Telezzüz, Michelin Yeşil Yıldızı ile Ödüllendirildi
Türkiye’nin ilk vegan fine- dining lokantası olarak bitki odaklı mutfağı yeniden şekillendiren Telezzüz, Michelin Rehberi tarafından yeşil yıldıza layık görüldü
Türkiye’nin ilk vegan fine- dining lokantası olarak 17 Nisan’da kapılarını açan ve sade, doğal, duyarlı bir gastronomi deneyimi sunan Telezzüz, dünyanın en prestijli gastronomi rehberleri arasında gösterilen Michelin tarafından yeşil yıldız ile ödüllendirildi.
Bağlarbaşı Abdülmecit Efendi Korusu’nda özenle tasarlanan konsepti ile hayata geçirilen Telezzüz’ün ödüllü ve yaratıcı şefi Bahtiyar Büyükduman, lokantanın henüz ilk yılında böylesine önemli bir ödülle onurlandırılmasıyla ilgili şunları söyledi: “Telezzüz bizim için ortak hayallerin kesiştiği, heyecan, yaratıcılık, vicdan ve emek dolu bir hikâye. Sade, doğal ve duyarlı mutfak felsefemiz; ilk günden beri emek veren ekibimiz ve misafirlerimiz sayesinde kısa sürede gurur veren başarılar elde etmeye başladı. Emeği geçen ve bize inanan herkese çok teşekkür ediyoruz.”
Telezzüz daha önce de dünyaca ünlü efsane müzisyen Sir Elton John’u ağırlamıştıAşağıdaki linke tıklayıp habere ulaşabilirsiniz 👇🏻
“Tüm duyularla lezzet alma”, “tadını çıkarma” anlamlarına gelen Telezzüz, mevsimsellik, yerel ürün kullanımı, sıfır atık prensibi gibi ilkeler ışığında tasarlanan menüsüyle bitki odaklı mutfağı yeniden şekillendiriyor. Bir lokantanın ötesinde etik ve sürdürülebilir değerleri gözeten bir hareketin parçası olan Telezzüz, doğaya saygısını ve bağlılığını her tabakta gösteriyor.
Telezzüz’ün Bahtiyar Büyükduman liderliğindeki mutfak ekibi, menüde yer alan her bir reçeteyi vegan geleneklerden beslenerek modern bir yaklaşımla yeniden yorumlarken lezzeti ve hikayesiyle hem mideye hem vicdana iyi gelen tabaklar sunuyor.
Telezzüz’ün sürdürülebilirlik vizyonu, doğayla uyumlu yenilikçi uygulamalarıyla kendini gösteriyor. Mutfaktan çıkan organik atıklar kompost cihazında gübreye dönüştürülüyor; elde edilen bu gübre, lokantanın bahçesinde yetiştirilen bitkiler için kullanılarak döngüsel bir üretim sağlanıyor. Çatıda biriken yağmur suyu bahçe sulamasında kullanılırken, modern ısıtma-soğutma sistemleri de doğaya zarar vermeyen “yeşil gaz” ile çalışıyor. Elektrik sistemi ise doğa dostu özelliklerle donatılmış, uzaktan kontrol edilebilir ve ayarlanabilir bir yapıda tasarlandı.
Telezzüz, mekansal detaylarında da sürdürülebilirlik felsefesine bağlılığını yansıtıyor. Dekorasyonda kullanılan tüm malzemeler geri dönüştürülebilir veya doğa dostu kriterlere uygun olarak tedarik ediliyor. Misafirler için sunulan tüm kişisel bakım ürünleri vegan seçeneklerden oluşuyor. Kumaş peçeteler, kâğıt havlu yerine keten havlu, %100 geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmiş tuvalet kağıtları tercih ediliyor.
Telezzüz Kübik Turp
Telezzüz’ün geleceğe ilham veren, bitki temelli reçeteleri içeren tadım menülerini ve özenle seçilmiş şaraplarını Divan Grubu’nun alametifarikası olan özenli misafirperverlik eşliğinde deneyimlemek için (0216) 576 76 71 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirsiniz.
”Boykot” terimi, 19. yüzyılın sonlarında İrlanda’da yaşanan olaylarla ortaya çıkmıştır. Kelimenin kökeni, 1880 yılında İrlanda’nın County Mayo bölgesinde Lord Erne’nin topraklarını yöneten İngiliz toprak yöneticisi Kaptan Charles Cunningham Boycott’a dayanır. O dönemde İrlanda’daki toprak sahipleri, yüksek kiralar ve adaletsiz uygulamalar nedeniyle kiracılarla sık sık anlaşmazlıklar yaşıyordu. Kaptan Boycott, kiracılardan yüksek kiralar talep etmiş ve ödeme yapamayanları tahliye etmeye başlamıştır.
Bu duruma tepki olarak, İrlanda Ulusal Toprak Ligi’nin üyeleri ve yerel halk, Boycott’a karşı organize bir protesto başlattı. Bu protesto kapsamında, Boycott’un çalışanları işlerini bıraktı, yerel esnaf ona hizmet vermeyi reddetti ve komşuları onunla iletişimi kesti. Bu toplu tecrit, Boycott’un işlerini yürütememesine ve sonunda bölgeden ayrılmasına neden oldu.
“Boykot” kelimesi, bu olayların ardından hızla yayıldı ve 1880’lerin sonlarında İngilizceye yeni bir terim olarak girdi. James Redpath adlı bir gazeteci, 12 Ekim 1880’de Inter-Ocean gazetesinde bu terimi ilk kez basılı olarak kullandı. Kısa süre içinde, kelime diğer dillere de geçti ve günümüzde dünya genelinde, haksız veya adaletsiz uygulamalara karşı toplu protesto anlamında kullanılmaktadır.
Volkan Konak’tan gelen acı haber sonrası; Volkan Konak neden öldü, hastalığı neydi? sorusu çok sorulmaya başladı. Sahnede fenalaşan ‘Kuzeyin Oğlu’ lakaplı Volkan Konak’ın ölümü sonrası vasiyeti de ortaya çıktı. Konak’ın cenaze programı sonrası gömüleceği yer belli oldu.
Ünlü sanatçısı Volkan Konak, 58 yaşında hayatını kaybetti. Volkan Konak’ın ölüm nedeni ve hastalığı araştırılırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sağlık Bakanlığı, sanatçının KKTC’deki konseri sırasında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmasının ardından açıklama yaptı.
VOLKAN KONAK NEDEN ÖLDÜ?
Bakanlık, Konak’ın durumu hakkında yaptığı yazılı açıklamada, şunları belirtti:
“Bu gece aniden rahatsızlanması nedeniyle 00.17’de Mağusa Devlet Hastanesi’ne müracaat ettirilen sanatçı Volkan Konak, 00.42’de tüm müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Detaylı açıklama Mağusa Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından yazılı olarak yapılacaktır.”
Polat Yağcı ise, Volkan Konak için “Sahnede fenalaşmış. İlk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Beyin kanamasından şüpheleniliyor” açıklamasında bulundu.
Lady Gaga, yeni albümü için doğrudan logolarını kopyaladığını iddia eden bir sörf markası tarafından mahkemeye verildi…
Lost International, “Mayhem” albümü nedeniyle Lady Gaga’ya karşı marka ihlali davası açtı. Şirket, “Mayhem” teriminin kendi ikonik logosunda yer aldığını ve bu nedenle haklarının kendilerine ait olduğunu, Gaga’nın kullanımının ise neredeyse birebir aynı olduğunu savunuyor.
Dava dosyasında Lost, on yılı aşkın süredir sörf tahtaları ve ürünlerinde stilize edilmiş bir “Mayhem” logosu kullandıklarını ve Gaga’nın son albümü için bu tasarımı izinsiz şekilde kopyaladığını belirtiyor.
Şirket, kendi ürünlerindeki “Mayhem” logosu ile Lady Gaga’nın kullandığı logo arasındaki benzerlikleri gösteren bir karşılaştırma da sundu.
Lost’a göre, Lady Gaga 2015 yılından beri kendilerine ait olan “Mayhem” markasını izinsiz bir şekilde kullanıyor.
Sörf şirketi, Gaga’nın logoyu kullanmasını engellemek için yasal yollara başvururken, ayrıca tazminat talep ediyor ve sanatçının “Mayhem” logosunu kullanarak elde ettiği kârın da kendilerine ödenmesini istiyor.
Lost, daha önce Lady Gaga’ya endişelerini ilettiklerini ancak sanatçının bu kullanımı durdurmadığını belirterek dava açtıklarını söylüyor.
Güler Sabancı, 2004 yılından bu yana aralıksız olarak sürdürdüğü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini, 27 Mart 2025 tarihi itibarıyla bırakıyor…
Merhum Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan, 21 yıllık süreçte Holding’in stratejik yapılanması ve dünya ölçeğindeki büyük başarılarına liderlik eden Güler Sabancı, 27 Mart’taki Genel Kurul’da son kez Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı unvanıyla hissedarlarla bir araya gelecek.
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanlığı ve Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerine devam edecek Güler Sabancı, filantropi, eğitim ve sanat alanında yapacağı öncü çalışmalarla, Türkiye’nin çağdaşlaşma yolculuğuna ve toplumsal kalkınmasına destek olmayı sürdürecek.
“BİRÇOK GÖREVİ BAŞARI İLE TAMAMLAMIŞ OLMANIN VERDİĞİ İÇ HUZURU İLE YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ BIRAKIYORUM”
Güler Sabancı, konuyla ilgili yayımladığı mesajında şu ifadeleri kullandı: “Bugün Topluluğumuz, güçlü finansal yapısı, yeniliğe ve teknolojiye açık kültürü, üstün insan kaynakları, kurumsallaşmada öncü yönetim sistemleri ve örnek iş ahlâkı; dolayısıyla yüksek itibarı ile yeni bir döneme hazırdır. Başta Sakıp Bey olmak üzere Sabancı Kardeşler ile başlayan 47 yıllık çalışma hayatım için, miras bırakan, hayatta olan ve olmayan tüm büyüklerimi minnet ve şükranla anıyorum. 21 yılı Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, yönetim ekibimiz ve Sabancılı çalışma arkadaşlarımla, hep beraber Topluluğumuzu ülkemizde ve yurt dışında önemli bir seviyeye getirmiş; birçok görevi başarıyla tamamlamış ve Topluluğumuzun itibarını hak ettiği şekilde temsil etmiş olmanın verdiği iç huzuru ile Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini bırakıyorum.”
BAŞKANLIK GÖREVİNE, YÖNETİM KURULU ÜYESİ HAYRİ ÇULHACI ÖNERİLECEK
Sabancı Holding’in yeni Yönetim Kurulu, 27 Mart 2025 tarihinde düzenlenecek Genel Kurul’da seçilecek. Yeni Yönetim Kurulu’nun görev dağılımı kapsamında, Başkanlık görevine, halen Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Hayri Çulhacı’nın önerilmesi planlanmaktadır. Hayri Çulhacı 35 yıldır Sabancı Topluluğu’nda bulunmakta olup, Sabancı Holding’de Yürütme Kurulu Üyeliği, Akbank Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ile Sabancı Holding ve İştiraklerinde Yönetim Kurulu Üyelikleri yapmıştır.
Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş