Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu bu haftanın en iyi filmi olarak karşımıza çıkıyor. Hatta bazı küçük dokunuşlarla bir kaç Oscar adaylığı bile gelebilecek bir iş ortaya çıkmış.

Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu Kimlere Hitap Ediyor

Ülkemizde azımsanmayacak bir sayıda insan yakın zamanda emekli oldu. Ve yeni bir hayata başladı. İşte bu film de tam o yeni hayatın sonlarına varmış bir çiftten ve onların pişmanlıklarından bahsediyor. Emekli bir memur olan Harold Fry, kanser olduğunu öğrendiği eski iş arkadaşı Queenie’ye moral vermek için bir mektup yazar. Sonra mektubu tam postaya verecekken, kendisi teslim etmeye karar verir ve arkadaşının yatırıldığı 800 km uzaktaki bakımevine doğru yürümeye başlar. Yürüyüşü sırasında geçmiş hataları, kayıpları ve başarılarıyla yüzleşir ve hayatını yeniden keşfeder. Harold’ın yürüyüşü boyunca karşılaştığı insanlar, hayatındaki sırlar ve kayıplarla ilgili yüzleşmesine yardımcı olur.​

Forrest Gump Benzeri Yürüyüş Ama…

Forrest Gump filmini hatırlarsanız orada Forrest Gump’ın tek başına başlayan ve kiteleri arkasına taktığı yürüyüşün bir benzerini Harold Fry’da da görüyoruz. Ama bu kısa benzerliğe bakarak bir Forrest Gump filmi izliyoruz diyemeyiz. Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu aslında bir arkadaşa motivasyon sağlamak isterken kendine ve içine attığı sorunlarına tedavi süreci halini alıyor. Tedavinin nasıl noktalandığını ise bu güzel filmde görmelisiniz.

İngilizlerin Derdi Ne? The Unlikely Pilgrimage of Harold Fry Spoilersız Yorumu

Günde 30 kez son dakika gelişmesine maruz kalan bir ülkede yaşayınca bazen insan bu tarz hikayelere kendisini çok uzak hissedebiliyor. Özellikle Harold’a kafede masasını paylaştığı adamın derdini anlatıp bir konuda fikrini almak için sorduğu soruyu duyunca kendi kendime biz ne dertteyiz İngilizler sorunsuzluktan ne dertteler diye geçirdim. Ancak onların da başka başka dertleri varmış. İzledikçe görüyor ve filmin içine çekiliyorsunuz.

Aslında son dönemde Birleşik Krallık’tan The Banshees of Inisherin gibi basit bir konunun derinlikli anlatıma nasıl dönüştüğüne şahit olduğumuz filmler geliyor. Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu da onlardan birisi. Aslında filmin ana fikri “kanser hastası arkadaşına yürüyerek 800 km. mektup götüren birisinin” hikayesi. Ne kadar basit bir hikaye gibi gözüküyor değil mi? İşte bu fikri bir saat 45 dakika boyunca izlenir bir film haline getirmek de ayrı maharet istiyor. Yukarıda da yazdığım gibi bazı iyileştirmelerle Oscar adaylıkları bile gelebilirdi.

Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu’nun Dikkat Çeken Sahneleri

Filmde Harold’ın eşi Maureen’in komşuları Rex’e anlattığı “gitme fikri” ve filmin sonlarına doğru kafede Harold ve Maureen’in diyaloğu da filmin en vurucu diyalogları ve sahneleriydi.

Harold Fry’ın Beklenmedik Yolcuğu Son Söz

Haftanın en iyi filmlerinden birisi. Eğer bu sıcaklarda sinemaya gidecekseniz ve aksiyon sevmiyorsanız Mission Impossible yerine mutlaka tercih edin.

Şimdiden iyi seyirler

Tolga Yiğit