Katlanabilir Telefon Dünyasında sınırları zorluyor
Porsche Design Honor Magic V2 RSR, katlanabilir telefon teknolojisini premium spor otomobil tasarım mirası ile birleştiriyor.
Dinamik yazılım tasarımıyla, üst düzey dizaynın yarattığı his ve görünümün sentezini temsil eden HONOR’un bu en yeni akıllı telefonu, markanın premium teknolojiye yönelik ileri görüşlü yaklaşımına ışık tutuyor. Porsche Design ile iş birliği içerisinde üretilen yeni PORSCHE DESIGN HONOR Magic V2 RSR, HONOR’un katlanabilir dünyasındaki lider ince katlanır ekran teknolojisiyle, Porsche’nin spor otomobillerinin sofistike görüntüsünü bir araya getiriyor.
Otomobil üreticisi Porsche’nin bir yan kuruluşu olan ve Porsche Design markasının arkasındaki şirket olan Porsche Lifestyle Group’un Tasarım Başkanı Carsten Monnerjan; “Her zaman ortak müşterilerle mükemmel bir uyum içinde olan doğru ortaklar arıyoruz” diyor. Monnerjan, Porsche 911’in yaratıcısı tarafından kurulan ve onun adını taşıyan Avusturya’nın Zell am See kentindeki Studio FA Porsche’de yaratıcı bir ekibi yönetiyor.
Şirketin iş birliği ve ortaklıklara yüksek bağlılığı olduğunu açıklayan HONOR baş tasarımcısı Yuan; “Honor ve Porsche Design’ın, sektörün ölçütlerini belirleyen bir dizi üst düzey ve yenilikçi ürün sunma konusunda aynı vizyonu paylaştığını düşünüyorum. Porsche Design’dan daha iyi bir ortak bulamazdık, ikimiz de yeni ve heyecan verici ürünler için kendi yolumuzu çizmek üzere kural kitabını yırtıp atmaktan korkmuyoruz.” diyor.
Seçkin bir tasarım ve yaşam tarzı markası olan Porsche Design, eşsiz Porsche ruhunu ve değerlerini hayata geçirmeye kendini adamasıyla öne çıkıyor. HONOR ise insan odaklı inovasyonlarıyla akıllı telefon sektöründe önemli bir oyuncu olarak yer alıyor. Bu ortaklık, küresel ve premium bir marka olarak HONOR’un dünyanın dört bir yanındaki tüketicilere kolektif yenilikler getirmesine yardımcı oluyor.
“Telefonlar günün her saati müşterilerimizin elinde. Her gün kullanıcı yolculuklarının bir parçası olması için onu seçiyorlar, her zaman kullandıkları bir şey. Sizi asla hayal kırıklığına uğratmaması ve kullanımı keyifli olması gereken bir ürün. ” diyen Monnerjan, Porsche’nin lüks spor otomobilleri ve SUV’ları ile bir benzerlik kuruyor. “Bunlar sahip olmaktan gurur duyacağınız ürünler: İki marka da bunun böyle olmasını sağlamak için en yeni teknolojileri, malzemeleri ve kullanıcı arayüzlerini bulmaya çalışıyor.” diyor.
HONOR’un akıllı telefon pazarının premium segmentindeki yolculuğu hızlı bir şekilde devam ediyor. Sadece 234 g ağırlığında ve katlandığında 9,9 mm kalınlığında olan PORSCHE DESIGN HONOR Magic V2 RSR, katlanabilir cihazlar için inovasyonun sınırlarını zorluyor. Cihaz, Porsche’nin görsel diline atıfta bulunan benzersiz şekilli kamera lensi muhafazası ile farklı spor otomobil DNA’sını kullanıyor. Bu, cihazın sadece görünümüne değil, fiziksel hissine de yansıyor. Monnerjan, “Şekli veya tasarımı çok belirgin hale getirmemek önemli” diyor. “Aradığımız şey, biçim dilimizin DNA’sı aracılığıyla temel özellikleri nasıl öne çıkarabileceğimiz. Bunu da telefona Bunu da telefona dokunduğunuzda, şekilleri ve dokuları hissederek yapıyoruz.”
Porsche Design, akıllı telefon segmentinde uzun bir çalışma geçmişinin yanı sıra zengin bir lüks tasarım portföyüne sahip. Monnerjan, “Markamız akıllı telefon sektöründe 15 yılı aşkın bir süredir başarıdan başarıya koşuyor. Prestijimiz ve başarımız, sadece efsanevi Porsche 911’i tasarlamakla kalmayıp aynı zamanda dünyanın ilk tamamen siyah kol saati olan 1972 tarihli Chronograph 1’i de yaratan Profesör Ferdinand Alexander Porsche tarafından tanımlanan zamansız, işlevsel ve saf tasarım felsefesinden kaynaklanıyor” diyor.
Bu titiz sadelik mirası, PORSCHE DESIGN HONOR Magic V2 RSR’in tasarımında da devam ediyor. Monnerjan, “Felsefemiz, her ürünün sade, kullanışlı ve temel unsurlara indirgenmiş olması gerektiğidir, üründe aşırıya kaçan hiçbir şey olmamalı.” diye açıklıyor.
Porsche’nin Taycan ve yeni Macan’ın başını çektiği yeni nesil yüksek performanslı BEV’leri, iki sektör arasındaki bir başka sinerjiyi vurguluyor. Yuan, “Lityum pil anotlarında silikon bazlı malzemelerin kullanımı büyük umut vaat ediyor. HONOR, batarya yoğunluğunu arttırmak ve düşük sıcaklıklardaki performanslarını iyileştirmek için silikon karbon kompozit anotların kullanımına yatırım yaparak batarya teknolojisindeki yeniliklere öncülük ediyor. HONOR’un sektörler arası inovasyonu keşfetme konusundaki öncü çabalarını gösterecek başka ortak tasarımlı cihazları da tanıtacağız.” diyor.
Porsche Design’ın becerileri yeni cihazın fiziksel formunun ötesine uzanıyor; Monnerjan’ın ekibi kullanıcı arayüzünün bazı kısımlarının şekillendirilmesine de yardımcı oldu. Monnerjan, “Porsche 911’in arka ışığı canlı duvar kağıdı için ilham kaynağı olurken, şarj ekranındaki animasyon Porsche’nin ilk tamamen elektrikli spor otomobili Taycan’dan esinlendi” diyor.
İki marka arasında 911’in akıcı hatlarını çağrıştıran telefonun arkasındaki ‘flyline’ gibi başka sinerjiler de var; renk ise Porsche’nin ürün yelpazesinin hatlarını vurgulamak için sıklıkla kullanılan tanıdık bir ton olan Agate Grey. “Flyline tasarımı sadece ikonik ve zamansız bir tasarım değil, aynı zamanda Porsche’nin mükemmel aerodinamik yeniliklerinin bir tezahürüdür. Bu hız çizgisi akıllı telefon gövdesine uygulandığında, sadece telefona benzersiz bir dinamizm duygusu katmakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıcının tutuşunun eğriliğine de uyum sağlıyor’ diyor Yuan. Akik Grisi, Honor ve Porsche Design’ın ortaklaşa geliştirdiği ürünlerdeki diğer renk seçeneklerine katılabilir. Yuan, “Gelecek cihazlarımızda Porsche’nin renk çeşitlerinden ve ikonik tasarım öğelerinden daha fazla ilham alacağız,” diye açıklıyor.
Yuan, “İmza niteliğindeki tasarım dilimizin her zaman kullanılan malzemelerin güzelliğini takip etmesi gerektiğine inanıyoruz. Porsche’nin heykelsi dokusunu kasaya dahil ettik ve Porsche 918 Spyder’ın A sütununda takviye dolgusu olarak kullanılan süper fiberglas adlı bir malzeme kullandık. Bir de titanyum alaşımı var – gücünü ve dayanıklılığını gerçekten hissedebiliyorsunuz. Hepsinden önemlisi, her zaman öne çıkan ve benzersiz olan ikonik bir şey yaratmaya çalışıyoruz.” diyor.
Bu zarif paketin içerdiği teknik yenilikler, katlanmış cihazı bu kadar ince yapan gelişmiş kasa tasarımından ekranı koruyan ilk çizilmez NanoCrystal Shield’e kadar etkileyici. Monnerjan, “Elbette bir telefonun sahip olması gereken bazı unsurlar vardır, kameralar gibi. Araba tasarımında da durum aynı; tasarımcıya mühendisler tarafından belirlenen bir paket veriliyor, bu yüzden iki disiplinin iş birliği yapması gerekiyor.” diyor.
Ekranın kendisi 1.07 milyar rengi destekleyen katlanabilir bir OLED LTPO ekran. Entegre dinamik karartma ve Sirkadiyen Gece Ekranı işlevi, gözlerin her zaman rahat olmasını sağlıyor. PORSCHE DESIGN HONOR Magic V2 RSR, Honor Image Engine tarafından desteklenen etkileyici bir üçlü arka kamera sistemine sahip ve Gece, Yakınlaştırma ve Hızlandırılmış fotoğrafçılık dahil olmak üzere çok çeşitli çekim modlarını destekliyor. Ayrıca, telefon ön ve arka kameralarda 4K videoyu ve Honor’un kendi yapay zeka destekli Hareket Algılama Teknolojisini ve Hover Fotoğrafçılığını destekliyor.
Porsche Design Honor Magic V2 RSR
Monnerjan’a göre yapay zeka yeni bir tasarım kaynağı değil, bir başka yaratıcı araç. Bununla birlikte, bu teknolojinin özellikle arama, etkileşim ve fotoğrafçılık açısından telefonlarımızı nasıl kullandığımız üzerinde büyük bir etkisi olacak. Honor’un yeni piyasaya sürdüğü MagicOS 8.0, geleneksel girdilerin yanı sıra dili, görüntüleri, jestleri ve göz hareketlerini yorumlayan, amaç tabanlı kullanıcı arayüzünü (IUI) yönlendiren bir yapay zeka içeriyor.
Yuan’ın açıklamalarına göre Honor’un ilerleyen zamanlarda tanıtacağı bir başka amiral gemisi akıllı telefonu iki marka arasındaki ortaklığın daha yeni başladığını gösterecek. Bu konuya Monnerjan ise; “Asıl zorluk yenilik yapmaya devam etmek.” diyor.
TCL, ev eğlencesi ve çevre dostu çözümlerini ön plana çıkararak teknoloji dünyasında fark yaratmaya devam ediyor. Ev eğlencesini yeniden tanımlayan ürünlerin başında, TCL’in devrim niteliğindeki 115 inç QD-Mini LED televizyonu ve Bang & Olufsen iş birliğiyle geliştirilen NXTFRAME TV Serisi geliyor. Gelişmiş ses ve görüntü teknolojileriyle bu ürünler, kullanıcıları sinema kalitesinde bir ev deneyimiyle buluşturuyor.
QD-Mini LED Televizyon ile Üstün Görüntü Kalitesi
TCL’in 115 inçlik dev QD-Mini LED televizyonu, ultra yüksek çözünürlük ve derin siyah tonları ile dikkat çekiyor. Bu televizyon, ev sinema sistemlerinin standartlarını bir üst seviyeye taşırken, izleyicilere olağanüstü bir görsel deneyim sunuyor. Bang & Olufsen ile iş birliği sonucu ortaya çıkan NXTFRAME TV Serisi ise gelişmiş ses kalitesiyle izleyicilere gerçek anlamda sürükleyici bir deneyim yaşatıyor.
Yeni R8 monitör serisi ile oyun ve tasarımda üstün performans
TCL, sadece TV pazarında değil, monitör teknolojisinde de büyük adımlar atıyor. IFA 2024’te tanıtılan yeni R8 serisi monitörleri, özellikle oyun severler ve profesyonel tasarımcılar için yüksek performans vaat ediyor. Yüksek çözünürlük, hızlı yenileme hızı ve kesintisiz bağlantı özellikleriyle bu monitörler, kullanıcıların en yüksek performansı almasını sağlıyor.
