Chris Pratt, Zoe Saldaña, Dave Bautista, Karen Gillan, Pom Klementieff, Vin Diesel (Groot / seslendirme), Bradley Cooper (Rocket / seslendirme), Sean Gunn, Chukwudi Iwuji, Will Poulter ve Maria Bakalova’nın rol aldığı “Galaksinin Koruyucuları 3” filmi, 5 Mayıs Cuma gününden itibaren vizyonda. Ben filmi Disney Studios Türkiye’nin davetlisi ve İletişim Deposu ev sahipliğindeki özel gece de izledim. Şimdi Spoilersız olarak Guardians Of The Galaxy Vol 3‘ninyorumlarına başlayalım.
Galaksinin Koruyucuları 3 filmi bu serinin en uzun yapımı olarak karşımıza çıkıyor süresi 2,5 saat. Yönetmen ilk filmden sonra 2.ye 15 dakika ve ondan sonra bu filme de bir 15 dakika daha ekleyerek süreyi 2 saatten 2,5 saate çıkartmış. Uzun süresine rağmen ben hiç sıkılmadan filmi baştan sona keyifle izledim. Filmde alışık olduğumuz üzere yine karışık kaset formatlı eski şarkıları dinliyor Koruyucuların kendine has üslubuyla espirilerine gülüyor Avengers göndermelerine kahkaha atıyor ve aksiyona doyuyoruz. Tabi bir de işin duygusal boyutu var ki bence serinin en en duygusal film olarak da öne çıkıyor.
Galaksinin Koruyucuları 3’de Roket’in Hikayesi
Bu kez porsuk mu?, kunduz mu? rakın mu olduğu tartışılan Rocket yani Roket’in hikayesine odaklanıyoruz. Ve hiç bilmediğimiz geçmiş hikayesi ile başına neler geldiğini öğreniyoruz. Ve flashbacklerle izlediğimiz bu sahneler gerçekten yürek burkuyor. Uzun yıllardır film izlerim benim için kriter şudur : eğer izlediğim sahne bilindik şeyler anlatıyorsa, yönetmen ve senaristin bu sahnedeki olayı bana bilindik olmasına rağmen öyle iyi bir üslupla anlatması gerekir ki beni etkilemeyi başarsın. Galaksinin Koruyucuları 3 filminde de Roket’in başına gelenler bunca yıldır izlediğim dizi ve filmlerde farklı karakterlerin başına gelen benzer şeyleri anlatıyor. Ama yönetmen James Gunn’ın mahareti de burada ortaya çıkıyor.
Guardians Of The Galaxy Vol 3 Yönetmeni Başarılı mı?
James Gunn Roket’in geçmişine dair hikayeyi doğru zamanladığı flashbacklerle çok iyi kotarmış ve bildiğim hikayeyi bana seyrettirip sevdirmeyi başardı.
Başarısı sadece bununla sınırlı değil. Marvel yapımcısı Kevin Fiege’den nasıl onay aldı bilmiyorum ama bu filmi yeni Avengers hikayesinden ve hatta Marvel’deki diğer tüm yapımlarla bağlantılamaktan kaçırmayı başarmış.
“Peki bunun neresi başarı?” diye sorabilirsiniz, cevabım şu : Ant-Man ve Wasp Quantumania filminin başarısızlığı.
Ant-Man benim Iron Man ve Spider-Man’den sonra en sevdiğim serilerden birisiydi. Ama 3. film beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Aşağıya linki koyuyorum ona da bakarsınız
Ant-Man yeni kötü adamı tanıtma ve yeni Avengers’ın temelini atma filmi olarak çok başarısız kaldı. Kendi hikayesini anlatmayı bıraktı Marvel sinematik evrenindeki zaman akışında bağlantı filmi olma rolüne soyundu. Ama Galaksinin Koruyucuları 3 ise tüm bunlardan uzak durarak kendi hikayesine odaklanınca ve onu da iyi anlatınca iyi bir film karşımıza çıktı. Ayrıca yönetmen Gunn bu işte bir formül varsa sonuna kadar bunu kullanırken filmini kopya olmaktan da uzak tutmayı başardı. Ki formül kullanılan işlerin genelde önceden yapılmış benzerlerinin ucuz kopyasına dönüşme olasılığı yüksektir.
Galaksinin Koruyucuları 3 Son Söz
Filmde hayvanlar üzerinde yapılan testlerle ilgili de güzel mesaj verilmiş. Filmin müzikleri de gayet güzel ve dikkat çekici. Vee bu arada artık Stallone’de Marvel evreninde! Ayrıca Marvel sinematik evreninde Örümcek-Adam Eve Dönüş Yok sonrası düşüşe geçen filmlerin ardından çıtayı yeniden yukarı çeken bir yapım olmuş. İki buçuk saatlik uzun süresine rağmen sıkılmadan eğlenerek ve aile olmanın sadece aynı kan bağından gelmek olmadığını iyi anlatan bu filmi kaçırmayın.
Filmin konusuna da bakalım: Marvel Studios’un ‘Galaksinin Koruyucuları 3’ filminde, sevilen uyumsuzlar takımı, Knowhere’de kendilerine bir hayat kurar. Ancak Rocket’ın çalkantılı geçmişinin yankılarıyla hayatlarının alt üst olması uzun sürmez. Hala Gamora’yı kaybettiği için perişan halde olan Peter Quill, Rocket’ın hayatını kurtarmak için takımı toplamaya karar verir. Bu tehlikeli görev başarıyla sonuçlanmazsa, Koruyucular’ın sonu gelebilir.
Gladyatör 2 filmini Filmin Adı Ne Kanka ev sahipliğinde World Cinezone sinema salonlarında vizyondan üç gün önce izledik.
World Cinezone’un Kokteyli ve Ev Sahipliği Üst Düzeydi. World Cinezone ve Filmin Adı Ne Kanka’ya Teşekkürler
Harika bir akşamdı World Cinezone sinemaları usta bir şefin hazırladığı özel bir menüyü kokteyl sırasında bize sundu ve çok keyifli bir başlangıç yaptık.
World Cinezone‘da Lazer IMAX teknolojisi ile Mutlaka Tanışın
Ve sonrasında Gladyatör 2 filmini teknolojinin geldiği son nokta olan Lazer IMAX teknolojisi ile izledik. Görüntü kalitesi ve ses harikaydı.Film öncesinde bize özel yirmi dakikalık bir sunum izlettiler ve mevcut IMAX teknolojisi ile şu anki bu 4K Lazer IMAX teknolojisi arasındaki görüntü kalite farkını da çok net şekilde görmüş olduk.
Gladyatör 2 Ne Anlatıyor?
Filme gelecek olursak 2,5 saatlik uzun süresine rağmen aslında film çok ilginç şekilde yönetmenin anlatmak istediklerine göre çok hızlandırılmış gibi kaldı. Örneğin beş veya altı kez hikayenin farklı dönüm noktalarında filmdeki çeşitli karakterler veya halk karşı karşıya kaldıkları durumu çok çabuk kabullenip hikayenin bir sonraki evresine geçmemizi sağladılar. Neden bu kadar çabuk kabullendiklerine anlam veremedim. Siz de izlediğinizde muhtemelen bana hak vereceksiniz özellikle Hanno ile Lucilla arasındaki iki konuşma arasında neredeyse bir günlük fark var ama ikinci karşılaşmalarında Hanno’yu bir anda her şeyi kabullenmiş olarak izliyoruz.
Gladyatör ve Gladyatör 2 Karşılaştırması
Bunun yanı sıra tabii ki ilk filmin efsane mertebesinde olması bu filmin işini çok zorlaştırıyordu ki öyle de oldu film kaliteli görsellere, iyi aksiyon sahnelerine detaylı sahne çekimlerine sahip iyi bir aksiyon filmi olarak karşımıza çıkıyor, ilk film gibi efsane mertebesine erişemiyor. Ve ilk filmden benzerlikler (aslında onun sebebi Maximus’un yaptıklarının karakterimizin hafızasında olması) var. Hikayenin benzerliklerini bir kenara bırakırsak film müziklerinde de birebir aynı şarkıların kullanılması ilginç olmuş.
Gladyatör 2’den Aklımda Kalanlar
Film içerisinde en çok dikkatimi çeken karakterler ise ikiz imparatorları oynayan oyuncuların çizdikleri tuhaf, sarkastik, dengesiz karakterlerdi. Filmden aklımda en çok kalan nedir diye sorsanız onları söylerim. Bunun yanı sıra Denzel Washington’ın canlandırdığı karakterin yaptıkları beni hayal kırıklığına uğratırken başrol oyuncusu Paul Mescal ise bazı sahnelerde o sahnenin duygusunu çok iyi verirken bazı sahnelerde ise tutuk kalmış gibiydi. Buna anlam veremedim. E tabii ki Russell Crowe’un ilk filmdeki performansı da akıllarımıza öyle bir kazınmıştı ki gerçekten onun üstüne çıkmak için oskarlık performans gerekiyordu.
Gladyatör 2 İçin Son Söz
Gladyatör’ün bu hafta sonu izlenecek en iyi film olduğunu da hatırlatmalıyım. Özellikle Lazer IMAX‘te ya da en kötü ihtimalle IMAX salonda izlerseniz büyük keyif alırsınız.
Dune evrenine yeni bir soluk getiren Dune: Prophecy dizisinin ilk bölümünü bugün yapılan özel prömiyerle izledik.
BATUHAN ŞAFAK
Dune serisinin evreninde geçen ve özellikle Bene Gesserit kardeşliğine odaklanan dizi, karanlık atmosferi ve güçlü karakter derinliğiyle dikkat çekti.
Bene Gesserit, zihin ve beden üzerinde mutlak kontrol sağlayabilen, sıradışı yeteneklere sahip bir kadınlar grubudur. Dune: Prophecy, bu grup üyelerinin, insanlık üzerinde uzun vadeli etki yaratacak planlarını nasıl şekillendirdiklerini ve bu güç mücadelesinin ardındaki gizemi keşfeden bir hikaye sunuyor. Dizinin ilk bölümü, izleyicileri derinlemesine bir evrene sokarak, karakterlerin içsel çatışmalarını ve yönetebilecekleri güçleri gözler önüne seriyor.
Büyük bir Dune film serisinin ve kitaplarının hayranı olarak, dizinin atmosferinin orijinal eserin karanlık ve derin yapısına sadık kalması, kitabın hayranlarını memnun edecek bir detay olarak öne çıkıyor. Dune: Prophecy, Bene Gesserit’in güçleriyle insanlık tarihi üzerindeki etkilerini sorgularken, izleyiciyi aynı zamanda Herbert’ın evrenindeki karmaşık politik ve felsefi yapılarla da tanıştırıyor.
Dizinin görsel atmosferi, Dune evrenine ait ikonik manzaraları ve teknolojiyi etkileyici bir şekilde yansıtıyor.
Dune evreninin derinliklerine inen bu yeni dizi, hem eski hayranları hem de yeni izleyiciler için benzersiz bir deneyim sunuyor.
Dizinin ilerleyen bölümleri, Bene Gesserit’in uzun vadeli planlarını ve bu karanlık gücün insanlık üzerindeki etkilerini daha da derinlemesine inceleyecek gibi duruyor. Dune evrenine olan ilgisiyle tanınan izleyiciler, şimdiden dizinin gelecekteki bölümleri için sabırsızlanıyor. İlk bölüm sadece Blu Tv‘de 18 Kasım günü geliyor.
Gladyatör 2: IMAX Lazer Deneyimiyle Efsanenin Geri Dönüşü | Film İnceleme
Gladyatör 2 Filminin Yorumları Spoilersız Olarak Yazımızda Siiz Bekliyor. En Çok Merak Edilen “Gladyatör 2 İlk Filme Göre Nasıl Olmuş? ” Sorusunun Cevabını da bulacaksınız.
Vizyonundan 3 gün önce gerçekleşen Gladyatör 2 filminin özel gösterimi, yalnızca filmi değil, aynı zamanda Türkiye’de ilk kez IMAX Lazer teknolojisini deneyimleme fırsatını da sundu. Yıllardır sinemaya gitmiş olmamıza rağmen, bu teknoloji farkıyla gerçekten “gerçek sinema” deneyiminin ne olduğunu yeniden keşfettik. IMAX lazer, ses ve görsel kalitesiyle daha önceki IMAX deneyimlerinden çok daha üstün bir performans sunuyor. Görüntülerdeki canlılık ve derinlik, sahneleri daha etkileyici ve sürükleyici hale getirirken, ses kalitesinin yüksek çözünürlükteki detayları, her anı hissedilir kıldı.
Gladyatör 2 Film Konusu ve Hikaye Akışı Nasıldı?
Gladyatör 2’nin hikayesi, ilk filmdeki kahramanımız Maximus’un izinden giden Hanno’nun üzerine odaklanıyor. Hanno, imparatorluk tarafından yalnızca halkı eğlendirmek için arenada ölüm kalım savaşlarına zorlanmaktadır. Ancak Hanno, öfkesini dizginleyemeyen bir savaşçı olarak, Roma İmparatorluğu’nu sarsacak bir darbe için harekete geçmeye karar verir. En büyük düşmanı olarak gördüğü adamdan intikam almak gibi kişisel bir motivasyonu da olan Hanno, kendi savaşını verdiği arenada, izleyicilere bir güç ve intikam hikayesi sunuyor. Esas soru ise Hanno’nun geçmişinde saklı olan sırrın ne oldu?
Gladyatör 2 Filmininde Performanslar, Yorum ve Genel Değerlendirme
Filmi değerlendirirken, özellikle başrol oyuncusu Paul Mescal’ın performansı bende karmaşık bir izlenim bıraktı. Bazı sahnelerde etkileyici bir performans sergilerken, bazı anlarda duygusal geçişlerde yetersiz kaldı. İlk filme kıyasla, Gladyatör 2’nin genel atmosferi ve hikayesi beklenen düzeye ulaşamasa da, aksiyon ve savaş sahnelerindeki gerçekçilikle izleyicileri bir nebze tatmin edebiliyor. Yine de Gladyatör efsanesinin ilk filminin gölgesinde kalan bir devam filmi olarak akılda kalacak.
Gladyatör 2 Neden İzlenir?
Sonuç olarak, Gladyatör 2 yine de vakit ayırmaya değer bir yapım; özellikle IMAX Lazer deneyimiyle filmi görsel bir şölen haline getiren bu özel gösterim, filmden bağımsız olarak bile unutulmaz bir sinema deneyimi sunuyor.
HBO’nun yeni süperstar dizisi ülkemizde de Amerika yayının saatler sonrasında hem de Türkçe dublajlı olarak BluTV‘de yayınlanan The Penguin sekizinci bölümüyle final yaptı. The Batman filminde tanıştığımız ve Colin Farrell‘ın canlandırdığı Penguen kendine has hikayesi ve Colin Farrell ve diğer başrol oyuncusu Cristin Milioti‘nin resitalleri karşımıza çıktı.
Dizi aslında günümde geçmesine (örneğin herkes son model iPhone falan kullanıyor 🙂 rağmen yapımcı Lauren LeFranc ve özellikle yönetmen Craig Zobel harika bir atmosfer yaratarak kendinizi 70’li, 80’li yıllarda hissetmenizi sağlayacak görselliği yakalamışlar ve bunu sizi rahatsız etmeyen bir anlatımla başarıyorlar. Bunda müziklerin seçiminin de çok etkisi var.
Penguen Suların Yıktığı Gotham’da Yükselecek mi?
DC’nin yeni Batman serisinin başlangıç filmi The Batman’de yeni Batman olarak Robert Pattinson’ı izlediğimiz gibi uzun yıllar sonra kötü adam Penguen’de Batman filmine dönüş yapmıştı. Ama ilk filmde biraz arka planda kalan bir rolde karşımıza çıkan Penguen HBO’nun süprizi ile The Batman sonrası kendi solo hikayesi ve 8 bölümlük dizisi ile hikayesinin derinine ve travmalarına inmemizi sağladı. Aslında WB Discovery ve HBO 2022’deki ilk Batman filmi ile 2026 yılında vizyona girecek olan ikinci filmin arasında güzel bir hikaye geliştirmiş oldu. İlk filmde arka planda kalan Penguen’in yaşananlar sonrası Gotham City’deki güç savaşında arada kalışı ve savaştan tüm gücü alarak çıkmaya çalışmasını anlatıyor. Ancak çok çok sert rakipleri ve engelleri var.
The Penguin Gotham Şehrinde Güç Savaşının İçinde
The Batman filminde biraz arka planda kalmış olmasına rağmen bu dizi ile birlikte ikinci film öncesi Gotham City’de nasıl bir güç savaşı verildiğini ve Oz Cobb’un yani Penguen’in bu savaş içersindeki rolünü izliyoruz. Dizide Penguen’e kimi zaman kaypaklığı, iki yüzlülüğü ve aldatmacaları yüzünden kızarken kimi zaman da içten içe hayatındaki arka plan konuları yüzünden üzülüyor sempati duyuyorsunuz. Ama en nihayetinde Oz tüm dizi boyunca yine Penguenliğini yapıyor 🙂
The Penguin 8. Bölüm Etkileyiciydi
Son bölümde küçük küçük üç tane sürpriz olması hoştu. Spoiler vermeden üçü için de Batman filminden küçük işaretler desem şimdilik yeterli olacaktır. Özellikle son anda gelen bir siyah mektup çok dikkat çekiciydi.
ikinci film öncesinde Penguenin artık Batman için gerçekten çok güçlü ve tüm kötülüğü ile ciddi bir düşman olacak mı? Yoksa bu zidideki hikayesi ile düşecek mi? Kısacası dizideki güç mücadelesini kazanıp kazanmayacağını bu sekiz bölümlük mini dizi ile seyretmek beklediğimden çok daha yüksek bir performans gördüğüm için iyi oldu.
The Penguin / Penguen Dizisi İçin Son Söz
BluTV‘de yayınlanan Penguen dizisi bu sonbaharın en sağlam televizyon dizilerinden birisi olmuş. Batman filmlerini seviyorsanız, çizgi romanların hayranıysanız ve karanlık atmosferli suç hikayelerini seviyorsanız muhakkak BluTV den The Penguin dizisini izleyin kaçırmayın.
Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş