Bizimle iletişim kur

Sinema

Fransa’nın Oscar’ı Olarak Bilinen “Cesar Ödülleri” Sahiplerini Buldu

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Fransa’da düzenlenen Cesar Ödülleri, Paris’te düzenlenen törenle sahiplerini buldu…

Fransa’nın Oscar’ları olarak nitelendirilen Cesar Ödülleri, bu yıl 49. kez sahiplerini buldu. Birçok prestijli ödüle layık görülen ve aynı zamanda Oscar adayı olan Bir Düşün Anatomisi (Anatomy of a Fall) filmi geceye damga vurdu.

Justin Triet imzalı film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini kazandı. Triet, Cesar Ödülleri’nde 50 yıldan bu yana En İyi Yönetmen ödülünü alan ikinci kadın yönetmen oldu. Bir Düşüşün Anatomisi’nin yıldızı Sandra Hüller ise En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Cannes’dan Altın Palmiye ile ayrılan Bir Düşüşün Anatomisi’nin toplamda 11 adaylığı vardı. 13 Oscar adaylığı olan Oppenheimer filminin yönetmeni Christopher Nolan da ödül töreninde yer aldı.

Reklam

Nolan, gecede Fransız yönetmen Agnes Jaoui ile Onur ödülü aldı. Yönetmene ödülünü, daha önce Nolan’ın Inception ve Dark Knight Rises filmlerinde rol alan Fransız oyuncu Marion Cotillard takdim etti.

En İyi Film: Bir Düşüşün Anatomisi

En İyi Yönetmen: Justine Triet, Bir Düşüşün Anatomisi

En İyi Kadın Oyuncu: Sandra Hüller, Anatomy of a Fall

Reklam

En İyi Erkek Oyuncu: Arieh Worthalter, The Goldman Case

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Adèle Exarchopoulos, All Your Faces

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Swann Arlaud, Anatomy of a Fall

Çıkış Yapan Kadın Oyuncu: Ella Rumpf, Marguerite’s Theorem

Çıkış Yapan Erkek Oyuncu: Raphaël Quenard, Junkyard Dog

Reklam

En İyi Orijinal Senaryo: Justine Triet, Arthur Harari, Anatomy of a Fall

En İyi Uyarlama Senaryo: Valérie Donzelli, Audrey Diwan, Just the Two of Us

En İyi İlk Film: Junkyard Dog, Jean-Baptiste Durand

En İyi Animasyon: Chicken For Linda!, Chiara Malta & Sébastien Laudenbach

En İyi Yabancı Film: The Nature of Love by Monia Chokri

Reklam

En İyi Belgesel: Four Daughters by Kaouther Ben Hania

En İyi Görüntü Yönetimi: David Cailley, The Animal Kingdom

En İyi Görsel Efekt: Cyrille Bonjean, Bruno Sommier, Jean-Louis Autret, The Animal Kingdom

En İyi Orijinal Şarkı: Andreas Laszlo de Simone, The Animal Kingdom

En İyi Ses: Fabrice Osinski, Raphaël Sohier, Matthieu Fichet, Niels Barletta, The Animal Kingdom

Reklam

En İyi Prodüksiyon Tasarımı: Stéphane Taillasson, The Three Musketeers

En İyi Kostüm: Ariane Daurat, The Animal Kingdom

Kaynak: NTV.

Reklam
Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Sinema

Back To Black Filminin Konusu Nedir?

Amy Winehouse Filmi Back To Black’in Nasıl Bir konu Akışı Olduğu Merak Ediliyor. Film Sanatçının Hangi Dönemine Odaklanıyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Son derece duygusal ve şaşırtıcı derecede güçlü olan BACK TO BLACK, 21. yüz yılın en büyük yeteneklerine bakıyor ve Amy Winehouse’un (Marisa Abela) içinde yaşadığı savaşın onu nasıl bitirdiğini anlamaya çalışıyor. İlk ağızdan elde edilen materyallere dayanan bu öyküde Amy Winehouse’un 27 yaşındaki ölümünden önce varoşlardan çıkıp küresel süper yıldızlığa yükselişini ve dünyaya bıraktığı kalıcı mirası görüyoruz.

Amy’nin kendi bakış açısıyla anlatılan hikâyesi Kuzey Londra’da oturan bir Yahudi ailenin babası Mitch (Eddie Marsan) ve annesi Janis’in (Juliet Cowan) ayrılmasıyla başlıyor.  Amy’nin, büyükannesi Cynthia (Lesley Manville) ile arasında kopmaz bir bağ var. Büyükannesi, Amy’nin tam olarak olmak istediği kişi. Göz alıcı, görkemli ve biraz aşk ve cazla dolu delice bir geçmiş. Genç Amy, şarkılar yazmaya başlıyor. Şarkıları şiddetli duygusal detaylarla ve kendine has mizacıyla dolduruyor. Kısa sürede ünlü oluyor ve ilk albümü Frank’in başarısından sonra bile mütevazı kalıp vaktini The Good Mixer’da bilardo oynayarak geçiriyor.

Orada, barın müzik kutusunda The Shangri-Las’nın bir şarkısı eşliğinde kur yapan Blake (Jack O’Connell) ile tanışır. Aralarında anlık bir bağ oluşur ve Blake’in hâlihazırda sevgilisi olmasına rağmen çiftimiz baş döndürücü bir aşk yaşar. Blake’in uyuşturucu kullanması Amy’yi tedirgin eder.  Ama çift ayrıldığında üzülen Amy de uyuşturucu kullanmaya başlar. Menajeri Nick (Sam Buchanan) rehabilitasyona gitmesini söyler ama Amy, Mitch’i bunun gereksiz olduğuna ikna eder. Mahvolan Amy, rehabilitasyona gitmek yerine New York’a gider ve ikinci albümü Back to Black’i yazmaya başlar. Bu albümünde Blake ile ayrılışını detaylı bir şekilde anlatır. Kalbi kırılmış olan Amy sonrasında çok sevdiği büyükannesinin Londra’da akciğer kanserinden öldüğünü öğrenir.

Şahsi hayatında yaşadığı zorluklara rağmen Amy’nin profesyonel kariyeri yeni menajeri Rave’in (Ansu Kabia) katılmasıyla birlikte gücüne güç katar. Yeni albümü başarılı olduğu sırada Blake ile tekrardan sevgili olur ve Miami’ye kaçarlar. Bal aylarını alkol ve uyuşturucunun verdiği kafayla geçirirler. Amy’nin hayatı boyunca sahip olduğu yemek bozukluğu ile bağımlılığı birleşince elden zayıflar ve hassaslaşır. Süper yıldızlığı yüzünden evinin dışına kamp kuran ve onu her yerde takip eden basın sürekli ensesindedir.

Amy ve Blake’in ilişkisi tekrardan toksik bir ilişkiye dönüşür ve Londra sokaklarında şiddetli bir şekilde kavga ederler. Blake, bir bar müdürüne saldırmaktan dolayı hapse girer ve buna dertlenen Amy, Glastonbury Festival gösterisinde kaosun hakim olduğu bir performans sergiler. Kalabalığa karşı Blake’i savunur. Blake, parmaklıkların ardındayken uyuşturucudan arınır ve eşiyle birbirlerine iyi gelmediklerini fark eder. Amy’den boşanmak ister. Kalbi kırılan Amy, en azından rehabilitasyona gidip hayatına devam etmeyi kabul eder.

Blake’ten ayrılan ve sonunda uyuşturucudan arınan Amy, yenilenmiş bir şekilde sağlıklı ve mutlu bir hayata ilerlerken görünür. Ancak hikâyesi çok gençken sona erer. BACK TO BLACK, yaşadığı inanılmaz hayatı ve mirasını hatırlamamızı sağlıyor.

Devamını Okuyun

Sinema

Merakla Beklenen “Back To Black” Filminin Ana Afişi Paylaşıldı!

Amy Winehouse’un ergenlikten yetişkinliğe yolculuğu ve zamanımızın en çok satan albümlerinden birinin yaratılışı boyunca hayatı ve müziğini izleyeceğimiz “Back To Black” filminin afişi yayınlandı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Amy Winehouse’un şöhrete erken yükselişinin ve çığır açan albümü Back to Black’in yapımının olağanüstü hikayesi.

Amy’nin bakış açısından anlatılan ve onun son derece kişisel şarkı sözlerinden ilham alan film, olağanüstü olayların ardındaki dikkat çekici kadını ve tüm zamanların en efsanevi albümlerinden birinin merkezindeki çalkantılı ilişkiyi takip ediyor.

Yönetmen: Sam Taylor-Johnson

Oyuncu: Marisa Abela

Reklam

BACK TO BLACK FİLMİ 3 MAYIS’TA SİNEMALARDA!

#BackToBlack

Devamını Okuyun

Sinema

Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay Ne Zaman Vizyonda? Konusu Ne? İzle

Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay filmi vizyona girmeye hazırlanıyor ve konusu hakkında bilgilere haberimizde ulaşabilirsiniz

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay, öğretmen olan oğlu Baran’ın evlilik yıldönümü olan 6 Şubat’ta meydana gelen depremde hayatını kaybetmesinin ardından, babasının Atatürk’ün ‘şahsi meselemiz’ dediği Hatay’ı terk etmemesini konu ediyor.

Öğretmen olan Erzurumlu Baran’ın ataması Hatay’a yapılır. Yaşadığı yerden ayrılıp, mesleği için Hatay’a yerleşen Baran, yıllar içerisinde Hatay’da evlenir. Baran, evliliklerinin yıldönümü olan 6 Şubat’ta Hatay’da meydana gelen depremde hayatını kaybeder. Oğlunu kaybetmenin acısını yaşayan Baran’ın babası, Atatürk’ün ‘şahsi meselemiz’ dediği Hatay’ı terk etmez. 

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

“Cadı” Filmi Yorumu – Tolga Yiğit Yazdı

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Cadı” adlı romanından uyarlanan film, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş günlerinde, genç bir dul olan Fikriye’nin zorla evlendirildiği Naşit Nefi Efendi ve yaşadığı köşk hakkındaki “cadı” söylentilerinin ardındaki gizemi çözmeye çalışırken gelişen olayları konu ediniyor. Peki Cadı Filmi İzlenir mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

“Cadı” filmi izlenir ve özellikle korku gerilim filmi severler için haftanın dikkat çeken yapımlarından birisi olarak karşımızda.

Korku sineması denilince ülkemizde konular; üç harfliler, karabasan, kötü ruh gibi dar bir alan içerisinde hikayeleştiriliyor.

Bu film bize Hüseyin Rahmi Gürpınar‘ın eserinden esinlenerek farklı ve güzel bir korku filmi izletmeyi başarıyor.

Reklam

Hikayesindeki bu farklılıklar çok fazla ters köşelere sahip olmamasına rağmen benim hoşuma gitti. Baştan sona dikkatiniz dağılmadan filmi izleyebiliyorsunuz. Belki kimi izleyiciler sadece filmin temposunun hızlanabilmesi için 5 ila 10 dakika arasındaki bir sürenin kısaltılması gerektiğini de düşünebilir; ama, bunun dışında keyifle izlenen bir yapımla karşı karşıyayız. Ayrıca, oyunculuk da başarılıydı. Film, haftanın ilgiyi hak eden yapımlarından birisi. İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler diliyorum…

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar