Bizimle iletişim kur

Otomobil

Xiaomi’den Elektrikli Araç Geliyor! Xiaomi SU7 Otomobil Özellikleri ve Menzili

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Xiaomi SU7 ile Elektrikli Araç Sektörüne Yeni Bir Soluk Getiriyor

Küresel teknoloji devi Xiaomi, merakla beklenen ilk elektrikli aracı Xiaomi SU7’yi duyurdu. Lansmanda Xiaomi Grup Kurucusu, Başkanı ve CEO’su Lei Jun, elektrikli araç teknolojilerine yönelik yenilikleri katılımcılarla paylaştı. 

Geçtiğimiz günlerde Elektrikli Araç Teknolojileri Lansmanı’nı gerçekleştiren Xiaomi, E-Motor, Batarya, Xiaomi Kalıp Döküm, Xiaomi Pilot Otonom Sürüş ve Akıllı Kabin olmak üzere beş temel teknolojisiyle ilgili yenilikleri duyurdu. Xiaomi, temel teknolojileri daha da geliştirerek otomotiv sektöründe kullanılanları yeniden şekillendirmeyi hedefliyor.

Xiaomi lansmanda ilk elektrikli aracı olan ve merakla beklenen Xiaomi SU7’yi tanıttı. Tasarımı, menzili, güvenliği ve diğer özellikleriyle dikkat çeken ve “tam boyutlu, yüksek performanslı eko-teknolojik sedan” olarak tanımlanan Xiaomi SU7, performans, ekosistem ve mobil akıllı dünyanın sınırlarını zorlamayı hedefliyor.

Xiaomi, dünyanın en büyük beş otomotiv üreticisinden biri olmayı hedefliyor

Bir Çin şiirinden alıntı yaparak “Sağlam adımlarla zirveye ulaşıyoruz” diyen Xiaomi Grup Kurucusu, Başkanı ve CEO’su Lei Jun, Xiaomi’nin otomotiv sektörüne girişinin akıllı telefon sektöründen başka bir sektöre önemli bir geçiş olduğunu ve “İnsan x Otomobil x Ev” stratejisi açısından büyük bir adıma işaret ettiğini belirtti. Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip otomotiv sektöründe günümüzde manevra yapacak alanın çok kısıtlı olduğunu ifade eden Lei Jun “Xiaomi olarak olağanüstü bir araç ortaya koymak için öncelikle temel teknolojileri geliştirmeye odaklanarak büyük yatırımlar yaptık. Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde dünyanın en büyük ilk beş otomotiv üreticisi arasında yer almayı amaçlıyoruz” dedi.

Akıllı elektrikli araçlar, otomotiv sektörünün tüketici elektroniği ve akıllı ekosistemlerle entegrasyonuna doğru bir eğilim gösteriyor. Tam yığın teknolojilerin entegrasyonu, sektörün gelişimi için gerekli bir adım teşkil ediyor. Lei Jun, Xiaomi elektrikli araçların endüstriyel üretim, akıllı yazılım ve yapay zekayı entegre ederek otomotiv sektörünü tamamen yeniden şekillendireceğini ve teknolojik açıdan önemli bir sıçramaya öncülük edeceğini ifade ediyor. 

Xiaomi’nin elektrikli araçları, temel çekirdek teknolojilerin geliştirilmesinden ve kilit teknoloji sektörlerinde derinlemesine bağımsız araştırmalardan başlayarak baştan aşağı bir yaklaşım benimsiyor. “On kat daha fazla yatırım, bilinçli bir şekilde mükemmel bir otomobil oluşturma” taahhüdüyle Xiaomi elektrikli araç alanında, ilk araştırma ve geliştirme aşamasında 10 milyar CNY’nin üzerinde yatırım gerçekleştirdi. Ar-Ge ekibi, hem Çin’de hem de yurtdışında kritik alanlarda 3.400’den fazla mühendis ve binden fazla teknik uzmandan oluşuyor. Etkinlikte Xiaomi’nin elektrikli aracının temelini oluşturan beş teknolojinin geliştirilmesine ilişkin çığır açıcı yenilikler tanıtıldı. E-Motor, Batarya, Xiaomi Kalıp Döküm, Xiaomi Pilot Otonom Sürüş ve Akıllı Kabin gibi kritik alanlarda Xiaomi’nin kendi geliştirdiği çeşitli teknolojiler türünün ilk örneği olarak hem yerel hem de küresel çapta ilklere imza attı. Bu, Xiaomi’nin kuruluşundan bu yana edindiği 13 yıllık kapsamlı teknolojik birikimi ortaya koyuyor. 

E-motor

Etkinlikte Xiaomi, bağımsız olarak geliştirdiği ve ürettiği E-motorları olan HyperEngine V6/V6s ve HyperEngine V8s’i sergiledi. Çift Yönlü Tam Yağ Soğutma Teknolojisi, S-şekilli yağ devresi tasarımı ve kademeli silikon çelik laminasyon tasarımı gibi yenilikçi teknolojileri kullanan bu üç e-motor, içten yanmalı motorlar döneminden kalma geleneksel büyük V8 ve V6 güç aktarma organlarının performansına rakip olarak sektörün performans sınırlarını yeni zirvelere taşıyor.

Özellikle, 27.200 rpm maksimum hız, 425kW güç ve 635N-m tepe torku ile HyperEngine V8s, elektrikli motor alanında küresel bir rekor kırıyor. HyperEngine V8s, 27.200 rpm’lik sektör standardını aşmak için, 960MPa gerilme direncine sahip sektörün ilk ultra yüksek dirençli silikon çelik plakasını kullanıyor. Ana akım sektör ürünleriyle kıyaslandığında iki katın üzerinde bir dirence sahip olarak ortaya çıkıyor. 

Soğutma tasarımı anlamında HyperEngine V8s Çift Yönlü Tam Yağ Soğutma Teknolojisi ve S şeklinde yağ devresi tasarımına sahip. Statörde, ısı yayma alanını %100 artıran ve 20°C’ye kadar soğutma etkisi sağlayan çift çevrimli bir yağ devresi kullanılıyor. Eş zamanlı olarak, rotor bölümü patentli S-şekilli yağ devresini kullanarak ısı yayma alanını %50 oranında artırıyor ve 30°C’ye kadar soğutma etkisi sağlıyor. Ayrıca, silikon çelik laminasyonları “basamak benzeri” kademeli bir tasarıma sahip olan statör, etkin ısı yayma alanını %7 daha genişletiyor.

Şu an geliştirme aşamasında olan HyperEngine V8s’in 2025 yılında seri üretime geçmesi ve Xiaomi elektrikli araçlarda kullanılması planlanıyor.

Xiaomi’nin kendi geliştirdiği HyperEngine V6/V6s E-motorları, 21.000 rpm’lik sektör lideri dönme hızıyla dünya genelinde en güçlü seri üretim elektrik motorunu geride bırakıyor. HyperEngine V6 süper motor 299PS maksimum güce ve 400N-m maksimum torka sahipken, HyperEngine V6s süper motor 374PS maksimum güce ve 500N-m maksimum torka ulaşıyor.

Batarya

Xiaomi, çığır açan Ters Hücre Teknolojisi, çok yönlü bir elastik ara katman ve aerodinamik bir kablolama sisteminden yararlanarak CTB Entegre Batarya Teknolojisi’ne bağımsız olarak öncülük ediyor. %77,8 gibi etkileyici bir pil entegrasyonu verimliliğine sahip olan bu teknoloji dünya genelinde CTB bataryalar arasında en yüksek verimliliğe ulaşıyor. Ayrıca, %24,4’lük kayda değer bir genel performans artışı ve 17 mm’lik azaltılmış yükseklik sergiliyor. Maksimum batarya kapasitesi 150 kWh’ye ulaşan CLTC’nin teorik şarj menzili 1200 km’yi aşıyor.

Xiaomi, uzun menzilli seyahatler sırasında istikrarlı performans sağlamak için sektör lideri güvenlik tasarım standartlarını kullanıyor. Aşağı yönlü basınç tahliye valfi, olağanüstü durumlarda enerjiyi hızla serbest bırakarak yolcu kabini güvenliğini en üst düzeye çıkarıyor. 14 katmanlı sağlam fiziksel koruma sistemi, üç katmanlı üst destek, üç katmanlı yan koruma ve sekiz katmanlı alt koruma içeriyor. 

Isı dağıtımı açısından, çift taraflı bir su soğutma çözümü, batarya hücrelerinin her iki uzun tarafında ısı dağıtma plakaları uygulayarak sektör ortalamasının dört katı 7,8m²’lik bir soğutma alanı elde ediyor. Batarya hücrelerinin yan taraflarında 1000°C’ye kadar sıcaklıklara dayanabilen 165 adet aerojel yalıtım malzemesi bulunuyor.

En yüksek işlevsel güvenlik seviyesi olan ASIL-D’ye sahip Xiaomi elektrikli araçlar, yine Xiaomi tarafından geliştirilen bir Batarya Yönetim Sistemi’ne (BMS) sahip. Bu batarya yönetim sistemi, üç bağımsız termal kaçak izleyici ve alarmın yanı sıra günün her saati çalışan bir erken uyarı sistemi içeriyor. Sektör lideri güvenilirliğe sahip her bir Xiaomi bataryası, 1050’den fazla güvenlik doğrulaması ve uluslararası dayanıklılık testi standardının 96 katı süre dahil olmak üzere en sıkı batarya güvenlik testlerinden geçiriliyor.

Xiaomi Kalıp Döküm Teknolojisi

Xiaomi, kendi geliştirdiği kalıp döküm teknolojisi Xiaomi Die-Casting T9100 kümesi ve tescilli kalıp döküm alaşım malzemesi Xiaomi Titans Metal’i tanıtarak, hem büyük kalıp döküm hem de malzeme konusunda aynı anda kendi araştırmalarını yapan Çin’deki tek yerli otomobil üreticisi oldu. 

Xiaomi Die-Casting T9100, toplam ağırlığı 1050t ve kilitleme kuvveti 9100t’a ulaşan 840m²’lik bir alanı kapsıyor. Xiaomi, tek tek parçaların denetimlerini 2 saniye içinde tamamlayabilen ve manuel denetimden on kat daha yüksek bir verimlilik sunan bir kalıp modeli kalite değerlendirme sistemi de geliştirdi. Bu kümenin uygulanması, 72 bileşeni bir araya getiren, kaynaklı bağlantıları 840 oranında azaltan, toplam araç ağırlığını %17 azaltan ve üretim saatlerini %45 oranında önemli ölçüde kısaltan arka alt gövde ile elektrikli araç üretiminde kayda değer bir başarı sağlıyor.

Malzeme araştırma ve geliştirme alanında Xiaomi, yüksek mukavemetli, yüksek esnekliğe sahip, ısıl işlem görmüş bir kalıp döküm malzemesi olan Xiaomi Titans Metal’i geliştirdi. Xiaomi’nin kendi geliştirdiği “Çoklu Malzeme Performans Simülasyon Sistemi”, 10,16 milyon olasılık arasından en uygun alaşım formülünü seçerek güç, sağlamlık ve dengenin mükemmel bir kombinasyonunu sağlıyor. 

Sektör, kalıp döküm kenetleme basıncının tonajına odaklanırken, Xiaomi istikrarlı bir şekilde tam yığın kendi kendini araştıran bir yöntem kullanıyor. Malzeme ve ekipman kümelerinden bitmiş dökümlere kadar Xiaomi, büyük kalıp döküm endüstriyel zincirinin neredeyse tüm yönlerini tamamlamış durumda.

Xiaomi Pilot Otonom Sürüş

Xiaomi, otomotiv ve tüketici elektroniği sektörlerinin akıllı ekosistemlerle entegrasyonunu sağlayan küresel bir teknoloji lideri olarak akıllı yazılım alanındaki benzersiz avantajlarının tümünü kullanıyor. Şirket, otonom sürüşü bir sonraki aşamaya taşıyan Adaptive BEV, Road-Mapping Foundational Model ve Super-Res Occupancy Network teknolojileriyle sektöre öncülük ediyor. 

Adaptive BEV Teknolojisi, senaryoya göre farklı algılama algoritmalarını devreye sokan sektör lideri bir inovasyon olarak öne çıkıyor. Algılama alanı minimum 5 cm ve maksimum 20 cm olup, tanıma aralığı 5 cm’den 250 m’ye kadar çıkabiliyor. Bu teknoloji şehir içi kullanımda daha geniş görünürlük, yüksek hızda daha uzak görüş ve park ederken daha fazla hassasiyet sağlıyor.

Road-Mapping Foundational Model teknolojisi, yol koşullarını algılamaya yönelik geleneksel yöntemlerde devrim yaratıyor. Model, yol koşullarını gerçek zamanlı olarak algılayıp akıllı bir şekilde daha uygun bir sürüş güzergahına geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda karmaşık kavşak senaryolarından ve deneyimli sürücü alışkanlıklarından öğrendiği bilgiler sayesinde yüksek çözünürlüklü haritalara ihtiyaç duymadan karmaşık kavşaklarda sorunsuz bir şekilde seyredebiliyor.

Engel tanıma açısından, Xiaomi’nin Super-Res Occupancy Network Teknolojisi, düzensiz engelleri kategori sınırlaması olmaksızın tanımayı başarıyor. Engelleri bloklar olarak yorumlayan geleneksel ağlarla karşılaştırıldığında, Xiaomi’nin yenilikçi vektör algoritması tüm görünür nesneleri sürekli kavisli yüzeyler olarak simüle ediyor. Bu, tanıma doğruluğunu 0,1 m’ye kadar iyileştiriyor. Ayrıca, Xiaomi’nin kendi geliştirdiği tek tıklamayla gürültü azaltma özelliği, yağmur ve karın tanıma üzerindeki etkisini ortadan kaldırarak yanlış tanımlama olasılığını önemli ölçüde azaltıyor.

Xiaomi, Road-Mapping Foundational Model teknolojisine ek olarak, otomatik park için dünyanın ilk üretime hazır “Uçtan Uca Algılama ve Karar Verme Yapay Zeka Modelini” de kendi bünyesinde geliştirdi. Bu model, asansör içeren park tesisleri gibi zorlu senaryolarda park ederken gerçek zamanlı gözlem ve dinamik ayarlamalara olanak tanıyor.

Donanım açısından sistem, 508TOPS birleşik hesaplama gücüne sahip iki NVIDIA Orin yüksek performanslı çip dahil olmak üzere en üst düzey yapılandırmaları bünyesinde barındırıyor. Algılama donanımı, Xiaomi SU7 Max modelinde bir LiDAR, on bir yüksek çözünürlüklü kamera, üç milimetre dalga radarı ve on iki ultrasonik radar içeriyor. Xiaomi’nin akıllı Otonom Sürüş sistemi, en üst düzey yapılandırmalar ve tam yığın şirket içi araştırmalarla 2024 yılına kadar sektörün en üst kademesine katılmaya hazırlanıyor.

Akıllı Kabin

Xiaomi EV Smart Cabin, “insan merkezli” bir etkileşim mimarisini benimsiyor ve 16,1 inç 3K merkezi konsol, 56 inç HUD ekran, 7,1 inç döner gösterge paneli ve iki tablet cihazın monte edilmesine olanak tanıyan iki koltuk arkası uzatma yuvası içeriyor. Snapdragon 8295 araç içi çip ile donatılan araç, 30 TOPS’a kadar yapay zeka hesaplama gücüne sahip ve beş farklı ekranın birbirine bağlanmasıyla en üst düzeyde etkileşimli bir deneyim sağlıyor.

Xiaomi Smart Cabin’in interaktif deneyimi tabletlere benzer ve kullanıcıların bir öğrenme eğrisine ihtiyaç duymadan hızla adapte olmalarını sağlıyor. Sistem, kapı kilidi açıldıktan sonra araç işletim sisteminin 1,49 saniye gibi kısa bir sürede başlatılmasıyla son derece sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Ayrıca, akıllı telefonlar ve elektrikli araç arasında kesintisiz karşılıklı cihaz bağlantısı sunuyor. Örneğin, araca telefonla binildiğinde konsolda otomatik olarak bir simge görüntüleniyor ve tek bir dokunuşla telefonun arayüzüne kolayca erişilebiliyor.

Araç içi işletim sistemi, 5000’den fazla uygulamaya kademeli adaptasyon ile tüm Xiaomi tablet uygulama ekosistemi dahil olmak üzere ana akım uygulamaları sorunsuz bir şekilde entegre ediyor. Akıllı telefon uygulamaları araç konsoluna rahatça sabitlenerek anında araç içi uygulamalara dönüştürülebiliyor. Donanım entegrasyonu açısından Xiaomi SU7, araçla zahmetsiz entegrasyon için 1000’den fazla Xiaomi akıllı ev cihazını destekleyerek otomatik keşif, şifresiz erişim ve otomasyon senaryoları kurma olanağı sağlıyor ve güçlü bir CarIoT ekosistemi oluşturuyor. Aracın iç kısmında ayrıca, çok çeşitli cihazlara yönelik tak ve çalıştır işlevselliğini destekleyen özel pin-point genişletme bağlantıları bulunuyor. Xiaomi’nin elektrikli aracı kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamak için CarPlay’in yanı sıra iPad ve iPad aksesuarlarının montajını ve arka uzatma montaj noktasına yönelik uygulamaları destekliyor. 

“Teknoloji x Ekosistem” elektrikli araçların akıllı mobil alanlara doğru evrimine öncülük ediyor

Lei Jun etkinlikte gerçekleştirdiği sunumda aynı zamanda Xiaomi’nin otomotiv alanındaki “otomotiv dünyasının yeni çağında estetik, sürüş keyfi yüksek, konforlu, akıllı ve güvenli rüya gibi bir otomobil üretmek” hedefini de paylaştı. 

Teknoloji, deneyim ve estetiğin özünü temsil eden bu rüya gibi otomobil, yani Xiaomi SU7, “tam boyutlu yüksek performanslı eko-teknolojik sedan” olarak konumlandırılıyor ve yüksek performans, eko-teknolojik yetenekler ve kapsamlı bir mobil akıllı dünya deneyimi elde etmeyi amaçlıyor.

Xiaomi SU7, en son teknoloji ve gelişmiş sürüş deneyimleri ile performansın zirvesi olarak ortaya çıkıyor. Xiaomi tarafından geliştirilen elektrikli motoru HyperEngine, CTB Entegre Batarya Teknolojisi ve Xiaomi Die-Casting T9100 kalıp döküm kümesinden üretilen gövde yapısı gibi bir dizi teknolojik yenilikle Xiaomi SU7 Max, sıfırdan yüz kilometre hıza yalnızca 2,78 saniyede ulaşıyor. Bu sayede “2 saniyenin altındaki süper otomobil” kulübüne sağlam bir şekilde giriş yapan araç, saatte maksimum 265 km hıza ulaşabiliyor.

Xiaomi SU7 ayrıca gerçek anlamda çok yönlü bir performans sergiliyor. Tamamen kendi geliştirdiği Xiaomi Akıllı Şasi (Xiaomi Smart Chassis) kontrol algoritması Akıllı Çok Boyutlu Algılama ve Genel Senkronize Kontrol olmak üzere iki önemli özellik içeriyor. Bu, tüm senaryolarda milisaniye düzeyinde uyarlanabilir dinamik şasi kontrolüne olanak tanıyarak neredeyse “tümseksiz” bir sürüş deneyimi sunarken istikrarlı bir yol tutuş deneyimi sunuyor. 

Daha da önemlisi, Xiaomi SU7, uygulamaları, donanımları ve üçüncü taraf CarIoT ekosistemlerini entegre ederek benzeri görülmemiş bir akıllı mobil alan deneyimi sağlayan üç büyük ekosistem desteğini içeriyor. Standartlaştırılmış arayüzler, kapsamlı iletişim protokolü standartları ve mevcut cihazlar için basit iyileştirme çözümleri aracılığıyla üçüncü taraflar CarIoT ekosistemine eksiksiz bir şekilde erişebiliyor.

Lei Jun ayrıca, akıllı elektrikli araçların ulaşacağı nihai noktanın, sürüşün sezgisel hale geldiği, teknolojik atılımların ve kullanıcı ihtiyaçları ile araçlarının kusursuz entegrasyonunun birleşimi olduğunu ifade etti.

“İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosistemi tamamlanıyor

Bu yılın Ekim ayı sonunda Xiaomi, “Akıllı Telefon x AIoT” ekosisteminden “İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosistemine geçiş yaparak grup stratejisini kapsamlı bir şekilde yenilediğini duyurdu ve otomobiller Xiaomi’nin stratejik odağının önemli bir bileşeni haline geldi.

“İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosistemi, donanım cihazlarının sorunsuz bir şekilde bağlanmasını, gerçek zamanlı koordinasyonu ve endüstri ortakları arasında iş birliğini kolaylaştıran, insanları, otomobilleri ve evleri içeren senaryoların kapsamlı bir entegrasyonunu oluşturuyor. Lei Jun, etkinlikte elektrikli otomobilin de eklenmesiyle “İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosisteminin resmen tamamlandığını açıkladı.

Ekosistem, ekosistem dahilindeki bireyler, cihazlar ve akıllı hizmetler arasında karşılıklı iş birliği ve gelişim sağlıyor. HyperConnect cihazlar arası bağlantı özelliğinden yararlanan Xiaomi HyperOS, Xiaomi elektrikli araçlar dahil olmak üzere 200’den fazla ürün kategorisini sorunsuz bir şekilde entegre ediyor. Ekosistem kapsamı, kullanıcıların günlük senaryolarının %95’inden fazlasına uzanarak bilginin her bireye ayrıntılı bir şekilde hizmet etmesini sağlıyor. Eş zamanlı olarak, yapay zeka ile güçlendirilen Xiaomi HyperMind, akıllı muhakeme için merkez görevi görüyor ve otomatik, proaktif çözümler sunarak kullanımı algılayıp öğrenebiliyor.

Ayrıca, “İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosistemi, açık bir platform sağlayarak ürünler, teknolojiler ve sektörler genelinde karşılıklı destek sağlıyor. Xiaomi, “temel teknolojilerde sürekli Ar-Ge, sürekli ve uzun vadeli yatırım” ilkesine bağlı kalıyor. Geçtiğimiz 13 yıl içinde Xiaomi, kendisini stratejik önem taşıyan 12 teknoloji alanında ve 99 sektörde konumlandırdı. “Yazılım ve donanımın daha fazla entegrasyonu ve yapay zeka kapasitesinden tam olarak yararlanma” ilkesiyle hareket eden Xiaomi, ürün araştırma ve geliştirmenin yanı sıra üretimi de sürekli olarak güçlendiren bir “bütünleşik teknoloji yığını” geliştirdi. 

Aynı zamanda Xiaomi, tüm sektörün tam potansiyelinden yararlanmak için geliştiriciler, tedarik zinciri ve üretim dahil olmak üzere sektör paydaşlarıyla iş birliği yaparak Xiaomi HyperOS’u daha açık bir platform haline getiriyor ve “İnsan x Otomobil x Ev” ekosisteminin çok sayıda olasılığı mümkün kılabilecek şekilde daha kapsayıcı ve insan merkezli bir hale gelmesini sağlıyor. 

Lei Jun etkinlikte, Xiaomi’nin otomotiv sektörüne girişinin önemli bir sıçramaya işaret ettiğinin altını çizdi. Bu, şirketin temel çekirdek teknolojilere uzun vadeli bağlılığını, kapsamlı yatırımlarını, modern endüstriyel akıllı üretim yetenekleri için bir olgunlaşma anını ve en önemlisi “İnsan x Otomobil x Ev” akıllı ekosisteminin tamamlanmasında çok önemli bir adımı temsil ediyor. Lei Jun, “Otomotiv sektörüne girişimiz Xiaomi açısından yeni bir başlangıcı ifade ediyor. İnanıyorum ki bir gün Xiaomi’nin elektrikli araçları dünyanın dört bir yanındaki yollarda tanıdık bir manzaraya dönüşecek” ifadelerini kullanıyor.

Otomobil

Hyundai, Tamamen Elektrikli Yeni Modeli INSTER’ın Cross Versiyonunu Tanıttı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak…

A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.

INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.

INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.

Devamını Okuyun

Otomobil

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli Test Sürüşleri Nerede Gerçekleşiyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, Nice’te gerçekleşen uluslararası test sürüşleri ile ilk kez gerçek anlamda yollara çıkıyor. Türkiye’den toplam 21 basın mensubunun katıldığı test sürüşleri, Nice’in fantastik rotalarında gerçekleşiyor…

MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, önümüzdeki yıl bizim de Türkiye’de satışa sunacağımız ikonik bir model. Tüm dünya ile birlikte biz de Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’yi kullanmak ve sürüş deneyimini yaşamak için Nice’te bir araya geldik. Şimdiye kadar Renault modellerinde görülmemiş olan Reno Avatar özelliğiyle dikkat çeken, elektrifikasyon teknolojisini ‘araçtan şebekeye şarj’ özelliğiyle de aynı zamanda bir tasarruf nesnesi haline getiren bu modeli biz çok sevdik. Kompakt boyutları ve kendine has tasarımı ile daha şimdiden Fransa sokaklarını rengarenk hale getiren bu modeli, Türkiye’deki kullanıcıları ile buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.” dedi.

Dengeleri Değiştirmek Üzere Yeniden Doğdu

Günümüzde bir ikon haline gelen orijinal Renault 5, milyonlarca ailenin hayatını kolaylaştırdı ve dönemine damgasını vurdu. Çok yönlü ve tutumlu bir model olan Renault 5, tüm özelliklerinin yanı sıra kendisini çekici kılan ikonik bir yöne de sahipti. Tüm bu detaylar göz önüne alındığında Renault 5’i yeniden hayata getirmek önem kazandı.

Gönülleri fetheden tasarımı, büyüleyici sürüş deneyimi, heyecan verici ve kullanımı kolay elektrikli dijital teknolojisi, hem yerel hem de sorumlu bir döngüsel üretim sistemi ile Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, fosil yakıtlardan elektrik enerjisine geçiş hedefinde yeni standartlar belirlemek üzere ihtiyaç duyabileceği tüm özelliklere sahip bir model.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’nin mükemmel karakterine katkıda bulunan en önemli unsurlardan biri baş döndürücü tasarımı. Sürüş sırasında tasarruf etmek, sürüş keyfi yaşamak ve günlük hayatı kolaylaştırmak üzere tasarlanan Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli; Google destekli entegre OpenR Link sistemi, Reno avatarı veya V2G gibi bulunduğu segmentte kuralları yeniden yazan teknolojileri bünyesinde barındırıyor.

Benzersiz ve Heyecan Verici Bir Tasarım

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, Renault’nun diğer modellerine uygulanan tasarım kodlarını yeniden yorumluyor. İkonik bir otomobilin ruhunu, retro-fütüristik tasarım unsurlarını ve duyguları gerçek anlamda harekete geçiren detaylarla bir araya getirerek modern bir bütün oluşturuyor.

Renault ürün gamında benzersiz olan ışık imzası, Renault 5 Turbo’daki sis lambalarıyla aynı noktada, ön tampona yerleştirilen yuvarlatılmış köşelere sahip iki dikdörtgenden oluşuyor. Renkli tavan çizgisi (siyah, kırmızı veya sıcak titanyum), koyu kırmızı dikey stop lambaları ve gövdenin canlı renkleri; orijinal Renault 5’i ve şehre getirdiği canlılığı hatırlatıyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, minimum gövde uzantıları ile dört köşede büyük 18 inç jantlar; önde 1,55 metre, arkada ise 1,53 metre geniş iz açıklığı ile gövdeyle aynı hizada olan tekerlekler ve 4 metreden kısa (3,92 metre) gövde uzunluğuyla modern ve kompakt gövde orantılarına sahip.

Yatay mimarili ve oval kenarlara sahip, yolcuya bakan iki katmanlı dikdörtgen gösterge paneli bulunan ön konsolda, Renault 5 nesillerinin en belirgin özellikleri şık bir şekilde bir araya geliyor. Tamamen geri dönüştürülmüş plastik su şişelerinden üretilen denim kumaş, Techno donanım seviyesinin koltuklarında, ön konsolunda ve kapı panellerinde kullanılıyor.

Çift yatay ekran, Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’nin iç mekânına çağdaş, ileri teknolojili ve eğlenceli bir görünüm kazandırıyor. Sürücüye ait ilk ekran olan 10,1 inçlik bir dijital gösterge ekranı (giriş seviyesinde 7 inç), tüm sürüş bilgilerini sürücüye gösteriyor ve beş farklı görünüm seçeneğine sahip. Merkezi bilgi-eğlence ekranı tüm versiyonlarda 10 inç olarak bulunuyor. Techno ve Iconic donanım seviyelerinde Google destekli entegre OpenR Link sistemi de yer alıyor. Bununla birlikte batarya, 326 litrelik geniş bir bagaj kapasitesi sağlamak üzere araç zemininin altında konumlandırılıyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, ikisi ikonik Pop Sarı ve Pop Yeşil olmak üzere beş gövde rengiyle pazara sunulacak. Bunlar, 1970’lerin kataloğunda yer alan ve Renault 5 ile birlikte sonsuza kadar hafızalara kazınan iki sembolik renkten esinleniyor.

Avrupa’da Rakipsiz Bir Platform

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, ikonik tasarımı gözler önüne sererken, performanstan ödün vermemek üzere geliştirilen yeni ve tamamen elektrikli platform AmpR Small kullanılarak üretilen ilk otomobil olarak dikkat çekiyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, sadece 10,3 metre dönüş çapı ile şehirde üstün manevra kabiliyeti sağlıyor. Şasinin en önemli unsurlarından birini, dar virajlarda gelişmiş dinamik performans, geniş virajlarda daha fazla denge sağlayan ve ayrıca darbe seslerini azaltarak konforu artıran çok kollu arka süspansiyon oluşturuyor. Ürün gamındaki en güçlü motor, 110 kW (150 hp) güç ve 245 Nm anlık tork sağlıyor. Bu versiyon 0-100 km/s hızlanmasını 8 saniyede ve 80-120 km/s ara hızlanmasını ise 6,1 saniyede tamamlıyor. Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’nin hızı, elektronik olarak 150 km/s ile sınırlandırılıyor.

İnsan Odaklı Teknolojilerle Zenginleştirilmiş İç Mekân

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’de kullanıma sunulan teknolojiler; kullanışlı ve rahat olurken, keyifli bir müşteri deneyimine katkıda bulunarak insan odaklı katma değer sunmayı amaçlıyor. OpenR Link bilgi-eğlence sistemi, Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’de de kullanılıyor.

Araç sahibi, Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’ye doğru yürüdüğünde, göz bebeği şeklindeki tam LED farlar ona göz kırpıyor. Ardından kaputtaki şarj göstergesi ve ön ve arka aydınlatmalar yanmaya başlıyor. Karşılama gösterisi iç kısımda da devam ediyor: İki ekranda ışıklı bir şölen meydana gelirken, arka planda Jean-Michel Jarre imzalı ses duyuluyor.

Yeni Yol Arkadaşı: Reno Avatarı

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, yeni bir sanal seyahat arkadaşı olan Reno ile yollara çıkan ilk otomobil olma özelliği de taşıyor. Gerçek bir kişiliğe sahip avatar olan Reno, Renault müşterilerini hem aracın içinde hem de dışında kullanıcı deneyimleri boyunca destekliyor ve onlarla etkileşim kuruyor. Oluşturulan empati duygusu, kullanıcı ile Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli arasındaki duygusal bağı güçlendiriyor Sese yanıt verirken aynı zamanda proaktif de olabiliyor ve sürüş koşulları değiştiğinde kendiliğinden yeni ayarlar öneriyor. Sürüş anında ortam gerektirdiğinde kendiliğinden Spor modundan Eko moduna geçmeyi önerebiliyor. Reno, buğulanma riski tespit ettiğinde klimanın “otomatik” moda geçmesini de önerebiliyor. Günlük hayatı kolaylaştırmak adına, müşterilerin en sık sorduğu 200 soruya Renault tarafından önceden verilen yanıtlarla cevap verecek şekilde programlanan Reno, kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, Elektrikli Otomobille Yaşamı Kolaylaştırıyor

Çok yönlü olmak için tasarlanan Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, şehirde olduğu kadar şehir dışında da konforlu olup kullanıcıların istek ve gereksinimlerine uygun batarya seçenekleriyle donatılıyor. Kullanıcı hangisini seçerse seçsin; rota planlama, bataryayı şarj etme gibi konularda yaşamı her açıdan kolaylaştırarak evin elektrik faturasından tasarruf etme olanağı bile sağlıyor. Tüm bu avantajlar, elektrikli araçların yaygınlaşması açısından hayati önem taşıyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, 110 kW motor ve NMC (nikel manganez kobalt) katotlu büyük 52 kWsa lityum iyon batarya ile WLTP normuna göre 410 km’ye kadar menzile ulaşıyor.

İkonik model, şarj sırasındaki kayıpları da dahil 14,9 kWsa (WLTP) elektrik tüketimine sahip. Bu versiyonun dışında ilerleyen dönemlerde ürün gamına eklenecek olan biri 40 kWsa batarya ile 90 kW (120 hp/225 Nm) ve diğeri 70 kW (95 hp/215 Nm) güç ve tork sağlayan iki motor seçeneği daha bulunuyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli’nin yeni 11 kW AC çift yönlü şarj cihazı, V2L (araçtan şarj) ve V2G (araçtan şebekeye) özelliklerini bir araya getiriyor. Renault marka otomobillerde bir ilk olan bu özellik ile kullanıcı, isteğe bağlı bir adaptör üzerinden elektrikli süpürge, su ısıtıcısı veya elektrikli barbekü gibi 220 V (3.700 W’a kadar) ile çalışan cihazları aracın bataryasına bağlayabiliyor. Böylece kullanıcılar, evde şarj maliyetinden ortalama %50 tasarruf edebiliyor.

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli; otoyollarda da DC hızlı şarj için, 110 kW güç-aktarma sisteminin 52 kWsa bataryasını şarj etmek üzere 100 kW DC sokete sahip. 90 kW güç-aktarma sistemi, 40 kWsa kapasiteli bataryayı şarj etmek üzere 80 kW bir DC soketle donatıldı. Her iki durumda da bataryayı %15’ten %80’e şarj etmek sadece 30 dakika sürüyor.

Google Haritalar üzerinden erişilebilen Elektrikli Rota Planlayıcı (ERP), şarj istasyonu konumu, özellikleri ve uyumlu şarj ağları gibi unsurlara bağlı olarak şarj durakları da dahil olmak üzere en iyi güzergahı öneriyor.

Kişisel Zevklere Göre Uyarlanmış Bir Otomobil

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli ürün gamında, Evolution ve Techno donanım seviyelerinin yanı sıra, özel tasarım koleksiyonlarla aynı prensipte üst düzey bir donanım seviyesi de olacak ve bu donanım seviyesi her yıl değişecek. Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli için lansmana özel donanım seviyesi ise Iconic Cinq olacak. Bu versiyon, kişiselleştirmeyi yeni seviyelere taşıyan çıkartmalar ve 3D baskı ile hazırlanan saklama alanları da dahil olmak üzere, bir dizi benzersiz kişiselleştirilmiş aksesuarı bünyesinde barındıracak. İkonik model pazara sunulduğunda, en az 200 kombinasyonla müşteriler kendileri için en uygun aracı yaratabilecek.

Azaltılmış Karbon Ayak İzi

Renault 5 E-Tech %100 Elektrikli, Renault Grubu ve Renault markasının sürdürülebilirlik taahhütlerini bünyesinde barındırarak; çevreye, doğal kaynaklara ve iklime daha saygılı ulaşımın önünü açıyor.

Devamını Okuyun

Otomobil

Porsche’nin Yüzde 100 Elektrikli İlk SUV Modeli Yeni “Macan” Modeli Ne Zaman Satışta Olacak?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Porsche’nin tamamen elektrikli alt yapıya sahip ilk SUV modeli Yeni Macan Porsche Center’larda yerini aldı. Model, Macan 4 ve Macan Turbo olarak iki farklı seçenekle sunuluyor…

Porsche’nin dünya çapında 800 binden fazla kullanıcıya ulaşan modeli Macan, tamamen elektrikli ikinci nesliyle Türkiye’deki Porsche Center’larda satışa sunuldu.

Leipzig’deki Porsche tesislerinde karbon-nötr olarak üretilen yeni Macan 4 ve Macan Turbo, modern tasarımı, karakteristik Porsche performansı, uzun menzili ve günlük kullanım kolaylığı ile lüks SUV beklentilerini karşılamayı hedefliyor.

Yüksek Menzil: 800 Volt Altyapısı ve Gelişmiş Aerodinami

Yeni Macan, 270 kW hızlı şarj kapasitesi, 800 Volt mimarisi ve 100 kWh kapasiteli bataryasıyla dikkat çekiyor. 21 dakikada yüzde 80’e kadar şarj olabilen model, rejenerasyon sırasında 240 kW’a kadar enerji geri kazanılabiliyor.

Porsche Aktif Aerodinamizm (PAA) sayesinde 0,25’lik bir hava sürtünme katsayısına sahip olan Macan’da yer alan aktif arka spoiler ve soğutma kapakları aerodinamik performansı artırıyor. Tüm bu geliştirmeler sayesinde şehir içinde Macan 4 782 km; Macan Turbo ise 762 km’ye kadar menzile ulaşabiliyor.

Yeni Premium Elektrik Platformu

Yeni Macan, Porsche’nin Premium Elektrik Platformu’nda yükselen ilk modeli olarak dikkat çekiyor. Bu yeni platform, aracın artan boyutları, daha keskin hatları ve Porsche Tasarım DNA’sı ile dinamik bir görünüm sunmasını sağlıyor. Coupe tarzı tavan tasarımı, çerçevesiz kapılar ve genişleyen boyutlarıyla sportif bir duruş sergiliyor. 20 ila 22 inç jant seçenekleri, LED gündüz farları ve 3 boyutlu Porsche logosu da öne çıkan detaylar arasında yer alıyor. Artan boyutları sayesinde Yeni Macan, 540 litrelik arka bagaj ve 84 litrelik ön bagaj (‘frunk’) ile toplamda eskisine oranla 127 litre daha fazla bagaj hacmi sunuyor.

Her Koşulda Yüksek Performans

Yeni Macan’ın sürüş dinamizmi ve direksiyon hassasiyetine büyük önem verilmiş. 4 tekerlekten çekiş sistemine sahip Macan 4 ve Macan Turbo’da, hızlı tepki veren Elektronik Porsche Çekiş Yönetimi (ePTM) teknolojisi kullanılıyor. Macan Turbo, Porsche Tork Dağıtımı Plus (PTV Plus) ile yol tutuşunu ve sürüş keyfini daha da artırıyor.

Yenilenmiş Porsche Aktif Süspansiyon Yönetimi (PASM), konfor ve performans arasında geniş bir denge sunuyor. İlk kez sunulan arka aks yönlendirme sistemi, 5 derecelik dönüş açısıyla manevra kabiliyetini ve yüksek hızda sürüş stabilitesini geliştiriyor.

Macan 4, 408 PS; Macan Turbo ise 639 PS gücüyle her türlü zemin koşulunda ve günlük kullanımda üstün performans sağlıyor.

Daha Yüksek Teknoloji

Yeni Macan, kavisli bir tasarıma sahip 12,6 inç dijital gösterge paneli, 10,9 inç merkezi ekran ve opsiyonel olarak alınabilen yolcu ekranıyla birlikte yeni üç ekran ile donatıldı.

Yeni Macan ilk kez, artırılmış gerçeklik teknolojisine sahip bir HUD (Head Up Display) ekranı içeriyor. Navigasyon okları gibi sanal görseller, akıcı bir şekilde gerçek dünyaya entegre ediliyor.

Devamını Okuyun

Otomobil

Togg T10F Mühendislik Testleri Süreci Başladı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Togg’un 2019 yılında ön gösterimini yaptığı ve dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES 2024’te dünya kamuoyuyla güncel tasarımını paylaştığı ikinci akıllı mobilite cihazı T10F’in mühendislik testleri başladı. Türkiye ile yurt dışındaki akredite test merkezlerinde güvenlik, dayanım ve aerodinamik testleri devam eden T10F, önümüzdeki dönemde yaz ve kış gibi mevsimsel testler için zorlu parkurlarda performans gösterecek. Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, T10F testlerinin başarıyla sürdüğünü belirterek, “Zamanın ruhunu yansıtan bir fastback modeli olan ikinci akıllı mobilite cihazımız T10F’i 2025 yılı ilk çeyrek itibarıyla Türkiye’den başlayarak kullanıcılarımızla buluşturacağız. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarımıza tüm gücümüz ve hızımızla hedeflerimiz doğrultusunda devam ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, C segmentindeki ilk akıllı mobilite cihazı T10X’in ardından, yine aynı sınıfta geliştirilen ikinci cihazı T10F’i kullanıcılarla buluşturmak için çalışmalarını hızla sürdürüyor. Bu kapsamda T10F’in en önemli aşamalarından biri olan mühendislik test süreçleri, Türkiye ve yurt dışındaki akredite test merkezlerinde başladı. Farklı lokasyonlarda güvenlik, dayanım ve aerodinamik testleri süren T10F, planlar doğrultusunda yıl içinde mevsimsel testlerden de geçecek.

“T10F’i 2025 yılında kullanıcılarla buluşturacağız”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, T10X’in ardından T10F’i de kullanıcılarla buluşturmak için aralıksız çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

“27 Aralık 2019’da ön gösterimini yaptığımız T10F’i sonrasında CES 2024’te kullanıcılarımızın beğenisine sunmuştuk. Günümüzün tasarım dinamiklerini yansıtan ve sedan modellerden olan beklentileri de karşılayan bir fastback olarak tasarladığımız T10F için test süreçlerimizi başlattık. Hem ülkemizde hem yurt dışında güvenlikten dayanıma farklı testlerimiz tüm hızıyla sürüyor. 2025 yılının ilk çeyreğinde T10F’in ürün lansmanını gerçekleştirmeyi ve ön siparişlerini toplamayı hedefliyoruz. Nisan ayından itibaren yeni akıllı cihazımızı Türkiye’den başlayarak kullanıcılarımızla buluşturacağız.”

“Küresel rekabette yerimizi almaya hazırlanıyoruz”

T10X’i Almanya pazarında kullanıcıların beğenisine sunmak için çalışmaların devam ettiğini hatırlatan Karakaş, şöyle devam etti:

“’Bir otomobilden fazlası’ için çıktığımız yolda kısa, orta ve uzun vadeli planlarımıza tüm gücümüz ve hızımızla hedeflerimiz doğrultusunda devam ediyoruz. Gemlik’teki Teknoloji Kampüsümüzün inşası, ilk akıllı mobilite cihazımız T10X’in banttan inmesi ve Türkiye’nin 81 ilinde 19 bin 583 kullanıcımızın 2023 yılı boyunca T10X ile buluşması söz verdiğimiz gibi gerçekleşti. Başından beri kullanıcılarımıza kulak verdik, onların isteklerini önemsedik. Pazara yeni giren bir şirket olarak, C-SUV ve elektrikli araçlar segmentinde pazar liderliğine ulaştık. Orta vadeli planlarımız kapsamında, ülkemizde elde ettiğimiz başarının yanı sıra küresel rekabette de yerimizi almak için çalışmalarımızda hız kesmiyoruz. Avrupa’da öncelikle Almanya pazarına girmek için tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz.”

“Stratejimizi adapte edip rekabetçi pozisyonumuzu güçlendiriyoruz”

Karakaş, dünyadaki ve sektördeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Stratejimizi gerekli durumlarda adapte ediyor, özellikle teknoloji ve rekabet pozisyonlarımızı güçlendiriyoruz. Akıllı mobilite cihazlarımız, dijital deneyim platformumuz Trumore, temiz enerji çözümlerimiz Trugo ve Siro, yüksek teknoloji şirketimiz Trutek ile bir değer ağı örüyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana akıllı cihazlarımızın yanı sıra dijital ürünlerimizle birlikte mobiliteyi yeniden tanımlıyoruz. Uzun vadeli planlarımızda, kilit teknolojilerde milli ve özgün teknolojileri, yarından sonranın teknolojilerini geliştirmek konusunda öncü rolümüzü güçlendirmeyi hedefliyoruz. 2032 yılına kadar 5 farklı model ve toplam 1 milyon adet araç üretmeyi planlıyoruz” dedi.

Uzaktan güncelleme ile sürekli gelişen bir cihaz

Togg T10F, T10X gibi kullanıcısını merkeze koyan, akıllı yaşam çözümleriyle sürekli internetin içinde olan ve uzaktan güncellemelerle sürekli gelişen ve yeni kalan bir cihaz. T10F, RWD Standart Menzil (arkadan itiş), RWD Uzun Menzil (arkadan itiş) ve çift motorlu olmak üzere 3 farklı teknik versiyon ve iki farklı donanım özelliğiyle pazara çıkacak. 160 kW / 218 Beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10F RWD (arkadan itiş), iki farklı batarya seçeneğiyle 350+ ve 600 () kilometreye varan menzillere sahip olacak. T10F’in 700 Nm tork üreten çift motorlu AWD (dört çeker) versiyonu ise 530 kilometreye varan bir menzil () sunmayı hedefliyor. Standart menzilli model 52,4 kWh batarya kapasitesine sahipken, uzun menzilli modelde bu kapasite 88,5 kWh’e çıkacak.

(*) Togg mühendisleri testleri sonucu elde edilen menzillerdir.

T10X gibi C platformunda tasarlanan T10F, Togg DNA’sında bulunan stilistik özelliklerin korunduğu bir görünüme sahip. Cihazın stil konseptinde, dinamik ve sportif bir çizgiyi modernlikle birleştiren hacimli arka tasarım dikkat çekiyor.

Devamını Okuyun

En Çok Okunanlar