Bizimle iletişim kur

Sanat

Hanefi Yeter’in “Vesile” isimli Kişisel Sergisi Anna Laudel’de Açıldı

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Sanat dünyasında yarım asrı aşan bir yolculuğu geride bırakan Hanefi Yeter ‘Vesile’ isimli kapsamlı kişisel sergisiyle Anna Laudel İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.

Ünlü ressam, yazar ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi olan Hanefi Yeter çoğu kez köklerinden aldığı ilhamla eserlerinin çıkış noktasını oluşturuyor.

Bazen Bayburt’taki çocukluğunda dinlediği soba başında anlatılan bir  hikayedeki karakterler  bazen de dinlediği bir Türkünün ezgisindeki sözlerle hayal gücünü zenginleştirip bunu resimlerine aktaran duygusal yönü çok kuvvetli bir sanatçı karşımızda. Bu arada yeni sergisi vesilesiyle karşılıklı bir araya geldiğimizde yılların tecrübesiyle harmanlanmış hoş sohbetine doyamadığımı söylemeden es geçmeyeceğim.

Ünlü şair ve yazar Ahmet Hamdi Tanpınar zamanında  “Anadolu’nun romanını yazmak isteyenler, ona mutlaka türküler yoluyla gitmelidir” demişti. Sanatçı Hanefi Yeter de kendi Anadolu hikayelerini severek dinlediği bir türkünün kulağa hitap eden bir dizesini alıp göze hitap eden bir resimle birleştirdiği eserleriyle yüreklerimizin bam teline dokunarak ortaya koyuyor.

Sanatçının son yıllarda farklı teknik ve malzemelerle ürettiği çeşitli kompozisyon, resim, heykel, desen ve seramik çalışmalarını içeren ”VESİLE” sergisi daha çok doğa ve insan ilişkileri üzerine kurgulanmış.

Doğanın bize sunduğu nimet ve güzellikler gözler önüne serilirken insanoğlunun  doğaya karşı olan yıkıcı tavırlarını yansıtan eserler katılımcıların daha fazla düşünüp sorgulamasına VESİLE olmasıyla serginin bel kemiğini oluşturuyor.

Daha önceki üretim süreçlerinde dış dünyayla daha sık iletişim kurma fırsatı bulduğunu belirten sanatçı, Pandemi sürecinin dahil olduğu son üç yılda ürettiği yeni dönem eserlerinde herkesin birbirinden uzaklaştığı ve korkunun hakim olduğu bir dönemde yaşanan değişim ve gelişimleri, kendine has bakış açısı ve ifade şekli ile sanatseverlerle buluşturuyor.

Almanya’da yıllarca kalıp bir çok sergi açıp bir Türk sanatçı olarak alkışlanırken yeri geldi mi misafir sanatçı denilerek ırkçı yaklaşımlara sahip eleştirilere de göğüs gerip sanatını en iyi şekilde icra ederek cevap veren Hanefi Yeter Berlin’deki duvar resimleri dahil gurbetçiler için yaptığı çalışmalarla da kitaplarda yer almış.

Uluslararası sanat camiasının duayen ismi şimdiki genç sanatçılar için asla vazgeçmeden motivasyonlarını hiç bozmadan durmaksızın çalışmaya ve üretmeye devam etmelerini öneriyor.

Zaten bu düsturu kendisine de misyon edindiği ortada çünkü sanatında daha fazla çeşitlilik yaratmak ve kendi sınırlarını deneyimlemek adına attığı cesur adımlarla hem seramik hem de alüminyum dökümle ilgili yaptığı işler bu sergisinde de ön plana çıkıyor.

Mesela sanatçının bu sergi için Ayvalık yöresinden topladığı çömleklerle özel olarak bir araya getirdiği seçki, bence serginin en ilgi çekici yönleri arasında yer alıyor.

Kadına şiddet ve doğanın insan eliyle sonunun getirilmesi de dahil olmak üzere bir çok sosyal probleme yer veren eserlerinde özellikle sert bir üslup kullanmadan çok naif ve simgesel bir anlatım dilinin benimsenmiş olması ”VESİLE” sergisini kaçırmamanız gerektiğini sizlere de gösterecek.

Anna Laudel’in Gümüşsuyu’ndaki galerisinin iki katına yayılan ‘Vesile’ sergisini 11 Şubat 2023 tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Anna Laudel Istanbul, Kazancı Yokuşu 45, Gümüşsuyu, Beyoğlu / İstanbul  https://annalaudel.gallery/

Hanefi Yeter
Hanefi Yeter 1947 yılında Bayburt’ta doğdu. 1967 yılında eğitimine Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde başladı
ve bu eğitim sırasında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun özel atölyesinde çalıştı.
1970 yılında Paris’te “Academie des Beaux-Arts”da sanat eğitimine katılmaya
hak kazandı; bazı kişisel sebepler nedeniyle bu eğitimini tamamlayamadı ve
İstanbul’a geri döndü. Eğitimini Akademi’de tamamladı ve 1972 yılında mezun
oldu. 1973 yılında Devlet Bursu Sınavını geçti ve Berlin Güzel Sanatlar
Akademisi’nde lisansüstü eğitimine başladı ve 1978 yılında mezun oldu.
Doksanı aşkın kişisel sergisi oldu; Türkiye’de ve yurtdışında Viyana, Paris,
Brüksel, Manchester ve Almanya’nın çeşitli şehirlerindeki çok sayıda karma
sergiye katıldı. Doğu Almanya’da kişisel sergi açan ilk Türk asıllı sanatçı oldu.
O sergide kataloğu özel izinlerle yayınlandı. Eserleri ulusal ve uluslararası
müzelerde ve özel koleksiyonlarda görülebilir. Berlin’de 5 duvar resmi, 2
seramik cephe, 2 mozaik pano, 1 heykel ve Darmstadt şehrinde 3 duvar resmi
bulunmaktadır. 2006 ve 2012 tarihleri arasında Mersin, Aydın, Denizli,
Trabzon, Ankara, Bursa, Antalya, Tarsus ve Nevşehir’de yüze yakın heykel ve
rölyef çalışmaları gerçekleştirmiştir. Şu anda Yeter çalışmalarını İstanbul ve
Bodrum’da sürdürmektedir.
Anna Laudel
Eylül 2021 tarihi itibariyle Gümüşsuyu’ndaki yeni binasında sanatseverlerle
buluşan Anna Laudel, yerli ve yabancı sanatçıların eserlerini sergilediği
kapsamlı sergilere ev sahipliği yapmaya ve sanatçılarını uluslararası fuarlarda
temsil etmeye devam etmektedir. Aynı anda birden fazla sergi ve etkinlik
düzenlemeye olanak sağlayan ve yaklaşık 1000 metrekarelik alana yayılan
galeri, İstanbul’un önde gelen dinamik güncel sanat merkezlerinden biri haline
gelmenin yanı sıra, temsil ettiği sanatçılarla birlikte büyüyerek daha fazla
sanatsevere ulaşmayı amaçlamaktadır.
2019’da Almanya’nın Düsseldorf kentinde açtığı ikinci galeri mekânıyla bu
alanda yürüttüğü çalışmalarını uluslararası bir boyuta taşıyan Anna Laudel, iki
mekânında eş zamanlı olarak Türkiye ve yurt dışından sanatçıların karma ve
kişisel sergilerine yer vermektedir.
Galerinin kurucusu Anna Laudel, aldığı eğitim ve içinde büyüdüğü güncel
sanat ortamının etkisiyle açtığı galeriler ve yer aldığı fuarlarla sanatçılarına uluslararası imkanlar sunmayı hedeflemektedir. Galerilerin direktörlüğünü Ferhat Yeter yapmaktadır.
Anna Laudel’in Istanbul ve Düsseldorf galerilerinde yer verdiği güncel sergiler,
fuar takvimi ve etkinlik programlarını internet sitesi ve sosyal medya
kanallarından takip edebilirsiniz.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Sanat

Mobil Fotoğraf Sergisi HUAWEI XMAGE Attila Durak Küratörlüğünde İstanbul’a Geliyor

Dünyanın en büyük mobil fotoğraf sergilerinden HUAWEI XMAGE Fotoğraf Sergisi

Attila Durak Küratörlüğünde İstanbul’a Geliyor

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Dünyanın en büyük mobil fotoğraf sergilerinden Huawei XMAGE sergisi ünlü fotoğrafçı Attila Durak küratörlüğünde “Kalpleri Isıtan Bir Dünya” teması etrafında fotoğraf meraklıları için hazırlanıyor

Dünyanın en büyük mobil fotoğraf sergilerinden birisi olacak Huawei XMAGE Global Fotoğrafçılık Sergisi, 29 Kasım- 1 Aralık 2024 tarihleri arasında İstanbul’da, Divan Kuruçeşme’nin tarihi binasında gerçekleşecek. Huawei’nin fotoğrafçılık alanındaki gelişmiş teknolojilerinin ürünü olan bu eşsiz sergi, kültürel mirası ve insan hikayelerini fotoğraf aracılığıyla bir araya getiriyor.

DXOMARK tarafından dünyanın en iyi akıllı telefon kamerası unvanına layık görülen HUAWEI Pura 70 Ultra gibi üstün teknolojilere sahip ürünlerin fotoğrafçılık alanındaki yeteneklerini katılımcılara gösterecek olan sergi sadece sanata değil, mobil cihazların sanatsal ifadeye nasıl katkı sağladığını göstermesi sayesinde teknolojiye de yön tutacak.

Özenle seçilmiş eserler

Huawei’nin mobil fotoğrafçılık alanındaki 12 yıllık yolculuğunu gözler önüne serecek olan sergideki seçkiler, katılımcılara teknolojinin sanatla nasıl harmanlandığını da gösteriyor olacak. Serginin küratörü Attila Durak teknoloji ve sanatın iç içer geçmesi hakkında şunları söyledi:

“Andy Warhol’un ifade ettiği “Herkes bir gün on beş dakikalığına ünlü olacaktır” sözü, benim için 21. yüzyılın en eşitlikçi söylemlerinden biridir. Teknoloji Çağı’nın ilerleyen dönemlerinde büyük bir sıçrama gösteren dijital teknolojiler sayesinde fotoğraflar, bireylerin algılama, anlamlandırma, ilişkilendirme ve kaydetme işlemlerini gerçekleştirirken aynı zamanda sanatsal üretime de yardımcı olmaktadır. Cep telefonlarına entegre edilen uygulamalar ve geliştirilen programlar sayesinde fotoğraf sanatı, sıradanlıktan uzaklaşarak zengin bir anlatım diline ve de cep telefonları doğrudan fotoğraf sanatına katkı sağlayan tuallere, boyalara, fırçalara dönüşmektedir. Benim bu sergide küratör olarak üstlenmek istediğim rol; Huawei ile çekilen bu fotoğrafların sanat değeri taşıyan örnekler olduğunu ortaya koymak ve cep telefonu aracılığıyla çekilen bu görüntülerin fotoğraf sanatının ve zamanın belgelenmesinin güzel örneklerinden olduğunu ispat etmektir. Dahası, bu görüntüleri yaratan Huawei sahiplerinin de Andy Warhol’un dediği gibi birer sanatçı ve çağımızın ‘ünlüleri’ olduklarını göstermektir.”

Attila Durak, sergi seçkisini oluştururken teknik yeterlilik, estetik bütünlük, renk canlılığı, kompozisyon mükemmeliyeti ve sıra dışı konu seçimlerine özellikle önem verdiğini vurguluyor. XMAGE Sergisi’nin İstanbul’daki ziyareti, bir yandan insanlık tarihinin görkemli hikayelerini bugünün teknolojisiyle birleştirirken, diğer yandan sıradan anların sanatsal bir anlatıya dönüştüğü bu deneyimi herkesin erişimine sunuyor.

Kalpleri Isıtan Bir Dünya 

İnsanlık mirasını, doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliği kutlayan XMAGE Sergisi, Huawei’nin sanatı ve teknolojiyi bir araya getirme çabasının en son örneğini katılımcılara sunmayı amaçlıyor. İstanbul’un tarihî atmosferiyle uyum içerisinde olacak bu sergi, dijital dünyanın sınırlarını aşarak izleyicilere sıcak ve samimi bir dünya sunacak.

Devamını Okuyun

Sanat

Hans Peter Kuhn ve Junko Wada Ne Zaman İstanbul’a Gelecekler?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları dünyaca ünlü ses ve ışık sanatçısı Hans Peter Kuhn ve dansçı, ressam Junko Wada’yı üç gün sürecek bir atölye çalışması için İstanbul’da konuk ediyor…

24, 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 11.00-18.00 saatleri arasında, ÇGSM’nin bu sezonun ilk uluslararası atölyesi olarak, Müze Gazhane Meydan Sahne’de gerçekleştirilecek atölye çalışmasına profesyonel oyun ve dansçılar ile ses tasarımcıları birlikte proje üretmek için katılacak.

“Yavaş ama Hızlı” isimli atölye çalışması, yavaş hareketi temeline alan kısa bir tiyatro prodüksiyonu üretmeyi hedefliyor ve üç günlük bir çalışma sonucunda bu prodüksiyonun nasıl şekilleneceğinin olanaklarını araştırıyor. Katılımcıların bir bölümü Junko Wada ile bir performans hazırlarken, aynı anda aynı mekânda tasarımcılar ve performansçılar birbirinden etkilenerek çalışacaklar. Ses ve ışık alanından diğer katılımcılar Hans Peter Kuhn ile bu performansa uygun bir ışık ve ses tasarımı yapacak.

İzleyici olarak katılmak isteyenler cgsm.atolye@ibb.gov.tr mail adresine CV’leriyle birlikte başvurabilir. Kontenjan kısıtlıdır.

Hans Peter Kuhn, Berlin ve Amino’da (Kyoto, Japonya) yaşayan ve üreten besteci ve sanatçıdır. Işık ve ses enstalasyonları dünyanın birçok yerinde, Museum of Fine Arts Boston, Centre Pompidou Paris, Neue Nationalgalerie Berlin, Seattle Art Museum, Tokushima Modern Art Museum gibi müze ve galerilerde sergilenmiştir. Halka açık yerlerdeki enstalasyonları arasında: The Pier, New York 1996, A Light and Sound Transit, Leeds (UK) 2009, Vertical Lightfield, Singapore 2009, Acupuncture, Mattress Factory Museum, Pittsburgh (US) 2016, Martin Gropius Bau, Berlin (DE) 2017 sayılabilir. Robert Wilson ve Hans Peter Kuhn’un birlikte ürettiği “Memory Loss” (Hafıza Kaybı) isimli enstalasyon 1993’te Venedik’te Altın Aslan ile ödüllendirilmiştir. Tiyatroda, Luc Bondy, Claus Peyman, Peter Zadek, Peter Stein gibi yönetmenlerle çalışmıştır ve özellikle Robert Wilson’ın prodüksiyonlarına yaptığı müzik ve ses yerleştirmeleri ile tanınmaktadır. Laurie Booth, Dana Reitz, Suzushi Hanayagim Sasha Waltz ve Junko Wada’nın dans performansları için müzik bestelemiştir. Bu alanda New York Bessie Award ve Osaka Suzukinu Hanayagi Award’a layık görülmüştür. Duyma ve dinleme, dünya çapında gösterilen performanslarının temalarıdır. 2012’den bu yana Berlin Universität der Künste’de Ses Çalışmaları alanında misafir öğretim üyesidir.

Junko Wada, Tokyo’da Musashino Sanat Üniversitesi’nde resim okuduktan sonra, büyük ölçekli soyut resim çalışmalarında bulundu. Üretiminin fiziksel yönü, kendi kişisel dans stilinin oluşmasını sağladı. Resim ve dansın kaynağı aynıdır ve beden mekânda eşdeğer bir soyut heykele dönüştü. Resimlerinde fırça kullandığı gibi, sahnede bedeniyle resim yapmaktadır ve dans mekânda üç boyutlu bir resim haline gelmektedir. Hem resim hem de dans soyuttur ve geleneksel Japon sanatıyla ince bir ilişkisi vardır. 1985’ten beri Akio Suzuki, Rolf Julius, Hans Peter Kuhn gibi ses sanatçılarıyla işbirliği yapmıştır, Sasha Waltz & Guests “Dialoge series, noBody and Matsukaze) prodüksiyonlarında yer almıştır. ZKM Karlsruhe (Almanya), Centre Pompidou Paris (Fransa), Neue Nationalgalerie Berlin (Almanya), Telstra Adelaide Festival (Avusturya), Asian Art Museum San Francisco (ABD), Museo de Arte de Sao Paulo (Brezilya), Stedelijk Museum Amsterdam (Hollanda), Ruhrtriennale Essen (Almanya) gibi birçok müze ve galeride performanslarını sergilemiştir. 1989’da Stuttgart Schloß Solitude’dan burs aldı ve 1999’dan beri Berlin’de yaşamaktadır. 2003 yılında, 28 sanatçıyla birlikte yarattığı, bir yıl süren “Process Vol.2” projesi için Hauptstadtkulturfonds bursunu aldı. 10 yıllık bir aradan sonra 2005 yılında resim sanatına geri döndü ve Berlin’deki haus am Waldsee’de bir sergi açtı. Junko Wada Berlin’de yaşıyor ve çalışıyor.

Devamını Okuyun

Sanat

AKM’de Bu Hafta Sanatseverleri Hangi Etkinlikler Bekliyor?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Atatürk Kültür Merkezi’nde, (AKM) bu hafta sanatseverleri birçok etkinlik bekliyor. Tiyatrodan baleye, dünyaca ünlü sergilerden konserlere kadar performansların yer alacağı AKM’de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Denizbank Konserleri kapsamında Öğretmenler Günü’ne özel konseri de müzikseverlerle buluşacak…

RICHARD

Okan Bayülgen’in W. Shakespeare’in ölümsüz eseri III. Richard oyunundan uyarladığı “Richard”, yeni sezonda tekrar İngilizce üst yazıyla Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu’nda seyircisiyle buluşacak. 2023- 2024 sezonunun en çok izlenen oyunlarından biri olan “Richard”, Kabare Dada ve Net Sanat tarafından hayata geçirildi. Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri’nde Yılın Prodüksiyonu ve Yılın Dramaturgu (Dilek Tekintaş), 10. Uluslararası Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nde ise Yılın Oyuncusu (Okan Bayülgen), En İyi Koreografi (Dicle Doğan) ve Yılın Prodüktörü (Cemalettin Kömürcü) ödüllerine layık görüldü. Bugüne kadar 60 oyunda yaklaşık 110.000 seyirciye ulaşan ve kapalı gişe oynayan oyunda Okan Bayülgen’e, birbirinden değerli oyuncular ve canlı müzik performansıyla seyircinin beğenisini kazanan müzisyenler eşlik ediyor.

Richard, 19 Kasım Saat 20.30’da AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda.

DON GIOVANNI- İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Wolfgang Amadeus Mozart’ın ünlü operası “Don Giovanni”yi sahneye taşıyor. Lorenzo Da Ponte’nin kaleme aldığı librettosu ile kara komedi olarak tanımlanan “Don Giovanni”, insan doğasının en iyi ve en kötü yanlarını sergiliyor. Ruhsal ve dünyevi arzular, komedi ve trajediyle birlikte Mozart’ın dehasıyla birleşiyor. Aytaç Manizade’nin sahneye koyduğu eserin orkestrasını İbrahim Yazıcı yönetiyor.

Don Giovanni İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 20 Kasım Saat 20.00’da Türk Telekom Opera Salonu’nda.

DÜNYANIN TÜRKÜSÜ- İSTANBUL DEVLET TÜRK HALK MÜZİĞİ KOROSU

Dünya üzerine söylenmiş türküler, solistler; Burçin Bahar Cantürk, Gökhan Temur Gürkan Soran, Halil Altıngöz, Hamdiye Erol Efeoğlu, Neşe Demir Akarçay ve Sultan Kapanoğlu’nun sesleriyle dinleyicisiyle buluşacak.

Dünyanın Türküsü, 20 Kasım saat 20.00’da AKM Tiyatro Salonu’nda

İNCE SAZ- İSTANBUL DEVLET MODERN FOLK MÜZİĞİ TOPLULUĞU

İstanbul Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu tarafından hazırlanan İnce Saz konseri müzikseverlerle buluşacak. Osmanlı İmparatorluğu döneminin klasik müzik örneklerinden halk müziği şarkılarına, Anadolu’nun farklı coğrafyalarından derlenen ezgilere kadar geniş bir yelpazede yer alan eserler, Sanat Yönetmeni Bora Kayalar yönetiminde solistler Eda Karaytuğ ve Uğur Çınar tarafından seslendirilecek.

İnce Saz İstanbul Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu, 20 Kasım Saat 19.00’da AKM Müzik Platformu’nda.

ATAMIZIN İZİNDE

Sanat yönetmenliğini Emre Erdal’ın yaptığı etkinlik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sahip olduğu taş plak koleksiyonundaki eserler ile Riyaset-i Cumhur Heyeti sanatkarlarının bestelemiş olduğu eserlerden oluşan repertuarla dinleyicisinin karşına çıkıyor.

Atamızın İzinde İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu, 21 Kasım 19.00’da AKM Müzik Platformu’nda.

CARMINA BURANA- İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Bayern Kütüphanesi’nde bulunan 11, 12 ve 13. yüzyıldan kalan metinlerden esinlenerek Carl Orff tarafından bestelenen Carmina Burana’yı Türk Telekom Opera Salonu’nda sahneleyecek. Latince metinlerle doğayı ve aşkı anlatan eser, Orta Çağ Avrupa’sının kültürel ve sosyal yaşamını yansıtıyor. Prodüksiyon, solistler, orkestra, koro, bale ve modern dansın bir birleşimiyle izleyenlere görsel bir şölen sunacak.

Carmina Burana İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 21 Kasım 20.00 ve 23 Kasım Saat 16.00’da Türk Telekom Opera Salonu’nda.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KONSERİ – İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASI DENİZBANK KONSERLERİ

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Denizbank Konserleri, Öğretmenler Günü’ne özel konseriyle müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Emektar tüm öğretmenlere adanan konserin repertuarında, Manuel de Falla’nın Endülüs ezgileri içeren Ateş Dansı, W. Kerschek’in cazdan balkan ezgilerinin ruhuna uzanan bir yelpazeyi içeren Trompet Dansları eseri ve B. Bartók’un son eserlerinden biri olan Orkestra için Konçerto yapıtı yer alıyor. Avusturyalı saygın Şef Thomas Rösner’in yöneteceği konserde, performansı ile müzikseverleri büyüleyecek olan trompet sanatçısı Matthias Höffs de yer alacak.

Öğretmenler Günü Konseri, 22 Kasım Saat 20.00’da Türk Telekom Opera Salonu’nda.

NEYZEN TEVFİK “HİÇ”

Uğur Yücel’in yıllar sonra tiyatro sahnelerine döndüğü tek kişilik oyunu Neyzen seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Oyunda, Hiç’in peşinde alemlerde bazen mecnun bazen meczup gezerken Marmara Denizi kadar rakı içtiği rivayet edilen, veli ile deli arasında ince çizgide tekkesi kalbi olarak yaşamış̧ Neyzen’in hayat hikayesi anlatılıyor.

Neyzen Tevfik “Hiç”, 22 Kasım saat 20.30’da AKM Tiyatro Salonu’nda.

KIRMIZI KÜRE- İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen, Pınar Akkuzu’nun kaleme aldığı “Kırmızı Küre” oyunu, Güray Dinçol’un yönetiminde minik sanatseverler ile buluşuyor. Oyuncu kadrosu Çiğdem Aygün, Cansın Işık, Demet Ergün, Özen Çağla, Yasemin Taş, Adem Yıldırım, Ferhat Işıktaş’tan oluşuyor.

Kırmızı Küre, 24 Kasım Saat 15.00’da AKM Tiyatro Salonu’nda.

WARHOL’UN DÜNYASI- POP ART’IN İKONU

28 Eylül- 31 Aralık tarihleri arasında AKM Çok Amaçlı Salon; modern sanatın en önemli isimlerinden biri olan Andy Warhol’a adanan “Warhol’un Dünyası – Pop Art’ın İkonu” sergisine ev sahipliği yapıyor. Warhol, Pop Art akımının öncülerinden biri olarak sanat ve yaşam arasındaki sınırları ortadan kaldıran eserleriyle tanınıyor. Sergide, Warhol’un tanınmış eserlerinin yanı sıra özel koleksiyonlardan seçilen eserler de sanatseverlerle buluşuyor.

Warhol’un Dünyası- Pop Art’ın İkonu 28 Eylül- 31 Aralık tarihlerinde AKM Çok Amaçlı Salon’da.

PABLO PICASSO- RESİMDEN SERAMİĞE BİR SERÜVEN

AKM Galeri’de yer alan “Pablo Picasso: Resimden Seramiğe Bir Serüven” sergisi, ünlü sanatçının orijinal gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan 170 eseri sanatseverlerle buluşturuyor. Kariyerine Paris’te başlayan ve burada Montmartre’daki “Bateau-Lavoir” atölyesinde tanınan Picasso, dönemin önemli sanat tüccarlarıyla tanışarak sanat dünyasında hızla yükseldi. Bohem yaşam tarzı ve tutkulu ilişkileriyle tanınan sanatçının eserleri, bu dönemde yaşadığı aşklardan derin izler taşıyor. Picasso’nun sanatı, yıllar içinde farklı stiller ve tekniklerle sürekli evrim geçirdi. Kübizm’in öncülerinden biri olan Picasso, 1907’de tanıştığı Derain ve Braque ile birlikte bu akımı geliştirdi. Sergide yer alan eserler, Picasso’nun sanat yolculuğunun çeşitli evrelerini ve onun sanatsal dönüşümlerini kapsıyor.

Pablo Picasso: Resimden Seramiğe Bir Serüven; 28 Eylül-31 Aralık tarihlerinde AKM Galeri’de.

Devamını Okuyun

Sanat

Akbank Çocuk Tiyatrosu “Ne Olacağım Ben” İle Perdesini Açtı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Akbank Sanat, sanatın büyülü dünyasını her yaştan sanatseverle buluşturmaya devam ediyor. Akbank Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen ve çocukların yaratıcılıklarını geliştirip hayal güçlerini genişletmeyi amaçlayan “Ne Olacağım Ben” oyunu, çocuklara hayallerinin peşinden gitmenin önemini anlatıyor…

Bu yıl 52. yaşını kutlayan Akbank Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Ne Olacağım Ben” adlı müzikal, perdesini açarak çocuklarla buluşmaya başladı. Oyun, Mayıs 2025 tarihine kadar çocukları ilham verici bir yolculuğa çıkararak, geleceğin sanatseverlerini ağırlayacak.

Onur Demircan’ın yazdığı, Tuluğ Tırpan’ın müziğiyle zenginleştirilen ve Zeynep Anacan’ın şarkı sözlerine imza attığı bu eğlenceli ve düşündürücü oyun, sürekli ders çalışıp test çözmek zorunda hisseden Leyla’nın, anne babası gibi mühendis olma hayalini gerçekleştirmek isterken ilham perisi Thalia ile tanışmasını ve hayatında yeni ufuklar açılmasını konu alıyor.

5 yaş ve üzeri çocuklara yönelik “Ne Olacağım Ben” oyunu, sezon boyunca Akbank Sanat’ta sahnelenecek.

Süre: 60 dakika
Program Takvimi:
16-30 Kasım 2024 / 12.00-13.00
14-21 Aralık 2024 / 12.00-13.00
11-25 Ocak 2025 / 12.00-13.00
8-22 Şubat 2025 / 12.00-13.00
1 Mart 2025 / 12.00-13.00
5-19 Nisan 2025 / 12.00-13.00
3-17 Mayıs 2025 / 12.00-13.00

Bilet. Öğrenci 114.50 TL – Yetişkin 134.50 TL / Biletler Biletix’te ve Tiyatrolar.com’da.

Yazan: Onur Demircan
Şarkı Sözleri: Zeynep Anacan
Müzik: Tuluğ Tırpan
Oyuncular: Ayşe Köksal, Gamze Çelik, Müge Gülgün, Tuğra Can
Yöneten: Mehmet Ergen
Dekor: Laura McEwen
Kostüm: Gül Sağer
Işık: Yakup Çartık
Koreografi: Gürdeniz Bursalı
Reji Asistanı: Zeynep Tuğçe Koşucu
Prova Piyanisti: Onur Ermez

Devamını Okuyun

En Çok Okunanlar