Bizimle iletişim kur

Yaşam

Modern Çağda Sağlığı Etkileyen Hatalar Nelerdir?

Günlük işlerimizin telaşında, bir yandan teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin nimetlerinden faydalanırken, diğer yandan modern yaşamın olumsuzluklarına maruz kalabiliyoruz…

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Günlük işlerimizin telaşında, bir yandan teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin nimetlerinden faydalanırken, diğer yandan modern yaşamın olumsuzluklarına maruz kalabiliyoruz. Çoğumuz hasta olmadan doktora gitmiyor, düzenli sağlık kontrollerini de yaptırmıyoruz! Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten uzmanlar, hastalıklara yol açan temel nedenlerin arasında; yaşam tarzı, beslenme, egzersiz, uyku ve toksin maruziyetlerinin önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak “Son yüzyılda beslenmenin değişmesi, hareketsizlik, toksin maruziyetlerinin artması kronik enflamatuar hastalıkların artmasına neden olmuştur” diyor. Uzmanlar, modern çağda sağlığı etkileyen 13 hatayı anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Sağlıksız beslenme

Hazır, katkı maddeli, paketli, sağlıklı liflerden ve yağlardan fakir beslenme vücudun işleyişi için gerekli besin öğelerinin vücuda alınmasını engelleyerek vücudun işleyişini bozuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar; uzun süren vitamin- mineral gibi mikrobesinler eksikliğinin ruh-zihin-beden ilişkisini bozarak hastalıkları davet ettiğini gösteriyor. Uzmanlar; liften zengin mevsim sebze ve meyvelerin, Omega 3, zeytinyağı gibi sağlıklı yağların, yoğurt, turşu ve sirke gibi fermente gıdaların beslenmeye dahil edilmesinin önemini vurguluyor.

Yetersiz su tüketimi

Vücut sağlığı için gerekli günlük sıvı tüketimi herkes için aynı değil. Kişi kilosunu 30-40 ml ile çarparak günde alması gereken sıvı miktarını hesaplayabilir. Her gün yeterli sıvı alımının sağlanmasına ve bunun çoğunun su ile karşılanmasına özen göstermek çok önemli. Zira yeterli su tüketimi hücrelerin işleyişi ve toksinlerin atılabilmesi için de şart. Şekerli içecekler su yerine geçmeyip aksine vücuda zarar veriyor.

Pet şişeden su içmeyin

Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten uzmanlar “Hormon bozucu içeren plastik şişelerden su içilmesi uzun vadede adet düzensizliklerine, erken ergenliğe, erkeklerde jinekomastiye (meme büyümesi) sebep olabileceğinden cam şişeden su içilmeli, plastikten kaçınılmalıdır. Özellikle yaz aylarında sıcak ortamda plastiklerden daha çok xenestrogen salınımı artar. Strech filmlerin sıcak yemeklerin üstüne kapatılmamasına dikkat edilmelidir” diyor.

Hareketsiz yaşam

Yapılan araştırmalar egzersizin; doku oksijenizasyonunu sağlayarak, sinir sistemini desteklediğini, endojen ve endorfin seviyesini olumlu etkileyerek strese ve depresyona karşı koruduğunu, kaslarda enerji üretiminden sorumlu mitokondri sayısını artırdığını gösteriyor. Bu nedenle günlük en az 30-60 dakika tempolu yürümek, haftada 2-3 gün kas çalıştıracak şekilde fitness yapmak ve kas esnekliği için yoga- platesten faydanlanmak önemli.

Aşırı çay-kahve içilmesi

Çay ve kahveyi günlük bir-iki fincandan fazla tüketmemeye özen gösterin. Aşırı tüketim, kafeinin uyarıcı etkisi nedeniyle stresin artmasına neden olurken, diüretik etki nedeniyle idrara sık çıkılmasına, bu sırada da fazlaca magnezyum atılımına neden oluyor. Bu da bedenin işleyişini olumsuz etkiliyor.

Gün ışığından faydalanmamak

Gün ışığı vücudumuzda mutluluk ve uykuyu düzenleyen serotonin ve melatonin hormonunun salınımını destekliyor. Öğlen dik ışıkta UVB ışınlarının hakim olduğu saatlerde kısa süreli güneşlenmek D vitamini yapımına katkı sağlıyor.

Stresi yönetememek

Yapılan bilimsel çalışmalar; aşırı stresin vücudun biyokimyasal ve hormonal işleyişini bozarak kronik hastalık gelişmesine neden olduğunu ortaya koyuyor. Fonksiyonel Tıp çalışmaları yürüten uzmanlar “Stresi yok edemeyiz, üstelik az miktarda ve yönetilebilen stresin faydaları da vardır. Ancak aşırısından kaçınmak, gerekirse stresi yönetmek için uzman desteği almak gereklidir. Stresi yönetmede nefes egzersizleri, doğada yürüyüş, yoga, meditasyon gibi parasempatik sinir sistemini destekleyecek uygulamalar önemli rol oynamaktadır” diyor.

Yetersiz ve kalitesiz uyku

Geç saatlere kadar televizyon karşısında uyanık kalmak, gürültülü ve sesli ortamda uyumak melatonin ve büyüme hormonu salınımını olumsuz etkiliyor. Melatonin en güçlü antioksidan hormonu olduğundan kaliteli ve yeterli uykuya çok önem vermek, mutlaka en geç 23.00’da yatakta olmak ve en az 8 saat deliksiz uyumak büyük fayda sağlıyor.

Toksin maruziyetleri

Dr. Ketene “Pestisidler, xenoöstrojen denilen hormon bozucular (plastik şişeler, kozmetik ürünler) radyasyon, egzos, hava kirliliği, sigara, alkol, içme sularındaki klor ve ağır metaller, yüzme havuzları toksin kaynakları arasında sayılabilir. Toksinlerden uzaklaşmak için gerekli önlemler alınmalıdır. Detoksifikasyondan sorumlu karaciğer fonksiyonları desteklenmeli, kabızlık önlenmeli, yeterli su tüketimine dikkat edilmeli, temiz havada yürüyüş yapılmalıdır” diyor.

Bağırsak flora sağlığının desteklenmemesi

Bağırsak flora sağlığı bozuk olduğunda gıdaların sindirim ve emiliminde sorunlar yaşandığını vurgulayan Dr. Ketene sözlerine şöyle devam ediyor: “Hücrelere düzgün çalışabilmesi için yeterli besin ulaştırılamaz. Uzun süreli besin eksiklikleri psikolojik ve fizyolojik sağlık problemlerine yol açar. Bağırsaklar ve beyin enterik sinir sistemi yoluyla sürekli iletişim halindedir. Mutluluk hormonu serotonin de büyük kısmı bağırsaklarda üretilir. Bu nedenle yararlı bağırsak bakterilerimizi desteklemek için lif oranı zengin bol sebze tüketmek, turşu, yoğurt, sirke gibi fermente gıdaları sofralarımızdan eksik etmemek gerekiyor.”

Uzun süreli mide koruyucu ilaç kullanmak

Sık kullanılan ve mide koruyucu olarak adlandırılan ilaçların uzun süreli kullanımı; mide asit düzeyini azaltıp gıdaların sindirim ve emilimini bozarak vücutta mikro ve makrobesin eksikliklerine yol açıyor. Beslenme tarzı düzeltildiğinde ise bu ilaçlara ihtiyaç azalıyor.

Sağlık kontrollerini ihmal etmek

“Hastalıklar ortaya çıkmadan gerekli önlemleri almak, hastalıkları tedavi etmekten daha kolaydır” diyen uzmanlar, özellikle kadınların yıllık jinekolojik muayene, smear ve meme kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini vurguluyor.

Sosyal hayattan kopmak

Uzmanlar, özellikle toplumumuzda ilerleyen yaş ile birlikte işitsel sorunlar ve kronik hastalıklar derken sosyal hayattan uzaklaşmanın çok sık görüldüğünü belirterek, anti-sosyal yaşam tarzının psikolojik ve fiziksel sağlığı olumsuz etkilediğini söylüyor. Dr. Ketene “Evrimsel sürece baktığımızda insanoğlu tek başına yaşamamıştır ve sosyal hayattan ayrı kalmayı tolere edemez. Bunun vücutta oluşturacağı kronik stres bedenin biyokimyasal ve hormonal işleyişini bozarak psikosomatik denilen hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle her zaman sosyal hayatın içerisinde olmaya önem vermek psikolojik ve fiziksel sağlığımızı da olumlu etkileyecektir” diyor.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Yaşam

Okul Çağındaki Çocuklara Beslenme Önerileri

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Okul çağı çocuklarda hızlı bir gelişim ve büyümenin yaşandığı önemli bir dönem. Çocukların bu süreçte yeterli ve dengeli beslenmeleri, öğrenme yetenekleri ile büyümelerinde kritik rol üstleniyor…

Bu dönemde besin öğelerinin yetersiz veya hatalı alınması durumunda çocuklarda büyüme, gelişme ve zihinsel faaliyetler ile buna bağlı olarak okul başarısı olumsuz etkilenebiliyor. Ayrıca okul çağındaki hatalı beslenme alışkanlıkları yetişkinlikte diyabet ve kalp damar hastalıkları gibi bazı kronik hastalıklara da zemin hazırlayabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanları, doğru beslenme alışkanlıklarını okul çağı döneminde edinmenin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle anne babalar, çocuklarının yeterli besin öğesine ulaşabilmeleri için mutlaka tam tahıllar, süt ürünleri, meyve ve sebze gibi besinleri düzenli olarak tükettiklerinden emin olmalıdır. Aynı zamanda büyüme ve gelişimleri için kırmızı et, beyaz et, yumurta ve bakliyat gibi protein kaynaklarını mutlaka düzenli olarak çocukların beslenmesine eklemeye özen göstermeliler” diyor. Uzmanlar, okul çağındaki çocukların beslenmelerinde dikkat edilmesi gereken kuralları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!

Kemik gelişimi için kalsiyum şart!

Okul çağı çocukları hızla büyüyorlar ve buna bağlı olarak kemik yapımında kilit rol üstlenen kalsiyumun gereksinimi artıyor. Dolayısıyla kemik gelişimi için çocuğunuzun süt, yoğurt, peynir ve kefir gibi kalsiyumdan zengin besinleri tükettiğinden emin olun. Ayrıca yeşil yapraklı sebzeler ve kuru yemişler de kalsiyum kaynağı olarak çocuğunuzun beslenme listesinde mutlaka yer almalı.

Demir kaynaklarını unutmayın!

Okul çağı çocuklarında besin alımında yetersizliğe bağlı olarak demir eksikliği anemisi sık görülüyor. Demir eksikliği nedeniyle oluşan anemi çocuklarda büyüme ve gelişmeyi yavaşlatabilirken, zihinsel gelişimini ve bunun sonucunda okul başarısını olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca demir eksikliği olan çocuklarda enfeksiyonlara eğilim de artıyor. Uzmanlar, vücut tarafından kolay emilebilen bir demir kaynağı olan hem demirden zengin besinlerin çocukların beslenmelerinde düzenli olarak yer alması gerektiğine işaret ederek, “Hem demir vücut tarafından kolay emilebilen demir türüdür. Hem demir kırmızı et ve kümes hayvanlarının etinde bulunur. Hem olmayan demir kaynakları ise vücut tarafından kolay emilemez ve bunların taze sebze ve meyve gibi C vitamini kaynaklarıyla birlikte tüketilmeleri gerekir. Bu demir türü de pekmez ve kurubaklagil gibi kaynaklarda bulunur” diyor.

Sağlıksız atıştırmalıkları önleyin

Fiziksel aktivitenin az olması, paketli gıda tüketimi, düzenli ve dengeli öğünlerin yapılmaması durumunda çocuklarda obezite riski artıyor. Obezite ise diyabet, kan yağlarında yükselme, karaciğer yağlanması ve diğer bazı kronik hastalıklara zemin hazırlayabiliyor. Çocuğunuzun öğün saatlerini düzenlenerek zamansız ve sağlıksız atıştırmalıklar tüketmesini önlemeniz, ekran başında geçirdiği süreyi kısıtlamanızın yanı sıra fiziksel aktiviteye yönlendirmeniz büyük önem taşıyor.

Protein aldığından emin olun

Protein çocuklarda büyüme ve gelişmeyi sağlarken iştah dengesinin korunmasına ve tok kalmaya yardımcı oluyor. Bu nedenle çocuğunuzun öğünlerine bakliyat, beyaz et, kırmızı et ve yoğurt gibi seçenekleri eklemeli; ara öğünlerde ceviz, fındık ile badem gibi tohumları tercih etmelisiniz.

Günlük posa alımına dikkat edin

Tam tahıllarda ve sebze ile meyve gibi besinlerde bulunan posanın günlük olarak yeterli alımı; sağlıklı bir sindirim sistemi ve bağırsakların yanı sıra bağışıklığın korunması için çok önemli. Yeterli posa alımı aynı zamanda iştah dengesinin korunmasına ve kilo kontrolüne de yardımcı oluyor. Dolayısıyla çocuğunuzun öğünlerine taze sebzeler, sebze yemekleri ve tam tahılları eklemelisiniz.

Ev yemeklerini tercih edin

Çocuklar, hem lezzetli olmaları nedeniyle hem de akranlarından etkilenerek dışarıda pizza, hamburger ve patates kızartması gibi besinleri tüketmeye meyilli olabiliyorlar. Uzmanlar; “Sağlıklı beslenmeleri için çocuklara bunların ev yapımı olanları sunmaya çalışılmalı. Ayrıca fast food tarzı besinlerden mümkün olduğunca kaçınılmalı ve besin değeri daha yüksek olan bakliyat yemekleri ile etli sebze gibi ev yemeklerini tüketme alışkanlığı kazandırılmalı” diyor.

İyot yetersizliğine karşı koruyun

Ülkemizde sık görülen bir sorun olan iyot yetersizliğine bağlı olarak çocukların gelişiminde yavaşlamanın yanı sıra hipotiroidizm ve guatr hastalıkları görülebiliyor. İyot yetersizliğini önlemek için kullandığınız tuzun iyot takviyeli olduğundan emin olmalısınız. Ayrıca aşırı tuz tüketiminin çocuklarda ve yetişkin dönemde kalp damar hastalıklarına yol açması sebebiyle fazla tuz tüketiminden de mutlaka kaçının.

Su içme alışkanlığı kazandırın

Vücudumuzda tüm sistemler suya bağımlı oldukları için çocuğunuzun günlük yeteri kadar su alması şart. Çocuğunuza susadığında değil, gün içerisinde düzenli bir şekilde su içmesi gerektiğini anlatın. Bu sayede yetişkinlikte de düzenli su içme alışkanlığı devam edebilir.

Devamını Okuyun

Müzik

“İstanbul Coffee Festival” Ne Zaman Başlıyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Türk Telekom Prime ile sonbaharın en renkli etkinliği İstanbul Coffee Festival, 10. yılında kahve ve müzik tutkunlarını buluşturuyor…

3-6 Ekim tarihleri arasında Ataköy Marina’da gerçekleştirilecek festivalde, Türk Telekom Prime Sahnesi’nde Gripin, Ceza, Buray ve Levent Yüksel en sevilen şarkılarını seslendirecek. Her yıl büyük ilgiyle takip edilen festival, bu yıl Türk Telekom Prime’ın katılımcılara sunduğu özel deneyimlerle yine unutulmaz olacak.

Türk Telekom Prime, bol GB’lı mobil tarifeler ve yüksek hızlı ev internetinin yanı sıra kahveden seyahate, eğlenceden market ve e-ticaret alışverişine kadar birçok alanda müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerine yönelik ayrıcalıklar sunmaya devam ediyor. Türk Telekom Prime, 3-6 Ekim tarihlerinde Ataköy Marina’da bu yıl 10. kez düzenlenecek İstanbul Coffee Festival kapsamında; Gripin, Ceza, Buray ve Levent Yüksel ‎gibi sevilen sanatçı ve grupları Türk Telekom Prime Sahnesi’nde kahveseverlerle buluşturuyor.

Türk Telekom Primelılara özel ayrıcalıklar

Türk Telekom Prime sahne sponsorluğuyla gerçekleştirilecek İstanbul Coffee Festival bu sene de birçok etkinlik ve aktiviteyle katılımcılarını ağırlayacak. Farklı damak tatlarına uygun kahve alternatiflerinin bulunduğu deneyim alanları, workshoplar, atölyeler ve daha birçok sürpriz fırsatla festival coşkusu Ataköy Marina’da yaşanacak. Türk Telekom Prime, her yıl olduğu gibi bu yıl da müşterilerine %50 indirimli festival bileti ve özel kapıdan giriş ayrıcalığı sunuyor. Katılımcıları, Türk Telekom Prime Lounge alanında eğlenceli aktiviteler ve ikramların yanı sıra sahneden yapılacak sürpriz ödüllü yarışmalarla keyifli vakit geçirecekleri bir deneyim bekliyor.

Türk Telekom Prime Sahnesi İstanbul Coffee Festival Programı şöyle;

3 Ekim, Perşembe: Gripin.

4 Ekim, Cuma: Buray.

5 Ekim, Cumartesi: Ceza.

6 Ekim, Pazar: Levent Yüksel.

Devamını Okuyun

Yaşam

Sosyete Polisi Oyuncusu “John Ashton” 76 Yaşında Vefat Etti

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Sosyete Polisi (Beverly Hills Cop) yıldızı Judge Reinhold, kanserle mücadelesinin ardından 76 yaşında hayatını kaybeden uzun zamandır arkadaşı ve meslektaşı John Ashton’a saygılarını sundu…

İkili, Eddie Murphy’nin başrol oynadığı hit komedi serisinde unutulmaz bir şekilde ‘kitaplara göre’ polis ortakları Taggart ve Rosewood’u canlandırdı. Ashton, filmlerde sevilen bir komedi ikilisi haline gelen filmde düz adam, Reinhold ise palyaçoydu.

Reinhold dün gece şunları söyledi: “Perşembe gecesi John uyuyor gibiydi ama Yankees oyundaydı. Maçı kazandılar, bölümü kazandılar ve sonra John eve döndü. Ekranda ve ekran dışında kırk yıl süren kahkahalar. John hayatını YAŞADI! Kardeşim, ortağım, Çavuşum – seni seviyorum. Cennette sigara içilmez, John.”

Ashton, ilk iki Beverly Hills Cop filminde rol aldı ve ardından bu yıl Netflix devam filmi Beverly Hills Cop: Axel F’de de rol aldı.

Kaynak: Deadline.

Devamını Okuyun

Yaşam

Michelin Rehberi Türkiye’deki Restoran Seçkisini Ne Zaman Açıklayacak?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

İstanbul, İzmir ve Muğla’nın yeme-içme kültürünün en iyilerinin yer aldığı seçki, İstanbul’da düzenlenecek özel bir törenle açıklanacak…

Türkiye’deki keşif çalışmalarını sürdüren MICHELIN Rehberi müfettişleri, ek olarak Muğla’daki mekanları da ziyaret etmeye başladı.

Michelin, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla 2025 seçkisini, 5 Aralık 2025 Perşembe günü İstanbul’da yer alan Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenlenecek törenle açıklayacak.

MICHELIN Rehberi YouTube kanalında canlı olarak yayınlanacak tören, seçkiye yeni eklenecek olan ve en çok arzulanan MICHELIN Yıldızları, Yeşil Yıldızlar ve Bib Gourmand kategorisinde yer alacak olan restoranları keşfetme fırsatı sunacak. Sektör profesyonellerinin olağanüstü performansını ön plana çıkaran bir dizi özel ödül de etkinlik sırasında sahiplerini bulacak.

Konuyla ilgili yaptığı açıklamada MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, “MICHELIN Rehberi Müfettişleri bu yıl da İstanbul, İzmir ve Bodrum’daki en iyi restoranları seçmek için seyahat etti. Yeni bölgeleri keşfetmeye devam ederken, Bodrum’un ötesinde Muğla’nın ilave bölgelerini de ziyaret ederek gizli kalmış mutfak hazinelerini bulmaktan heyecan duydular. Tüm seçkimizi resmen açıklamak ve yerel gurmelere ve uluslararası gezginlere Türkiye’nin yemek tutkunları için gerçek bir cennet olduğunu bir kez daha vurgulamak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Törene, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla 2025 seçkisinde yer alacak tüm restoranların şefleri davet edilecek.

MICHELIN Rehberi’nin yeni seçkisi, etkinliğin hemen ardından MICHELIN Rehberi internet sitesinde ve MICHELIN Rehberi uygulamasında yayınlanacak. Bu basın bülteni, davetiye niteliğinde olmayıp, etkinlik davetiyeleri ve programla ilgili tüm detaylar ilerleyen günlerde katılımcılarla paylaşılacaktır.

MICHELIN Rehberi’nin Metodolojisi

MICHELIN Rehberi, mobilitenin büyümesini desteklemek için 1900 yılında Michelin lastik şirketi tarafından oluşturuldu ve Orijinal misyonuna o zamandan beri sadık kaldı: gastronomi destinasyonlarını keşfetmek, uluslararası gezginleri ve gurmeleri en iyi restoranlara yönlendirmek, dünya mutfak sahnelerini ön plana çıkarmak ve seyahat kültürünü desteklemek.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla için restoran seçimleri, Rehber’in tarihi ve global metodolojisine sadık kalan ve aynı zamanda gizli olan Michelin Müfettişleri tarafından, herhangi bir iş birliğinden bağımsız olarak yapılmaktadır.

Müfettişler, Rehber’in aşağıdaki 5 uluslararası kriterini baz alarak, yalnızca restoranların sunduğu mutfağın kalitesini değerlendiriyor:

** Ürünlerin kalitesi,

** Pişirme tekniklerine hakimiyet,

** Lezzetlerin uyumu,

** Şefin kişiliğinin yemek deneyimine yansıması,

** Hem ziyaretler arasında hem de menüde tutarlılık.

Müfettişler tarafından keşfedilen en iyi yerel restoranları bir araya getirmeyi amaçlayan MICHELIN Rehberi seçkisinde, kapsamlı bir derecelendirme sistemi aracılığıyla en özel olanlar ön plana çıkıyor.

En gözde derece, en olağanüstü mutfak deneyimi sunan restoranlara verilen ve dünyaca ünlü MICHELIN Yıldızlarıdır. Seçkide, gözde Yıldız derecelendirmelerinin yanı sıra, iyi kalitede yemekleri uygun fiyata sunan restoranlara verilen popüler Bib Gourmand kategorisi ve gastronomi alanında tamamen sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemeyi taahhüt eden rol model restoranlara verilen MICHELIN Yeşil Yıldız da yer alıyor.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar