var burada gidip gezsenize” diye özetleyeceğim çıkışı şahaneydi.
Disney Plus’a Dünyayla Benim Aramda Tavsiyesi
Keşke bizim gibi bu işin içinden olan bir focus grup diziyi yayınlanmadan pilot bölümü çekilmişken izleyip geri bildirimde bulunabilseydi.
Hadi onu geçtim keşke 8 bölümü bir defada yayınlansaydı. Çünkü ben kalan bölümleri izlemeyeceğim. Ama hepsi yayında olsaydı mecburen izleyecektim. Ama şimdi dizi ile bağım koptu. Ve bir handikap da Metin Akdülger gibi benim bile (ki kadınların çok daha fazla ) merakla beklediğim bir karakter ilk iki bölümde yoktu. Bu da dizi için handikap oluşturdu.
Dizinin başrol oyuncularından Hafsanur Sancaktutan’ı özellikle ilk bölümde bir tek ben mi Büşra Pekin’e benzettim. Bilerek mi yapılmış ve bir mesaj mı var çözemedim.
Aklıma Gelen Sorular
Kuş Uçuşundaki hırslı kızın bir versiyonu mu geliyor? Tolga aslında biraz Fi’deki Can Manay özgüvenine mi sahip? Ve bu özgüveni oyunculuğu ile ilgili defolarının olduğunu düşünmesi ile de kanadı kırık bir kuş gibi Behzat Ç’nin gel gitleri gibi olmasını sağlıyor. Hırslanan kız, Can Manay vs derken ben maalesef diziden kopmuşum.
İletişim Çözüm İletişim
İlkin ve Tolga birbirlerini çok seviyorlar Ama buna rağmen iletişim kopuklukları olması ve bunu bence çok tehlikeli bir yöntemle çözmeye çalışmaları aklınıza şunu getiriyor keşke İlkin sadece aşağılamak yerine Tolga’nın yani sevdiği insanın dizi filmini izlese (beğenmese ama izlese) ve kendisiyle iletişim kurabilse. Ah keşke.
Yukarıdaki “Yapay” eleştirimi de biraz açayım. Mecidiyeköy Torun Center Plazasındaki o şahane Moda Dergisi ofisi sanırım benim olduğu kadar Türkiye’deki tüm beyaz yakalıların hayal ettiği çalışma ortamına sahip bir ofis. Klişelikten uzaklaşmayan ukala çalışma arkadaşlarını bir kenara bırakacak olursak o ofis gerçekten çok iyi. Ki benzerlerini Yaman, Bürsin , Aybike Pusat + Furkan Andıç dizilerinde gördüğümüz o şahane ofis neredeee? Ama bunca yıllık çalışma hayatımda ben en azından bizim ülkemizde böyle bir ofise rastlamadım ve çalışmadım. Acaba çok var da benim talihsizliğim mi? Ben mi bulup da çalışamadım. Yoksa Tolga ve İlkin’in lüks özel hayatları, oteller, rooflar havuzlu villalar ile dizi bize bunların hayalini mi satıyor? Böyle olunca dizi sadece belirli bir kitleye hitap edecek gibi duruyor.
Belki de hedeflenen budur.
Son kez hatırlatayım Metin Akdülger afişteki 4 başrolden birisidir ve ilk iki bölümde olmaması çok riskli ve çok lükstür. Baş rol oyuncusunu 2 bölüm oynatmayıp sonra devreye sokmak sizce de çok riskli değil mi?
Ama dizi ekibinden şu cevap da gelebilir – Eee şimdi meraktan kalan bölümleri de izleyeceksin 😉
İyi Seyirler