Bizimle iletişim kur

Kitap

Gelecek Bakanlığı Romanı İthaki Yayınları Etiketiyle Raflarda!

“DÜNYANIN SONUNU HAYAL ETMEK KAPİTALİZMİN SONUNU HAYAL ETMEKTEN DAHA KOLAYDI.” Gelecek Bakanlığı Romanı

Yayınlandı

on

Radio Mood App


Çağdaş bilimkurgunun önemli ismi Kim Stanley Robinson’dan şimdiye kadar hayal edilmemiş bir iklim değişikliği tasavvuru: Gelecek Bakanlığı.
 
2025 yılında kurulan yeni organizasyonun amacı basitti: Dünyadaki canlıları korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak. Kısa süre sonra bu kuruluş “Gelecek Bakanlığı” adını alacaktı.
 
Gelecek Bakanlığı, iklim değişikliğinin önümüzdeki on yıllar boyunca insanlığı nasıl etkileyeceğini mükemmel bir hikâyeyle birleştirerek anlatan bir “iklimkurgu”. Kıyamet sonrası bir dünyanın portresini çizmeden hem umutsuzluğa sevk eden hem de umut veren bir roman.
 
“Okuduğum en iyi bilimkurgu romanı.”  – Jonathan Lethem
  
“Yakın gelecekteki Dünya’ya cesur ve insancıl bir bakış… Robinson, çevresel krizlerin ve jeomühendislik projelerinin gerçek ayrıntılarını, insanlığın felaket karşısında işbirliği yapma yeteneğinin kapsamlı ve iyimser bir portresine ustalıkla entegre ediyor. Bu bilimkurgu eseri, gezegenin geleceği hakkında endişelenen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.” 
– Publishers Weekly
                                                                                         Çevirmen: Akın Kazuk

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

Cem Davran’ın İkinci Kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil” İnkılâp Kitabevi İmzasıyla Raflardaki Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Oyuncu, tiyatro sanatçısı ve yazar Cem Davran’ın ikinci kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil”, Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden olan ve farklı kategorilerde sayısız kitabın yayımlanmasına katkıda bulunan İnkılâp Kitabevi’nin imzasıyla raflardaki yerini aldı…

İnkılâp Kitabevi’nin imzasıyla raflardaki yerini alan Cem Davran’ın ikinci kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil” Türk edebiyatında nostaljiye yeni bir sayfa aralıyor. Okuyucuları geçmişin duygu yüklü, içimizi ısıtacak hatıralara doğru bir yolculuğa davet eden “Bu Gidiş Gidiş Değil” kitabı geçmişin izleriyle bezenmiş, günümüze loş bir ışık tutan anıları ve bugünlere taşınan duygusal mirası okuyuculara aktarıyor.

Nostalji ve Günümüz Bir Arada

Cem Davran ikinci kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil” de kendi yaşam hikâyesinden yola çıkarak oyunculuk kariyerinin başladığı Dârülbedâyi’den bugünlerde kapısına kilit vurulan sahnelere, eski Beyoğlu sokaklarından Türkiye’nin yakın tarihine uzanan bir anlatı sunuyor. Cem Davran, geçmişe duyduğu özlemle, unutmanın çağında hatırlamanın erdemini ustalıkla anlatıyor.

Yazarın sıcak ve samimi üslubu, okuru emek dolu yaşamlara, eski mahallelerin hoşgörüsü ve o günlere dair unutulmuş detaylarla buluşturuyor. Bu Gidiş Gidiş Değil, yalnızca bir hayat hikâyesi değil; aynı zamanda bir dönemin ruhuna, Türkiye’nin toplumsal belleğine ve geçmişin değerlerine duyulan bir özlemin ifadesi olarak okurların karşısına çıkıyor.

Cem Davran’ın hepimizin içinde, derinlerde bir yere dokunduğu bu eser, hem nostalji severler hem de günümüz koşturmacasına bir mola vermek isteyenler için unutulmaz bir okuma deneyimi sunuyor.

Devamını Okuyun

Kitap

Penelope Fitzgerald’ın Kaleminden “Baharın Başlangıcı” Can Yayınları’ndan Çıktı!

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

The Times’a göre “Britanya’nın 1945’ten bu yana en büyük 50 yazarından biri” olarak görülen Penelope Fitzgerald’ın, Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen romanı Baharın Başlangıcı, Can Yayınları etiketiyle raflarda! İngiliz yazarın kusursuz ve akıcı bir üslupla kaleme aldığı eser, beklenmedik ve büyüleyici bir insanlık komedisi…

Booker ve Altın PEN edebiyat ödüllerinin sahibi İngiliz yazar Penelope Fitzgerald’ın Bolşevik Devrimi’nin yaratacağı yıkıcı değişimlerin eşiğinde geçen romanı Baharın Başlangıcı, okurla buluşuyor.

Mart 1913. Moskova baharın başlangıcını karşılamaya hazırlanmaktadır. Bu sırada, başkentte bir matbaa işleten İngiliz asıllı Frank Reid, bir gece işten döndüğünde karısının evde olmadığını görür; Nellie çocuklarını bırakıp trene atlamış ve İngiltere’ye dönmüştür. Neden gittiği ya da dönüp dönmeyeceği hakkında kimsenin bir fikri yoktur. Frank’in kesin olarak bildiği tek şeyse artık yalnız olduğu ve alışık olmadığı zorluklara göğüs germesi gerektiğidir.

The Times’a göre “Britanya’nın 1945’ten bu yana en büyük 50 yazarından biri” olan Penelope Fitzgerald’dan Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen büyüleyici bir insanlık komedisi.

Los Angeles Times: Tüylerinizi diken diken edebilecek kadar kusursuz ve akıcı bir üslupla yazılmış.

Devamını Okuyun

Kitap

Can Yayınları’nın Ocak 2025 Programı Belli Oldu

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Can Yayınları ocak ayı yayın programını duyurdu. Yılın ilk ayının programında Türk ve dünya edebiyatından farklı türlerde seçkin yapıtlar yer alıyor…

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında bir mihenk noktası olan ve çağdaş öykücülüğümüzün de temellerini atan Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler ve Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı kitaplarıyla Can Yayınları’nda.

Hasan Türksel’in kurmacayla kurmaca dışı arasındaki sınırları açıkça ihlal ederek okura çok katmanlı bir anlatı sunduğu romanı Zamanın Dalgaları ve Salman Rushdie’nin fantezi diyarlarında geçen muhteşem macera romanı Harun ile Öyküler Denizi de bu ay raflarda.

Postmodern roman ve öykü yazarı Donald Barthelme’nin edebî formun sınırlarını genişleten dokuz tedirgin edici öyküden oluşan eseri Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu ve Penelope Fitzgerald’ın, Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen romanı Baharın Başlangıcı da ocak ayının göze çarpanlarından.

Bu ayın klasiklerinde ise döneminin ve günümüzün birçok önemli felsefecisini ve edebiyatçısını etkilemiş, 19. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Ralph Waldo Emerson’ın Denemeler’i ile Virginia Woolf’un, “Kıskandığım tek yazar,” dediği Katherine Mansfield’ın rengârenk bir empresyonist tabloyu andıran uzun öyküsü Koyda var!

Can Yayınları programında modern edebiyattan klasik eserlere çok sayıda nitelikli yapıtın yer aldığı ocak ayı yayın programını açıkladı.

Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler, Alemdağ’da Var Bir Yılan

Kendine özgü yalın ve akıcı öykülerinde okuru şaşırtan, insanı ve doğayı bütün içtenliğiyle anlatmaktan geri durmayan, her şeyin merkezine insan sevgisini koyan usta yazar Sait Faik Abasıyanık’ın dört kitabı raflardaki yerini alıyor. “Kökü kendinden olan” bir yazar olarak cumhuriyet dönemi edebiyatımızda bir mihenk noktası olarak belirirken çağdaş öykücülüğümüzün de temellerini atan Sait Faik’in okurla buluşacak eserleri Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler ve Alemdağ’da Var Bir Yılan.

Hasan Türksel, Zamanın Dalgaları

Öykü, deneme, söyleşi ve çevirileriyle tanınan Hasan Türksel’in kaleme aldığı Zamanın Dalgaları, farklı tarihsel aralıklarda sıçrayan, anlatıcının bilincinin bütün çıplaklığıyla dışarı vurduğu, kurmacayla kurmaca dışı arasındaki sınırları açıkça ihlal eden bir roman. Yazar, Zamanın Dalgaları’nda A. Manguel’in, J.L. Borges’in, W.G. Sebald’in yolundan gidiyor ve okura çok katmanlı bir anlatı sunuyor.

Salman Rushdie, Harun ile Öyküler Denizi (çev. Aysun Babacan)

Çağımızın en usta anlatıcılarından Rushdie’nin Binbir Gece Masalları, Alice Harikalar Diyarında, Oz Büyücüsü gibi klasiklere yaptığı göndermelerle ve türlü kelime oyunlarıyla ustaca harmanladığı eseri Harun ile Öyküler Denizi, fantastik anlatımının ötesinde özgürlüğü ve insan ruhunun yenilmez gücünü irdeleyen, baskı ve sansüre karşı söylenen masalsı bir özgürlük şarkısı.

Donald Barthelme, Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu (çev. Eda Okuyucu)

Amerikan edebiyatının kurucu isimleri arasında sayılan Donald Barthelme imzası taşıyan Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu, kısa öykünün tanımına ya da doğasına meydan okuyan, edebî formun sınırlarını genişleten dokuz tedirgin edici öyküden oluşuyor. Kitaptaki öykülerinin hepsi postmodern edebiyatta bir devrim niteliğinde, modern toplumda insanın yeri ve tüketim toplumunun anlamsızlığının bir yansıması.

Penelope Fitzgerald, Baharın Başlangıcı (çev. Şahika Tokel)

The Times’a göre “Britanya’nın 1945’ten bu yana en büyük 50 yazarından biri” olarak görülen Penelope Fitzgerald’ın, Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen romanı Baharın Başlangıcı, kusursuz ve akıcı bir üslupla kaleme alınan beklenmedik ve büyüleyici bir insanlık komedisi.

Ralph Waldo Emerson, Denemeler (çev. Cahit Kaya)

Amerikan edebiyatı ve düşünce dünyasında derin bir iz bırakan Emerson’ın Denemeler’i, ilk kez yayımlandığı 1841’den beri her çağda ve her kültürde kendine yer bulmayı başarmış bir başyapıt. Eserleriyle Thoreau, Fuller, Whitman, Dickinson ve Frost gibi ünlü yazarları etkileyen Emerson, Nietzsche, William James, Baudelaire, Marcel Proust, Virginia Woolf ve Jorge Luis Borges’e ise ilham vermiştir. Edebiyat eleştirmeni Harold Bloom’a göre, “Amerikan kültürünün merkezindeki isim” olarak tanımlanan Emerson bu eserinde, “Tarih”, “Özgüven” ve “Aşkın Ruh” gibi ikonikleşmiş yazılarında insanın doğa, din, bilim ve sanatla ilişkisini irdelerken bireyin ruhsal özgürlüğü, toplumsal sınırlamalar ve ahlaki dogmalar gibi evrensel sorulara da yanıt arıyor.

Katherine Mansfield, Koyda (çev. Seçkin Selvi)

Virginia Woolf’un, “Kıskandığım tek yazar,” dediği Katherine Mansfield’ın rengârenk bir empresyonist tabloyu andıran uzun öyküsü Koyda, aile hayatını kadın gözünden, görülmemiş bir dürüstlük ve sadelikle resmeden küçük bir başyapıt. Yeni Zelanda’da yazlık bir muhitte konaklayan Burnell’lerin hayatında sıradan bir günü anlatan eser, bu geniş ailedeki her bir kişinin hayallerini, özlemlerini ve kaygılarını bir zihinden diğerine ustaca sekerek, çevrelerindeki doğal güzelliklerin tasvirleriyle birleştiriyor.

Devamını Okuyun

Kitap

Selçuk Baran’ın Daha Önce Hiç Yayımlanmamış Eseri “Günlükler” Can Yayınları’ndan Satışta

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Can Yayınları, 1999 yılında kaybettiğimiz usta kalem Selçuk Baran’ın 1948 ile 1989 yılları arasında tuttuğu 12 defterden oluşan Günlükler’i yayımlayarak, ilk kez okurla buluşturuyor. Baran’ın 15 yaşında başlayıp 56 yaşına kadar çeşitli aralıklarla yazdığı bu defterler, yazarın entelektüel bilincinin nasıl şekillendiğini gösterirken Türkiye’nin geçirdiği değişimlerin de izini sürüyor…

Selçuk Baran’ın 15 yaşında başlayıp 56 yaşına kadar çeşitli aralıklarla yazmayı sürdürdüğü 12 defterden oluşan Günlükler (1948-1989), Can Yayınları etiketiyle raflarda.

Kimi zaman yalnızlık ve umutsuzluk, kimi zaman büyük bir heyecan ve arzu, kimi zamansa dinginlikle dolu bu defterler, Baran’ın entelektüel bilincinin nasıl şekillendiğini gösterirken Türkiye’nin geçirdiği değişimlerin de izini sürüyor.

İkinci defterimi ve hayatımın bir safhasını kapattığım günden beri bende bir hayli değişiklikler oldu. Onları da yazmalıyım. Bazan geçmiş günlere dönmeyi arzu ettiğim ve bilhassa yaşlanıp artık yeni yeni heyecanlar duyma kabiliyetini ve imkânını kaybettiğim zaman hatıralarla avunmak maksadıyla okumak için yazmalıyım. Sonra çocuklarım ve torunlarım okusun diye yazmalıyım.

Ne tuhaf, artık çocuk sahibi olmayı istiyorum. Aşağı yukarı kendi yarattığım bir varlığa sahip olmak, manen ve maddeten kendimden ona bir şeyler verebilmek; bedeninin, ruhunun, kafasının benden aldıklarıyla şekillendiğini, inkişaf ettiğini görebilmek için.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar