Bizimle iletişim kur

Yaşam

Karaciğer Yağlanmasına Karşı Etkili 5 Yöntem

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Son yıllarda gerek sağlıksız beslenme gerekse hareketsiz yaşam tarzı derken karaciğer yağlanması sorunu yaşayanların sayısı hızla artıyor…

Gastroenteroloji Uzmanları,, yanlış yaşam alışkanlıkları nedeniyle günümüzde karaciğer yağlanmasının artık genç yaşlarda da sık görülür hale geldiğini belirterek “Türk Gastroenteroloji Derneği’nin çalışmasına göre; ülkemizde her 10 kişiden 6’sında karaciğer yağlanması sorunu bulunmaktadır. Karaciğer yağlanması, özellikle ilk aşamalarda genellikle ciddi belirtiler göstermezken, bu durum zamanla karaciğerde iltihaplanmaya ve hücre hasarına neden olarak karaciğerin işlevlerini önemli ölçüde bozup siroz veya karaciğer kanserine yol açabilir” diyor. Uzmanlar, karaciğer yağlanmasına yol açan etkenleri ve alınması gereken önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Sağlıklı beslenin

Modern diyetlerde işlenmiş gıdaların ve yüksek fruktoz içeren besinlerin tüketiminin artması, karaciğer yağlanmasına yol açabilir ve insülin direncini artırabilir. Diyetinizi işlenmiş gıdalardan, yüksek fruktoz içeren şekerlerden ve doymuş yağlardan uzak tutun. Akdeniz diyeti gibi zeytinyağı, balık, sebze ve meyve ağırlıklı diyetler tercih edilebilir.

Reklam

Düzenli egzersiz yapın

Yapılan bilimsel çalışmalar; hareketsiz yaşam tarzı ve düşük fiziksel aktivite düzeylerinin karaciğer yağlanmasına yol açan etkenler arasında önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Düzenli şekilde haftada birkaç kez yapılan orta düzeyde egzersiz, yağ yakımını artırarak genel sağlık durumunu iyileştirir ve karaciğer sağlığını korumaya da yardımcı olur.

İdeal kilonuzu koruyun

Türkiye’de obezite oranının son yıllarda artması, karaciğer yağlanması vakalarının artmasında büyük bir etken olmuştur. Obezite ve aşırı kilo, karaciğer yağlanmasının en yaygın nedenlerinden biridir. Fazla kilo, karaciğerde yağ birikimini artırarak zamanla karaciğer sağlığını bozabilir. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek fazla kilolarınızdan kurtulun.

Alkolden kaçının

Reklam

Alkol tüketiminin karaciğer üzerindeki etkileri kişiden kişiye değişirken, bazı kişiler alkol metabolizmasında genetik farklılıklar nedeniyle karaciğer hasarına daha yatkın olabiliyor. Bilimsel çalışmalar; kronik ve aşırı alkol tüketiminin karaciğerin normal işlevlerini bozarak karaciğerde yağ birikmesine, iltihaplanmaya ve sonrasında siroza neden olabildiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle alkol kaynaklı karaciğer hasarının önlenmesi için, alkol tüketiminin azaltılması veya tamamen bırakılması hayati önem taşımaktadır.

Sağlık kontrollerinizi aksatmayın

Uzmanlar; Tip 2 diyabet ve insülin direnci, karaciğer yağlanması riskini artıran önemli faktörlerdir. Diyabet hastalarında karaciğer yağlanması sıklığının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bazı genetik ve metabolik faktörler, zayıf veya normal kilodaki bireylerde bile karaciğer yağlanmasına yol açabilir. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri, karaciğer fonksiyon testleri, fibroscan (karaciğer hasarını gösterir) gibi tetkikler karaciğer sağlığınızı izlemenize ve olası sorunları erken evrede tespit etmenize yardımcı olabilir, diyorlar.

Reklam

1- Düzensiz beslenme alışkanlıkları
2- İşlenmiş gıdaların tüketimi
3- Alkol tüketimi
4- Fiziksel aktivite azlığı
5- Diyabet hastalığı ve insülin direnci
6- Genetik ve metabolik faktörler
7- Metabolik sendrom

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Yazın Kalbi Tehdit Eden Yanlışlar Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Aşırı sıcaklarda kalp krizi artıyor!
Sıcak hava ilaç dozunuzu da etkiliyor!
Sağlıklı bir yaz için önemli öneriler!
Açık alanlarda bu hatalara düşmeyin!

Aşırı sıcakların ve nemin adeta nefes aldırmadığı yaz günlerinde özellikle kalp hastalarının çok daha dikkatli olması gerekiyor. Zira vücut yüksek sıcaklıklarda ısısını dengeleyebilmek için daha fazla çalışırken bu durum kalbin iş yükünü artırıp kalp krizine yol açabiliyor. Kardiyoloji Uzmanları; “Yaz aylarında kalp krizi vakalarında artış görülmektedir. Yüksek sıcaklık ve nem, yeterince su tüketilmiyorsa vücudun susuz kalmasına neden olabilir. Bu da kanı daha yoğun hale getirerek kalbin daha fazla çalışmasına sebep olur. Ayrıca, sıcak hava kan damarlarının genişlemesine yol açarak tansiyon düşüklüğüne, baş dönmesine ve bayılmaya neden olabilir. Bu süreçler, kalbin oksijen ihtiyacını artırarak kalp krizini tetikleyebilir” diyorlar. Kalp hastalarının yaz aylarında bazı kurallara dikkat ederek sağlıklı bir yaz mevsimi geçirebileceklerini vurgulayan uzmalar, buna karşın toplumda bazı hatalı davranışların çok sık yapılabildiği ve bunun da kalp sağlığını tehlikeye atabildiği uyarısında bulunuyor. Uzmanlar, yazın kalp sağlığını tehdit eden ve en sık yapılan 4 yanlışı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Yeterince su tüketmemek: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Özellikle bu aşırı sıcaklarda vücutta sıvı dengesini korumak son derece önemlidir. Günde en az 2-2.5 litre su tüketmek, dehidrasyonu (vücudun susuz kalmasını) önlemeye yardımcı olur ve kalp sağlığını korur. Aksi taktirde dehidrasyon, kanın yoğunlaşmasına neden olarak kalbin iş yükünü artırır ve kalp krizine yol açabilir. Bu nedenle, düzenli su tüketimi ihmal edilmemelidir.

Reklam

Açık büfede diyeti göz ardı etmek: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Yaz aylarında ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, sebze, meyve ve lif açısından zengin hafif ve sağlıklı besinler tüketmek kalp sağlığı için son derece önemlidir. Ancak özellikle yaz tatilinde açık büfede sunulan sınırsız yiyecekler ve içecekler nedeniyle diyet göz ardı edilerek tatlı, tuzlu, hamur işi ve şekerli/alkollü içecekler derken tehlikeye davetiye çıkarılabiliyor. Bu nedenle kalp sağlığını tehlikeye atmamak için dikkatli olmak ve ölçüyü kaçırmamak büyük önem taşıyor.

İlaç dozlarını ayarlamamak ve sıcağa maruz bırakmak: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Uzmanlar; “Kalp hastalarının pek çoğu ilaçların dozunun yaz aylarında doktor tarafından düzenlenmesi gerektiğini bilmiyor. Oysa yüksek sıcaklıklar, ilaçların etkinliğini azaltabiliyor ve kalp sağlığını riske atabiliyor. Bu nedenle mutlaka ilaçların doktor kontrolünde yaz şartlarına göre düzenlenmesi, ayrıca uygun koşullarda yani serin ve kuru yerlerde saklanması büyük önem taşımaktadır” diyor.

Yoğun fiziksel aktivite yapmak: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Sıcak havalarda aşırı efor sarf etmek, kalp üzerinde aşırı baskı oluşturur ve kalp krizini tetikleyebilir. Bu nedenle aşırı efordan ve direkt güneş ışınlarından kaçınmak, serin yerlerde bulunmak, egzersizi sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde yapmak hayati önem taşır. Bu kurallara dikkat edilerek vücut ısısı kontrol altında tutulabilir ve kalp üzerinde oluşan stres azaltılarak kalp sağlığı desteklenebilir.

Reklam
Devamını Okuyun

Yaşam

Kronik Böbrek Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Kronik böbrek hastalığı böbrek fonksiyonlarının kademeli olarak kaybedildiği uzun süreli bir durumdur. Böbreklerin kanı filtreleme kapasitesinin azaldığı hastalık olan kronik böbrek hastalığının başlıca nedenleri şunlar olabilir:

Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu

Kronik böbrek hastalığı (KBH) ülkemizde ve dünyada sıklığı giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına rağmen hastalık farkındalığı tüm dünyada düşüktür. Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bir çalışmada ciddi KBH olan hastalarda bile farkındalık %10’ un altında olarak saptanmıştır. Bu nedenle birçok hastada hastalık ilerlemekte ve diyaliz ya da böbrek nakli gibi tedavilere ihtiyaç gelişmektedir.

Reklam

Böbrek Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

KBH tanısı üç aydan daha uzun süre devam eden böbrek fonksiyon testlerinde anormallikler olması ile konur. Böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kanda kreatinin değeri ölçülür ve çeşitli formüller ile böbrek çalışma değeri hesaplanır. Bu çalışma hızı üç ay veya daha uzun süre 60 ml/dk dan düşük ise KBH tanısı konur. Yine üç aydan uzun süre devam eden idrar tetkikinde anormallikler, protein kaçağı olması, ultrasonografik veya histopatolojik değişikliklerin saptanması ile de KBH tanısı konur. KBH’de erken evrelerden itibaren, başlıca kardiyovasküler nedenlere bağlı olarak ölüm riski artmıştır ve hastalık ilerledikçe bu artış daha da belirginleşmektedir. Erken dönem tanı konulması hasta sağlığı için çok önemlidir.

Araştırmalara Göre 7 Erişkinden Birinde KBH Görülüyor

Ülkemizde 2012 de yapılan bir çalışmada her 7 erişkinden birinde KBH olduğu bulunmuştur. Diyabet, hipertansiyon, böbrek taşı olanlar ve ailede böbrek hastalığı öyküsü olanların KBH gelişimi açısından riskli bireylerdir. Özellikle yüksek riskli bireylerin hastalığını önlemek ve erken tanı ve tedavi ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, komplikasyonlarını kontrol altına almak önemlidir.

Reklam
Devamını Okuyun

Yaşam

İnsülin Direncini Dengede Tutmanın Yolları Nelerdir?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Kendinizi sürekli yorgun hissediyor, yemek sonrası koltukta uyuyakalıyor, gün içerisinde iştahınız bir açılıyor bir kapanıyor, başınızın ağrısından mı yakınıyorsunuz? Bu tür şikayetlerinizin altında insülin direnci sorunu yatıyor olabilir…

İç Hastalıkları Uzmanları; “İnsülin direncinin görülme sıklığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda hızlı artış gösteriyor. Özellikle genç yaşlarda da artık insülin direnci sorunu ile çok sık karşılaşıyoruz. Bunun altında yatan temel etkenler ise sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik. İnsülin direnci olan kişilerde kan şekerini dengede tutmak için salgılanması gereken insülin miktarı artar. Bu artış vücutta enflamasyona yol açar ve zaman içinde Tip 2 diyabet dediğimiz ciddi hastalığa evrilebilir. Ayrıca bu kişilerde kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon ve damar tıkanıklığı gibi hastalıklar da daha sık görülmektedir” diyor. Günlük yaşam alışkanlıklarında yapılacak bazı basit değişikliklerle önemli bir fayda sağlanabileceğini belirten uzmanlar, insülin direncini dengede tutmak için alınması gereken 6 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Kahvaltıda protein tüketin

Reklam

Günün ilk öğünü olan kahvaltıyı kesinlikle poğaça, börek ve simit gibi karbonhidrat yüklü hamur işleriyle değil; protein, yağ ve karbonhidrat açısından dengeli şekilde besinlerle yapın. Özellikle protein ve lif açısından zengin ve düşük glisemik indeksli bir öğün yapmak gün içerisinde iştah kontrolüne yardımcı olur.

Yemekten sonra 15 dakika yürüyün

Gün içerisinde hareket miktarınızı artırın. Özellike masa başı çalışıyorsanız; mutlaka arada bir düzenli olarak kalkıp ofis içinde yürüyün. Öğle tatilinde dışarıda kısa da olsa yürüyüş yapın. Örneğin; öğün sonrası yapılan 15 dakikalık kısa yürüyüşler bile yemekle vücuda alınan besinlerin hücresel düzeyde enerji olarak kullanımına olanak sağlar, böylece insülin salgısını azaltır.

Yemeğe salata veya sebze ile başlayın

Yemeğe salata/sebze yiyerek başlamak lif alımınızı artırarak ardından gelen besinlerin oluşturacağı kan şekeri yükseltici etkiyi azaltır, böylece insülin salgınızın dengede olmasına yardımcı olur. Ayrıca lif alımı tokluk süresini de uzatacağı için gün içerisindeki kan şekeri ve insülin dalgalanmalarını azaltır. İştah kontrolüne yardımcı olur.

Reklam

Çok sık atıştırmayın

Uzmanlar, “Gün içerisinde çok sık atıştırmak, öğün aralarında sık sık ara öğün yapmak insülin direnci olan kişilerde istediğimiz bir beslenme şekli değildir. İnsülin direncinde amacımız vücuda olabildiğinde az insülin salgılatmaktır. Dolayısıyla eğer yaşam tarzınız, yaşınız ve sağlık durumunuz elverişli ise beslenme uzmanı eşliğinde olmak şartıyla ‘aralıklı oruç’ deneyebilirsiniz.

Aç karnına tatlı yemeyin

Tatlı tüketirken dikkatli olun. Şerbetli, hamurlu ve yağda kızartılan tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin. Yemekten önce tatlı tüketmekten kaçının. Küçük porsiyonlarda ve yemek sonrası tüketmek, aç karnına tatlı tüketmekten daha az insülin salgısına neden olacaktır.

Düzenli egzersiz yapın

Reklam

İnsülin direnci olan kişiler mutlaka her gün düzenli olarak egzersiz yapmalıdır. Egzersiz hücrelerin insüline karşı hassas olmasına yardımcı olur. Haftada en az üç gün mutlaka bir saat tempolu yürümeye çalışın.

Devamını Okuyun

Yaşam

Haluk Levent’in Adını Taşıyan “HALUK Token” Bitexen’de Ön Satışa Çıktı

Türkiye’nin kolay, güvenilir ve hızlı dijital varlık alım-satım platformu Bitexen, müzisyenliğinin yanı sıra yaptığı yardımlarla toplumda önemli bir figür haline gelen, Türkiye’nin en güvenilir insanları listesinde uzun yıllardır ilk sırada yer alan Haluk Levent ile büyük bir iş birliğine imza attı. HALUK Token Bitexen’de 1 Temmuz Pazartesi günü ön satışa çıktı. Token aracılığıyla elde edilecek gelirlerin Haluk Levent ve ekibinin yapacağı yardımlara kaynak oluşturması hedefleniyor…

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Türkiye’nin kolay, güvenilir ve hızlı dijital varlık alım-satım platformu Bitexen, müzisyenliğinin yanı sıra yaptığı yardımlarla toplumda önemli bir figür haline gelen, Türkiye’nin en güvenilir insanları listesinde uzun yıllardır ilk sırada yer alan Haluk Levent ile büyük bir iş birliğine imza attı. HALUK Token Bitexen’de 1 Temmuz Pazartesi günü ön satışa çıktı. Token aracılığıyla elde edilecek gelirlerin Haluk Levent ve ekibinin yapacağı yardımlara kaynak oluşturması hedefleniyor…

Rock müziğin başarılı ve sevilen ismi, aynı zamanda Ahbap Derneği Başkanı Haluk Levent; Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine sahip dijital varlık alım-satım platformu Bitexen ile iş birliği yapıyor. Bu kapsamda Bitexen ve Bitexen Global’de ön satışa çıkan HALUK Token kullanıcılara sunuldu. 1 Temmuz 13:00 itibarıyla ön satışa sunulan HALUK Token, 10 milyar adet ve 0.05 TL değerinde arz edildi. Gelirleri sosyal fayda amaçlı kullanılacak olan token’ın fiyatının, giriş tutarının altına düşmeyecek şekilde değerlenmesi için maksimum efor ile çalışmalar sürdürülecek. Yakın bir zamanda listelenmesi planlanan token aynı zamanda Haluk Levent hayranlarına da konserlere katılma, Haluk Levent ile birebir tanışma fırsatı, özel ürünler için açılacak açık artırmalara katılma şansı gibi oldukça özel ayrıcalıklar sağlayacak. İlerleyen süreçte Haluk Levent adına çıkarılacak NFT koleksiyonlarının alımında da HALUK Token kullanılacak. Bunun yanında Haluk Levent ve Ahbap Derneği ile de birçok proje ve yardım kampanyalarının da HALUK Token aracılığı ile yapılması planlamalar arasında.

Bitexen Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem: Haluk Levent ile uzun soluklu bir yola çıkıyoruz…

Reklam

Bitexen’in topluma fayda sağlamayı önemsediğini ve bu nedenle sosyal faydaları yeni teknolojilerle harmanlama hedeflerini vurgulayan Bitexen Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem, “Türkiye’nin en güçlü kripto para borsalarından biri olarak, teknolojiye dayalı yenilikçi yaklaşımımız sayesinde bugüne kadar pek çok proje token’ının ön satışına aracılık ettik. Haluk Levent gibi Türkiye’nin en güvenilir isimlerinin yıllardır ilk sırasında olan biri ile bunlara bir yenisini eklemenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde Haluk Levent’le birlikte farklı kampanya ve projelere de hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Haluk Levent: Bütün taraflara yarar sağlayacak bir projeyi hayat geçiriyoruz…

Bitexen ile iş birliği yapmaktan keyif duyduğunu belirten Haluk Levent, “Bitexen aracılığıyla ön satışa çıkan HALUK Token, afet gibi toplumun acil yardıma ihtiyaç duyduğu durumlar için kaynak oluşturacak. Ön satışlardan elde edilecek gelirin tamamını ileride oluşabilecek yardımlar için kullanmak hedefi ile sistemde tutacağız. Böylece hem kaynak yaratmak için her zaman hazır durumda olunacak hem de token’ı destekleyerek yatırımcılarına da fayda sağlayacağız. Hem yatırımcıların hem de yardımseverlerin yüzünü güldürecek olan bu token’ı Bitexen ile birlikte ön satışa sunduğumuz için ve ilk görüşmelere başladığımız günden beri gösterdikleri profesyonelce yaklaşım için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Onlarla birlikte olduğum için gönlüm çok rahat” dedi.

Reklam
Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar