Bizimle iletişim kur

Yaşam

Kış Diyetinde Yapılmaması Gereken En Önemli Hatalar

Yayınlandı

on

Kış aylarında havaların soğuması ile birlikte gerek fiziksel aktivitelerde azalma gerekse bol kalorili yiyecekler tüketilmesi derken kilo artışı kaçınılmaz oluyor…

Beslenme ve Diyet Uzmanları, sağlıklı ve sürdürülebilir bir diyet uygulanmadığında, alınan kiloların zamanla bazı ciddi kronik hastalıklara yol açabildiğini belirterek, yaşam kalitesinin de her anlamda olumsuz etkileneceğini söylüyor. Kış aylarında diyeti zorlaştıran, kilo vermeyi engelleyebilen ya da yavaşlatabilen mevsime özgü bazı handikaplar olduğunu belirten uzmanlar, bu hatalardan kaçınılarak ideal kiloya ulaşılabileceğini vurguluyor. Beslenme ve uzmanlar, kış diyetinde kaçınılması gereken 8 hatayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Su tüketimini azaltmak

Kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte terleme ile kaybedilen su miktarı azalmakta bu da susama hissini önleyebilmektedir. Ancak hiçbir zaman su içmek için susamanın beklenmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Su tüketimi azaldığında kilo vermek zorlaşır. Yine susuzluk sinyalleri zaman zaman açlık hissiyle karışabildiğinden kişileri atıştırmaya yöneltebilir ve bu da kilo verme sürecini güçleştirebilir.

Taze meyve-sebze tüketimini azaltmak

Kış aylarında taze sebze-meyve tüketimi yaz aylarına göre daha düşük olabilmektedir. Oysa öğünlerde salata ve sebze tüketmek tokluk süresini uzatır ve iştah kontrolünü sağlar. Bu sayede kilo verme sürecinde kalorili atıştırmalıklara yönelmeyi engeller ve öğünlerde porsiyon kontrolüne yardımcı olur. Yine ara öğünlerde 1-2 porsiyon meyve tüketmek şekerli yiyeceklere ve kalorili atıştırmalıklara yönelmeyi engelleyebilir. 1 porsiyon meyve yaklaşık 1 yumruk büyüklüğünde meyveye eş değerdir.

Hareketi azaltmak

Havaların soğuması ile birlikte açık hava aktiviteleri azalabilmekte ve kişiler kapalı ortamlarda hareketsiz kalabilmektedir. Hareketin azalması nedeni ile kilo vermede zorluk ya da kiloda artış görülebilmektedir. Kış aylarında da rahatlıkla kilo verebilmek için egzersizlere ara vermemek mümkün olduğunca hareketli olmak gerekmektedir.

Geç saatlerde yemek yemek, atıştırma yapmak

Kış mevsiminde evde hareketsiz geçen zaman artabilmektedir. Bu da kişileri keyifli, oyalayıcı ve yüksek kalorili atıştırmalıklara yönlendirebilmektedir. Özellikle akşam saatlerinde alınan yüksek kaloriler kilo verme sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle akşam geç olmayan saatlerde doyurucu ve dengeli bir akşam yemeği yedikten sonra geç saatlerde meyve ve kuruyemiş gibi keyifli atıştırmalıklardan uzak durmak, bu atıştırmalıkları gün içindeki saatlerde tüketmek önemlidir.

Meyve suyu tüketmek

Kış aylarında hastalıklardan korunmak için taze sıkılmış meyve suyu tüketimi sıklaşabilmektedir. Ancak taze sıkılmış dahi olsa meyve suları yoğun kalori içermektedir ve tok tutma süresi kısadır. Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek lifli yapısı sayesinde tok tutar, bağırsakları çalıştırır ve meyve suyuna göre daha az kalorilidir.

Sıklıkla dışarıda yemek yemek

Uzmanlar, “Kış aylarında havaların soğuması ile birlikte sosyal aktiviteler kısıtlanabilmekte, dışarıda yemek yemek bir sosyal aktivite halini alabilmektedir. Ancak şu unutulmamalıdır; dışarıda yenen yemekler çoğunlukla yüksek kalorili olabilmektedir. Dışarıda yemek yeme sıklığı arttıkça alınan yoğun kaloriler nedeni ile kilo verme süreci yavaş ilerleyebilmektedir” diyor.

Şok diyetlere başvurmak

Kış aylarında kilo vermenin zorlaşması ile birlikte kişiler zaman zaman şok diyetlere başvurabilmektedir. Kısa sürede hızlı kilo vermeyi vaad eden bu diyetler uzun vadede metabolizma hızını yavaşlatarak kilo verme sürecini zorlaştırabilmektedir. Bunun yerine kişinin yaşam tarzına uygun ve uzun vadede sürdürebileceği bir diyet modelini benimsemesi önemlidir.

Karbonhidratı tümden terk etmek

Uzmanlar, kilo vermek istediğimizde beslenmemizden ilk çıkardığımız besin grubunun karbonhidratlar olduğunu belirtirken şu uyarıda bulunuyor: “Oysa karbonhidratlar primer enerji kaynağımız yani vücudumuz bu besin grubunu hızlı bir şekilde harcayarak enerjiye dönüştürebiliyor. Bu nedenle beslenmemizde mutlaka tahıllı ekmek, bulgur, bakliyat gibi kompleks karbonhidratlara yer vermemiz gerekmekte. Beslenmemizde karbonhidratı kısıtladığımızda diğer karbonhidratlara özellikle şekerli yiyeceklere eğilimimiz artabilmekte ve bu da kilo verme sürecimizi zorlaştırabilmektedir.”

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Kuzeyin Oğlu “Volkan Konak” Vefat Etti? Volkan Konak Neden Vefat Etti?

Yayınlandı

on

Yazan

Volkan Konak’tan gelen acı haber sonrası; Volkan Konak neden öldü, hastalığı neydi? sorusu çok sorulmaya başladı. Sahnede fenalaşan ‘Kuzeyin Oğlu’ lakaplı Volkan Konak’ın ölümü sonrası vasiyeti de ortaya çıktı. Konak’ın cenaze programı sonrası gömüleceği yer belli oldu.

Ünlü sanatçısı Volkan Konak, 58 yaşında hayatını kaybetti. Volkan Konak’ın ölüm nedeni ve hastalığı araştırılırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sağlık Bakanlığı, sanatçının KKTC’deki konseri sırasında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmasının ardından açıklama yaptı.

VOLKAN KONAK NEDEN ÖLDÜ?

Bakanlık, Konak’ın durumu hakkında yaptığı yazılı açıklamada, şunları belirtti:

“Bu gece aniden rahatsızlanması nedeniyle 00.17’de Mağusa Devlet Hastanesi’ne müracaat ettirilen sanatçı Volkan Konak, 00.42’de tüm müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Detaylı açıklama Mağusa Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından yazılı olarak yapılacaktır.”

Polat Yağcı ise, Volkan Konak için “Sahnede fenalaşmış. İlk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Beyin kanamasından şüpheleniliyor” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Mynet.

Devamını Okuyun

Müzik

Lady Gaga, Neden Bir Sörfçü Firması İle Mahkemelik Oldu?

Yayınlandı

on

Yazan

Lady Gaga, yeni albümü için doğrudan logolarını kopyaladığını iddia eden bir sörf markası tarafından mahkemeye verildi…

Lost International, “Mayhem” albümü nedeniyle Lady Gaga’ya karşı marka ihlali davası açtı. Şirket, “Mayhem” teriminin kendi ikonik logosunda yer aldığını ve bu nedenle haklarının kendilerine ait olduğunu, Gaga’nın kullanımının ise neredeyse birebir aynı olduğunu savunuyor.

Dava dosyasında Lost, on yılı aşkın süredir sörf tahtaları ve ürünlerinde stilize edilmiş bir “Mayhem” logosu kullandıklarını ve Gaga’nın son albümü için bu tasarımı izinsiz şekilde kopyaladığını belirtiyor.

Şirket, kendi ürünlerindeki “Mayhem” logosu ile Lady Gaga’nın kullandığı logo arasındaki benzerlikleri gösteren bir karşılaştırma da sundu.

Lost’a göre, Lady Gaga 2015 yılından beri kendilerine ait olan “Mayhem” markasını izinsiz bir şekilde kullanıyor.

Sörf şirketi, Gaga’nın logoyu kullanmasını engellemek için yasal yollara başvururken, ayrıca tazminat talep ediyor ve sanatçının “Mayhem” logosunu kullanarak elde ettiği kârın da kendilerine ödenmesini istiyor.

Lost, daha önce Lady Gaga’ya endişelerini ilettiklerini ancak sanatçının bu kullanımı durdurmadığını belirterek dava açtıklarını söylüyor.

Kaynak: TMZ Sport.

Devamını Okuyun

Yaşam

Güler Sabancı, Sabancı Holding’e Ne Zaman Veda Ediyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Güler Sabancı, 2004 yılından bu yana aralıksız olarak sürdürdüğü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini, 27 Mart 2025 tarihi itibarıyla bırakıyor…

Merhum Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan, 21 yıllık süreçte Holding’in stratejik yapılanması ve dünya ölçeğindeki büyük başarılarına liderlik eden Güler Sabancı, 27 Mart’taki Genel Kurul’da son kez Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı unvanıyla hissedarlarla bir araya gelecek.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanlığı ve Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerine devam edecek Güler Sabancı, filantropi, eğitim ve sanat alanında yapacağı öncü çalışmalarla, Türkiye’nin çağdaşlaşma yolculuğuna ve toplumsal kalkınmasına destek olmayı sürdürecek.

“BİRÇOK GÖREVİ BAŞARI İLE TAMAMLAMIŞ OLMANIN VERDİĞİ İÇ HUZURU İLE YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ BIRAKIYORUM”

Güler Sabancı, konuyla ilgili yayımladığı mesajında şu ifadeleri kullandı: “Bugün Topluluğumuz, güçlü finansal yapısı, yeniliğe ve teknolojiye açık kültürü, üstün insan kaynakları, kurumsallaşmada öncü yönetim sistemleri ve örnek iş ahlâkı; dolayısıyla yüksek itibarı ile yeni bir döneme hazırdır. Başta Sakıp Bey olmak üzere Sabancı Kardeşler ile başlayan 47 yıllık çalışma hayatım için, miras bırakan, hayatta olan ve olmayan tüm büyüklerimi minnet ve şükranla anıyorum. 21 yılı Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, yönetim ekibimiz ve Sabancılı çalışma arkadaşlarımla, hep beraber Topluluğumuzu ülkemizde ve yurt dışında önemli bir seviyeye getirmiş; birçok görevi başarıyla tamamlamış ve Topluluğumuzun itibarını hak ettiği şekilde temsil etmiş olmanın verdiği iç huzuru ile Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini bırakıyorum.”

BAŞKANLIK GÖREVİNE, YÖNETİM KURULU ÜYESİ HAYRİ ÇULHACI ÖNERİLECEK

Sabancı Holding’in yeni Yönetim Kurulu, 27 Mart 2025 tarihinde düzenlenecek Genel Kurul’da seçilecek. Yeni Yönetim Kurulu’nun görev dağılımı kapsamında, Başkanlık görevine, halen Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Hayri Çulhacı’nın önerilmesi planlanmaktadır. Hayri Çulhacı 35 yıldır Sabancı Topluluğu’nda bulunmakta olup, Sabancı Holding’de Yürütme Kurulu Üyeliği, Akbank Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ile Sabancı Holding ve İştiraklerinde Yönetim Kurulu Üyelikleri yapmıştır.

Devamını Okuyun

Yaşam

‘R’ Harfini Söyleyemeyen Çocuklar İçin Gizli Neden: Dil Bağı

Yayınlandı

on

Yazan

Uzmanlar, çocuklarda sık karşılaşılan konuşma bozukluklarının arkasında gizli bir nedenin yatabileceğine dikkat çekti. Uzmanlar, özellikle “r, l, s, t, z” gibi harfleri söylemekte güçlük yaşayan çocuklarda dil bağı (ankiloglossi) ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirttiler…

“Dil bağı, dili ağız tabanına bağlayan frenulum adı verilen dokunun normalden kısa veya kalın olmasıdır. Bu durum, dilin yukarıya veya dışa hareketini kısıtlar” açıklamasını yaparak dil bağının doğuştan gelen bir durum olduğunu ifade eden Uzmanlar, emzirme güçlüğü, yetersiz kilo alımı, ağızdan sürekli tükürük akması ve konuşma sırasında bazı sesleri çıkaramama gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini söyledi.

Uzmanlar, “Dil bağı olan çocuklar özellikle 3 yaş sonrasında bazı sesleri çıkarırken zorlanabilir. ‘R’ harfini yuvarlayamama, ‘l’ ya da ‘s’ gibi sesleri net söyleyememe durumu sık görülür.” Dedi. Tanının genellikle fizik muayene ile konulduğunu belirten Uzmanlar, dilin damağa değdirilmesi veya dışarı çıkarılması gibi hareketlerin istenerek çocuğun dil fonksiyonlarının değerlendirildiğini ifade etti.

Erken tanının önemine değinen uzmanlar, “Bebeklerde emme sorunu varsa ilk günlerde, konuşma öncesi dönemde ise en geç 6’ncı aya kadar müdahale edilmesi önerilir. Gerekli durumlarda frenotomi işlemiyle dil bağı kesilerek dil serbestleştirilir.” Şeklinde konuştu.

Dil bağı ameliyatının çoğu zaman çok kısa sürdüğünü ve anestezi gerektirmediğini söyleyen uzmanlar, işlem sonrası başarıyı artırmak için düzenli dil egzersizlerinin yapılması gerektiğini vurguladı. Uzmanlar; ““Dil bağı sadece fiziksel değil, sosyal ve gelişimsel etkiler de yaratabilir. Zamanında fark edilip müdahale edilmezse, çocuğun özgüvenini bile etkileyebilir.”

Dil bağı vakalarının toplumda sanılandan daha yaygın olduğunun altını çizen uzmanlar, ebeveynleri çocuklarının konuşma gelişimini dikkatle izlemeleri konusunda uyardı.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar