Uyarlama filmi anlarım, ama uyarlama adı altında aynı filmi yapmayı anlamam. Senaryoyu tamamlarken ana yapımda eksik gördüğün şeyleri ve özgün bir kaç fikir ile baştan çekersin. Hiçbir şey eklemeden yenisini çekmek para kazanmaktan başka bir şey değil.
Biletinial.com un daveti ile Bollywood sinemasının yenisi Laal Singh Chaddha filmini erkenden izledik. Başrollerini Amir Khan, Kareena Kapoor, Mona Singh ve Naga Chaitanya Akkineni’nın paylaştığı Laal Sing Chaddha hikayesini çok yakından bildiğiniz 1994 yapımı Forrest Gump’tan uyarlandı. Sıradan bir adamın sıradışı hikayesini konu alan filmi, tam 28 yıl sonra Bolywood sineması sayesinde uyarlama bir biçimde tekrar izledik.
Film Nasıldı?
Uyarlama olduğu için Forrest Gump filmi hakkında ne düşünüyorsanız aynısını düşünebilirsiniz. Filmde elbet farklılıklar vardı; ama bu farklılıklar her ülkenin, milletin kendine özel ideolojisi sayesinde oluşan bir farklılıklardı. Forrest Gump, Hollywood yapımı bir film olduğu için, Laal Singh Chaddha kendi milleti yani Hindistan kültürüne uyarlaması lazımdı. Uyarlama konusunda aşırı başarılı olan filmin senaryosunun tamamlanması pandemi sebebi ile neredeyse 10 yılı bulmuş. Filmde oyunculuklar asla sırıtmıyor. Amir Khan’ın kaliteli oyunculuğu sizi filme tekrardan bağlıyor. Bollywood filmi olduğu için çok uzun bakışma ve hareketli dans sahneleri var diye düşünebilirsiniz. Ama bu film size ters köşe yapacak çünkü filmde ne bakışma sahnesi ne de hareketli dans sahneleri var. Her şey gayet olması gerektiği gibi.
Amir Khan ve Yapımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
2014 yapımı Pk (Peekay) filminde Hinduizm ile dalga geçmesinden ve sonrasında Emine Erdoğan ile görüşmesinden dolayı çoğu ülkede linç yiyen Amir Khan, uzun bir süre beyazperdeden uzak kalmıştı. Laal Sing Chaddha filmi ile beyazperdeye geri dönen Amir Khan’ın bu filmde de terörist sempatizanlığı yapması gözümüzden kaçmadı. Vermek istediği “hepimiz insanız” mesajı herkes tarafından kabul görülmeyebilir. Forrest Gump, Vietnam’da kendi teğmenini kurtarırken, Laal’ın Karling’de düşmanını kurtarması bizim gözümüzde terörist sempatizanlığı yapmaktan başka bir şey değil.
Genel olarak bakıldığında başarılı bir uyarlama olsa bile, para kazanmak için aynı şeyleri farklı yönlere çevirip tekrar önümüze koyulması hiç mantıklı ve sağlıklı değil. Yine de vakit geçirmek için izlenebilir bir yapım olmuş. Başarılı oyunculuğundan dolayı Amir Kahn ve tüm Laal Sing Chanddha ekibini tebrik ederiz.
Dünyanın en büyük oyun geliştiricisi Gearbox’tan sonra Sony’nin de ortak olduğu Borderlands dünyayla aynı anda Türkiye’de 9 Ağustos’ta vizyona girecek. İnsanların gizemli bir kalıntı aradığı, terk edilmiş kurgusal Pandora gezegeninde geçen popüler video oyununa dayanan film 2024 yılının, en çok beklenen yapımları arasında yer alıyor.
Uncharted, Spider-man serisi, Iron Man ve Venom’un yapımcısı Avi Arad ve Erik Feig’in sinematik haklarını satın aldığı filmde, iki kez Akademi Ödülü kazanan Cate Blanchett, Kevin Hart, Jamie Lee Curtis, Jack Black gibi usta oyuncular yer alıyor. Hostel serisiyle hafızalara kazınan Eli Roth’un yönetmenliğini yaptığı filmde, Pandora evreninde Atlas’ın kayıp kızını bulmak için en güçlü S.O.B. ile beklenmedik bir ittifak kuran kahramanların inanılmaz hikayesini izlemeye hazır olun !
Cumhuriyet tarihinin en önemli kültür hazinelerinden biri olarak kabul edilen, bir dönem dünyanın en çok satan dergilerinden biri olan Gırgır’ın efsane karakteri Arap Kadri’nin hikayesidir.
Ormanda yaşayan orman halkı, susuzlukla birlikte dayanılmaz hale gelmişlerdir. Bunun için çözüm arayan Tarzan ile çözüm aramayan Arap Kadri, liderlik çatışması içindedir. Tam o sırada ormana bir kız gelir. Hülya, Arap Kadri’nin kızı olduğunu söyler. Buradan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hülya, babasının kız istemede ve düğünde yanında olmasını istemektedir. Arap Kadri ne kızı kabul eder, ne kız istemeyi, ne düğünü. Ama Tarzan, su sorununun para ile çözüleceğini öğrendiğinde, Hülya’nın da zengin olduğunu bildiği için Arap Kadri’yi şehre gitmeye ikna eder. Arap Kadri şehre alışkındır fakat Tarzan için bu ilktir.
Deneysel belgesel filmleri “Tülay German: Kor ve Ateş Yılları”, “Huzursuz Topraklar”ve “Araf”’ın yanı sıra “Zarlar ve İnsanlar” gibi video enstalasyonlarıyla adından söz ettiren ödüllü yönetmen, sanatçı ve akademisyen Didem Pekün’ün ilk uzun metrajlı belgesel filmi “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”, 17-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek 43. İstanbul Film Festivali kapsamında ilk kez izleyicilerle buluşacak. Didem Pekün’ün yönetmen koltuğunda oturduğu, Anna Maria Aslanoğlu (istos film)’nun yapımcılığı ve Melek Ulagay’ın ortak yapımcılığında hayata geçirilen yaratıcı dans belgeseli “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL” festivalin Ulusal Belgesel Yarışması’nda yarışacak.
Bazen Hep Birlikte Belgeselinin Konusu Nedir?
Film seyircisini, kuruluşundan bu yana paylaşarak üretimin devamlılığını önemseyen ve kendi dilini oluşturmayı odağına alan Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın kurucularından, dansçı ve koreograf Mihran Tomasyan’ı takip ederek hem Tomasyan’ı hem de İstanbul’u keşfetmeye davet ediyor. Performatif bir belgesel olan “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”, Tomasyan’ın Ermeni aile tarihi ve kimliği üzerinden paylaştığı arşivler, kolektif bir doğaçlama koreografi ve günümüz İstanbul’unun hengâmesiyle örülü bir anlatıyı takip ediyor.
Bazen Hep Birlikte / Otherwıse In Istanbul 43. İstanbul Film Festivali’nde
Yaratım ve dans performanslarında Mihran Tomasyan’ın yanı sıra Beste Demir, Ekin Önce, Leyla Postalcıoğlu, Nazlı Durak, Nazlı Tecimer ve Ufuk Fakıoğlu’nun yer aldığı “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”un görüntü yönetmenliğini Petros Nousias üstlenirken kurgusu Eytan İpeker tarafından gerçekleştirildi. Filmin müziklerinde ise Berke Can Özcan ile Elena Margarita Kakaliagou’nun imzası bulunuyor.
Evrensel bir iyimserlik ve toplulukçuluk hikâyesi sunan “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL” 43. İstanbul Film Festivali kapsamında 23 Nisan Salısaat 16.00’da Beyoğlu Sineması’nda ve 26 Nisan Cuma saat 21.30’da Sinematek / Sinema Evi’nde gerçekleşecek gösterimleriyle festival seyircisiyle buluşacak.
Didem Pekün’ünistos film yapımıyla gerçekleşen ilk uzun metrajlı belgesel filmi “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”un 43. İstanbul Film Festivali kapsamındaki gösterimlerinin biletlerine 5 Nisan Cuma gününden itibaren Passo üzerinden ulaşabilirsiniz.
BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL
Reklam
2024, Türkiye, 73’
Türkçe, Renkli, DCP, 1:85, 5.1 Sound, Türkçe, İngilizce altyazılı
Yönetmen
Didem Pekün
Yapımcı
Reklam
Anna Maria Aslanoğlu
Yapım
istos film
Ortak Yapımcı
Melek Ulagay
Reklam
Yazarlar
Didem Pekün, Eytan İpeker
Koreografi&Konsept
Mihran Tomasyan
Yaratım&Dans
Reklam
Beste Demir, Ekin Önce, Leyla Postalcıoğlu, Mihran Tomasyan, Nazlı Durak, Nazlı Tecimer, Ufuk Fakıoğlu
Korku sinemasının “as”ı olarak görülen ‘Omen’, beyazperdeye geri dönüyor. 20th Century Studios imzalı ‘Omen: İlk Kehanet’,
12 Nisan’da sinemalarda vizyona girecek. Filmin yönetmen koltuğunda Arkasha Stevenson oturuyor.
Seyircileri Roma’nın gotik, büyüleyici, tekinsiz ve tarihi atmosferine davet eden film, sinemaseverleri hikayenin öncesine götürecek. Kiliseye hizmet etmek üzere Roma’ya gönderilen genç bir Amerikalı kadının kendi inancını sorgulamasına sebep olan karanlık bir olayla karşılaşması sonucu yaşanılanları anlatan film, kötülüğün doğuşunu amaçlayan bir komploya izleyicileri davet edecek.
Başrollerini Nell Tiger Free, Tawfeek Barhom, Sonia Braga, Ralph Ineson ve Oscar adayı, Altın Küre Ödüllü Bill Nighy’nin paylaştığı ‘Omen: İlk Kehanet’in seriye sadık kalan ve gerilim dozunu yükselten senaryosunu Arkasha Stevenson, Tim Smith ve Keith Thomas kaleme aldı.