Maria do Carmo Carvalho Rebelo de Andrade 20 Ağustos 1984 Lizbon doğumlu. Carminho sanatçının sahne adı. Annesi Teresa Siqueira da ünlü bir fado şarkıcısı olan Carminho çağdaş fadonun en başarılı temsilcilerinden biri olarak gösteriliyor. Ailesi evde ünlü fado şarkıcılarını misafir ederken, Lucília do Carmo, Fernando Maurício, Amália Rodrigues dinleyerek büyüyen Carminho tarzında geleneksel fado ile farklı türleri de buluşturuyor. Carminho fadoyu Brezilya müzikleri, caz, pop ve rock müziklerini bir araya getiriyor.
Carminho Eğitimi
Carminho henüz 12 yaşındayken Coliseu’da şarkı söylemeye başlamış. Alfama’da, Taverna do Embuçado’da şarkılar söyleyen Carminho çok küçük yaşlarda bir fadista olarak yetiştirilmiş. Hindistan’da, Kamboçya’da, Peru’da yardım organizasyonlarında da aktif olarak çalışarak daha çok insana ulaşmaya çalışan Carminho, sadece müzikleriyle değil, yardım organizasyonlarına el vererek kalbiyle de insanlara dokunmaya başlamış.
Arjantin, İsviçre, Malta, Tayland gibi birçok ülkede şarkılarını söyleyerek uluslararası arenada bir isim edinmeye başlamış.
Gerçek şöhreti İspanya’da, Pablo Alboran’ın Perdoname şarkısına eşlik ederek kazanırken, haftalarca satış 1 numarası olmuş. Fado ve Alma albümleriyle Portekiz’de de yıldızı parlayan Carminho, iki albümünün büyük başarısıyla uluslararası bir fado yıldızı olarak Portekiz’in geleneksel müziklerini tüm dünyaya tanıtıyor.
Carminho Fado Kariyeri
Carminho fado söylerken ilham aldığını itiraf ettiği Lucília do Carmo, Fernando Maurício ve Amália Rodrigues’e hayranlığını dile getirirken, ayrıca pop rock efsaneleri Queen ve the Beatles’la büyüdüğünü de söylüyor ve müziğinde rock etkilerini de hissettiriyor. Carminho ilk kayıtlarını prodüktör gitarist Luis Penedo ile iş birliğiyle yaparken, kaydettikleri şarkı 2007 yılında Carlos Saura’nın ses getiren Fados filminde de kullanılmıştı.
2009 yılında Fado albümü için “Son on yılın en iyi Fado aydınlanması” yorumu yapan Time out ( 27 Mayıs 2009) gibi birçok ünlü yayında büyük övgüler alan Carminho’nun ‘Alma (Ruh)’ adını verdiği 2. albümü de ülkemizde yayınlanmıştı.
2011 yılında Portekiz’in “Atılım Yapan Genç İsimler” hareketinin bir parçası olarak elçi ilan edilen Carminho, Avrupa Komisyonunun davetiyle onurlandırılmış. 2011’de Danimarka’da gerçekleştirilen Dünya Müzik Fuarı’nda (WOMEX) yine büyük ilgi gören sanatçı İngiltere, Fransa, Mozambik, Bahreyn, Güney Kore, Avusturalya, Hollanda ve İspanya’da verdiği konserlerle de adından bol bol söz ettirirken, dünyanın farklı ülkelerine Portekiz geleneğini taşımayı sürdürüyor.
Reklam
Carminho 2012’de ‘Alma‘ adlı 2. albümü ile yayınlandığı yılın en çok satan albümlerinden birine imza atarak platin albüm satışına ulaştı. Sanatçı aynı yıl “As Pedras da Minha Rua” ve “Bom Dia, Amor” teklilerini yayınladı.
Fado şarkılarının melankolik prensesi Carminho, 2014 yılında, Mariza Monte, Arnaldo Antunes, Javier Limón, Nana Vasconcelos, Carlos Barreto ve Jacques Morelenbaum gibi dünyaca isimlerle çalıştığı‘Canto’ adlı albümünü müzikseverlere sundu.
2015’te “Saia rodada” teklisini yayınlayan Portekizli şarkıcı, 2016 yılında Marisa Monte, Chico Buarque ve Maria Bethânia gibi dev isimlerle düetlerinin de yer aldığı “Carminho Canta Tom Jobim” albümüyle büyük başarı elde etti.
2018’de kariyerinin beşinci albümü olan ve “en kişisel albümüm” diyerek tanımladığı, aktif olarak yapımcılığı ve şarkı yazarlığı ile de dahil olduğu “Maria” albümünü dinleyici ile buluştururken, aynı yıl “O Menino e a Cidade” teklisi ile fado severlerle buluştu.
2021 yılında Brezilyalı sanatçı Caetano Veloso’nun “Meu Coco” albümünde “Voce -Voce” şarkısında düet yapan sanatçı, 2023’ün ilk günlerinde yayınladığı kariyerinin 6. albümü “Portuguesa” ile Fado’nun standartlarını yükseltmekle kalmıyor, sesi, yeteneği, besteleri ve sanatsal azmi ile imzasını attığı bir kültür manifestosunu dinleyicilerle paylaşıyor.
Carminho Diskografi
Carminho Albümleri : 2009 – Fado / 2012 – Alma / 2014 – Canto / 2016 – Carminho Canta Tom Jobim / 2018 – Maria/2023 – Portuguesa
Carminho Singleları : 2012 – As Pedras da Minha Rua ve Bom Dia, Amor / 2015- Saia rodada / 2018 – O Menino e a Cidade / 2021 Voce Voce
Can Gürzap, 26 Mayıs 1944 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk tiyatro eğitimini, kendisi gibi sanatçı olan babası Reşit Gürzap’tan alan sanatçı, 1962’de Kadıköy Maarif Koleji’ni bitirdikten sonra, 1963 yılında başladığı 5 yıllık Ankara Devlet Konservartuarı Tiyatro Bölümü’nü 1968 yılında bitirdi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği bursla Londra’da Central School of Speech and Drama’da hem oyuncu eğitmenliği, ses nefes ve konuşma eğitimi ile çok yoğun bir şekilde reji eğitimi gördü.
1970 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde öğretmen, Devlet Tiyatrosunda da oyuncu ve yönetmen olarak çalışmaya başladı. 1978 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu kurucu müdürlüğüne atandı.
Aynı zamanda İstanbul Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nün kuruluşunda yer aldı ve öğretmen olarak derslere girdi Bu okulda 3 yıl öğretmenlik yaptı. Tiyatro müdürlüğü görevi 1980 yılına kadar sürdü. 1983 yılında Turgut Özakman zamanında yeniden bu göreve atandı ve 1986 yılında tekrar ayrıldı. TRT’de radyoya birçok radyo tiyatrosu hazırladı.
Ankara Devlet Konservartuarı Tiyatro Bölümü Konservatuvar 4. sınıf öğrencisiyken Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Cüneyt Gökçer’in baş rol vermesiyle Sevgi Sanlı’nın “Menekşe Yaprağından İncinen Kız” adlı oyunda Arsen Gürzap’la beraber ve 5. Sınıfta da Güngör Dilmen’nin “Akad’ın Yayı” adlı oyunda başrol oynadı. 1990 yılında; doğru, güzel, etkileyici konuşma eğitimi veren “Dialog” adlı okulun kuruluşunda yer aldı.
Reklam
Çevirmenlik ve senaryo yazarlığı da yapan sanatçı, kurucusu olduğu Dialog sunuculuk ve dil okulu’nda görev yaptı, Devlet Tiyatrolarında 40’a yakın oyunda yönetmen ve oyuncu olarak görev alan Can Gürzap, 1968 yılından itibaren pek çok TV oyunu, sinema ve dizi filmlerde rol aldı.
Ocak 2009 da “çağa uygun, insanı anlatacak güncel oyunların sahneleneceği” “TİYATRO DİALOG” adını verdiği kendi tiyatrosunu kurdu. Sanatçı, 2004 yılında Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği tarafından Kristal Martı ödülüne layık bulunmuştur. Evlilikleri : 1971 yılında Arsen Gürzap ile evlendi. 2001 de ayrıldılar ve 2008 yılının kasım ayında boşandılar.
Ayşe ve Elif adında iki kızları var. Mart 2011 ayında Ayşegül Bilgen ile evlendi. Haziran 2011 ayında boşanmak için evlerini ayırdılar.
1999 yılında Yapı Kredi Yayınlarından konuşma sorunlarını inceleyip irdeleyen “Konuşan İnsan”, 2006 yılında ise Remzi Kitapevi’nden “Söz Söyleme Ve Diksiyon” isimli kitapları çıkarmıştır. 2010 yılında “Bir Avuç Deniz” sinema filminde (Cengiz Akbay) karakterini canlandırırken Engin Altan Düzyatan, Berrak Tüzünataç, Ayda Aksel, Zeynep Özder, Tuğrul Tülek, Ahu Yağtu ile beraber oynadı. Gürzap’ın rol aldığı yapımlar arasında Kurtlar Vadisi, Medcezir, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ve İffet gibi yapımlar bulunuyordu.
Türk eğlence sektöründe yankı uyandıran bir isim olan Banu Parlak, eşsiz yeteneği ve canlı kişiliğiyle tanınan çok yönlü bir fenomendir. Bu yazıda, Banu Parlak’ın hayatını ve kariyerini derinlemesine inceleyerek, mütevazi başlangıçlardan Türkiye’nin kültürel ortamında ünlü bir figür olmaya uzanan yolculuğunun katmanlarını açığa çıkaracağız.
Erken Yaşam ve Başlangıçlar
15 Haziran 1985’te İstanbul’da doğan Banu, sanata erken yaşlarda ilgi gösterdi. Destekleyici bir ailede büyüdüğü için okul oyunlarında rol almaktan yerel yetenek gösterilerine katılmaya kadar çeşitli kendini ifade etme biçimlerini keşfetti. Eğlenceye olan tutkusu genç yaşta belirginleşti ve ülke çapındaki izleyicileri büyüleyecek bir kariyerin habercisi oldu.
Yıldızlığa Yükseliş
Reklam
Banu’nun atılımı 2000’li yılların ortalarında eğlence sahnesine taze ve dinamik bir yaklaşımla girmesiyle gerçekleşti. Komedi zamanlaması ve ilişkilendirilebilir içeriği, sosyal medya platformlarında hızla dikkat çekerek onu dijital bir sansasyon haline getirdi. Çevrimiçi varlığı arttıkça, sorunsuz bir şekilde televizyona geçiş yaptı ve hem oyuncu hem de sunucu olarak çok yönlülüğünü sergiledi.
Sosyal Medya Yıldızlığı
Banu Parlak’ın şöhret yolculuğu sosyal medyadaki varlığıyla yakından bağlantılı. Çevrimiçi trendler konusunda derin bir anlayışa sahip olduğundan geniş bir kitleyle bağlantı kurmak için Instagram ve YouTube gibi platformları kullandı. Esprili skeçleri ve anlayışlı yorumları her yaştan insanda yankı uyandırdı ve onu bir sosyal medya ikonuna dönüştürdü.
Televizyonun Zaferleri
Banu, dijital başarısını artırarak televizyona da sorunsuz bir şekilde damgasını vurdu. Sitcom’lardan talk şovlara kadar olağanüstü bir çeşitlilik sergiledi, eleştirel beğeni topladı ve özel bir hayran kitlesi kazandı. Mizahı sosyal yorumlarla harmanlama yeteneği onu Türk televizyonunun rekabetçi dünyasında farklı kılıyor.
Reklam
Film Girişimleri
Banu’nun etkisi beyazperdeye de sıçradı ve burada oyunculuk yeteneğini sergileyen roller üstlendi. Sinemaya atılımı kariyerine başka bir boyut kazandırdı ve çok yönlü bir sanatçı olarak statüsünü sağlamlaştırdı.
Kahkahanın Arkasındaki Kadın
Banu Parlak’ın kamusal kişiliği ekranlardaki varlığıyla sınırlı değil. Kamera dışında hayırseverlik çabaları ve sosyal amaçlara yönelik savunuculuğuyla tanınıyor. Çeşitli hayırsever girişimlere katılımı, eğlence dünyasının ötesinde olumlu bir etki yaratma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.
Kişisel Dokunuş: Banu’nun Dünyasına Bir Bakış
Reklam
Banu Parlak, gösteriş ve ihtişamın ötesinde özel bir birey olmayı sürdürüyor. Sıkı sıkıya bağlı ailesi ve değerli dostlukları, onu şöhretin talepleri arasında ayakta tutan bir destek sistemi sağlıyor. Bu kişisel dokunuş, yaygın tanınırlığına rağmen Banu’nun özgünlüğe ve bağlantıya değer verdiğini hatırlatıyor.
Miras ve Gelecekteki Çabalar
Banu Parlak’ın yolculuğu onun dayanıklılığının, yaratıcılığının ve toplumun her kesiminden insanlarla bağlantı kurma yeteneğinin bir kanıtıdır. Dinamik eğlence endüstrisinde gelişmeye devam ederken mirası, gelecek vadeden sanatçılara ilham kaynağı ve sadık izleyici kitlesi için neşe kaynağı olarak hizmet ediyor.
Kelimenin tam anlamıyla fenomen olan Banu Parlak, adını Türk eğlence tarihine kazıdı. Genç bir hayalperestten ünlü bir şovmenliğe uzanan yolculuğu, tutkunun, adanmışlığın ve kahkahanın kültürel ayrımları ortadan kaldırma gücünün öyküsüdür. Eğlence dünyasına yön vermeye devam eden Banu Parlak, hayranlarının gönüllerini neşelendiren, sevilen bir isim olmaya devam ediyor.
Ayşe Çebi, Türkiye’nin milli sporcu harikası olarak adlandırılan başarılı bir atlet ve insan hakları savunucusudur. Bu yazımızda, Ayşe Çebi’nin yaşamının çeşitli yönlerini keşfedeceğiz. Kendisinin atletik başarılarından, insan özelliklerine, spor kariyerinin nasıl başladığından, toplum için yaptığı önemli katkılara kadar pek çok konuyu ele alacağız.
Gençlik Yılları ve Spora İlk Adımlar
Ayşe Çebi, 10 Temmuz 1990 tarihinde İzmir, Türkiye’de doğdu. Genç yaşlardan itibaren sporla ilgilenmeye başladı. İlköğretim yıllarında atletizme olan yeteneği fark edildi ve bu yetenek, onun gelecekteki spor kariyerinin temelini atmış oldu.
Atletik Başarıları
Reklam
Ayşe Çebi, Türk atletizminin parlak yıldızlarından biri olarak kabul edilir. Kendisi birçok ulusal ve uluslararası yarışmada Türkiye’yi temsil etti ve bir dizi önemli başarı elde etti. İşte onun atletik kariyerindeki bazı önemli başlıklar:
1. Türkiye Şampiyonası Zaferleri
Ayşe, Türkiye Atletizm Şampiyonası’nda bir dizi altın madalya kazanarak Türk atletizminin önde gelen isimlerinden biri haline geldi. Hem 100 metre hem de 200 metre yarışlarında birincilikleri bulunmaktadır.
2. Avrupa Şampiyonası Katılımı
Çebi, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Bu büyük organizasyonda ülkesini en iyi şekilde temsil etti ve birçok insanın kalbinde taht kurdu.
Reklam
3. Dünya Şampiyonası Deneyimi
Dünya Atletizm Şampiyonası gibi prestijli organizasyonlarda yarışma fırsatı bulan Ayşe, uluslararası arenada da adından söz ettirdi.
İnsan Hakları Savunucusu
Ayşe Çebi, sadece bir sporcu değil, aynı zamanda insan hakları savunucusu olarak da bilinir. Kendisi spor kariyerinin yanı sıra toplum için önemli bir figürdür. İnsan hakları, eşitlik ve adalet konularındaki duyarlılığıyla tanınır. Ayşe, sporun sadece bir yarışma değil, aynı zamanda insanları bir araya getiren bir araç olduğuna inanır.
İnsani Özellikleri
Reklam
Ayşe Çebi’nin başarısının ardındaki sırlardan biri de onun insan özellikleridir. Kendisi disiplinli, hırslı ve kararlı bir bireydir. Her gün antrenman yaparak, hedeflerine ulaşmak için azimle çalışır. Aynı zamanda dost canlısı ve toplumuna karşı duyarlı bir kişiliğe sahiptir. İnsanlarla iletişimi kuvvetli olan Ayşe, hayranlarının ve sporseverlerin kalplerini kazanır.
Topluma Katkıları
Ayşe Çebi, spor kariyerinin yanı sıra topluma pek çok katkıda bulunmuştur. Özellikle çocukların spor yapma fırsatlarına erişimini artırmak için çalışmış ve genç yeteneklerin gelişimine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, dezavantajlı grupların spor yapma fırsatlarına erişimini teşvik etmek amacıyla çeşitli sosyal sorumluluk projelerine liderlik etmiştir.
Ayşe Çebi, sadece Türk atletizminin değerli bir üyesi değil, aynı zamanda insan hakları savunucusu olarak da toplum için büyük bir öneme sahiptir. Spor kariyerinde elde ettiği başarılar, onun insan özellikleri ve topluma yaptığı katkılarla tamamlanır. Ayşe, gelecekte de genç nesiller için ilham kaynağı olmayı sürdürecektir.
Zarafet ve yetenekle yankılanan bir isim olan Serenay Sarıkaya, 1 Temmuz 1992’de Ankara’da doğdu. Gösteri sanatlarına karşı doğuştan gelen bir tutku sergilemesi nedeniyle eğlence dünyasına yolculuğu genç yaşta başladı. Çocukluğu özlem ve hayallerle dolu olan Sarıkaya’nın mesleğine olan bağlılığı daha gençlik yıllarında da kendini gösteriyor.
Kariyer Başlangıcı
Serenay Sarıkaya’nın atılım anı, 2008 yılında Miss Turkey yarışmasına katılmasıyla geldi. Çarpıcı güzelliği, karizmatik duruşuyla birleşerek şampiyonluğu garantiledi. Bu, onun dikkat çekici kariyerinin başlangıç noktasıydı, çünkü gösteriden gelen bilgiler eğlence endüstrisinin kapılarını açmıştı.
Reklam
Sarıkaya’nın oyunculuğa ilk atılımı, 2008 yılında popüler Türk dizisi “Peri Masalı”da canlandırdığı ‘Peri’ rolüyle gerçekleşti. Doğal oyunculuk yeteneği ve ekrandaki karizması, kısa sürede ona sadık bir hayran kitlesi kazandırdı ve eleştirmenler tarafından beğenildi.
Sarıkaya’yı çağdaşlarından ayıran şey oyuncu olarak çok yönlülüğüdür. Çeşitli roller arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yaptı ve bir sanatçı olarak kapsamını ve derinliğini gösterdi. Kariyerindeki dikkate değer projeler arasında, çok çeşitli karakterleri canlandırabilme yeteneğinin hem izleyiciler hem de sektör profesyonelleri üzerinde kalıcı bir etki bıraktığı “Liman Taraması”, “Medcezir” ve “Fi” yer alıyor.
Yer Aldığı Projeler
Serenay Sarıkaya, çekimleri 2013 yılının Mayıs ayında başlayan, Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi isimli dizinin ikinci sinema filmi olan Behzat Ç. Ankara Yanıyor filminde Melisa karakterini canlandırdı. Aynı yıl Amerikan yapımı The OC dizisinden uyarlanan Medcezir dizisinde Çağatay Ulusoy ile birlikte başrolde yer alacağı açıklandı. Senaryosu Ece Yörenç tarafından yazılan ve Ali Bilgin tarafından yönetilen dizide orijinali Marissa Cooper olan Mira Beylice karakterini canlandırdı. 2014 yılında Medcezir’de birlikte rol aldığı Hazar Ergüçlü ile birlikte Elidor markasının reklam yüzü oldu. Bu kapsamda aynı yılın mart ayında yönetmenliğini İzlandalı yönetmen Thor’un yaptığı bir reklam filminde yer aldı. Aynı yıl Mavi Jeans’in yeni reklam yüzü oldu ve iki yıllık bir sözleşme imzaladı. Bu markanın ilkbahar-yaz koleksiyonunun tanıtımı için çekilen reklam filminde dünyaca ünlü Brezilyalı model Francisco Lachowski ile birlikte yer aldı. Aynı yılın eylül ayında yine aynı markanın bir reklam filminde daha yer aldı. Aksiyon sahnelerinin yer aldığı reklam filmi üç günde çekildi. 2015 yılında ise yine aynı markanın ilkbahar-yaz koleksiyonunun tanıtımı için Kerem Bürsin ile birlikte kamera karşına geçti. Sarıkaya ve Bürsin’in birlikte şarkıda söylediği reklam filmi izleyicilerden olumlu tepkiler aldı.
2017-2018 yılları arasında Sarıkaya, Fi dizisinde Duru karakterini canlandırdı. 2019 yılında, Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında’nın uyarlaması olan Alice Müzikali ile ilk tiyatro deneyimini yaptı. Müzikalin prömiyeri Şubat 2019’da gerçekleşti ve Eylül 2019’da ikinci bir sezon için geri döndü. Şimdiler (2023) ise, Kıvanç Tatlıtuğ ile birlikte “Aile” dizisinde rol almakta.
Reklam
Ödüller ve Övgüler
Serenay Sarıkaya’nın mesleğine olan bağlılığı gözden kaçmadı. Olağanüstü performanslarından dolayı birçok Altın Portakal Ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda ödül aldı. Aldığı övgüler, oyunculuk sanatına olan bağlılığının ve sürekli olarak olağanüstü performanslar sunma yeteneğinin bir kanıtıdır.
Hobileri
Tanınmış bir halk figürü olmasına rağmen mahremiyetine değer veriyor. Ancak; seyahat etmekten, fotoğraf çekmekten, yakın arkadaş çevresi ve ailesiyle vakit geçirmekten hoşlandığı biliniyor.
Hayırseverlik
Reklam
Sarıkaya sadece yetenekli bir oyuncu değil, aynı zamanda şefkatli bir birey. Çeşitli hayır girişimlerinde aktif olarak yer aldı ve şöhretini toplum üzerinde olumlu bir etki yaratmak için kullandı. Hayırseverliğe olan bağlılığı, kamusal imajını daha da güçlendiriyor.
Nereden Nereeye?
Serenay Sarıkaya, Ankara’daki genç bir kızdan ünlü bir oyuncuya uzanan yolculuğu ilham verici olmaktan öteye gitmeyen olağanüstü bir kişiliktir. Çok yönlülüğü, özverisi ve doğal yeteneği onu yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası eğlence endüstrisinde de tanınan bir isim haline getirdi.
Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş