Tanımını tek bir türe sığdırmanın imkansız olduğu parçalara imza atan, albümlerine elektronik müzik, klasik müzik, neofolk ve ambient türlerinden elementler taşıyan Woodkid, 17 Aralık akşamı Zorlu PSM’de!
Fransız müzisyen, tasarımcı ve yönetmen Yoann Lemoine, başka bir deyişle Woodkid, 17 Aralık akşamı farklı sesleri takip eden müzikseverlerle Zorlu PSM’de buluşuyor. Müziğini, “Sesleri görüntülere, görüntüleri sese çevirmeyi seviyorum. Bu sisteme ‘çeviriler’ diyorum. Genellikle kitaplarda veya internette bulduğum referanslar üzerinden ediğindiğim vizyonlara dayalı bir parça oluşturuyorum ve sadece bu görüntülerin yarattığı hisler üzerinde çalışıyorum ” sözleriyle anlatan Woodkid, Zorlu PSM performansında 7 yılın ardından 2020’de yayınladığı ikinci albümü S16’daki parçalarına da yer verecek.
Lana Del Rey, Taylor Swift, Katy Perry gibi uluslararası yıldızların kliplerinde yönetmen koltuğunda oturan ve müzik hayatına Richie Havens’ın bir klip çekiminde kendisine armağan ettiği ukulele ile başlayan Woodkid, 2011 yılında yayınladığı dramatik, epik ve sinematik ilk parçası Iron ile müzik sahnesinde hızla kendine yer edindi. Assassin’s Creed’de kullanılan Iron’ı 2013 yılında yayınlanan The Golden Age albümü ve Run Boy Run ile I Love You hitleri izledi. 2014 yılında Les Victories de la Musique’te En İyi Performans ödülünü kazanan çok yönlü sanatçı, 2016’de Nils Frahm ile Ellis filminin müziklerini yapmak için bir araya geldi. Aynı yıl Desierto filminin müziklerini besteleme işini de üstlenen Woodkid şu anda kadar Coachella ve Montreux Caz Festivali dahil olmak üzere prestijli sahnelerde görsel ve müzikal olarak çarpıcı performanslar sergiledi.
Bu etkileyici performansta yerinizi almak için biletlerinizi şimdiden passo.com.tr üzerinden edinebilirsiniz.
Bilet fiyatları:
*Ön Satış: 165,00 TL *Öğrenci: 121,00 TL
*18 Yaş Altı – Uzak Görüş: 121,00 TL *Engelsiz Erişim: 121,00 TL
Elektronik müziğin öncülerinden ve dünyanın en ünlü DJ’lerinden David Guetta ile Porsche’nin en yeni elektrikli araç serisi yeni bir kampanyada buluştu. Muhammed Bin Raşid El Mektum Güneş Enerjisi Parkı’nın göz kamaştırıcı manzarasına, Guetta’nın hit parçası Titanium’un Future Rave Remix’i eşlik etti. Yüksek hızlı sahnelerin, lazer hassasiyetinin ve son teknoloji görsellerin enerjisini zirveye taşıyan parça, 263 metrelik yüksekliğiyle dünyanın en uzun güneş kulesi olan Solar Park’ta yankılandı ve bu kule, Guetta’nın DJ kabini haline geldi. Işık ve hareketle aydınlanan benzersiz bir sahneye dönüşen Muhammed Bin Raşid El Mektum Güneş Enerjisi Parkı, eşsiz bir iş birliğine ev sahipliği yaptı.
Bu iş birliğinin çocukken kurduğu rüyalardan biri olduğunu belirten David Guetta; “Porsche, tıpkı müziğim gibi, duyguyu, performansı ve sınırları zorlamayı temsil ediyor. Köklerine sadık kalırken evrim geçirmek… Bu projenin bir parçası olmak gerçekten ilham vericiydi” dedi.
Hayali gerçeğe dönüştüren büyüleyici prodüksiyon
Dubai Elektrik ve Su Kurumu (DEWA) ve Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı (DET) gibi önemli paydaşların desteğiyle hayata geçirilen projede, Dubai’nin yenilikçilik ve sürdürülebilirlik konusundaki liderliğini pekiştirme hedefi yansıtılıyor.
DEWA tarafından işletilen Muhammed Bin Raşid El Mektum Güneş Enerjisi Parkı, bu dinamik iş birliği için mükemmel bir sahne sundu. Manhattan’ın iki katı büyüklüğünde, 127 kilometrekarelik bir alana yayılan bu park, dünyanın tek bir sahada kurulu en büyük güneş enerjisi projesi konumuna sahip. 2030 yılına kadar Dubai’de yaklaşık iki milyon haneye enerji sağlaması ve yıllık sekiz milyon tonun üzerinde karbon emisyonunu azaltması hedefleniyor.
DEWA CEO’su ve Genel Müdürü Ekselansları Saeed Mohammed Al Tayer; “Dubai Elektrik ve Su Kurumu olarak, Dubai’nin sürdürülebilirlik, inovasyon ve temiz enerji konusundaki sarsılmaz taahhüdünü yansıtan projeleri temsil etmekten memnuniyet duyuyoruz. Muhammed Bin Raşid El Mektum Güneş Enerjisi Parkı, yenilenebilir enerji alanında küresel bir simge haline geldi. Porsche, David Guetta ve Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı (DET) ile gerçekleşen bu olağanüstü iş birliği, temiz enerjinin geleceği şekillendirme konusundaki sınırsız potansiyelini gözler önüne seriyor” dedi.
Dubai Turizm ve Ticaret Pazarlama Kurumu (DCTCM) CEO’su ve DET üyesi Ekselansları Issam Kazim ie yaptığı açıklamada; “Dubai, ilham ve inovasyon şehri olarak liderliğini sürdürmeye devam ediyor. Porsche ile yeni elektrikli araçları için yapılan bu küresel kampanyada iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Güneş Enerjisi Parkı, bu tanıtım için mükemmel bir zemin oluşturuyor; şehrimizin sürdürülebilirliğe bağlılığını sergiliyor ve Dubai Ekonomi Gündemi D33 doğrultusunda yenilikçi ve geleceğe dönük çözümleri teşvik etme çabamızı yansıtıyor. Porsche gibi vizyon sahibi küresel markalar ve David Guetta gibi kültürel etkisi yüksek isimlerle yapılan iş birlikleri, sürdürülebilirlik farkındalığını artırmada ve teknolojik ilerlemeyi vurgulamada kilit rol oynuyor. Dubai’yi dünyanın en iyi yaşanacak, çalışılacak ve ziyaret edilecek şehri yapma yolunda ilerliyoruz” dedi.
Yeni Porsche elektrikli modeller kampanyada başrolde
2024 yılında, ikinci nesil Macan, tamamen elektrikli modeller olarak piyasaya sürüldü. Zamanın ötesindeki tasarımı, karakteristik Porsche performansı, uzun menzili ve günlük kullanıma uygunluğuyla yeni Macan, SUV sahibi olmak isteyen Porsche tutkunlarının tüm beklentilerini karşılıyor. Serinin zirvesinde yer alan Macan Turbo, 470 kW’a (639 hp) kadar güç ve 1.130 Nm maksimum tork sunuyor. Bu, sportif bir performansı garanti ediyor: Macan Turbo, 0’dan 100 km/s hıza 3,3 saniyede ulaşıyor. Maksimum hızı ise 260 km/s.
Porsche’nin bugüne kadar ürettiği en güçlü seri üretim modeli Taycan Turbo GT ise kısa süreliğine 1.100 hp’nin üzerinde güç üretebiliyor. Weissach paketiyle sunulan ve tamamen pist performansı için optimize edilen bu model, Nürburgring Nordschleife, California’daki WeatherTech Raceway Laguna Seca, Şanghay Uluslararası Pisti ve São Paulo’daki Interlagos Pisti’nde rekorlar kırarak dört kıtada dört rekor elde etti.
Today, you woke up, and you told me that you wanted to cry The sky was falling like a comet on the fourth of July
Baby you’ve been thinking ’bout the future like it’s already yours Show me how you’d hold me if tomorrow wasn’t coming for sure Let’s pretend it’s not the end of the world Let’s pretend it’s not the end of the world
Let’s spend the dollars you’ve been saving on a Mercedes Benz And throw a party like McCartney with some help from our friends Yeah let’s go down to Malibu and watch the sun fade out once more Show me how you’d hold me if tomorrow was coming for sure Let’s pretend it’s not the end of the world Let’s pretend it’s not the end of the world The sky is falling, falling like a comet now I can see it coming down The sky is falling, falling like a comet now
Ooh let’s go to Paris I don’t care if we get lost in the scene Paint the city like Picasso would’ve done in his dreams Do all the things that we were way too terrified of before I wanna take you to nirvana We can’t take it too far Hit the bottom of the bottle and forget who we are Hold me close, you know tomorrow isn’t coming for sure Let’s pretend that it’s not the end of the world Let’s pretend that it’s not the end of the world Let’s pretend that it’s not the end of the world
Let’s pretend It’s not the end Let’s pretend It’s not the end Let’s pretend It’s not the end
Let’s pretend that it’s not the end of the world The sky is falling, falling like a comet now Let’s pretend that it’s not the end of the world The sky is falling, falling like a comet now Let’s pretend that it’s not the end of the world The sky is falling, falling like a comet now I can see it coming down
Lady Gaga, yeni albümü için doğrudan logolarını kopyaladığını iddia eden bir sörf markası tarafından mahkemeye verildi…
Lost International, “Mayhem” albümü nedeniyle Lady Gaga’ya karşı marka ihlali davası açtı. Şirket, “Mayhem” teriminin kendi ikonik logosunda yer aldığını ve bu nedenle haklarının kendilerine ait olduğunu, Gaga’nın kullanımının ise neredeyse birebir aynı olduğunu savunuyor.
Dava dosyasında Lost, on yılı aşkın süredir sörf tahtaları ve ürünlerinde stilize edilmiş bir “Mayhem” logosu kullandıklarını ve Gaga’nın son albümü için bu tasarımı izinsiz şekilde kopyaladığını belirtiyor.
Şirket, kendi ürünlerindeki “Mayhem” logosu ile Lady Gaga’nın kullandığı logo arasındaki benzerlikleri gösteren bir karşılaştırma da sundu.
Lost’a göre, Lady Gaga 2015 yılından beri kendilerine ait olan “Mayhem” markasını izinsiz bir şekilde kullanıyor.
Sörf şirketi, Gaga’nın logoyu kullanmasını engellemek için yasal yollara başvururken, ayrıca tazminat talep ediyor ve sanatçının “Mayhem” logosunu kullanarak elde ettiği kârın da kendilerine ödenmesini istiyor.
Lost, daha önce Lady Gaga’ya endişelerini ilettiklerini ancak sanatçının bu kullanımı durdurmadığını belirterek dava açtıklarını söylüyor.
Grammy ve Tony ödüllü caz efsanesi Dee Dee Bridgewater, büyüleyici sesi ve sahne enerjisiyle CSO Ada Ankara ve Atatürk Kültür Merkezi (AKM) sahnelerinde izleyicileriyle buluşacak…
Kırk yılı aşan kariyeri boyunca caz müziğinin en saygın isimlerinden biri haline gelen Bridgewater, klasiklere kattığı özgün dokunuşlarla ve zamansız yorumlarıyla tanınıyor. Dee Dee Bridgewater, Big Band, Quartet ve Grammy ödüllü piyanist Bill Charlap ile gerçekleştirdiği özel performanslarla dünya çapında turnelerine devam ederken, CSO Ada Ankara ve AKM sahnelerinde unutulmaz bir konser vermeye hazırlanıyor. Dee Dee Bridgewater’a sahnede; Miki Hayama (Piyano), Rosa Brunello (Bass) ve Shirazette Tinnin (Davul) eşlik edecek. Kendi diskografisinden en sevilen parçaları, caz klasiklerine getirdiği benzersiz yorumları ve etkileyici sahne enerjisiyle müzikseverlere unutulmaz bir gece sunacak.
Dee Dee Bridgewater hakkında
Üç Grammy ödülü sahibi sanatçı en son Eleanora Fagan (1915-1959): To Billie With Love From Dee Dee albümüyle En İyi Caz Vokal Albümü dalında Grammy kazandı. Profesyonel kariyerine efsanevi Thad Jones/Mel Lewis Big Band ile adım atan Bridgewater, 70’li yıllarda Max Roach, Sonny Rollins, Dexter Gordon ve Dizzy Gillespie gibi caz devleriyle aynı sahneyi paylaştı. 1980’lerde pop müziğe yöneldikten sonra Paris’e taşınarak cazın köklerine dönüş yaptı ve çıkardığı albümlerle büyük yankı uyandırdı. Ella Fitzgerald’a adadığı iki Grammy ödüllü Dear Ella albümü sanatçının en beğenilen çalışmalarından biri oldu.
Cazın yanı sıra müzikal tiyatrodaki başarısıyla da dikkat çeken Bridgewater, 1975 yılında Broadway’in kült yapımı The Wiz müzikalindeki “Glinda” rolüyle Tony Ödülü kazandı. Off-Broadway’de sahne aldığı Lady Day müzikalinde Billie Holiday’i canlandırarak Laurence Olivier En İyi Müzikal Kadın Oyuncu Ödülü’ne aday gösterildi.
Müziğin yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de aktif bir rol üstlenen sanatçı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) İyi Niyet Elçisi olarak dünya çapında açlıkla mücadeleye destek veriyor. 2017’de Kennedy Center’da NEA Jazz Masters Fellows Ödülü’ne layık görülen Bridgewater, caz dünyasındaki eşsiz mirasını sürdürmeye devam ediyor.
Dee Dee Bridgewater; 6 Nisan 2025 Pazar günü saat 20.00’de AKM Türk Telekom Opera Salonu ve 7 Nisan 2025 saat 20.00’de CSO Ada Ankara Ziraat Bankası Ana Salon’da.