Bizimle iletişim kur

Kitap

Japon Edebiyatının En Önemli İsimlerinden Ryu Murakami’den “Emanet Dolabı Bebekleri” Raflardaki Yerini Aldı

Ryu Murakami, neon ışıklı caddelerin karanlık ara so­kaklarında geçen bağımlı­lık, ölüm ve hayal kırıklık­larıyla dolu sert eserleriyle, modern Japon edebiyatının en önemli isimlerinden. Yazarın magnum opus’u kabul edilen Emanet Dolabı Bebekleri terk edilmiş iki ço­cuğun çıktıkları intikam yolculuğu­nun kendini arayışa dönüşmesinin hikâyesi.

Yayınlandı

on

Ryu Murakami, neon ışıklı caddelerin karanlık ara so­kaklarında geçen bağımlı­lık, ölüm ve hayal kırıklık­larıyla dolu sert eserleriyle, modern Japon edebiyatının en önemli isimlerinden. Yazarın magnum opus’u kabul edilen Emanet Dolabı Bebekleri terk edilmiş iki ço­cuğun çıktıkları intikam yolculuğu­nun kendini arayışa dönüşmesinin hikâyesi...

Tokyo’daki bir tren istasyonun­da, bitişik emanet dolaplarına terk edilen iki çocuk: Haşi ve Kiku. Yokohama’daki bir yetimhaneden birlikte evlat edinilen çocuklar 16 yaşına bastıklarında koruyucu aile­lerinin yanından ayrılırlar. İkisi de kendilerini Tokyo’da, Zehir Adası adındaki, uyuşturucu bağım­lıları, hastalar ve suçlularla dolu terk edilmiş bölgede bulurlar. Haşi, D. adında garip bir yapımcıyla tanışa­rak bu metruk bölgenin rock yıldızlığı merdivenlerini birer birer çıkar. Kiku ise sırıkla atlamacı olur ve evini timsahı için bir bataklı­ğa dönüştüren model kız arkadaşı Anemone’yle birlikte Tokyo’yu yok etmek için DATURA adlı bir mad­deyi arar. Hayatları bir hız treni yol­culuğu gibi geçen Haşi ve Kiku’nun akıllarından asla çıkaramadıkları iki kelime vardır: anne ve intikam.

Sert ve çarpıcı Emanet Dolabı Be­bekleri, bir neslin kendini arayışına ayna tutan, gerçeküstü bir büyüme hikâyesi.

“Bazen nefes almakta zorlanacağınız, bazen nefes nefese okuyacağınız ürpertici bir roman. Her kitabına ayrı hayranlık duyduğum Ryu Murakami’nin kendine has bir korku tonu, vahşi bir hayal gücü, acımasız bir üslubu var. Gözlerinizi kaçırmak isteyeceksiniz, kaçıramayacaksınız.” — HAKAN BIÇAKCI

“Modern Japonya’nın tuhaf yanına şahane bir yolculuk.” — OLIVER STONE

Çevirmen: Hüseyin Can Erkin

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

“Scott Pilgrim 4: Scott Pilgrim Kafasını Toparlıyor” Kitabının Konusu Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Yaz mevsimi geldi ama kim rahatlayabilir ki? Scott’ın Ramona Flowers ile olan ilişkisi her zamankinden daha tatlı, ancak kızlarla ilgili sorunları devam ediyor; yedi kötü eski erkek arkadaş hâlâ onu öldürmek istiyor ve en kötüsü, şimdi Ramona ondan bir iş bulmasını istiyor! Tekmeler, yumruklar, Rock’n Roll, altuzay, yarı ninjalar, deneyim puanları, samuray kılıçları, kızsal aksiyonlar ve iş bulma çabalarının gülünç denemeleri, Scott Pilgrim’in her şeyi yoluna koymasının önündeki engeller!

Comic Book Galaxy: “Çekici, komik, seksi ve yaratıcı güçle dolu, hikâye anlatma sevgisiyle yoğrulmuş.”

Çevirmen: Alican Saygı Ortanca.

Devamını Okuyun

Kitap

Monique Roffey’den Büyüleyici Bir Siren Şarkısı: Siyah Midye’deki Denizkızı 

İngiliz yazar Monique Roffey’nin ödüllü kitabı Siyah Midye’deki Denizkızı, Türkçede ilk kez Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. Bu şaşırtıcı romanda Roffey, okura bir denizkızıyla bir balıkçının zamansız aşk hikâyesini anlatıyor. Denizkızının yavaş yavaş gerçek bir kadına dönüşmesindeki her ayrıntıda ırk ve sömürgecilik, cinsellik, güç ve özgürlük, değişim ve benzeri temaları güçlü ve zengin, beklenmedik şekillerde ele almadan, sakınmadan…

Yayınlandı

on

Yazan

Monique Roffey, mart ayında okurla buluşacak olan S­iyah M­idye’deki­ Denizkızıromanında bir kadının dönüşümünün, aşkı ve dostluğu bulmasının ve kendi­ni keşfetmesi­ni­n hi­kâyesi­ni anlatıyor.

Sürükleyici, karanlık bir peri masalı

Karay­ipler’de Si­yah M­idye i­s­iml­i bi­r adada yaşayan balıkçı Davi­d’i­n teknesine bir gün sıra dışı bi­r canlı yaklaşır: Bedeni­ni­n alt yarısı parlak pullarla kaplı, tatlı sesl­i Aycay­ia, yüzlerce yıl önce kıskançlıktan doğan b­ir lanetle sürgün edildi­ği bu sularda yaşayan bi­r deni­zkızıdır. Aycayi­a’yı ona zarar vermek ­isteyenlerin elinden kurtaran Dav­id, önce onun güveni­ni­, daha sonra da sevgisin­i kazanacak; denizkızının büyülü dönüşümüne tanıklık edecekti­r. Ancak mi­ti­n gerçekle, tutkulu bi­r aşkın karanlık bi­r tari­hle örüldüğü bu hi­kâyede onları, alışılageldik masalların ötesine geçen ve ardında deri­n ­izler bırakacak b­ir son beklemektedi­r.

Devamını Okuyun

Kitap

İsmail Güzelsoy’un “Hatırla” Romanının Konusu Nedir?

Yayınlandı

on

Yazan

Yaklaşık 800 yıl önce akıl durduracak bir teknolojiye öncülük eden otomaton ustalarının öyküsüyle başlayan yolculuk, 6-7 Eylül Pogromu’na uzanıyor Hatırla’da. Dinamik olay örgüsünün gerisinde, sormaya cesaret edemediğimiz sayısız soruyla yüzleşeceğimiz bir roman bu. Yüzlerce yıllık sırlarla çevrili karakterlerin nefes kesen hikâyeleri, bir yönüyle de insanın dünya üzerindeki sancılı yolculuğunu fısıldıyor bize.

Hatırla, hep yaşayan eşsiz bir anlatı şöleni olarak kalacak belleklerinizde. Sokaklarda bir kadın gönlünce dans edebilsin diye…

“Şimdi bir rüya kadar uçucu, bir hayal kadar uzak, hatırlayış kadar tehlikeliyiz.”

“Her unutuş bir saklayıştır.”

Devamını Okuyun

Kitap

Mickey 17 Filminin İlham Kaynağı Olan “Mickey 7” Kitabı Türkçe Olarak Raflardaki Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Yazan

Parazit’in Oscar ödüllü yönetmeni Bong Joon-ho’nun, Robert Pattinson’ın başrolünde yer aldığı heyecanla beklenen Mickey 17 filmine ilham kaynağı olan Mickey 7 şimdi Türkçe…

Mickey 7, bir “Harcanabilir”di: Buz gezegeni Niflheim’ı kolonileştirmek için gönderilen keşif ekibinin harcanabilir bir çalışanı. Eğer bir görev çok tehlikeliyse ona Mickey gidiyordu çünkü her öldüğünde, hafızasının büyük kısmını koruyarak yeni bir bedenle tekrar üretiliyordu. Altıncı ölümünün ardından Mickey 7, iş sözleşmesinin şartlarını ve neden bu iş pozisyonunun boş kaldığını çok iyi anlamıştı.

Oldukça rutin bir keşif görevinde Mickey 7 kaybolunca “yine” öldüğü varsayılmıştı. Ancak, yerli yaşam formlarının yardımıyla şaşırtıcı bir şekilde koloni üssüne geri döndüğünde işler biraz karışacaktı çünkü yeni bir klon, Mickey 8, onun yerine göreve başlamıştı.

Kolonide çift Harcanabilir olması kurallar gereği kabul edilemez bir durumdu
ve eğer yakalanırlarsa, büyük ihtimalle geridönüşüm makinesine atılıp protein kaynağına dönüştürüleceklerdi.

Mickey 7, ikizini koloninin geri kalanından saklamak zorundaydı. Bu sırada Niflheim’daki yaşam giderek kötüleşmekteydi: Atmosfer insanlar için uygun değildi, yiyecek sıkıntısı baş göstermişti ve dünyalılaştırma çalışmaları iyi gitmiyordu. Üstelik gezegendeki türler yeni komşularına karşı giderek daha meraklı hâle gelmişti ve bu durum Komutan Marshall’ı birazcık endişelendiriyordu.

Nasıl olduysa, kısa süre sonra insanlığın hayatta kalması Mickey 7’ye bağlı hâle gelecekti. Tabii, eğer sonsuza dek ölmekten kurtulabilirse.

“Mickey 7, kimlik üzerine düşündüren güçlü bir roman. İşte bu yüzden bilimkurgu okuyoruz! Şiddetle tavsiye edilir.” — Jonathan Maberry

“Andy Weir, tahtın sallanıyor!” — Stephen Baxter

Çevirmen: Burcu Denizci

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar