Bizimle iletişim kur

Kitap

Can Yayınları’nın Ocak 2025 Programı Belli Oldu

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Can Yayınları ocak ayı yayın programını duyurdu. Yılın ilk ayının programında Türk ve dünya edebiyatından farklı türlerde seçkin yapıtlar yer alıyor…

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında bir mihenk noktası olan ve çağdaş öykücülüğümüzün de temellerini atan Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler ve Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı kitaplarıyla Can Yayınları’nda.

Hasan Türksel’in kurmacayla kurmaca dışı arasındaki sınırları açıkça ihlal ederek okura çok katmanlı bir anlatı sunduğu romanı Zamanın Dalgaları ve Salman Rushdie’nin fantezi diyarlarında geçen muhteşem macera romanı Harun ile Öyküler Denizi de bu ay raflarda.

Postmodern roman ve öykü yazarı Donald Barthelme’nin edebî formun sınırlarını genişleten dokuz tedirgin edici öyküden oluşan eseri Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu ve Penelope Fitzgerald’ın, Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen romanı Baharın Başlangıcı da ocak ayının göze çarpanlarından.

Bu ayın klasiklerinde ise döneminin ve günümüzün birçok önemli felsefecisini ve edebiyatçısını etkilemiş, 19. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Ralph Waldo Emerson’ın Denemeler’i ile Virginia Woolf’un, “Kıskandığım tek yazar,” dediği Katherine Mansfield’ın rengârenk bir empresyonist tabloyu andıran uzun öyküsü Koyda var!

Can Yayınları programında modern edebiyattan klasik eserlere çok sayıda nitelikli yapıtın yer aldığı ocak ayı yayın programını açıkladı.

Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler, Alemdağ’da Var Bir Yılan

Kendine özgü yalın ve akıcı öykülerinde okuru şaşırtan, insanı ve doğayı bütün içtenliğiyle anlatmaktan geri durmayan, her şeyin merkezine insan sevgisini koyan usta yazar Sait Faik Abasıyanık’ın dört kitabı raflardaki yerini alıyor. “Kökü kendinden olan” bir yazar olarak cumhuriyet dönemi edebiyatımızda bir mihenk noktası olarak belirirken çağdaş öykücülüğümüzün de temellerini atan Sait Faik’in okurla buluşacak eserleri Son Kuşlar, Semaver, Seçme Hikâyeler ve Alemdağ’da Var Bir Yılan.

Hasan Türksel, Zamanın Dalgaları

Öykü, deneme, söyleşi ve çevirileriyle tanınan Hasan Türksel’in kaleme aldığı Zamanın Dalgaları, farklı tarihsel aralıklarda sıçrayan, anlatıcının bilincinin bütün çıplaklığıyla dışarı vurduğu, kurmacayla kurmaca dışı arasındaki sınırları açıkça ihlal eden bir roman. Yazar, Zamanın Dalgaları’nda A. Manguel’in, J.L. Borges’in, W.G. Sebald’in yolundan gidiyor ve okura çok katmanlı bir anlatı sunuyor.

Salman Rushdie, Harun ile Öyküler Denizi (çev. Aysun Babacan)

Çağımızın en usta anlatıcılarından Rushdie’nin Binbir Gece Masalları, Alice Harikalar Diyarında, Oz Büyücüsü gibi klasiklere yaptığı göndermelerle ve türlü kelime oyunlarıyla ustaca harmanladığı eseri Harun ile Öyküler Denizi, fantastik anlatımının ötesinde özgürlüğü ve insan ruhunun yenilmez gücünü irdeleyen, baskı ve sansüre karşı söylenen masalsı bir özgürlük şarkısı.

Donald Barthelme, Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu (çev. Eda Okuyucu)

Amerikan edebiyatının kurucu isimleri arasında sayılan Donald Barthelme imzası taşıyan Bazılarımız Dostumuz Colby’yi Tehdit Ediyordu, kısa öykünün tanımına ya da doğasına meydan okuyan, edebî formun sınırlarını genişleten dokuz tedirgin edici öyküden oluşuyor. Kitaptaki öykülerinin hepsi postmodern edebiyatta bir devrim niteliğinde, modern toplumda insanın yeri ve tüketim toplumunun anlamsızlığının bir yansıması.

Penelope Fitzgerald, Baharın Başlangıcı (çev. Şahika Tokel)

The Times’a göre “Britanya’nın 1945’ten bu yana en büyük 50 yazarından biri” olarak görülen Penelope Fitzgerald’ın, Birinci Dünya Savaşı ile 1917 Rus Devrimi öncesindeki gergin atmosferde geçen romanı Baharın Başlangıcı, kusursuz ve akıcı bir üslupla kaleme alınan beklenmedik ve büyüleyici bir insanlık komedisi.

Ralph Waldo Emerson, Denemeler (çev. Cahit Kaya)

Amerikan edebiyatı ve düşünce dünyasında derin bir iz bırakan Emerson’ın Denemeler’i, ilk kez yayımlandığı 1841’den beri her çağda ve her kültürde kendine yer bulmayı başarmış bir başyapıt. Eserleriyle Thoreau, Fuller, Whitman, Dickinson ve Frost gibi ünlü yazarları etkileyen Emerson, Nietzsche, William James, Baudelaire, Marcel Proust, Virginia Woolf ve Jorge Luis Borges’e ise ilham vermiştir. Edebiyat eleştirmeni Harold Bloom’a göre, “Amerikan kültürünün merkezindeki isim” olarak tanımlanan Emerson bu eserinde, “Tarih”, “Özgüven” ve “Aşkın Ruh” gibi ikonikleşmiş yazılarında insanın doğa, din, bilim ve sanatla ilişkisini irdelerken bireyin ruhsal özgürlüğü, toplumsal sınırlamalar ve ahlaki dogmalar gibi evrensel sorulara da yanıt arıyor.

Katherine Mansfield, Koyda (çev. Seçkin Selvi)

Virginia Woolf’un, “Kıskandığım tek yazar,” dediği Katherine Mansfield’ın rengârenk bir empresyonist tabloyu andıran uzun öyküsü Koyda, aile hayatını kadın gözünden, görülmemiş bir dürüstlük ve sadelikle resmeden küçük bir başyapıt. Yeni Zelanda’da yazlık bir muhitte konaklayan Burnell’lerin hayatında sıradan bir günü anlatan eser, bu geniş ailedeki her bir kişinin hayallerini, özlemlerini ve kaygılarını bir zihinden diğerine ustaca sekerek, çevrelerindeki doğal güzelliklerin tasvirleriyle birleştiriyor.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Kitap

Selçuk Baran’ın Daha Önce Hiç Yayımlanmamış Eseri “Günlükler” Can Yayınları’ndan Satışta

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Can Yayınları, 1999 yılında kaybettiğimiz usta kalem Selçuk Baran’ın 1948 ile 1989 yılları arasında tuttuğu 12 defterden oluşan Günlükler’i yayımlayarak, ilk kez okurla buluşturuyor. Baran’ın 15 yaşında başlayıp 56 yaşına kadar çeşitli aralıklarla yazdığı bu defterler, yazarın entelektüel bilincinin nasıl şekillendiğini gösterirken Türkiye’nin geçirdiği değişimlerin de izini sürüyor…

Selçuk Baran’ın 15 yaşında başlayıp 56 yaşına kadar çeşitli aralıklarla yazmayı sürdürdüğü 12 defterden oluşan Günlükler (1948-1989), Can Yayınları etiketiyle raflarda.

Kimi zaman yalnızlık ve umutsuzluk, kimi zaman büyük bir heyecan ve arzu, kimi zamansa dinginlikle dolu bu defterler, Baran’ın entelektüel bilincinin nasıl şekillendiğini gösterirken Türkiye’nin geçirdiği değişimlerin de izini sürüyor.

İkinci defterimi ve hayatımın bir safhasını kapattığım günden beri bende bir hayli değişiklikler oldu. Onları da yazmalıyım. Bazan geçmiş günlere dönmeyi arzu ettiğim ve bilhassa yaşlanıp artık yeni yeni heyecanlar duyma kabiliyetini ve imkânını kaybettiğim zaman hatıralarla avunmak maksadıyla okumak için yazmalıyım. Sonra çocuklarım ve torunlarım okusun diye yazmalıyım.

Ne tuhaf, artık çocuk sahibi olmayı istiyorum. Aşağı yukarı kendi yarattığım bir varlığa sahip olmak, manen ve maddeten kendimden ona bir şeyler verebilmek; bedeninin, ruhunun, kafasının benden aldıklarıyla şekillendiğini, inkişaf ettiğini görebilmek için.

Devamını Okuyun

Kitap

BKM 30. Yılını Çok Özel Bir Kitapla Kutluyor

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

2025’te 30. yılını dolduracak olan BKM, yirminci yılı için hazırladığı ‘BKM Sahnede 20 Yıl’ ve ‘Hayalciler Birliği’ yayınlarının ardından, 30. yılı için yine eşsiz ve tekrarı olmayan bir yayına imza atıyor: Yönetmen Yılmaz Erdoğan, Sinema Benim Çocukluk Arkadaşım…

30 yıldır Türkiye’de kültür, sanat ve eğlence endüstrisine yön vermenin yanı sıra, ülkemizin popüler kültürünün son 30 yılına damga vurmuş çok değerli çıktılar yaratan BKM, bu yeni yayını ile Türk Sineması’nın mihenk taşları arasında hakkıyla yerini almış olan Yılmaz Erdoğan’a ve Yılmaz Erdoğan sinemasına saygı duruşunda bulunuyor.

Hazırlıkları yaklaşık 1 yıl süren proje; şair, yazar, senarist, oyuncu ve yönetmen olarak çoklu yetenek kimliği taşıyan Yılmaz Erdoğan’ın, 2000’li yıllar Türkiye’sinin popüler kültürüne damga vurmuş, sinemamızın anaakımını, eğilimlerini şekillendirmiş, hikâyelerin, karakterlerin öne çıktığı, unutulmaz diyalogları, anları ve sahneleriyle toplumsal hafızada yerini alan 8 özel filmin etrafında şekilleniyor.

2001 yılında çektiği ilk filmi Vizontele’den bugüne yönetmen koltuğunda oturduğu 8 film üzerinden Erdoğan’ın yönetmen kimliğinin geniş bir perspektiften ele alındığı kitap, sinema eleştirmeni Mehmet Açar ve uzun yıllar Sinema Dergisi genel yayın yönetmenliğini yürütmüş, ardından Sinematek’in oluşumunda yer almış sinema yazarı Senem Erdine tarafından hazırlandı. Bu kitabın proje yaratıcısı BKM’nin CEO’su Zümrüt Arol Bekçe genel yayın yönetmeni olarak projeyi baştan sona yönetirken, kitabın tüm tasarımı Türkiye’nin en değerli grafik sanatçısı Bülent Erkmentarafından yapıldı.

Nehir söyleşi tarzında hazırlanan kitap 2 ayrı bölümden oluşuyor

İlk bölüm; Mehmet Açar’ın Yılmaz Erdoğan’la sinemaya, yönetmenliğe, filmlerine ve gelecekte çekmek istediği projelere yönelik söyleşiyi kapsıyor. Bu söyleşi için Mehmet Açar: ‘Biz her ne kadar sinemacılığına, yönetmenliğine odaklanmaya çalışsak da Yılmaz Erdoğan için tiyatrodan televizyon dizilerine, şiirden sinemacılığa kadar uzanan alanların hep iç içe var olduğunu gördük. Söyleşilerin benim için en zihin açıcı yerlerinden biri, şiirin süt, diğer sanat dallarının ise süt ürünü olduğunu söylediği yerdi herhalde. Şiirle hakikat arasında kurduğu ilişkinin de Yılmaz Erdoğan sinemasıyla ilgili çok önemli bir ipucu verdiğini düşünüyorum.’ diyor.

Kitabın ikinci kısmı, Ylmaz Erdoğan’ın senaryolarını yazdığı, birçoğunda oyuncu olarak yer aldığı ve tamamını yönettiği; Vizontele (2001), Vizontele Tuuba (2003), Organize İşler (2005), Neşeli Hayat (2009), Kelebeğin Rüyası (2013), Ekşi Elmalar (2016), Tatlım Tatlım (2017) ve Organize İşler Sazan Sarmalı (2019) filmleri için Senem Erdine ile gerçekleştirdiği sohbet ve Mehmet Açar’ın bu filmler üzerine yazdığı Yılmaz Erdoğan sineması analizlerini kapsıyor.

Satışa açık olmayan ve 30 yılda her alandan beraber yürüdüğü sanatçılar, yaratıcılar, gazeteciler, kurum ve kuruluşlarda yer alan çalışan ve yöneticilerle paylaşılacak olan YÖNETMEN YILMAZ ERDOĞAN: SİNEMA BENİM ÇOCUKLUK ARKADAŞIM kitabı: Geniş kitlelerle bağ kuran, sadece sinema salonlarında değil, başka mecralarda hâlâ seyredilen ve gelecekte de ömrünü sürdürecek eserlerden oluşan bir külliyat olarak meraklılarının sahip olmak isteyeceği türden bir çalışma.

Devamını Okuyun

Kitap

Can Bonomo’nun İlk Romanı “Ateşli Silahlar ve Bilardo” İlk Haftasında İkinci Baskıya Girdi

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Can Bonomo’nun okur tarafından büyük ilgi gören ilk romanı Ateşli Silahlar ve Bilardo, ikinci baskısıyla okurla buluşuyor. Mundi etiketiyle yayımlanan kitap, modern dünyanın başarı takıntısı, sınıf atlama çabası ve köşeyi dönme hayallerini ruh ve sinir hastalıklarıyla harmanlanıyor. Romanda moto-kurye Necip’in yolculuğu, bir yandan maddi çıkmazlarla dolu hayatın gerçeklerini gözler önüne sererken diğer yandan varoluşsal kaygıların absürd komedisine dönüşüyor.

Can Bonomo’nun ilk romanı Ateşli Silahlar ve Bilardo ikinci baskısıyla raflardaki yerini alıyor. Aralık başında ilk baskısı yayımlanan ve bir hafta içinde büyük ilgi görerek ikinci baskıya giden kitap, Sultangazi’de evlere damacana su servisi yapan bir moto-kuryenin kripto dünyasına bulaşması sonrası yaşananları mizahi bir dille ele alıyor.

Modern Robin Hood’lara yer var mı bu hayatta?

Bir moto-kuryenin Sultangazi’nin dar sokaklarından kripto para dünyasına uzanan yolculuğu, bir yandan maddi çıkmazlarla dolu hayatın gerçeklerini gözler önüne sererken diğer yandan varoluşsal kaygıların absürd komedisine dönüşüyor: Can Bonomo, modern dünyanın başarı takıntısı, sınıf atlama çabası ve köşeyi dönme hayallerini ruh ve sinir hastalıklarıyla harmanladığı ilk romanı Ateşli Silahlar ve Bilardo’yla karşınızda…

“Mevsim sürekli değişiyordu. Üç ay, mevsimler için çok kısa bir süreydi. İşte kimseye şikâyet edemeyeceği bir problem daha. Yatağında doğruldu. ‘Keşke geri yatabilsem,’ diye düşündü. O da paraylaydı.

Necip istediği zaman yatıp kalkabilmek, istediği yerde yatıp kalkabilmek, Necip kendi kendisinin efendisi olmak istiyordu. Yazın başka, kışın başka parfüm sıkmak, sıra sıra gömleklerin dizili olduğu bir gardıroba sahip olmak, ‘Necip Bey’ olmak istiyordu…”

Gölgede kalan küçük kardeşler, egosantrik ebeveynler, pahalı saatler, inip çıkan dijital göstergeler, süper yatlar, single maltlar, damacana ve anksiyete… Modern Robin Hood’lara yer var mı bu hayatta?

İmza günleriyle okurlarıyla buluşuyor

Can Bonomo, Ateşli Silahlar ve Bilardo ile imza günlerinde okurlarıyla bir araya gelecek. Bonomo, 15 Aralık Pazar günü Kanyon – İstanbul Remzi Kitabevi’nde, 22 Aralık Pazar günü İzmir – Yakın Kitabevi’nde, 12 Ocak Pazar günü Ankara – Penguen Kitabevi’nde kitabını imzalayacak.

Devamını Okuyun

Kitap

“Anne Kafası” Üçüncü Göz Etiketi İle Raflardaki Yerini Aldı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Birbirinden başarılı çocuk kitapları ile tanınan yazar Cansu Erkan’ın ilk yetişkin kitabı Anne Kafası, İnkılâp Kitabevi çatısı altında geçtiğimiz yıl yayın hayatına başlayan Üçüncü Göz etiketi ile raflardaki yerini aldı…

İnkılâp Kitabevi çatısı altında geçtiğimiz yıl yayın hayatına başlayan Üçüncü Göz etiketi ile okurlarla buluşan Anne Kafası, bebek sahibi olmanın eğlenceli taraflarına dikkat çekerken nüktedan anlatımı ile okurunu etkilemeyi başarıyor.

Anne Kafası, Cansu Erkan’ın yazıp resimlediği ilk yetişkin kitabı özelliğini taşıyor. Anne adayları, yeni doğum yapmış anneler ve daha kıdemlileri bu kitapta kendilerinden çok şey bulacak. Okurlar, Cansu Erkan’ın deneyimlerini okurken hem eğlenecek hem de yalnız olmadıklarını hissedecek. Kitap, anneler için günlük hayatın telaş ve yorgunluğuna eğlenceli bir mola hazırlıyor.

Cansu Erkan’ın yazıp resimlediği, heyecanla beklenen ilk yetişkin kitabı Anne Kafası, anne adaylarının, yeni doğum yapmış annelerin ve daha deneyimli olanların adeta sesi oluyor.

Yayıncılık dünyasına iddialı bir giriş yakalayan Anne Kafası, her annenin kendinden bir şeyler bulabileceği ve bir solukta okuyabileceği bir kitap olarak okurlarıyla buluşuyor.

Editör: Gülşen İşeri
Yayıma Hazırlayan: Saliha Ulusoy
Kapak Tasarım: Cansu Erkan
Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut Koç
Tür:Anı – anlatı

Devamını Okuyun

En Çok Okunanlar