Bizimle iletişim kur

Kitap

İthaki Çocuk Yayınları’ndan “Kelebek Etkisi” Geliyor

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Duygular Ormanı’nda kasvetli bir gündü. Bazı talihsizlikler yaşayan ayı, can sıkıntısını geyikten çıkarınca bütün ormanda kara bulutlar dolaşmaya başladı. Kediden kuzuya, sincaptan fareye yayılan zorbalıkla herkesin tadı kaçmıştı. Kalp kırmak ne kadar da kolaydı! Ancak kelebek, bu zinciri bozmaya kararlıydı. Birini mutlu etmek, kalp kırmaktan daha kolay olmalıydı.

Kelebek etkisi, böyle bir şey miydi?

Dağıtım Tarihi: 05.12.2024

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

Vivant Denon ve Jean-François Bastide’in Kaleminden İki Hovarda Öykü

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Jean-François de Bastide’in 1755’te yayımlanan “Aşk Yuvası” adlı öyküsü ile Vivant Denon’un 1777’de anonim bir şekilde yayımladığı “Yarın Yok”tan oluşan İki Hovarda Öykü aralık ayında Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. İki Hovarda Öykü’de 18. yüzyıl cinselliğini özgürlükçü bir tarzda ele alan Vivant Denon ve Jean-François de Bastide, edebî bir metnin içine mimari detayları da ekleyerek dönemin sanat anlayışına dair ipuçları sunuyor ve geçici heveslerin peşine düşen karakterlerin etrafında geziniyor.

Can Yayınları, Jean-François de Bastide’nin “Aşk Yuvası” adlı eseri ile Vivant Denon’ın “Yarın Yok”u, İki Hovarda Öykü adıyla tek kitapta yayımlıyor.

İki Hovarda Öykü, Jean-François de Bastide’in 1755’te yayımlanan “Aşk Yuvası” adlı öyküsü ile Vivant Denon’un 1777’de anonim bir şekilde yayımladığı “Yarın Yok”tan oluşuyor. “Yarın Yok”ta aristokratlar dünyasında pek de deneyimli olmayan bir gencin evli bir kadınla giriştiği aşk macerasına tanık oluruz. “Aşk Yuvası” ise kadınları baştan çıkarmasıyla meşhur bir adama direnen genç bir kadının hikâyesi. Her iki öykü de mekânın güzelliğini erotik bir ikna aracı olarak kullanıyor. 18. yüzyılda cinselliği özgürlükçü bir tarzda ele alan Vivant Denon ve Jean-François de Bastide, edebî bir metnin içine mimari detayları da ekleyerek dönemin sanat anlayışına dair ipuçları sunuyor. Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupa’nın zenginleşmesi, Doğu’dan getirilen antikaların alınıp satılması, servet birikiminin artıp düşüncenin estetik metaya yönelmesi, kısacası yaşamak için acele eden bir çağın portresi, geçici heveslerin peşine düşen karakterlerin etrafında çiziliyor.

Devamını Okuyun

Kitap

Jorge Luis Borges’in Üç Önemli Eseri Aralık Ayında Raflardaki Yerini Alacak – Bu Üç Eseri Tanıyalım!

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerinden Arjantinli yazar Jorge Luis Borges, aralık ayında üç kitabıyla Can Yayınları’nda. Borges’in 1930’lu yıllarda kaleme aldığı felsefeye, teolojiye, edebiyata dair kısa denemelerinden oluşan eseri Tartışmalar, yazarın düşsel bir evreni kurguladığı, en sevilen hikâye derlemelerinden Ficciones, 1920’lerden 1970’lere kadar birçok kitap için yazdığı önsözlerden oluşan ve ilk kez Türkçe yayımlanan Önsözler Kitabı bu ay okurla buluşuyor…

Latin Amerika edebiyatının en önemli temsilcilerinden Jorge Luis Borges, Tartışmalar, Ficciones ve Önsözler Kitabı eserleriyle aralık ayında Can etiketiyle okurla buluşuyor.

Tartışmalar: Edebiyat, mitoloji ve felsefenin derinliklerine metaforik bir kazı

Borges’in 1930’lu yıllarda kaleme aldığı Tartışmalar, felsefeye, teolojiye, mitolojiye ve edebiyata dair kısa denemelerinden oluşuyor: Akhilleus ile kaplumbağa paradoksu, zaman içinde bir an olarak uzam, Kabala, kutsal üçlü gizemi, cehennem kültü, Chaplin, Sternberg, Fleming ve Vidor filmleri, okurun batıl inanışları, anlatı sanatı ve büyü, Arjantin edebiyatı ve gelenek/evrensellik meselesi, Flaubert’in ibretlik yazgısı… Bütün bunlar Borges’in kişiliğinin neredeyse samimi bir yansıması ve gelecekteki çalışmalarının anahtarı olan kitaba sığan sayısız temadan sadece birkaçı.

“Bu kitapta bir araya getirilen yazılar hakkında büyük bir açıklama yapmak gerekmez. ‘Anlatı Sanatı ve Büyü’, ‘Filmler’ ve ‘Gerçekliğin Postülasyonu’ birbirine eş kaygılara cevap veriyor ve sanırım nihayetinde birbirleriyle hemfikirler. ‘Bizim İmkânsızlıklarımız’, kimilerinin öne süreceği gibi zevksizlik abidesi bir yergi denemesi değil; varoluşumuzun pek de görkemli olmayan belirli nitelikleriyle ilgili üstü kapalı, kederli bir rapor.”

İleri görüşlü ve şüpheci Borges, bizi büyülüyor – Harold Bloom.

Gizemli, sonsuz, çetrefil bir labirent: Ficciones

Ficciones’teki öyküler hem bildiğimiz yasaların hiçbirinin geçerli olmadığı alternatif bir edebî evren hem de kurmaca üzerine derinlikli bir tefekkür sunuyor. Sınırsızlık ve sarmal düzenler teması üzerine kurulu bu metinlerde, yazar okurunu Cervantes’ten Baudelaire’e, James Joyce’tan Louis-Ferdinand Céline’e uzanan bir yelpazede edebiyat tarihi gezintisine çıkarıyor. Her biri yüzlerce sayfa okumuşuz, evrenler içinde gezinmişiz izlenimi veren hikâyelerde, iç içe geçmiş dünyalardan oluşan düşsel bir evren anlatılıyor.

“Elinizdeki kitabı oluşturan yedi metin fazla açıklama gerektirmiyor. Yedincisi –yani ‘Çatallanan Yollar Bahçesi’– bir polisiye; okurlar bana kalırsa, amacını bilseler de, anlamayacakları bir suçun hem icrasına hem bütün ön hazırlıklarına tanık olacaklar. Diğerleriyse fantastik metinler; içlerinden biri –‘Babil Piyangosu’– sembolizm açısından pek masum sayılmaz. Babil Kütüphanesi’ne dair bir metin kaleme alan ilk yazar ben değilim; tarihine ve tarihöncesine dair ilginçlikler Sur dergisinin 59. sayısının Leucipo’dan Lasswitz’e, Lewis Carroll’dan Aristoteles’e birbirinden farklı isimlerin geçtiği sayfalarında incelenebilir. ‘Dairesel Harabeler’de her şey gerçekdışıdır; ‘Quijote’nin Yazarı Pierre Menard’da romanın başkahramanının kaderi baskın çıkar. Kendisine atfettiğim yazın listesi aşırı eğlenceli olmayabilir, gelişigüzel de değildir; zihinsel tarihinin bir diyagramıdır.”

Kurgu dilini herkesten çok o yeniledi – J.M. Coetzee

Önsözler Kitabı: Edebî bir işaret fişeği

Borges’in 1920’lerden 1970’lere kadar birçok kitap için yazdığı önsözlerden oluşan Önsözler Kitabı ilk kez Türkçe olarak yayımlanıyor. Önsözlerin yaklaşık yarısı Lewis Carroll, Kafka, Melville, Joyce, Shakespeare, Spinoza, Poe, Valéry, Lovecraft gibi önemli yazarlarla klasik Batı edebiyatına, diğer yarısı ise Borges’in bir resmini çizmeye hevesli olduğu, karakteri ve özgünlüğü sorusu onun zamanında hâlâ tartışılan Arjantin edebiyatına odaklanıyor.

“Bildiğim kadarıyla bugüne dek önsözle ilgili bir teori ortaya koyan olmadı. Bu ihmalden ötürü kaygılanacak değiliz, ne de olsa hepimiz onun az çok ne olduğunu biliyoruz. Önsöz, üzücü çoğunlukta, sofra başı hitabetiyle kasvetli övgünameler arasında gidip gelir; içinde bolca, sorumsuzca boca edilmiş abartı bulunur, kuşkucu okuma bunları türün geleneği olarak kabul eder. Mevcut estetiği gözler önüne seren ve kanıtlamaya çalışan başka önsöz örnekleri de mevcuttur – Wordsworth’ün Lirik Baladlar eserinin ikinci baskısına yazdığı o hafızalardan silinmeyen incelemesi gibi.”

Sadece Borges dünyayı böylesine entelektüel bir titizlikle düşleyebilirdi – Ian McEwan.

Devamını Okuyun

Kitap

Kemal Aratın’ın Yeni Kitabı “Bi Gece Daha” Nasıl Bir Kitap? İşte İlk Yorumlar!

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

ERSİN KARABULUT: Bi Gece Daha, sadece birbirinden ilginç hikâyeleri dünya çapındaki muhteşem bir çizgiyle okuduğumuz bir çizgi roman klasiği değil, aynı zamanda bence hayata yeni bakış açıları sunan, zamanında birçok insanın karakterini belirlemesine yardımcı olmuş, önemli bir kültür ürünüdür. Lise yıllarımda Bi Gece Daha’yı keşfetmiş olmasaydım bugün bir çizer olur muydum, bilmiyorum. Yeni jenerasyonlar bu klasiğe bir kitap olarak kavuşacakları için çok şanslılar.

FARUKEN BAYRAKTARE: Pişmiş Kelle dönemi, hayatımın en renkli ve en öğretici sayfalarını oluşturdu. Her hafta yeni bir buluş yapıp kendi şovlarımı sergilemenin tadını çıkardığım, unutulmaz anılarla dolu günlerdi. O günleri; muhteşem gözlem yeteneği, olağanüstü desenleri ve jilet gibi temiz çinisiyle dünya çapında bir yetenek olduğunu düşündüğüm Kemal Aratan tarafından ölümsüzleştirilmesi beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Albümü her okuduğumda, tekrar tekrar o günlere geri dönüyorum…

AYŞEN BALOĞLU: Kült işlerin bir ruhu var. Bi Gece Daha’nın ruhu mu Pişmiş Kelle’yi efsaneleştirdi, yoksa derginin ruhu mu bu müthiş çizgi seriyi ele geçirdi acaba? Sanırım her ikisi de…

Acayip hikâyelerin, anıların, anlatıların, Pişmiş Kelle veteranlarının, Kemal Aratan’ın muhteşem ötesi çizgilerinin Bi Gece Daha keyfini çıkaralım. Sayfaları ağır ağır çevirip özümseyerek… Aceleye mahal yok…

Devamını Okuyun

Kitap

“Pers Oğlan/Büyük İskender 2” Kitabının Hikayesi Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Pers Oğlan, soylu bir aileden gelen Bagoas’ın önce kaçırılıp hadım edilmesinin, Pers kralı Darius’a satılıp gözdesi hâline gelmesinin, sonra da Büyük İskender’in askerlerinin Pers kuvvetlerini tarumar ettikten sonra kendine hizmetkâr ve dost etmesinin hikâyesini anlatıyor. Böylece her iki cepheden Büyük İskender’in canlı portresini ortaya koyabiliyor, Yunanla Persi, Batı’yla Doğu’yu birleştirme hırsının nereden kaynaklandığını gösterebiliyor. Otuz üç yaşında öldüğünde, tarihin en büyük liderlerinden olan bir antik kahramanın, aşkın Büyük İskender’inin ömrünü her yönüyle gözler önüne seriyor.

Büyük İskender Üçlemesi, ünlü tarihi roman yazarı Mary Renault’nun, çarpıcı yeteneğiyle antik dünyanın gerçek kahramanlarını canlandırdığı, kanları ve terleriyle, tüm tutkuları ve vahşetleriyle, gizli yönleri ve dünyevi hırslarıyla kurguladığı başyapıtı.

The Atlantic Monthly: Bayan Renault’nun yaptığı gibi, savaşçıya derinden âşık olan bu yarı erkek yarı fahişeyi anlatmak için yetenek gerekir.

Sarah Waters: Renault’nun başyapıtı. Yazılmış en büyük tarihi romanlardan biri.

Çevirmen: Çağla Taşkın.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar