Bizimle iletişim kur

Sinema

Minyonlar 2 Gru’nun Yükselişinin Tüm Karakterlerini Tanıyalım

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Minyonlar karakterleri kimlerdir? Minyonlar karakterlerini kimler seslendirdi? Karakter seslendirmelerini yapanlar, minyonlar karakterleri hakkında neler söylediler?

Animasyon filmlerinin en beğenilen serilerinin başında gelen Minyonlar’ın, yeni filmi olan Minyonlar 2: Gru’nun Yükselişi, karakterleri hakkında detaylı bilgiler hazırladık.

Minyonlar Karakterleri

Genç Gru – Steve Carell

Gru, Ay’ı çalmadan, dünyanın en büyük süper kötüsü olmadan ve üç sevimli kızı evlat edinmeden önce bekar annesiyle birlikte 1970’lerde banliyöde yaşayan pek de tipik olmayan yalnız bir çocukmuş. Yönetmen Kyle Balda şunları söylüyor; “Gru’yu annesiyle uzak bir ilişkisi olan bir yetişkin olarak biliyoruz ama bu filmde bunun kökenini görüyoruz. Gru, süper kötü olmayı ve Hırçın Altılı’nın üyesi olmayı istediğini düşünse de ait olduğu yerin Minyonlar olduğunu fark ediyor. Sadakati ve kendisini gerçekten seven bir ailenin parçası olmayı öğreniyor.

minyonlar 2 gru 01

Steve Carell, bu kez rolünü Gru’nun 11 ¾ yaşındaki halini seslendirirken tekrar ediyor. Carrell şunları söylüyor; “Çılgın Hırsız’da Gru, kendi dünyasında ve yalnız bir hayat sürüyor. Etrafına duvarlar örmüş. Öte yandan genç Gru, henüz bu duvarları örmemiş. Dünyaya çok açık ve henüz hayatta yaralanmamış. Bu da onu daha saf yapıyor. Başladığı noktayı ve sonunda geldiği yeri görmek çok ilginç. Genç yanına ulaşmak keyifliydi. Genç Gru’nun daha yüksek bir sesi var. Henüz gülüşünü tam çözmemiş. Genç Gru’nun sesindeki masumiyetten geldiğini düşündüğüm çok tatlı ve samimi bir yanı var.”

Carell, bugüne dek Illumination’ın beş filminde Gru’yu seslendirmiş. Chris Meledandri şunları söylüyor; “Steve sadece çok sevimli bir oyuncu değil aynı zamanda komik, yenilikçi ve mükemmel bir sanatçı. Oyunculuk yetenekleri doğal görünse de çok kesin, şansa bırakılan hiçbir şey yok. Daha önce bir oyuncu olarak Steve’den daha yaratıcı bir ortakla çalışmadım. Yazılar sözlere çok saygılı ve Gru’nun mimarı olduğu için kayıtlarda kendi sesini ve karakterini katması için onu cesaretlendiriyoruz. Gru’nun gelişmeye nasıl devam edeceğini tanımlamaktan o sorumlu.”

Reklam

Kyle Balda da şunları söylüyor; “Gru’nun özünün büyük bölümü Steve’in her performansında kattığı seslendirme çalışmasından geliyor. Gru’yu şekillendirmede kesinlikle yardımı oldu. Steve, bu karakterin gerçek bir koruyucusu ve onu resmederken bir şeyin doğru gelmediğini söyleyecek ilk kişidir.”

Carrell’ın Gru’nun her yaştan izleyiciye çekici gelmesi hakkında bir teorisi varmış. “Bence insanlar bir kötüyü tetikleyen şeyden büyüleniyor ve bence çocuklar için de kötü algısı yetişkinlere göre çok farklı. Bu filmlerde Gru biraz kötü ama çok tatlı bir yanı da var. Aslında iyi olan kötü birini oynamak ve izleyicilerin karaktere tepkisini görmek ilginç.”

Gru’nun Yükselişi’nde Genç Gru’nun kötülük yeteneği, hizmet etmek için en kötüyü arayan Minyon Ailesi’nin dikkatini çekmiş bile. Minyonlarla bağ kurarak, bir yuva inşa ederek ve peynir ışını gibi yeni aletler yaparak geçen bir yazdan sonra Gru, Hırçın Altılı’daki boş bir yer için görüşmek için bir davet alır. Kendini bir yol ayrımında bulur ve dünyanın en ölümcül süper kötü takımına katılmakla kendisine sadık olan yandaşlarıyla kalmak arasında kalır. Carell şunları söylüyor “Gru, kötü olmak istiyor ve kendisine kötü diyor ama gerçek kötü, sonunda iyi bir insan değildir. Bence Gru özünde çok iyi biri. İlginç biri, kötülük hayatını seviyor ama aslında oldukça iyi bir çocuk. Kötü olmakla ilgili büyük, cesur arzuları var. Hırçın Altılı’ya katılmak için ilk görüşmesinde sadece bir şeyin parçası olmaya çalışıyor ama boyunu aşıyor. Bence bu birçok kişinin anlayabileceği bir şey. Bir grubun parçası olmak isteyen dışlanmış biri. Görülmek, saygı duyulmak ve kutlanmak istiyor. Bunların hiçbirini Hırçın Altılı’dan görmüyor ama bu başarma arzusunu öldürmüyor. Bu karakterlerin hepsinde çok fazla insani yan var ve bunu seviyorum. Gru’yu oynamanın keyfi burada. Çok büyük bir kısmı gerçek geliyor.”

Carell’ın Gru’yu Çılgın Hırsız’da ilk seslendirmesinden bu yana geçen 12 yılda Minyonlar ve Gru oğlunun ve kızının çocukluklarının bir parçası olmuş. “Gru’nun ve Minyonların yolculuğunu izlediler. Çılgın Hırsız’dan önce geri bildirim almak için birkaç farklı sesi karımla çocuklarımda denemiştim. Seçtiğim ses, Gru’nun sesi oldu ve onları en çok güldürendi. Yani Gru’nun gelişiminde rol oynadılar. Aile olarak paylaştığımız bir şeyin parçası olmak çok özel.”

minyonlar 2 gru ekip 01

Will KemikkıranAlan Arkin

Akademi ödüllü Alan Arkin’ın seslendirdiği Will Kemikkıran, küstah ve çıplak elle bokstan güreşe, jiu-jitsu’dan Krav Maga’ya kadar bilinen her dövüş tarzında usta olan yaşlı bir kötü. Hırçın Altılı’nın kurucusu olarak grubu ona ihanet ettiğinde ve onu sonsuza dek emekli etmeye kalktıklarında intikam sözü veriyor. San Francisco’daki mekanından güçlü Zodyak Taşı’nı almak ve eski ekibine geri vermek için planlar yapıyor. Bu süreçte Gru’yu yakalayınca eski zafer dolu günlerini duymak isteyen beklenmedik bir danışan buluyor. Carell’la Küçük Gün Işığım ve Akıllı ol filmlerinde birlikte çalışan Arkin şunları söylüyor; “Gru’nun Yükselişi’ne bağlanmak konusunda beni heyecanlandıran, Steve Carrell’la tekrar birlikte çalışma fırsatı oldu. Birlikte dördüncü işimiz oluyor ve onun akıl hocası olarak üçüncü rolüm oluyor. Planlama sorunları yüzünden rollerimizi farklı şehirlerde canlandırdık ve bu da iyi oldu çünkü üçüncü kez birlikte çalıştığımızda artık bir sahnede ona bakıp gülmeden duramıyordum. Birlikte çalışırken çok eğlendik.”

minyonlar 2 gru_will_kemikkıran

Genç danışanıyla birlikte bir banka soygununa kalkışmanın yanı sıra Will Kemikkıran, Gru’ya kötüler arasında bile en önemli şeyin sadakat ve iyi bir ekip olduğunu öğretiyor. Balda şunları söylüyor; “Will Kemikkıran, eski bir kötü. Onun zamanı geçmiş ve nasıl yaralı olacağını bulmaya çalışıyor. Bunu da Gru’ya potansiyelini fark ettirmek için akıl hocalığı yaparak gerçekleştiriyor. Uzun soluklu kariyerinde eksik olan şeyin bu olduğunu fark ediyor. Daha önce biriyle hiç ortaklık ve sadakat duygusunu yaşamamış ve Gru da bunu ona vermeye istekliydi.”
Arkin, ilginç bir şekilde karısıyla Nova Scotia’da tatildeyken karakteriyle hoş bir bağ kurmuş. “Bir gün bir nehirde şambrele bindik ve benim şambrelimin adı karakterimin adı olan Will Kemikkıran’dı. Hoş bir tesadüftü.” Arkin, filmin yönetmeni ve ortak yönetmeniyle birlikte çalışmaktan da heyecan duymuş. “Kyle Balda ve Brad Ableson’la çalışmak çok rahat ve destekleyiciydi. Bence birlikte Will Kemikkıran’ı eğlenceli ve dokusu olan bir karakter yaptık.”

Disko DivaTaraji P. Henson

Disko Diva, dünyanın süper kötülerden oluşan en tehditkar takımı Hırçın Altılı’nın havalı ve özgüvenli lideri. Karakteri Akademi adayı Taraji P. Henson (Gizli Sayılar, The Karate Kid, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi) seslendiriyor. Henson şunları söylüyor; “Animasyonu çok severim ve küçükken Cumartesi günlerimi çizgi film izleyerek geçirirdim. Karakter oyuncusu olarak farklı sesleri ve repliklerimi farklı söyleme biçimlerini araştırmayı çok severim. O yüzden animasyonda çalışmak bunun için mükemmeldi. Animasyonu rahat olmak ve etrafta dolaşmak olarak hayal ederdim Kayıttan sonra animasyonun hayat bulmuşunu görmek çok daha keyifli.”

Reklam
minyonlar 2 gru_disko_diva

Disko Diva, sadakatten çok paraya ve güce değer verir ve Will Kemikkıran’ı “emekliye ayırma” planını düzenler. Balda şunları söylüyor; “Disko Diva, Hırçın Altılı’nın en usta üyesi. Bu konuma zorla gelse de doğal bir lider. Grubun en zekisi ve en tarz, öz güvenli ve karizma üyesi. Filmi, Hırçın Altılı’nın diğer uyumsuz üyelerini yönetmeye çalışarak geçiriyor. Ayrıca son derece akrobatik bir dövüşçü. Yaptığı her şey belli bir yetenekle yapılıyor.”

Disko Diva’nın, ayrıca ölümcül bir topuza dönüşen son moda bir zincir kemeri var. Henson şunları söylüyor; “Oynadığım karakterlerin çoğu düşman değildi. O yüzden farklı bir şey yapmak ve bu filmin en korkunç, kötü karakterlerinden birini oynamak eğlenceliydi. Büyük kötüleri oynamak ve çözmek eğlenceli. Disko Diva sadece dünyanın en kötüsü ve Hırçıok Altılı’nın lideri değil aynı zamanda en üstte kalmak için gereken herkesi ezip geçen biri. Yoluna çıkarsanız sizi devirmek için her şeyi yapar. Telafi edici tek özelliği moda anlayışı. Bol paçalı, mor tulumu 70’lerin modasının ne kadar harika olduğunu yansıtıyor.”

Henson, karakterinin ikonik modasına tamamen kendini adamış. Balda şunları söylüyor; “Kaydın ilk günü, Taraji tamamen Disko Diva kılığında geldi. Metot oyuncusu tarzında geldi ve bizi çok etkiledi. Hemen Disko Diva oldu. Karakteri canlandırmak için fikirler sundu ve her şeyi bambaşka bir seviyeye taşıdı.”

Henson, Minyonlar Gru’nun Yükselişi’nden önce Illumination’la hiç çalışmamış. “Şimdi onlarla çalıştıktan sonra filmlerinin neden çok başarılı olduğunu görmek çok kolay. Kyle, Chris ve Illumination’dak itüm ekip çok zeki ve alışkan. Her sahnede çok çaba var ve izleyici üzerinde en çok neyin etki bırakacağını gerçekten düşünüyorlar.”

Jean KıskaçJean-Claude Van Damme

Hırçın Altılı’nın bir diğer üyesi de Jean Kıskaç. Karakteri seslendiren, Belçikalı seslendirme sanatçısı ve aksiyon filmleri ikonu Jean-Claude Van Damme’ın adı verilmiş. Balda şunları söylüyor; “Jean-Claude Van Damme’ı seçme fikri çok başlarda çıktı. Devasa bir ıstakoz pençesi olan bir karakter çizimi olarak başladı ve adının Jean Kıskaç olması çok doğal göründü. Sonra Jean Claude Van Damme’ın seslendirmesi fikri geldi ve o da kabul edince çok heyecanlandık!”

Jean Kıskaç, dev bir mekanik ıstakoz pençesi ile donatılmış, ruhsuz ve nihilisttir ama Gru’nun Taş’ı çaldığını öğrendiğinde intikam almak için büyük bir açlık hisseder. Van Damme şunları söylüyor; “Seslendirmeyi her zaman sevdim ve bu rolün benim için yazıldığı söylendiğinde gurur duydum. Bence animasyon karakterlerini seslendirmek bana doğal olarak geliyor çünkü çocuklarıma ses taklitleri yapmaya alışkınım. O yüzden bu proje için hemen heyecanlandım.”

Reklam

Van Damme, karakterinin animasyonun gördüğünde çok şaşırmış. “Nasıl olduğunu görmek karakteri seslendirmem yardımcı oldu çünkü bana hiç benzemiyor. Adındaki Kıskaç’ı gerçekten çok ciddiye almışlar! Ne zaman bir film yapsam tamamen o na odaklanırım. Kyle Balda ve Illumination’daki ekip bu işi benim için kolaylaştırdı. Çok destekleyici ve yardımcı oldular ve karaktere kendi fikirlerimi katmama da izin verdiler.”

SvenitörDolph Lundgren

Svenitör, düşmanlarının peşinden hızla giden ve onlardan çivili patenleriyle yaptığı güçlü döner tekmelerle kurtulan İsveçli bir paten şampiyonu. Karakteri İsveçli aktörü ve dövüş sanatları ustası Dolph Lundgren seslendiriyor. İlk olarak 1985’te Rocky IV’te canlandırdığı Sovyet boksör Ivan Drago ile şöhreti yakalamış.

Kyle Balda şunları söylüyor; “Svenitör, Hırçın Altılı’daki favori üyelerden biri çünkü birçok yönden en komikleri o. 70’lerde bir paten takıntısı vardı ve amaç karakterin inandırıcı görünen tehdidini alıp ona paten giydirmekti. Üstelik bunu normalde göz alıcı paten hareketleri yapacağını düşünmeyeceğiniz Dolph Lundgren’in ürkütücü sesiyle birleştirdik.”

Lundgren için, rol kendisine uzun zamandır ilgisini çeken animasyon dünyasına girme fırsatı sunmuş. Şunları söylüyor; “Kariyerimin başında çok fazla aksiyon filmi yaptım. Son yıllarda daha dramatik roller ve yönetmenlik fırsatlarım oldu. Svenitör’ü seslendirme fırsatı çıkınca yeni ve farklı bir meydan okuma için heyecanlandım. Animasyon süreci, her zaman ilgimi çekmişti. Animatörlerin yaptığı iş çok etkileyici ve eşsiz. O yüzden bu süreci ilk elden görme fırsatı için heyecanlandım.”

Lundgren, birinci sınıf bir karateci ve sporun hayatında ve 70’lerdeki önemine işaret ediyor. “Amerika’ya ilk geldiğimde kimya mühendisliği okuyordum. Ama eğitimime odaklanmanın yanı sıra karate yapmaya da devam ettim. O dönemde 70’ler kültürünün önemli bir parçasıydı. Beş yıl dojo’da eğitim aldım ve 1978’de Kyokushin’de 2. Seviye siyah kuşak oldum. Filmde dövüş sanatları referanslarını görmekten keyif aldım.”

Reklam

Demir YumrukDanny Trejo

Demir yumruk’un dev, demir elleri onu ağır, tehditkar ve güçlü yapıyor ancak bir bardak su tutmak gibi temel görevleri yerine getirmesini imkansızlaştırıyor. Kyle Balda şunları söylüyor; “Demir yumruk, Hırçın Altılı’nın kas gücü. Özel yeteneği, her şeyi kırıp ezebilen dev, metal yumrukları. O bir yok edici. Kesinlikle Hırçın Altılı’nın daha tehditkar ve korkunç görüneni.”

Danny Trejo (Av, Bir Zamanlar Meksika’da, Çılgın Çocuklar serisi), rolü zevkle kabul etmiş. “Animasyonda abartılı karakterleri canlandırmayı çok severim. Normalde gerçek hayatta fazla komedi oynamam. Şaka mı yapıyorsun? Demir Yumruk’a bayıldım! Bana 70’lerdeki bıyıklarımı hatırlattı ve etrafa savurduğum iki demir yumrukla çok daha iyi.”

Aktörü ayrıca Demir Yumruk’u yönetmen Kyle Balda ile gerçekleştirme sürecini de çok sevmiş. Illumination ekibiyle ç alışmayı her zaman çok sevdim ve bu kez Balda’yla da harikaydı. Enerjisi bulaşıcı ve Demir Yumruk’u hayata getirme deneyimini eğlenceli kıldı!”

Balda, Trejo’nun rol için ideal oyuncu olduğunu söylüyor; “Danny sadece güçlü ve tehlikeli bir karakteri oynayabilecek kapasiteye sahip olmakla kalmıyor aynı zamanda müthiş bir mizah anlayışına sahip. Tehdidi alıp komediye dönüştürebiliyordu.”

RahibeçakuLucy Lawless

Hırçın Altılı’nın üyesi Rahibeçaku’yu dünya çapında Zeyna, Savaşçı Prenses olarak bilinen Lucy Lawless tarafından seslendirilmiş. Geleneksel bir rahibe gibi görünse de Rahibeçaku’nun mütevazı mizacının ardında, ödüllü mınçıkalarıyla ölümcül olan şiddet dolu bir savaşçı. Şunları söylüyor; “Rahibeçaku, beni Katolik İrlandalı köklerime götürüyor. İlk illüstrasyonlarını gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Rahibe ama tipik bir rahibe değil. Kötülerin olduğu bir grubun üyesi ve ileri teknik yetenekleri var. Ayrıca oldukça kaba bir mizah anlayışı var. Onu seslendirirken çok eğlendim.”

Reklam
minyonlar 2 gru rahibe caku

Oyuncu uzun zamandır Illumination filmlerinin hayranıymış. Lawless şunları söylüyor; “Rol için heyecanlandım çünkü Çılgın Hırsız ve Minyonlar serisi çok hoş, unutulmaz karakterler ve hikayelere sahip. Üstelik Jean-Claude Van Damme ve Dolph Lundgren ile aynı filmde oynama fırsatını buldum. 16 yaşındaki halim yapmam gerektiğini söyledi!”

Usta ChowMichelle Yeoh

Efsanevi Michelle Yeoh’un (Her Şey Her Yerde Aynı Anda, Hidden Dragon, Shang-Chi ve On Halka Efsanesi) seslendirdiği Usta Chow, emekli bir kung fu ustasıdır. San Francisco’nun Çin Mahallesi’nde mütevazı bir akupunktur dükkanı işletir. Öngörülemez doğasına rağmen Minyonları, Will Demirkıran’ın paralı adamlarından bugüne kadar gördükleri en muhteşem yeteneklerini kullanarak kurtarır. Yeteneğinden etkilenen Minyonlar, Gru’yu kurtarabilmeleri için kendilerine dövüş öğretmeleri için yalvarır. Ama o reddeder. Ancak Minyonların yeteneklerini gördükten sonra onları öğrencileri olarak kabul eder. Ustalarla ve şampiyonlarla geçen bir kariyerin en zor işi olarak görür. Kyle Balda şunları söylüyor; “Usta Chow, Minyonları en ihtiyaç duydukları anda kurtarmaya gelir. Müthiş bir dövüş sanatları yeteneği sergiler ve Minyonlar hemen Gru’yu kurtarabilmeleri için onun öğretmenleri olmasına ihtiyaçları olduğunu anlar. Seslendirme sanatçısı olarak Michelle Yeoh’nun katılmasından heyecan duyduk. Sadece bir aksiyon yıldızı olarak muhteşem yeteneğinden dolayı değil aynı zamanda sesinde büyük bir duygu olduğu için.”

Yeoh aynı zamanda çok iyi bir sportif yapıya sahip ve bunu da Usta Chow’un sesine yansıtmış. Şunları söylüyor; “Benim için sahneleri sadece konuşmak yerine fiziksel olarak da canlandırmak daha kolay. O yüzden ses kabininde epey hareket ettim. Usta Chow’un sahnelerinin ne kadar hareketli olduğunu düşününce izleyen herkes için çok komik göründüğünü tahmin ediyorum.”

Yeoh, Usta Chow’u geliştirirken Balda ile çalışmaktan mutlu olmuş. Şunları söylüyor; “Bir animasyon filmde çalışmak canlı aksiyondan çok farklıdır çünkü karakteri şekillendirme süreci çok farklıdır. Farklı telaffuzlar, ritim ve tonlamalarla oynayacak çok alanınız olur. Ayrıca konuşma tarzınıza da çok dikkat etmenizi sağlar. Örneğin bazen göğüsten konuşurken bazen genizden konuşursunuz. Yani repliklerle ve sesimin yoğunluğuyla oynamak keyifliydi.”

Gru’nun Annesi – Julie Andrews

Her büyük kötünün arkasında aksini ispat eden bir annesi vardır ve Gru’nun annesi en iyidir. Bir kez daha Akademi® ödüllü ikon Julie Andrews seslendiriyor. Kyle Balda şunları söylüyor; “Gru’nun annesi kendini düşünen biri. Gru’yu hayatında bir sıkıntı olarak görüyor sadece kendi istediğini yapmak istiyor. Gru’yu annesi tarafından kendisine verilmeyen sevgiyi ve kabul edilmeyi ararken görüyoruz.”

minyonlar 2 gru_grunun_annesi

70’lerde bile Gru’nun yaptığı yeterli olmamış. Gru’nun annesi yoga yapmakla ya da Minyonları Tupperware satmaya zorlamadığı zaman Gru’ya dikkat etmemekle meşguldür. Andrew şunları söylüyor; “Gru’nun annesinin genç versiyonu da aynı derecede korkunç ve acımasız. Anaç bir anne olmak kesinlikle ona göre değil ve ihmalkarlığının bu filmde Gru’nun çocukluğuna kadar uzandığını görüyoruz.”

Andrews, Gru’nun annesini tekrar oynama fırsatını bulduğu için memnunmuş. “Rol, neredeyse daha önce yaptığım her işe aykırı ve onu eğlenceli kılan da bu. Seslendirme işinde neredeyse hiç kural yok ve Illumination ekibiyle tekrar çalışmak büyük bir zevkti.”

Reklam

Dr. Nefario – Russell Brand

Genç Dr. Nefario, umut vadeden çılgın bir bilim adamı ve Hırçın Altılı’nın resepsiyon elemanı ve kapı görevlisi olarak kullanılmaktan bıkmış. Kyle balda şunları söylüyor; “Gru’nun Yükselişi’nde Dr. Nefario ile tanıştığımızda Criminal Records’da resepsiyonda çalışıyor. Hırçın Altılı’nın gerçek yeteneklerini fark etmediğini düşünüyor o yüzden Gru’yla tanıştığında birlikte çalışmak ve onu etkilemek için bir fırsat görüyor.”

Nefario’yu daha önce Çılgın Hırsız 1 ve Çılgın Hırsız 2’de olduğu gibi Russell Brand seslendiriyor. “Artık Illumination’la çeşitli filmlerde çalışmış biri olarak ne kadar yetenekli bir stüdyo olduklarını gördüm. Çılgın Hırsız ve Minyonlar filmleri sadece eğlenceli değil aynı zamanda samimi ve duygu dolu. Bence bu yüzden bu kadar çok seviliyorlar.”

Gru’nun Yükselişi’nde Dr. Nefario, bağımsız bir kötüyle takım oluyor ve genç Gru, Hırçın Altılı görüşmesinden Zodyak Taşı’yla birlikte gizlice çıkarken o da yoldan çıkma fırsatını buluyor. Brand şunları söylüyor; “Bu filmde Dr. Nefario ile karşılaştığımızda izleyicilerin onu Çılgın Hırsız’da hatırladığından çok daha genç. Genç, hevesli bir bilim adamı ve tek bir odağı var; kendine kötü bir suç ortağı bulmak. Karakter, önceki filmlerde olduğundan çok daha masum ve sesi de biraz daha tiz ama genel olarak tavırları ve özellikleri yaşlı halindeki gibi.”

Biker – RZA

Yeni Minyon Otto, henüz Minyon arkadaşlarından bazıları kadar kendine yetemiyor ama hikayede önemli bir nokta. Birçok yeteneği olan müzisyen ve aktörü RZA’nın seslendirdiği bir Biker’dan değerli bir yardım alıyor. Balda şunları söylüyor; “Motosikletli, hikayede Otto’nun kaybolmuş hissettiği bir anda geliyor. Sonunda Otto’yu motosikletiyle bir gezintiye çıkarıyor. İkisi bağ kuruyor ve arkadaş oluyorlar. Birlikte geçirdikleri zamanın sonunda ikisinin gerçekten kanka olduğunu hissediyorsunuz. RAZ’nın sesinden gelen her şeyin bir havası var ve karakter için mükemmeldi. Motosikletçi çocuğu birlikte zaman geçirmek isteyeceğiniz biri yapıyor.”

Reklam
minyonlar 2 gru_biker_rza

RZA filmde oyunculuk yapmanın yanı sıra filmin bestecisiyle birlikte önemli sahnelerin müziği üzerinde de çalışmış. Balda şunları söylüyor; “Bu filmdeki muhteşem fırsatlarımızdan biri RZA ile sadece seslendirme sanatçısı olarak değil müzikal olarak da çalışmamız oldu. Bestecimiz Hetior Pereira ile birlikte çalışarak filmdeki kung fu sahnelerinin müziklerinin birçoğunu geliştirdi.”

minyonlar 2 gru 02

Sinema

Bazen Hep Birlikte Belgeseli İlk Kez 43. İstanbul Film Festivali’nde İzleyiciyle Buluşacak

Didem Pekün’ün İlk Uzun Metrajı “Bazen Hep Birlikte / Otherwıse In Istanbul” 43. İstanbul Film Festivali’nde

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Deneysel belgesel filmleri “Tülay German: Kor ve Ateş Yılları”, “Huzursuz Topraklar”ve “Araf”’ın yanı sıra “Zarlar ve İnsanlar” gibi video enstalasyonlarıyla adından söz ettiren ödüllü yönetmen, sanatçı ve akademisyen Didem Pekün’ün ilk uzun metrajlı belgesel filmi “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”, 17-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek 43. İstanbul Film Festivali kapsamında ilk kez izleyicilerle buluşacak. Didem Pekün’ün yönetmen koltuğunda oturduğu, Anna Maria Aslanoğlu (istos film)’nun yapımcılığı ve Melek Ulagay’ın ortak yapımcılığında hayata geçirilen yaratıcı dans belgeseli “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL” festivalin Ulusal Belgesel Yarışması’nda yarışacak.

Bazen Hep Birlikte Otherwise In İstanbul Producer Anna Maria Aslanoğlu

Bazen Hep Birlikte Belgeselinin Konusu Nedir?

Film seyircisini, kuruluşundan bu yana paylaşarak üretimin devamlılığını önemseyen ve kendi dilini oluşturmayı odağına alan Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın kurucularından, dansçı ve koreograf Mihran Tomasyan’ı takip ederek hem Tomasyan’ı hem de İstanbul’u keşfetmeye davet ediyor. Performatif bir belgesel olan “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”, Tomasyan’ın Ermeni aile tarihi ve kimliği üzerinden paylaştığı arşivler, kolektif bir doğaçlama koreografi ve günümüz İstanbul’unun hengâmesiyle örülü bir anlatıyı takip ediyor.

Bazen Hep Birlikte / Otherwıse In Istanbul 43. İstanbul Film Festivali’nde

Yaratım ve dans performanslarında Mihran Tomasyan’ın yanı sıra Beste DemirEkin ÖnceLeyla PostalcıoğluNazlı DurakNazlı Tecimer ve Ufuk Fakıoğlu’nun yer aldığı “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”un görüntü yönetmenliğini Petros Nousias üstlenirken kurgusu Eytan İpeker tarafından gerçekleştirildi. Filmin müziklerinde ise Berke Can Özcan ile Elena Margarita Kakaliagou’nun imzası bulunuyor.

Evrensel bir iyimserlik ve toplulukçuluk hikâyesi sunan “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL” 43. İstanbul Film Festivali kapsamında 23 Nisan Salısaat 16.00’da Beyoğlu Sineması’nda ve 26 Nisan Cuma saat 21.30’da Sinematek / Sinema Evi’nde gerçekleşecek gösterimleriyle festival seyircisiyle buluşacak.

Didem Pekün’ün istos film yapımıyla gerçekleşen ilk uzun metrajlı belgesel filmi “BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL”un 43. İstanbul Film Festivali kapsamındaki gösterimlerinin biletlerine 5 Nisan Cuma gününden itibaren  Passo üzerinden ulaşabilirsiniz.

BAZEN HEP BİRLİKTE / OTHERWISE IN ISTANBUL 

Reklam

2024, Türkiye, 73’

Türkçe, Renkli, DCP, 1:85, 5.1 Sound, Türkçe, İngilizce altyazılı

Yönetmen

Didem Pekün

Yapımcı

Reklam

Anna Maria Aslanoğlu

Yapım

istos film

Ortak Yapımcı

Melek Ulagay

Reklam

Yazarlar

Didem Pekün, Eytan İpeker

Koreografi&Konsept

Mihran Tomasyan

Yaratım&Dans

Reklam

Beste Demir, Ekin Önce, Leyla Postalcıoğlu, Mihran Tomasyan, Nazlı Durak, Nazlı Tecimer, Ufuk Fakıoğlu

Görüntü Yönetmeni

Petros Nousias 

Kurgu

Eytan İpeker

Reklam

Müzik

Berke Can Özcan, Elena Margarita Kakaliagou 

Yardımcı Yönetmen

Ömür İlkan Atalay

Sanat & Kostüm Tasarımı

Reklam

Esra Selen Hayal

Ses Tasarımı

Taylan Geçit

Renk Düzeltme

James Norman

Reklam

Devamını Okuyun

Sinema

Omen: İlk Kehanet Filmi Ne Zaman Vizyonda Konusu Ne? İzle

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Korku sinemasının “as”ı olarak görülen ‘Omen’, beyazperdeye geri dönüyor. 20th Century Studios imzalı ‘Omen: İlk Kehanet’, 

12 Nisan’da sinemalarda vizyona girecek. Filmin yönetmen koltuğunda Arkasha Stevenson oturuyor. 

Seyircileri Roma’nın gotik, büyüleyici, tekinsiz ve tarihi atmosferine davet eden film, sinemaseverleri hikayenin öncesine götürecek. Kiliseye hizmet etmek üzere Roma’ya gönderilen genç bir Amerikalı kadının kendi inancını sorgulamasına sebep olan karanlık bir olayla karşılaşması sonucu yaşanılanları anlatan film, kötülüğün doğuşunu amaçlayan bir komploya izleyicileri davet edecek. 

Başrollerini Nell Tiger Free, Tawfeek Barhom, Sonia Braga, Ralph Ineson ve Oscar adayı, Altın Küre Ödüllü Bill Nighy’nin paylaştığı ‘Omen: İlk Kehanet’in seriye sadık kalan ve gerilim dozunu yükselten senaryosunu Arkasha Stevenson, Tim Smith ve Keith Thomas kaleme aldı. 

Devamını Okuyun

Sinema

Feud: Capote Vs. The Swans’ın 2. Sezonu Ne Zaman Hangi Platformda?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Televizyon Dünyasının Dahi Çocuğu, Emmy Ve Altın Küre Ödüllü Ryan Murphy’den Fx İmzalı ‘Feud: Capote Vs. The Swans’, 17 Nisan’dan İtibaren Sadece Dısney+’Ta! 

Ödüllü Antolojinin 8 Bölümlük İkinci Kısmı, Efsanevi Amerikalı Yazar Truman Capote Ve Onu Çevreleyen Elit Bir Kadın Grubunun Hikayesini Anlatıyor

“Gerçeğin, iyi bir hikayenin yoluna çıkmasına izin vermeyin.” Amerika tarihinin ve edebiyatının tüm dünyaya mal olmuş efsanevi figürlerinden Truman Capote’nin(Tom Hollander), New Yorklu elit kadın arkadaş grubu ile arasında yaşadıklarını konu alan ‘Feud: Capote vs. the Swans’ adlı 8 bölümden oluşan dizi, 17 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

‘American Horror Story’den ‘9-1-1’a, ‘Nip/Tuck’tan ‘Glee’ye televizyon tarihine adını altın harflerle yazdırdığı ve yazdırmaya da devam ettiği sayısız projeye imza atan, Emmy ve Altın Küre başta olmak üzere sayısız ödül kazanan Ryan Murphy’nin arkasında olduğu ‘Feud: Capote vs. the Swans’ adlı dizi Disney+’a geliyor. Disney+, bu yapımıyla baharı karşılarken asıl yeniliği ise yeni logosu ile yaşıyor. Akademi Ödüllü® besteci Ludwig Göransson tarafından yaratılan ses efekti de dahil olmak üzere, geliştirilmiş logosu ve renk paleti ile Disney+’ın görsel ve işitsel dünyası yenilendi.

Yenilenen dünyasıyla izleyicilerle buluşmaya devam eden Disney+’ta izlenebilecek olan ‘Feud: Capote vs. the Swans’ta Tom Hollander, Capote’ye hayat verirken dizinin başrollerini Naomi Watts, Diane Lane, Chloë Sevigny, Calista Flockhart, Demi Moore, Molly Ringwald, Treat Williams, Joe Mantello ve Russell Tovey paylaşıyor. 

Dizi, Laurence Learner’ın ‘Capote’s Women: A True Story of Love, Betrayal and a Swan Song for an Era’ adlı çok satan kitabından uyarlandı. 8 bölümlük dizide yazar Capote, kendini cemiyetin en elit kadınlarıyla çevrili buluyor. New York’u New York yapan ve bu şehrin atan kalbini oluşturan bu kadınlar, en yakın arkadaşları Capote’ye tüm gizli kapılarını sonuna kadar açıyor. Yazarın “Kuğular” adını verdiği bu kadın grubunun dünyasına girdikçe Capote kayıtsız kalamıyor ve tüm sırları ifşa edecek şekilde kaleminin gücüne tutunuyor. Bir anda “en yakın dost”, “en ezeli düşman”a dönüşüyor. 

Kadınlarla ilgili ilk yazdıklarının Esquire dergisine çıkmasıyla New York’u sallayan Capote ile “Kuğular” arasında yaşananlar, en kanlı savaştan çok daha çetin bir kedi-fare oyununa dönüyor. 

‘Feud: Capote vs. the Swans’, 17 Nisan’dan itibaren tüm zehrini izleyicilere gündelik hayatları içinde panzehir olarak sunacak ve sadece Disney+’ta seyir zevki yüksek bir keyif yaşatacak. 

Reklam

Devamını Okuyun

Sinema

Quiet On Set: The Dark Side Of Kids Tv Hangi Platformda Yayında?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

990’ların sonu ve 2000’lerin başındaki en popüler çocuk programlarından bazılarının arkasındaki zehirli ve tehlikeli kültürü ortaya çıkaran dört bölümlük bir belgesel dizisi Quiet On SetThe Dark Side of Kids TV Blu Tv’de discovery+ ayrıcalığıyla yayına girdi.

Yapımcı Dan Schneider tarafından inşa edilen ve popüler kültüre inkar edilemez bir etkisi olan bir imparatorluğun perdesini aralanıyor. Quiet On Set: The Dark Side of Kids TV, abartılı şaka ve skeçlerle dolu eğlenceli programlarda yer alan, çocuk yıldızları ve taciz, cinsiyet ayrımcılığı, ırkçılık ve uygunsuz dinamiklerle dolu tekinsiz bir ortamı belgeliyor.

Dört bölüm boyunca, tacizkar ve manipülatif davranış kalıplarının yanı sıra setteki çocuk tacizcileriyle ilgili hikayeler gün ışığına çıkacak. Arşiv görüntüler, şovlardan sahneler ve sosyal medya yorumlarıyla örülmüş bu röportajlar, bu dizilerde ilk yayınlandığında aptalca veya kapalı görünebilecek ancak şimdi çok daha karanlık bir alt ton taşıyan birçok anı, yeniden ortaya çıkarak sevilen şovların altında yatanları izleyiciyle buluşturacak.

Quiet On SetThe Dark Side of Kids TV, discovery+ ayrıcalığıyla BluTV’de yayında.

Reklam
Devamını Okuyun

En Çok Okunanlar