Q85H ve Q75H Ses Sistemleri ile ev sinemasında yeni bir çağ
Patentli RAY·DANZ ve Tutti Choral teknolojileriyle donatılan Q85H ve Q75H ses sistemleri, sinema kalitesinde ses deneyimi sunarak ev eğlencesinde devrim yaratıyor. Gelişmiş surround ses teknolojisi ile bu sistemler, izleyicilere sanki bir sinema salonundaymış gibi hissettiriyor.
FreshIN 3.0 Klimalar ile Sürdürülebilir ve Sağlıklı Yaşam Alanları
TCL, enerji verimliliğini ve çevre dostu teknolojileri bir araya getiren FreshIN 3.0 klimalarıyla hem enerji tasarrufu hem de temiz hava sağlıyor. Yapay zeka destekli enerji tasarrufu algoritması ve sesli kontrol özellikleriyle kullanıcı dostu bu klima serisi, aynı zamanda QuadruPuri filtreleriyle sağlıklı yaşam alanları yaratıyor. Ayrıca, ultra enerji verimli BreezeIN 2.0 kliması da sürdürülebilir bir iklimlendirme çözümü sunarak sektörde fark yaratıyor.
Sürdürülebilirlikte Öncü:
TCL Green Kampanyası TCL’in sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığı, TCL Green kampanyasıyla IFA 2024’te bir kez daha vurgulandı. Çevre dostu teknolojiler ve sorumlu üretim süreçleriyle daha yeşil bir dünya hedefleyen TCL, bu alanda ONE TCL ESG yaklaşımıyla çevresel sorumluluk bilincini katılımcılarla paylaştı.
Vodafone, akıllı telefon sektörünün önde gelen markalarından nubia ile iş birliği yaptı. nubia’nın iki yeni modeli Eylül ayı itibarıyla Vodafone Türkiye mağazalarında ve online platformlarda tüketicilerin beğenisine sunuluyor…
Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, müşterilerine son teknoloji akıllı telefonlar sunmaya devam ediyor. Vodafone’un, akıllı telefon sektörünün önde gelen markalarından nubia ile yaptığı iş birliği kapsamında, V50 Design ve Neo 5G olmak üzere iki yeni akıllı telefon modeli Türkiye pazarına sunulacak. İşlevselliği şık tasarımla birleştiren V50 Design ve Neo 5G, yüksek performanslarıyla dikkat çekiyor. Gelişmiş bağlanabilirlik özelliklerine sahip son teknolojilerle geliştirilen bu yenilikçi modeller, kullanıcılara üst düzey akıllı telefon deneyimi sağlıyor. V50 Design ve Neo 5G modelleri, Eylül ayından itibaren Vodafone Türkiye mağazalarında ve online platformlarda satışa sunulacak. 5G özellikli Neo 5G modeli, faturaya ek 12 ay teklifle satın alınabilecek.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:
“Vodafone olarak, müşterilerimize en yeni ve en ileri teknolojileri sunmaya devam ediyoruz. nubia ile yaptığımız iş birliğiyle, en yeni akıllı telefonlarını müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz. V50 Design ve Neo 5G’nin müşterilerimizin dijital yaşam tarzlarını önemli ölçüde geliştireceğine inanıyoruz. 5G’ye hazırlanmanın önemli bir koşulu da müşterilerimizin 5G uyumlu cihaza sahip olması. nubia iş birliğiyle, bu yeni teknolojiyi kullanmak isteyen müşterilerimiz için uygun fiyatlı cihaz alternatifi sunuyoruz. Özellikle 5G özellikli NEO 5G modelini faturaya ek 12 ay teklifle sunuyoruz. Bu uygun fiyatlı cihazla 5G özellikli cihaz portföyümüzü genişletiyoruz.”
ZTE Mobil Cihazlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Jiade Zhu ise şöyle konuştu:
“Bu önemli lansman için Vodafone Türkiye ile iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yeni modellerimiz V50 Design ve Neo 5G nubia’nın inovasyonun sınırlarını zorlama konusundaki kararlılığını yansıtıyor. Estetiği ve yüksek performansı bir araya getiren yenilikçi akıllı telefonlar sunuyoruz.”
Her biri farklı tüketici ihtiyacını karşılıyor
nubia’nın inovasyonlarını yansıtan modellerin her biri farklı tüketici ihtiyacını karşılıyor. V50 Design, şıklık ve işlevselliği bir araya getiren bir telefon arayışında olan kullanıcılar için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. Neo 5G ise oyun severler için üstün bağlantı seçenekleri ve yüksek hız sunarken üst düzey bir oyun deneyimi ve özellikleri içeriyor.
nubia Neo 5G
En son teknolojileri etkileyici bir tasarımla bir araya getiren nubia Neo 5G, olağanüstü performansıyla dikkat çekiyor. Gücünü 2.7 GHz UNISOC T820 işlemciden alan cihaz, kullanıcılara akıcı ve etkileyici bir oyun performansı sunuyor. Neo 5G, kesintisiz bağlantı için akıllı anahtarlama özelliğine sahip Çift SIM 5G desteğiyle kullanıcıların daha hızlı indirme, daha düşük gecikme süresi ve kesintisiz çok oyunculu oyun deneyiminin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Ayırt edici sarı göz desenine sahip Phantom Black renginde sunulan fütüristik Mecha tasarımı, şık ve gizemli bir estetik katıyor ve nubia Neo 5G’yi yalnızca bir güç merkezi değil aynı zamanda görsel bir şölen haline getiriyor.
nubia V50 Design
Modern ve şık tasarımıyla dikkat çeken nubia V50 Design’ın 6.6 inçlik FHD+ ekranı, kullanıcıya canlı ve net görüntüler sunarken, 50 MP yapay zekâ destekli ana kamerası, profesyonel kalitede fotoğraflar çekme imkânı sağlıyor. Güçlü sekiz çekirdekli işlemcisi, hızlı ve kesintisiz bir performans sunuyor ve 5000 mAh kapasitesindeki bataryasıyla uzun süreli kullanım vaat ediyor. Parmak izi okuyucu ve yüz tanıma gibi güvenlik özellikleriyle de dikkat çeken nubia V50 Design, kullanıcılarına hem güvenliği hem de konforu bir arada sunuyor.
Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, pazar lideri portföyünü kompakt ve güvenli bir A4 masaüstü tarayıcı olan yeni imageFORMULA DR-S350NW ile genişletiyor. Hız, verimlilik ve kalite göz önünde bulundurularak tasarlanan bu tarayıcı; eğitim, hukuk, sağlık sektörleri ve küçük ofisler dahil olmak üzere her tür ve ölçekten işletmeye uygunluğuyla ön plana çıkıyor.
Canon imageFORMULA DR-S350NW
Canon’un web ortamındaki yerleşik uygulaması CaptureOnTouch Lite Web ile kullanıcıların hızlı ve kolay bir şekilde bağlanmasını mümkün kılıyor; bilgisayar veya mobil web tarayıcısı kullanarak doğrudan tarama yapabiliyor. Ayrıca doğrudan iş tarama işlevi sayesinde, önceden yapılandırılmış tarama iş akışının parçası olan belgeleri bizzat tarayıcıda işleyerek paylaşılan klasörler, Teams, e-posta ve FTP sunucuları gibi çeşitli çıktı hedeflerine gönderebiliyor.
Tarayıcı, 4,3 inçlik büyük bir renkli LCD dokunmatik panel ekran donanımı ve özelleştirilebilir menüsüyle kullanıcılara tarama işlerini düzenleyip kontrol edebilme imkânı sunarken taranan görüntülerin doğrudan ön izlemesini de yaparak kalite kontrol aşamasını hızlı ve kolay bir şekilde tamamlıyor. Yeni imageFORMULA DR-S350NWayrıca USB, LAN ve WiFi arayüzleri ile esnek bağlantı seçenekleri sunuyor; hem 2,5 GHz hem de 5 GHz Wi-Fi frekansları ile uyumlu içerisinde çalışıyor.
imageFORMULA DR-S350NW, güçlü şifreleme ve hassas bilgilerin siber tehditlere karşı korunmasını sağlayan en son WPA3 standartlarına da uyum sağlıyor. Tarayıcı ayrıca, kullanıcı erişim kısıtlama kontrolleri ve belge şifreleme teknolojisi gibi çeşitli geliştirilmiş güvenlik özelliklerini içermesiyle paylaşılan çalışma ortamlarında bile bilgileri cihazdan geçerken koruyor.
Canon Europe Dijital Baskı ve Çözümler Pazarlama ve İnovasyon Başkan Yardımcısı Marc Bory: “Günümüzün hibrit çalışma dünyası birçok işletme için zorlukları beraberinde getiriyor. Çalışanlar hala belgelere hızlı bir şekilde erişmeye ihtiyaç duyuyor ve optimum iş birliği için bilgilerin verimli bir şekilde paylaşılması gerekiyor. Bu ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanan yeni imageFORMULA DR-S350NW, güvenli ve verimli özellikleriyle hem küçük ofisleri hem de nerede çalışıyor olurlarsa olsunlar büyük kuruluşların çalışanlarını desteklemek için ideal bir seçenek oluyor” dedi.
İlk cep telefonu aramasının üzerinden elli yıl geçti ve cebimizde taşıdığımız teknoloji, dünyanın en büyük deprem algılama sisteminin yaratılmasına yardımcı oluyor…
25 Ekim 2022’de, 5.1 büyüklüğünde bir deprem Kaliforniya’nın Körfez Bölgesi’ni sarstı . Neyse ki, şiddetli bir sarsıntıdan çok bir sarsıntıydı , ancak bölgedeki sakinlerden gelen raporlar, bunu hissedenlerden Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırması’na (USGS) akın etti. Herhangi bir hasar bildirilmedi, ancak deprem başka bir şekilde önemliydi – bölgedeki birçok kişi sarsıntı başlamadan önce telefonlarına uyarılar aldı.
Benzer uyarılar, 6 Ağustos 2024 akşamı Bakersfield şehrinin hemen güneyinde merkezlenen 5.2 büyüklüğündeki depremden önce Güney Kaliforniya sakinlerine 30 saniyeye kadar uyarı vermişti.
Daha da önemlisi, bu telefonların birçoğu depremi ilk etapta tespit etmeye de yardımcı oldu. Google, USGS ve Kaliforniya’daki birçok üniversitedeki akademisyenlerle birlikte, sarsıntılar gelmeden birkaç saniye önce kullanıcıları uyaran bir erken uyarı sistemi geliştirmek için çalışıyor . Bu kısa bir uyarı penceresidir, ancak birkaç saniye bir masa veya sıranın altına sığınmak için yeterli zaman sağlayabilir. Ayrıca trenleri yavaşlatmak, uçakların kalkışını veya inişini durdurmak ve arabaların köprülere veya tünellere girmesini önlemek için de yeterli zaman olabilir. Bu nedenle, bu sistemin daha güçlü depremler olduğunda hayat kurtarması muhtemeldir.
İki kaynaktan veri kullanır. Başlangıçta sistem, USGS, California Teknoloji Enstitüsü ve California Üniversitesi Berkeley ve eyalet hükümetindeki sismologlar tarafından eyalet genelinde kurulan 700 sismometreden (yer sarsıntılarını tespit eden cihazlar) oluşan bir ağa dayanıyordu. (Diğer iki ABD eyaletindeki -Oregon ve Washington- sismometreler de ShakeAlert olarak bilinen sisteme veri sağlıyor.) Ancak Google ayrıca halkın sahip olduğu telefonlar aracılığıyla dünyanın en büyük deprem tespit ağını da oluşturuyor.
Google’ın Android işletim sistemini çalıştıran çoğu akıllı telefonda yerleşik ivmeölçerler bulunur; bu, bir telefonun hareket ettirildiğini algılayan devredir. Bunlar genellikle telefona örneğin eğildiğinde ekranını dikeyden yatay moda yeniden yönlendirmesini söylemek için kullanılır ve ayrıca Google’ın yerleşik fitness izleyicisi için adım sayısı hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
Deprem uyarıları nasıl etkinleştirilir?
Android işletim sistemli telefonlarda deprem uyarılarını açma ayarları telefonunuzun Ayarlar uygulamasının Güvenlik ve Acil Durum bölümünde bulunabilir. Sistem, wi-fi veya mobil veri üzerinden internet erişimi gerektirir. Japonya’da yaşayan iPhone sahipleri ayrıca cihaz ayarlarının bildirimler bölümünden Acil Durum Uyarılarını açabilir. Ancak, sensörler şaşırtıcı derecede hassastır ve aynı zamanda mini bir sismometre gibi de davranabilir.
Google, kullanıcıların cihazlarının bir depremin Birincil (P) dalgalarının karakteristiği olan titreşimleri algılaması durumunda telefonlarının Android Deprem Uyarıları Sistemi’ne otomatik olarak veri göndermesine izin veren bir işlev tanıttı. Sistem, binlerce hatta milyonlarca başka telefondan gelen verileri birleştirerek bir depremin olup olmadığını ve nerede olduğunu belirleyebilir. Daha sonra sismik dalgaların çarpma olasılığının yüksek olduğu bölgedeki telefonlara uyarılar göndererek erken uyarı verebilir.
Ayrıca, radyo sinyalleri sismik dalgalardan daha hızlı yayıldığı için uyarılar, merkez üssünden uzak bölgelerde sarsıntı başlamadan önce ulaşabiliyor.
Android’de yazılım mühendisi olan Marc Stogaitis bunu şöyle ifade ediyor : “Esasında ışık hızıyla (ki bu da bir telefondan gelen sinyallerin seyahat ettiği hıza yakın bir hızdır) bir depremin hızıyla yarışıyoruz. Ve bizim için şanslıyız ki ışık hızı çok daha hızlı!”
Verilerin çoğu kalabalık kaynaklı olduğundan, teknoloji pahalı sismometrelerin kapsamlı ağlarının olmadığı bölgelerde depremleri izleme olasılığını ortaya çıkarıyor. Bu, dünyanın en uzak ve daha fakir bölgelerinde bile deprem uyarıları sağlama olasılığını artırıyor.
Depremler, günde 100’e kadar küçük depremin yaşandığı Kaliforniya’da sıklıkla meydana gelir Ekim 2022’de Google mühendisleri, sismik dalgaların merkez üssünden dışarıya doğru hareket etmesiyle birlikte San Francisco Körfez Bölgesi’ndeki telefonların deprem tespit verileriyle aydınlandığını gördüler.
Sistem artık bu sarsıntıları düzenli olarak alıyor ve bunlar USGS’nin ShakeAlert’i tarafından önemli eşikleri geçtiklerinde uyarı olarak yayınlanıyor ve etkilenme olasılığı olan bölgelerdeki kullanıcıların cep telefonlarına mesajlar gönderiliyor. Uyarılar Android telefonlarda alınabilse de, Kaliforniya, Oregon ve Washington’daki kişiler Berkeley Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilen MyShake Uygulamasını da kullanabilir . Bu da hareketsiz olduklarında kullanıcıların cep telefonlarını deprem dedektörlerine dönüştürüyor ve telefonun konumuna göre uyarılar gönderiyor.
Depremler, günde 100’e kadar küçük depremin yaşandığı Kaliforniya’da yaygın bir olaydır . Bunların çoğu hissedilemeyecek kadar küçüktür. Ancak, Kaliforniya’da her yıl genellikle birkaç büyük deprem olur ve bunların yaklaşık 15-20’si 4.0’ın üzerindedir.
Dünya genelinde kullanımda olduğu tahmin edilen 16 milyar cep telefonundan üç milyardan fazlası Android işletim sistemine sahip ve Deprem Uyarı Sistemi artık depremlere karşı özellikle hassas olan 90’dan fazla ülkede kullanılabiliyor.
Ancak sistemin, özellikle telefon kullanıcılarının az olduğu uzak bölgelerde ve tsunamileri tetikleyebilecekleri açık deniz depremlerinde sınırlamaları vardır. Ve birkaç saniye önceden uyarılar vermeye yardımcı olabilse de, depremleri olmadan önce tahmin etme bilimi her zamanki gibi belirsizliğini korumaktadır.
Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş