Görsel sanatlar alanında dünyanın önde gelen isimlerinden Amerikalı Jonathan Monaghan, 9 Haziran – 27 Ağustos 2022 tarihleri arasında Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde Kalyon Kültür’de gerçekleştireceği bugüne kadarki en kapsamlı kişisel sergisi ŞAŞAA ile sanatseverlerle buluşuyor.
Doksanlı yılların başlarından beri giderek yükselen dijital sanatın çok farklı alanlarında çalışan sanatçıların ortaya koyduğu eserleri sergileyerek bu hususun altını çizmek ve de bu konuyu icra eden sanatçıların bilinirliliğini arttırmak amacıyla gerekli alt yapıyı oluşturan bir mekan olan Kalyon Kültür‘de Radio Mood’dan Aslıhan Saraçoğlu, genç ve başarılı kardeşler Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde gerçekleşen ŞAŞAA sergisini gezdi. Ve işte Aslıhan’ın notları ile sergiden tüm detaylar.
Görsel sanatlar alanında dünyanın önde gelen isimlerinden biri olan Amerikalı Jonathan Monaghan, baskı, heykel ve animasyon teknikleri dahil olmak üzere pek çok farklı medyumla işler üretirken, aynı zamanda NFT ve dijital sanatın ilk uygulayıcıları arasında da yer aliyor.
Sanatla ilgisi olmayan çevrenin de dikkatini çekebilecek çizgi film ve Video oyunlarının estetiğine sahip eserleriyle sanatçı bizlere üzerinde çokça düşünmemiz gereken masalsı bir atmosferle farklı bir gelecek tasvir ediyor.
Jonathan Monaghan 20’den fazla eseri ile Kalyon Kültür’de gerçekleştirilen sergide gelecek ve yok olan doğal yaşam hakkındaki kaygıları ortaya serdiği Superfluity başlıklı üç ekranlı video enstalasyonu, Den of Wolves başlıklı popüler kültür, kurumsal otorite ve teknolojiye aşırı bağımlılık arasındaki bağlantıları sürükleyici ve rüya gibi bir yolculuk çizerek gösterdiği tek kamera ile çekilmiş video enstalasyonu ile benzersiz bir dijital sanat deneyimi sunuyor.
Barok çağın savurganlığı ile dijital çağın aşırılığı arasında gidip gelirken terk edilmiş bir alışveriş merkezi, lüks bir otel lobisi gibi bomboş bırakılmış ticari alanlarda gezinen bir Unicorn 🦄 üzerinden modern çağın materyalist yaklaşımı, sosyal medya bağımlılığı ve tüketim çılgınlığının anlamsızlığını temsil eden Disco Beast bana göre serginin sınırları zorlayan en başarılı çalışması olmuş.
Kalyon Kültür sosyal medya hesaplarından ve internet sitesi üzerinden sergi ve etkinlik programları ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Dijital sanat başta olmak üzere sanatın farklı disiplinlerine alan açan Kalyon Kültür’de gerçekleşecek ŞAŞAA sergisi 27 Ağustos tarihine kadar Nişantaşı Taş Konak Kalyon Kültür binasında ücretsiz gezilebilir. kalyonkultur.org | Facebook | Instagram | Spotify
Adres: Meşrutiyet Mah., Rumeli Cad., Taş Konak 6B Şişli/İstanbul
Çağdaş resmin genç temsilcilerinden İlkem Güneri’nin “Bullseye” adını verdiği kişisel sergisi 18 Mart Cumartesi günü RED art istanbul’da başlıyor. Sanatçının lowbrow ve street art akımlarından etkiler taşıyan eserlerinden meydana gelen sergi, 28 Mart tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Çağdaş resmin genç temsilcilerinden İlkem Güneri, “Bullseye” adını verdiği yeni kişisel sergisini RED art istanbul’da sanatseverlerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. 2018 yılında Akdeniz Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun olan ve 2021 yılında aynı üniversitede resim ana sanat dalı üzerine yüksek lisansını tamamlayan İlkem Güneri, 2020 yılından bu yana RED art istanbul bünyesinde çalışmalarını sürdürüyor.
Advertisement
Güncel olguları ironik bir bakış açısıyla aktardığı resimlerinde çoğunlukla stilize edilmiş çizgi karakterleri figür olarak merkeze alan İlkem Güneri, çocuksu ve minimalist yüz ifadeleriyle dikkat çeken bu figürlerin asi, sisteme başkaldıran ve özgürlüğüne düşkün karakterlere sahip olduğunu söylüyor. “Bullseye” sergisi, lowbrow ve street art akımlarından etkiler taşıyan 15’I aşkın eserden meydana geliyor. İlkem Güneri’nin yeni resimlerini sanatseverlerle buluşturmak için sabırsızlandıklarını dile getiren RED art istanbul Kurucu Ortağı Yiğit Aydın, kendine has üslubuyla kısa sürede fark edilen ve eserleri pek çok önemli koleksyonda yer alanİlkem Güneri’yi genç kuşağın en parlak sanatçıları arasında gördüğünü ifade ediyor. Aydın, “Kullandığı temalardan renk paletinin çarpıcılığına kadar İlkem Güneri’yi özgün kılan birçok özelliği var ancak bunların arasında benim için en değerli olanı sanatının yarattığı pozitif etki. İlkem’in eserlerini izleyen herkesin yüzünde kocaman bir tebessüm oluşuyor ki bunu başarabilen sanatçı sayısının çok da fazla olduğunu söyleyemeyiz. İçinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde İlkem’in eserlerinin sanatın iyileştirici gücünü gerçek anlamda yansıttığına inanıyorum” diyor.
Elde edilen gelirin bir kısmının, son günlerde deprem bölgesindeki çocuklara verdikleri destekle dikkat çekenUCİM’e (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) bağışlanacağı “Bullseye” sergisi, 28 Mart tarihine kadar RED art istanbul’da sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
W. Shakespare’in ölümsüz eseri III. Richard’ın Okan Bayülgen tarafından yeniden uyarlaması olan Richard, 5 ve 19 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonunda seyirciyle buluşacak. Hayatı ve yardımı sürdürülebilir kılmak adına etkinliklerin bilet gelirleri depremzedelerle paylaşılacak.
Sahnelendiği günden beri büyük beğeni kazanan Richard, 5 ve 19 Mart’ta AKM Türk Telekom Opera Salonunda tiyatroseverlerle buluşacak. Kabare Dada ve Net Sanat tarafından hayata geçirilen oyunun kadrosunda Okan Bayülgen’e birbirinden değerli oyuncular ve canlı müzik performansıyla seyircinin beğenisini kazanan müzisyenler eşlik ediyor. Bilet gelirlerinin depremzedelerle paylaşılacağı oyunun sonunda, Richard’ta sahne alan tüm oyuncuların katılacağı bir söyleşi de gerçekleştirilecek.
“Richard” oyununda; 2012 senesinde İngiltere Kralı III. Richard’ın kemikleri Londra’da bir otoparkta bulunur. İskeletin adli tıp uzmanlarınca araştırılıp, kanıtlanması uzun bir zaman alacaktır. Tam o sıralarda küçük bir tiyatro topluluğu ise Shakespeare’in en önemli eserlerinden III. Richard oyununun provalarını yapmaktadır. Olaylar, polis tarafından aranan birinin tiyatroya sığınması ile rayından çıkar. Kendini Richard olarak tanıtan ve var olan düzene, sanatın mevcut kurumsal, etik ve hiyerarşik yapısına karşı olan bu adam, önce III. Richard rolünü, daha sonra da yönetmen koltuğunu ele geçirir. Bir yandan hoşgörülü ve demokrat sanatçıların desteğini alırken, diğer yandan tiyatronun çatısından insanların özel hayatlarına kadar her şeyi yıkarak sahneye alışılagelmemiş bir prodüksiyon koyacaktır.
BKM, Zorlu PSM ve id ortak yapımcılığıyla, başladığı günden bu yana kapalı gişe devam eden ‘Alice Müzikali’ Disney+ aracılığıyla 10 Mart’ta sanatseverlerle buluşacak. Oyuncu kadrosunda Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Enis Arıkan, Şükrü Özyıldız, İbrahim Selim ve Merve Dizdar’ın yer aldığı, Lewis Carroll’un efsanevi eserinden uyarlanan müzikal, Zorlu PSM Sahnesi’nde Disney+’a özel yapılan çekimle Türkiye’de hayranlarının evine konuk olacak. Disney+’ta 10 Mart’ta yayına girecek müzikalden yepyeni bir tanıtım paylaşıldı!
eski yayon tarihi 10 şubat yazsa da müzikal 10 marttan itibaren yayında
The Walt Disney Company’nin tüm dünyada milyonlarca üyeye sahip dijital yayın platformu Disney+, farklı içeriklerine bir yenisini daha ekliyor. Bu sefer bir ilke imza atacak Disney+, Lewis Carroll’un efsanevi metninin Serdar Biliş yönetmenliği ve Beyhan Murphy koreografisiyle bir araya geldiği ‘Alice Müzikali’ni Türkiye’nin her yerindeki izleyicisiyle buluşturacak.
Övgü dolu yorumlar alan ‘Alice Müzikali’nin zengin oyuncu kadrosunda; Serenay Sarıkaya “Alice”, Ezgi Mola “Kraliçe”, Enis Arıkan “Tavşan”, Şükrü Özyıldız “Şapkacı”, İbrahim Selim “Kral”, Merve Dizdar ise “Kedi” karakterine hayat veriyor. 2019 yılından bu zamana aralıksız kapalı gişe devam eden müzikalin oyuncuları ilk kez kendini izleyebilecek olmanın heyecanını yaşıyor.