Bizimle iletişim kur

Yaşam

Kadın Sağlığında İhmal Edilmemesi Gereken Önlemler

Yayınlandı

on

Menopozda bu belirtileri sakın atlamayın! Kadınların en sık düştüğü hatalar! Doğru sanılan yanlış bilgiler sağlığı tehdit ediyor! Yaşam tarzından düzenli kontrole…

“Ailemde hiç kanser yok, dolayısıyla risk unsuru taşımıyorum!”, “Herhangi bir şikayetim yok, bu nedenle tetkik yaptırmam gerekmez!”, “Mamografi yaptırmak zararlı!”, “Şifalı bitkiler tıbbi tedaviden daha faydalı!”… Toplumumuzda doğru sanılan bu ve benzeri yanlış bilgilerin olası bir hastalıkta erken tanı ve tedavinin önüne geçerek hayati riske yol açabildiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanları, “Kadın sağlığında bazı önlemler asla ihmal edilmemelidir ancak gerek toplumda bazı yanlış inanışlar, gerek düzenli muayenelerin ve tetkiklerin yaptırılmaması, gerekse sağlıksız yaşam alışkanlıkları bazı tehlikeli hastalıkların ortaya çıkmasına ve erken tanı/tedavi imkanının da kaçırılmasına yol açmaktadır” diyor.

Sağlıkta değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Abike “Genetik yapımız değiştirilemese de yaşam tarzımızda yapacağımız bazı basit değişikliklerle kansere ya da herhangi bir hastalığa karşı etkili önlemler almak mümkündür. Yapılan araştırmalar; örneğin kadınlarda en sık görülen meme kanserinin yüzde 95’inde aile öyküsü olmadığını, sadece yüzde 5’inde genetik etkenlerin etkili olduğunu gösteriyor. Yani yaşam tarzımızı mutlaka sağlıklı kılmalı, doğru kaynaklardan bilgilenmeli, tedavide bilimsellikten uzaklaşılmamalıdır” diyor. Uzmanlar, kadın sağlığında ihmale gelmez 6 önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Kemik erimesine karşı bu önerilere dikkat!

Menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması kadınların yüzde 80’inde sıcak basması ve terleme şikayetlerine yol açarken, aynı zamanda ‘osteoporoz’ olarak adlandırılan kemik erimesini de hızlandırıyor. Menopoz dönemine girmeden kadınların kemik erimesine karşı önlemler alması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu önlemlerin başında düzenli olarak egzersiz yapma, her gün mutlaka en az 30 dakika tempolu yürüme, sağlıklı beslenme ve alkol-sigaradan uzak durmanın geldiğini, yapılan çalışmalarda sigaranın kemik kaybını daha da hızlandırdığını ortaya koyduğunu söylüyor.

Aşırı kilodan kurtulun, ideal kilonuza sağlıklı şekilde ulaşın!

Özellikle son yıllarda ülkemizde de çok yaygın bir sorun haline gelen aşırı kilo ve obezite hayati riske yol açabiliyor. Örneğin; obezite hastalarında yağ dokusunda aşırı östrojenin etkisiyle rahim içi kalınlaşma, polip, miyom ve ilerleyen dönemde rahim kanseri riski çok ciddi oranda artırıyor. Aşırı zayıf olmanın da östrojen seviyesini azaltarak kemik kırılmasına yol açabildiğini belirten uzmanlar, bu nedenle gerek menopoz öncesinde gerekse menopoz döneminde ideal kiloyu korumanın çok önemli olduğunu söylüyor. Aşırı kilolardan kurtulmak amacıyla şok diyetler adı altında bazı yöntemlere başvurulması, zayıflatıcı iğneler ve bitkisel adı altında ürünler kullanılmasının da fayda yerine sağlığa ciddi zararlar verebildiğini hatta hayati riske yol açabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Abike kilo vermenin mutlaka sağlıklı yollarla, gerekirse uzmandan destek alarak yapılması gerektiğini söylüyor.

Ailenizde risk unsuru varsa çok daha dikkatli olun!

Uzmanlar, ailede risk faktörlerinin son derece önemli olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Örneğin; kişinin annesi, teyzesi, anneannesi gibi yakınlarında kanser öyküsünün olması riski doğrudan artırdığından mutlaka tarama testleri yapılmalı, takiplere çok daha erken başlanmalıdır. Sadece kanser değil, miyom ve endometriozis için de aynı risk geçerlidir. Örneğin; annesinde endometriozis olan bir kızın endometriozis çıkma riski diğerlerine göre 7-10 kat artmaktadır. Kadınlarda en sık görülen meme kanserinin yüzde 95’inde aile öyküsü yok ama yüzde 5’lik grup var ki onlarda genetik testler yaptığımızda örneğin BRCA-1-2 mutasyonu varsa meme kanseri riski yüzde 80 oranında artıyor. Bu çok büyük bir oran. Günümüzde riskler gerçekleşmeden önlemini almamız çok kolay olduğundan mutlaka gerekli testleri yaptırmak ve düzenli muayeneyi ihmal etmemek gerekir.”

Sağlıklı beslenin, gelişigüzel vitamin takviyesi almaktan kaçının!

Özellikle östrojenin koruyucu etkisinin ortadan kalkmasıyla menopoz döneminde kemik erimesi gibi; kalp-damar hastalıkları, kolesterol vb hastalıkların ortaya çıkma ihtimali de artıyor, kan yağlarında bozulmalar yaşanıyor. Bu nedenle sağlıklı beslenmeye özen göstermek, sebze, meyve, kurubaklagiller, fındık, badem, ceviz, yoğurt, kefir ve balık tüketmek, aşırı kafeinli ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Günümüzde enerjiyi artırmak amacıyla doktora danışmadan gelişigüzel multivitaminler kullanıldığını ancak fazla vitaminin fazla sağlık anlamına gelmediğini, aksine sağlığa fayda yerine uzun dönemde çok ciddi zararlar verebildiğini söyleyen uzmanlar, hekim gerekli görmedikçe bu vitaminlerden kaçınılması gerektiğini vurguluyor.  

Menopozda kanama ihmale gelmez!

Menopoza geçiş döneminde kanama düzensizlikleri yaşanabildiğini ama çoğu kadının hekime görünmediğini belirten uzmanlar, “Oysa menopozda bir damla kanama bile normal bir durum değildir. Bu nedenle mutlaka ciddiye alınmalı ve hekime başvurulmalıdır. Bu kanamaların altında her zaman ciddi bir hastalık yatmayabilir ama mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Aksi taktirde menopozda görülen ara kanamalar ‘menopozdandır’ denilerek normal kabul edildiğinde çok önemli tehlikeli hastalık işaretleri gözden kaçırılabiliyor ve örneğin erken evrede yakalanabilecek bir kanserin ileri evrede karşımıza çıkmasına yol açabiliyor” diyor.

Rutin kontrollerinizi mutlaka yaptırın!

Özellikle son yıllarda teknolojide ve tıptaki hızlı ilerlemeler sayesinde tarama yöntemleri sayesinde erken tanı ve tedavi şansının arttığını belirten uzmanlar, her kadının yılda bir kez mutlaka jinekolojik kontrolden geçmesi gerektiğini vurguluyor. Erken tanının hayat kurtardığını, bu nedenle yıllık jinekolojik muayenelerin ihmal edilmemesi, özellikle ailesinde kanser hikayesi olan kadınların daha sık kontrollerini yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Abike “Kanserler belirti verdiklerinde çoğu zaman evreleri ileri olmaktadır. Dolayısıyla hiçibr şikayet yokken bile yıllık pap smear (rahim ağzı kanser tarama testi), jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılması son derece önemlidir. Özellikle 40 yaşından itibaren (ailesinde kanser öyküsü olanlarda daha erken başlamak üzere) yıllık mamografi taramaları meme kanserinin erken tanısı açısından da son derece önemlidir” diye konuşuyor.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Lüksemburg Prensi Frederik 22 Yaşında Vefat Etti

Yayınlandı

on

Yazan

Nassau Prensi ve Prensesi’nin en küçük oğlu olan Prens Frederik, bir hastalıkla mücadele ettikten sonra hayatını kaybetti…

Babası Lüksemburg Prensi Robert , oğlunun Mart ayının başında nadir görülen bir genetik rahatsızlık olan POLG Mitokondriyal hastalığı nedeniyle öldüğünü duyurdu. Bu rahatsızlık, POLG Vakfı’na göre “vücudun hücrelerinden enerji çalarak, ilerleyici çoklu organ işlev bozukluğuna ve yetmezliğine neden oluyor.” Bu rahatsızlık kendisine 14 yaşındayken teşhis edildi.

Babası açıklamasında şunları söyledi: “Geçtiğimiz Cuma, 28 Şubat’ta, “Nadir Hastalıklar Günü”nde, sevgili oğlumuz bizi odasına çağırdı ve kendisiyle son kez konuştuk. Frederik sırayla her birimize veda etme gücünü ve cesaretini buldu… Her birimize veda ettikten sonra -bir kısmı nazik, bir kısmı bilgece, bir kısmı öğretici- gerçek Frederik tarzında, hepimizi uzun zamandır bilinen son bir aile şakasıyla baş başa bıraktı.”

Prens Frederik’in ailesi yanındayken öldüğünü belirten yazar, şunları kaydetti: “Son anlarında bile mizah anlayışı ve sınırsız şefkati, bizi son bir kez güldürerek, hepimizi neşelendirmesini sağladı.”

Kaynak: TMZ.

Devamını Okuyun

Yaşam

Böbrek Taşına Karşı Ne Gibi Önlemler Alınabilir?

Yayınlandı

on

Yazan

Aniden başlayan ve dayanılmaz şiddette yan ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetlerle kişinin acil servise kendini zor attığı böbrek taşı ‘ancak çeken bilir’ denilecek türden bir sorun! Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde her 12 kişiden birinde bulunan böbrek taşı son yıllarda hızla yaygınlaşıyor…

Genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra, sağlıksız beslenme, yeterince su içmeme, fazla kilo ve hareketsizlik gibi günlük yaşantımızda bazı yanlış alışkanlıklarımız da böbrek taşı oluşumuna yol açıyor. Üroloji Uzmanları; “Taşın yer değiştirmesi ya da büyümesi, şiddetli ağrılara ve idrar yollarında tıkanmalara neden olabilir. Genellikle; şiddetli yan ağrısı, idrar yaparken yanma ve ağrı, idrarda kan görülmesi, bulantı, kusma ve sık idrara çıkmaya yol açar. Böbrek taşı tedavi edilmediğinde; idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek iltihaplanmalarına, böbrek fonksiyonlarında azalmaya ve hatta böbrek yetmezliğine dahi yol açabilir” diyor. Doğru beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile böbrek taşı oluşumunun engellenebileceğini vurgulayan Üroloji Uzmanları, 13 Mart Dünya Böbrek Günü kapsamında yaptığı açıklamada böbrek taşına karşı 8 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Günde 2 litre su tüketin

Böbrek taşlarının oluşumunu önlemek için yeterli su içmek şarttır. Yapılan çalışmalara göre; günde 2-2,5 litre su içmek, vücudu toksinlerden arındırmaya yardımcı olurken, böbrek taşı oluşum riskini yüzde 40 azaltmaktadır. Suyu küçük yudumlarla ve gün içine yayarak tüketin.

Tuz tüketimini azaltın

Aşırı tuz tüketimi, böbrek taşı oluşumunu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Günde 2 gramın üzerinde tuz tüketimi böbrek taşı oluşum riskini yüzde 30 artırmaktadır. Bu nedenle, tuz tüketimini sınırlandırın, işlenmiş gıdalar tüketmeyin ve düşük sodyumlu gıdalar tercih edin.

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz böbrek taşı riskini azaltır. Vücudun sıvı dengesini koruyarak taşların oluşmasını ve idrarda taş yapıcı maddelerin birikmesini engellemeye destek olur. Bu nedenle haftada en az 3-4 gün, 30-60 dakika yürüyüş veya bisiklet sürme gibi kardiyo egzersizleri yapın.

Meyve, sebze ve lifli gıdalar tüketin

Mevsim meyve ve sebzeleri ile lifli gıdalar tüketmeye özen gösterin. Meyve ve sebzeler yüksek su içerikleri sayesinde yeterli sıvı alımını sağlamaya katkı sağlar. Aynı zamanda alkali özelliklere sahip olduklarından idrar pH’ını artırarak taş oluşumunu engellemeye yardımcı olabilirler.

Oksalat içerikli gıdalardan kaçının

Üroloji Uzmanları; “Oksalat açısından zengin gıdaların (Ispanak, pancar, kuruyemiş vb) aşırı tüketiminden kaçınmak gerekir. Yüksek oksalat seviyeleri kalsiyum oksalat taşlarının oluşumuna neden olabilir. Taş geçmişi veya yüksek oksalat atılımı olan bireylerin bu gıdalara dikkat etmeleri önemlidir” diyor.

Gelişigüzel C vitamini takviyesi almayın

Vitamin C, oksalatın bir öncüsüdür ve taş oluşumundaki rolü hala tartışmalıdır, ancak aşırı alımı kalsiyum oksalat taşlarının riskini artırabilmektedir. Kalsiyum oksalat taşı oluşumuna yatkın bireylerin yüksek dozda vitamin C takviyelerinden kaçınmaları önerilmektedir.

Hayvansal proteini kısıtlayın

Hayvansal proteinler, et, tavuk ve balık gibi gıdalar aşırı miktarda tüketilmemelidir. Yüksek protein alımı, taş oluşumunu artıran bazı metabolik değişikliklere yol açar. Bu nedenle hayvansal protein alımını vücut ağırlığınız başına 0,8-1,0 gram ile sınırlayın.

Kalsiyum alımına dikkat edin

Kalsiyum alımının yetersiz olması, taş oluşumu riskini artırabilir. Bu nedenle diyetinizde yeterli kalsiyum almaya dikkat edin. Ancak doktor tavsiyesi olmadıkça kalsiyum takviyelerinden kaçının.

Devamını Okuyun

Yaşam

Emekli Bayram İkramiyesi Belli Oldu – Emekli Bayram İkramiyesi Kaç Lira?

Yayınlandı

on

Yazan

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 3’er bin lira olarak ödenen bayram ikramiyesi 4 bin liraya yükseltileceğini açıkladı…

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 3’er bin lira olarak ödenen bayram ikramiyesi 4 bin liraya yükseltileceğini açıkladı.

Güler yaptığı açıklamada, “Emeklilerimize verilen Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı ikramiye tutarını yapılan değerlendirmeler sonucunda 3 bin liradan 4 bin liraya çıkartıyoruz” sözlerini kullandı.

İki bayramdan biner TL’lik artışla emeklilere ödenecek ikramiyenin maliyeti 37 milyar lira olarak hesaplandı.

Kaynak: Mynet.

Devamını Okuyun

Yaşam

Anadolu Efes, Geleceğin Tarımına Nasıl Yön Veriyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Anadolu Efes, 2024 yılında tarım ekosistemini iklim krizine karşı daha dirençli hale getirmek için Anadolu Meraları iş birliğiyle “Tarladan Şişeye Onarım” programını başlattı ve böylelikle onarıcı tarım pratiklerini tedarik zincirine entegre etmek için öncü bir adım attı. Onarıcı tarım, iklim krizi ve biyoçeşitlilik kriziyle mücadelede önemli bir rol oynuyor.  Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) “Shaping the Future Of Farming” raporuna göre onarıcı tarım bugün küresel ekim alanlarının yaklaşık yüzde 15’ini kapsıyor. Aynı raporda iklim değişikliğini 1,5 derecelik sıcaklık artışı ile sınırlandırmak için, 2030 yılına kadar dünyada bu oranın yüzde 40’a çıkması gerektiği vurgulanıyor. 

Program kapsamında pilot bölgelerde onarıcı tarım uygulamalarına başlayan şirket, bir yandan ekosistemin bu alandaki bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmeye odaklanırken, bir yandan da Anadolu Meraları ile birlikte tarım alanında bir kaynak oluşturarak, sektörünün ilk Onarıcı Tarım Kılavuzu’nu yayımladı.

Araştırmalar, gıda sistemlerinin biyoçeşitliliğin hızla kaybolmasında en büyük etkenlerden biri olduğunu ve küresel su kullanımının yüzde 70’ini oluşturduğunu gösteriyor. Çözüm için global olarak giderek daha fazla kurum tarafından uygulanmaya başlanan “onarıcı tarım” ise doğa, toprak sağlığı, su temini ve kalitesi, besin ve karbon döngülerine katkıda bulunma gibi pozitif nedenlerle tarımsal üretimde çok önemli bir rol oynuyor. Onarıcı tarım, bugün küresel ekim alanlarının yaklaşık yüzde 15’ini kapsarken iklim değişikliğini 1,5 derecelik sıcaklık artışı ile sınırlandırmak için, 2030 yılına kadar bu oranın yüzde 40’a çıkması gerektiği vurgulanıyor. Toprak sağlığını artıran uygulamalar, uzun vadede karbon tutma kapasitesini artırırken, su tutma kapasitesini iyileştiriyor ve biyoçeşitliliği zenginleştiriyor. 

Anadolu Efes de “Gelecekte tarım, tarımda gelecek var!” mottosuyla tarımının sürdürülebilirliğine katkı sunmak için yeni çalışmalar ve projeler geliştirmeye devam ediyor. 2018’de akıllı tarım uygulamalarına başlayan şirket, 2024 yılında iklim krizine karşı tarım ekosisteminin dirençliliğini artırmak için onarıcı sistemler geliştiren, ekolojik ve sosyal sorunlara çözümler üreten sosyal girişim Anadolu Meraları ile “Tarladan Şişeye Onarım” programını başlattı. Anadolu Efes, tedarik ağının haritalandırılarak onarıcı bir topluluk altyapısına dönüştürmeyi, onarıcı tarım ve bütüncül yönetim anlayışının yaygınlaşmasını sağlamayı amaçlıyor. Aynı zamanda, çiftçilerin refahını ve doğal kaynakların korunmasını önceliklendirerek, doğayla uyumlu bir üretim ekosistemi oluşturmayı hedefliyor.

Program kapsamında pilot bölgelerde onarıcı tarım uygulamalarına başlayan şirket, bir yandan ekosistemin bu alandaki bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmeye odaklanırken, bir yandan da tarım alanında bir kaynak oluşturarak, Anadolu Meraları ile birlikte sektörünün ilk Onarıcı Tarım Kılavuzu’nu yayımladı. Bu kılavuz, geleceğin tarımı için faaliyet gösterenlere bir rehber niteliğinde.

Onarıcı Tarım Kılavuzu’na ulaşmak için tıklayınız

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar