Bizimle iletişim kur

Yaşam

Kadın Hastalıklarında Erken Teşhisin Önemi Nedir?

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Kadın hastalıklarında erken teşhis ve tedavi hayat kurtarıyor. Ancak geç kalındığında tedavisi oldukça güçleşen ciddi hastalıkların belirtileri kadınlar tarafından ‘strestendir’ veya ‘önemli bir sorun yoktur’ düşüncesiyle göz ardı edilebiliyor. Oysa dikkate alınmayan adet düzensizliği, ara kanamalar ve sık idrara çıkma gibi belirtiler ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor…

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları, “Kadınların herhangi bir yakınmalarında hekimlerine başvurmaları çok önemlidir. Zira, erken tanı ve tedavi sayesinde pek çok hastalık daha ciddi sağlık problemlerine yol açmadan tedavi edilebilir. En önemlisi ise hiçbir yakınması olmasa bile kadınların 21 yaşından itibaren her yıl düzenli jinekolojik muayenelerini ihmal etmemeleridir. Örneğin, smear testi sayesinde hücresel değişimler rahim ağzı kanserine dönüşmeden tedavi edilebilir. Ayrıca yine düzenli kontrollerini yaptıran kadınlar, genelde belirti vermeden ilerleyen yumurtalık kanserine karşı önemli avantajlar elde edebilirler” diyor. Uzmanlar, kadınların mutlaka hekime başvurmaları gereken 7 sinyali anlattı; önemli uyarılarda bulundu.

Adet düzensizliği ve ara kanamalar

Adet düzensizliği asla ihmal edilmemesi gereken önemli belirtilerden. En sık aşırı stres veya egzersiz, hızlı kilo alıp–verme, polikistik over sendromu (PCOS), tiroit veya prolaktin hormonu problemlerinden kaynaklanıyor. Uzmanlar, “Ayrıca aşırı ve yoğun miktarda görülen uzun süreli adet kanamalarında mutlaka jinekolojik değerlendirme yapılması gerektiğine işaret ederek, “Yoğun adet kanamaları endometrial polip, miyom, rahim duvarı kalınlaşması, rahim ağzı ve endometrium kanserinin önemli bir belirtisi olabilir” diye konuşuyor.

Reklam

Kasık ağrısı, karında şişlik

Kasık ağrısı; enfeksiyonlar, miyomlar, yumurtalık kistleri ve endometriozise işaret edebiliyor. Ağrıya vajinal akıntı eşlik ediyorsa pelvik enfeksiyonu açısından değerlendirmek önem taşıyor. Antibiyotik tedavisine rağmen ateş, şiddetli karın ve bel ağrısı oluşursa; rahim, yumurtalık ile tubaların enfeksiyonu ve abse açısından ileri tetkik gerekebiliyor. Uzmanlar, kadınlarda gelişen kasık ağrısına endometriozis hastalığının da neden olabileceğine dikat çekerek, “Endometriozis rahim içini kaplayan dokunun rahim dışında, endometrioma (çikolata kisti) ise endometriozisin yumurtalıklarda olmasıdır” diyor. Kasık ağrısına adet gecikmesi eşlik ediyorsa altta yatan etkenin dış gebelik olabileceğini vurgulayan uzmanlar, “Eğer karın ağrısı ve karında şişlik belirtilerine kilo kaybı da eşlik ediyorsa hasta yumurtalık kanseri açısından tetkik edilir. Yumurtalık kanseri genelde ileri evrede belirti verdiği için yıllık jinekolojik muayeneler, erken tanı ve tedavide büyük önem taşır” diyor.

Genital siğiller

Genital bölgede kabarık ve genellikle deri renginde olan lezyonlar ‘genital siğil’ olabiliyor. Değişik görünümde, renkte ve çeşitli yaygınlıkta görülen bu siğiller en sık Human Papilloma Virüsü’nden (HPV) kaynaklanıyor. Uzmanlar, siğillerin çoğunlukla şikayet oluşturmadıklarını ve nadiren kaşıntıya yol açabildiklerini belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Siğillerin yüzde 90’ından sorumlu olan HPV tip 6 ve 11 rahim ağzı kanseri açısından düşük risk grubunda yer alır. Ancak diğer alt grupların da eşlik edebilmesi nedeniyle rahim ağzı kanseri tarama testlerinin mutlaka yapılması gerekir”

Cinsel ilişki sonrasında kanama

Reklam

Cinsel ilişki sonrasında oluşan vajinal kanama; vajinal enfeksiyonlar, rahim ağzında oluşan polipler, çok daha önemlisi rahim ağzı kanseri lezyonlarına bağlı görülebiliyor. Rahim ağzı kanserine en sık yol açan etkenin genellikle cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virüsü (HPV) olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “Bu virüs cinsel ilişki sonrasında vajinal kanamayla da kendini belli edebilir, ancak hastalığın erken dönemlerinde şikayet vermeyebilir. Bu nedenle jinekolojik muayene esnasında yapılan Smear – HPV testleri büyük önem taşır. Tarama testleri (Smear -HPV testleri) ile kanser öncüsü lezyonlar tespit edilebilir. Erken tanı ve doğru tedaviyle rahim ağzı kanserinin gelişimi önlenebilir” bilgisini veriyor.

Vajnal akıntı

Fizyolojik vajinal akıntı kokusuz, şeffaf ve renksiz oluyor. Vajina florasında birtakım yararlı mikroorganizmalar baskındır. Çeşitli sebeplerle flora dengesinin bozulması vajinal akıntıda değişikliklere yol açabiliyor. Vajinal akıntı sarı ya da yeşil renkli ve kötü kokulu ise buna kasık veya bel ağrısı ile kaşıntı şikayetleri eşlik ediyorsa, nedeni enfeksiyon olabiliyor. Gonore, klamidya, üroplazma veya mikroplazma gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların varlığında eşlere antibiyotik tedavisi planlanıyor.

Menopoz döneminde kanama

Son adet tarihinden bir yıl sonra görülen vajinal kanamalarda mutlaka hekime başvurulmalı. Zira bu kanamalar; vajinal kuruluğa bağlı olarak vajinal atrofi kanamaları, endometrial hiperplaziler (rahim iç zarının kalınlaşması), rahim ağzı ya da endometrium kaynaklı polipler, miyomlar, dahası rahim ağzı ve endometrium kanserlerinin habercisi olabiliyor. Uzmanlar, bu nedenle menopozda gelişen kanamaların mutlaka önemsenmesi gerektiği uyarısında bulunarak, “Bu kanamalarda jinekolojik muayenenin yanı sıra rahim ağzı kanseri tarama testleri ve ultrasonografi yöntemlerine başvurulur. Rahim içi zarının kalın olduğu tespit edilirse, endometrial biyopsi seçenekleri değerlendirilmeli ve patoloji incelemesi yapılmalıdır” diyor.

Reklam

Sık idrara çıkma

Kadınlarda sık idrara çıkma sorunu çeşitli sağlık durumlarından kaynaklanabiliyor. En yaygın sebepler arasında idrar yolu enfeksiyonları, üriner inkontinans ve bazı kronik durumlar yer alıyor. İdrar yolu enfeksiyonları, bakterilerin üriner sisteme girmesi ve enfeksiyona yol açmasıyla karakterizedir. Bu durum, sık idrara çıkma, yanma hissi ve idrar yaparken acı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Üriner inkontinans ise idrar kesesinin kontrolünün kısmen veya tamamen kaybedilmesi durumudur ve sık idrara çıkma, idrar kaçırma ile ani idrar ihtiyacı gibi semptomlarla ortaya çıkıyor.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Yazın Kalbi Tehdit Eden Yanlışlar Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Aşırı sıcaklarda kalp krizi artıyor!
Sıcak hava ilaç dozunuzu da etkiliyor!
Sağlıklı bir yaz için önemli öneriler!
Açık alanlarda bu hatalara düşmeyin!

Aşırı sıcakların ve nemin adeta nefes aldırmadığı yaz günlerinde özellikle kalp hastalarının çok daha dikkatli olması gerekiyor. Zira vücut yüksek sıcaklıklarda ısısını dengeleyebilmek için daha fazla çalışırken bu durum kalbin iş yükünü artırıp kalp krizine yol açabiliyor. Kardiyoloji Uzmanları; “Yaz aylarında kalp krizi vakalarında artış görülmektedir. Yüksek sıcaklık ve nem, yeterince su tüketilmiyorsa vücudun susuz kalmasına neden olabilir. Bu da kanı daha yoğun hale getirerek kalbin daha fazla çalışmasına sebep olur. Ayrıca, sıcak hava kan damarlarının genişlemesine yol açarak tansiyon düşüklüğüne, baş dönmesine ve bayılmaya neden olabilir. Bu süreçler, kalbin oksijen ihtiyacını artırarak kalp krizini tetikleyebilir” diyorlar. Kalp hastalarının yaz aylarında bazı kurallara dikkat ederek sağlıklı bir yaz mevsimi geçirebileceklerini vurgulayan uzmalar, buna karşın toplumda bazı hatalı davranışların çok sık yapılabildiği ve bunun da kalp sağlığını tehlikeye atabildiği uyarısında bulunuyor. Uzmanlar, yazın kalp sağlığını tehdit eden ve en sık yapılan 4 yanlışı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Yeterince su tüketmemek: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Özellikle bu aşırı sıcaklarda vücutta sıvı dengesini korumak son derece önemlidir. Günde en az 2-2.5 litre su tüketmek, dehidrasyonu (vücudun susuz kalmasını) önlemeye yardımcı olur ve kalp sağlığını korur. Aksi taktirde dehidrasyon, kanın yoğunlaşmasına neden olarak kalbin iş yükünü artırır ve kalp krizine yol açabilir. Bu nedenle, düzenli su tüketimi ihmal edilmemelidir.

Reklam

Açık büfede diyeti göz ardı etmek: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Yaz aylarında ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, sebze, meyve ve lif açısından zengin hafif ve sağlıklı besinler tüketmek kalp sağlığı için son derece önemlidir. Ancak özellikle yaz tatilinde açık büfede sunulan sınırsız yiyecekler ve içecekler nedeniyle diyet göz ardı edilerek tatlı, tuzlu, hamur işi ve şekerli/alkollü içecekler derken tehlikeye davetiye çıkarılabiliyor. Bu nedenle kalp sağlığını tehlikeye atmamak için dikkatli olmak ve ölçüyü kaçırmamak büyük önem taşıyor.

İlaç dozlarını ayarlamamak ve sıcağa maruz bırakmak: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Uzmanlar; “Kalp hastalarının pek çoğu ilaçların dozunun yaz aylarında doktor tarafından düzenlenmesi gerektiğini bilmiyor. Oysa yüksek sıcaklıklar, ilaçların etkinliğini azaltabiliyor ve kalp sağlığını riske atabiliyor. Bu nedenle mutlaka ilaçların doktor kontrolünde yaz şartlarına göre düzenlenmesi, ayrıca uygun koşullarda yani serin ve kuru yerlerde saklanması büyük önem taşımaktadır” diyor.

Yoğun fiziksel aktivite yapmak: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Sıcak havalarda aşırı efor sarf etmek, kalp üzerinde aşırı baskı oluşturur ve kalp krizini tetikleyebilir. Bu nedenle aşırı efordan ve direkt güneş ışınlarından kaçınmak, serin yerlerde bulunmak, egzersizi sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde yapmak hayati önem taşır. Bu kurallara dikkat edilerek vücut ısısı kontrol altında tutulabilir ve kalp üzerinde oluşan stres azaltılarak kalp sağlığı desteklenebilir.

Reklam
Devamını Okuyun

Yaşam

Kronik Böbrek Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Kronik böbrek hastalığı böbrek fonksiyonlarının kademeli olarak kaybedildiği uzun süreli bir durumdur. Böbreklerin kanı filtreleme kapasitesinin azaldığı hastalık olan kronik böbrek hastalığının başlıca nedenleri şunlar olabilir:

Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu

Kronik böbrek hastalığı (KBH) ülkemizde ve dünyada sıklığı giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına rağmen hastalık farkındalığı tüm dünyada düşüktür. Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bir çalışmada ciddi KBH olan hastalarda bile farkındalık %10’ un altında olarak saptanmıştır. Bu nedenle birçok hastada hastalık ilerlemekte ve diyaliz ya da böbrek nakli gibi tedavilere ihtiyaç gelişmektedir.

Reklam

Böbrek Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

KBH tanısı üç aydan daha uzun süre devam eden böbrek fonksiyon testlerinde anormallikler olması ile konur. Böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kanda kreatinin değeri ölçülür ve çeşitli formüller ile böbrek çalışma değeri hesaplanır. Bu çalışma hızı üç ay veya daha uzun süre 60 ml/dk dan düşük ise KBH tanısı konur. Yine üç aydan uzun süre devam eden idrar tetkikinde anormallikler, protein kaçağı olması, ultrasonografik veya histopatolojik değişikliklerin saptanması ile de KBH tanısı konur. KBH’de erken evrelerden itibaren, başlıca kardiyovasküler nedenlere bağlı olarak ölüm riski artmıştır ve hastalık ilerledikçe bu artış daha da belirginleşmektedir. Erken dönem tanı konulması hasta sağlığı için çok önemlidir.

Araştırmalara Göre 7 Erişkinden Birinde KBH Görülüyor

Ülkemizde 2012 de yapılan bir çalışmada her 7 erişkinden birinde KBH olduğu bulunmuştur. Diyabet, hipertansiyon, böbrek taşı olanlar ve ailede böbrek hastalığı öyküsü olanların KBH gelişimi açısından riskli bireylerdir. Özellikle yüksek riskli bireylerin hastalığını önlemek ve erken tanı ve tedavi ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, komplikasyonlarını kontrol altına almak önemlidir.

Reklam
Devamını Okuyun

Yaşam

İnsülin Direncini Dengede Tutmanın Yolları Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Kendinizi sürekli yorgun hissediyor, yemek sonrası koltukta uyuyakalıyor, gün içerisinde iştahınız bir açılıyor bir kapanıyor, başınızın ağrısından mı yakınıyorsunuz? Bu tür şikayetlerinizin altında insülin direnci sorunu yatıyor olabilir…

İç Hastalıkları Uzmanları; “İnsülin direncinin görülme sıklığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda hızlı artış gösteriyor. Özellikle genç yaşlarda da artık insülin direnci sorunu ile çok sık karşılaşıyoruz. Bunun altında yatan temel etkenler ise sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik. İnsülin direnci olan kişilerde kan şekerini dengede tutmak için salgılanması gereken insülin miktarı artar. Bu artış vücutta enflamasyona yol açar ve zaman içinde Tip 2 diyabet dediğimiz ciddi hastalığa evrilebilir. Ayrıca bu kişilerde kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon ve damar tıkanıklığı gibi hastalıklar da daha sık görülmektedir” diyor. Günlük yaşam alışkanlıklarında yapılacak bazı basit değişikliklerle önemli bir fayda sağlanabileceğini belirten uzmanlar, insülin direncini dengede tutmak için alınması gereken 6 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Kahvaltıda protein tüketin

Reklam

Günün ilk öğünü olan kahvaltıyı kesinlikle poğaça, börek ve simit gibi karbonhidrat yüklü hamur işleriyle değil; protein, yağ ve karbonhidrat açısından dengeli şekilde besinlerle yapın. Özellikle protein ve lif açısından zengin ve düşük glisemik indeksli bir öğün yapmak gün içerisinde iştah kontrolüne yardımcı olur.

Yemekten sonra 15 dakika yürüyün

Gün içerisinde hareket miktarınızı artırın. Özellike masa başı çalışıyorsanız; mutlaka arada bir düzenli olarak kalkıp ofis içinde yürüyün. Öğle tatilinde dışarıda kısa da olsa yürüyüş yapın. Örneğin; öğün sonrası yapılan 15 dakikalık kısa yürüyüşler bile yemekle vücuda alınan besinlerin hücresel düzeyde enerji olarak kullanımına olanak sağlar, böylece insülin salgısını azaltır.

Yemeğe salata veya sebze ile başlayın

Yemeğe salata/sebze yiyerek başlamak lif alımınızı artırarak ardından gelen besinlerin oluşturacağı kan şekeri yükseltici etkiyi azaltır, böylece insülin salgınızın dengede olmasına yardımcı olur. Ayrıca lif alımı tokluk süresini de uzatacağı için gün içerisindeki kan şekeri ve insülin dalgalanmalarını azaltır. İştah kontrolüne yardımcı olur.

Reklam

Çok sık atıştırmayın

Uzmanlar, “Gün içerisinde çok sık atıştırmak, öğün aralarında sık sık ara öğün yapmak insülin direnci olan kişilerde istediğimiz bir beslenme şekli değildir. İnsülin direncinde amacımız vücuda olabildiğinde az insülin salgılatmaktır. Dolayısıyla eğer yaşam tarzınız, yaşınız ve sağlık durumunuz elverişli ise beslenme uzmanı eşliğinde olmak şartıyla ‘aralıklı oruç’ deneyebilirsiniz.

Aç karnına tatlı yemeyin

Tatlı tüketirken dikkatli olun. Şerbetli, hamurlu ve yağda kızartılan tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin. Yemekten önce tatlı tüketmekten kaçının. Küçük porsiyonlarda ve yemek sonrası tüketmek, aç karnına tatlı tüketmekten daha az insülin salgısına neden olacaktır.

Düzenli egzersiz yapın

Reklam

İnsülin direnci olan kişiler mutlaka her gün düzenli olarak egzersiz yapmalıdır. Egzersiz hücrelerin insüline karşı hassas olmasına yardımcı olur. Haftada en az üç gün mutlaka bir saat tempolu yürümeye çalışın.

Devamını Okuyun

Yaşam

Haluk Levent’in Adını Taşıyan “HALUK Token” Bitexen’de Ön Satışa Çıktı

Türkiye’nin kolay, güvenilir ve hızlı dijital varlık alım-satım platformu Bitexen, müzisyenliğinin yanı sıra yaptığı yardımlarla toplumda önemli bir figür haline gelen, Türkiye’nin en güvenilir insanları listesinde uzun yıllardır ilk sırada yer alan Haluk Levent ile büyük bir iş birliğine imza attı. HALUK Token Bitexen’de 1 Temmuz Pazartesi günü ön satışa çıktı. Token aracılığıyla elde edilecek gelirlerin Haluk Levent ve ekibinin yapacağı yardımlara kaynak oluşturması hedefleniyor…

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Türkiye’nin kolay, güvenilir ve hızlı dijital varlık alım-satım platformu Bitexen, müzisyenliğinin yanı sıra yaptığı yardımlarla toplumda önemli bir figür haline gelen, Türkiye’nin en güvenilir insanları listesinde uzun yıllardır ilk sırada yer alan Haluk Levent ile büyük bir iş birliğine imza attı. HALUK Token Bitexen’de 1 Temmuz Pazartesi günü ön satışa çıktı. Token aracılığıyla elde edilecek gelirlerin Haluk Levent ve ekibinin yapacağı yardımlara kaynak oluşturması hedefleniyor…

Rock müziğin başarılı ve sevilen ismi, aynı zamanda Ahbap Derneği Başkanı Haluk Levent; Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine sahip dijital varlık alım-satım platformu Bitexen ile iş birliği yapıyor. Bu kapsamda Bitexen ve Bitexen Global’de ön satışa çıkan HALUK Token kullanıcılara sunuldu. 1 Temmuz 13:00 itibarıyla ön satışa sunulan HALUK Token, 10 milyar adet ve 0.05 TL değerinde arz edildi. Gelirleri sosyal fayda amaçlı kullanılacak olan token’ın fiyatının, giriş tutarının altına düşmeyecek şekilde değerlenmesi için maksimum efor ile çalışmalar sürdürülecek. Yakın bir zamanda listelenmesi planlanan token aynı zamanda Haluk Levent hayranlarına da konserlere katılma, Haluk Levent ile birebir tanışma fırsatı, özel ürünler için açılacak açık artırmalara katılma şansı gibi oldukça özel ayrıcalıklar sağlayacak. İlerleyen süreçte Haluk Levent adına çıkarılacak NFT koleksiyonlarının alımında da HALUK Token kullanılacak. Bunun yanında Haluk Levent ve Ahbap Derneği ile de birçok proje ve yardım kampanyalarının da HALUK Token aracılığı ile yapılması planlamalar arasında.

Bitexen Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem: Haluk Levent ile uzun soluklu bir yola çıkıyoruz…

Reklam

Bitexen’in topluma fayda sağlamayı önemsediğini ve bu nedenle sosyal faydaları yeni teknolojilerle harmanlama hedeflerini vurgulayan Bitexen Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem, “Türkiye’nin en güçlü kripto para borsalarından biri olarak, teknolojiye dayalı yenilikçi yaklaşımımız sayesinde bugüne kadar pek çok proje token’ının ön satışına aracılık ettik. Haluk Levent gibi Türkiye’nin en güvenilir isimlerinin yıllardır ilk sırasında olan biri ile bunlara bir yenisini eklemenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde Haluk Levent’le birlikte farklı kampanya ve projelere de hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Haluk Levent: Bütün taraflara yarar sağlayacak bir projeyi hayat geçiriyoruz…

Bitexen ile iş birliği yapmaktan keyif duyduğunu belirten Haluk Levent, “Bitexen aracılığıyla ön satışa çıkan HALUK Token, afet gibi toplumun acil yardıma ihtiyaç duyduğu durumlar için kaynak oluşturacak. Ön satışlardan elde edilecek gelirin tamamını ileride oluşabilecek yardımlar için kullanmak hedefi ile sistemde tutacağız. Böylece hem kaynak yaratmak için her zaman hazır durumda olunacak hem de token’ı destekleyerek yatırımcılarına da fayda sağlayacağız. Hem yatırımcıların hem de yardımseverlerin yüzünü güldürecek olan bu token’ı Bitexen ile birlikte ön satışa sunduğumuz için ve ilk görüşmelere başladığımız günden beri gösterdikleri profesyonelce yaklaşım için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Onlarla birlikte olduğum için gönlüm çok rahat” dedi.

Reklam
Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar