Yönetmenlik hayatına korku filmi ile başlayan Hollandalı yönetmen Halina Reijn yeni bir teen slasher filmi için tekrar yönetmen koltuğuna oturdu. Korku/Komedi olarak kategorilendirilen filmin vizyon tarihi iki kez ertelenerek 28 Ekim’de beyazperde de seyircisi ile buluşmaya gün sayıyor. Amandla Stenberg ve Mariya Bakalova başrolu paylaşırken Myha’la Herrold, Rachel Sennott, Pete Davidson, Chase Sui Wonders ve Lee Pace’de başrollere eşlik ediyor.
1 saat 35 dk süren film bir grup gencin eğlenmek için evde oyun oynarken kendilerini buldukları bambaşka bir durumu konu ediyor. Şehre büyük bir kasırga gelmektedir. Bu esnada yirmili yaşlarındaki bir grup zengin genç içlerinden birinin şehirden uzaktaki malikanesinde parti vermeye karar verirler. Eğlenceli başlayan parti gecesi bir oyun oynamaya karar verirler fakat oyunun beklenenden farklı ilerlemesi ve içlerinden birinin ölmesiyle oyun korkunç bir durum alır. Oyun, onların birbirlerine kazık atmalarına ve sahte arkadaşlıklarının ortaya çıkmasına yok açar.
Film Nasıldı?
Yazıya önce filmi sevdiğimi söylemekle başlamak istiyorum. Sonları hiç beklemediğim şekilde biten filmler benim için hep bir güzel olmuştur. Ama bu sefer filmin sonundan ziyade kendisi de beni şaşırttı. Filmi çarşamba günü Biletinial’ın daveti üzerine erkenden izledik. Ben filme afiş nedeni ile pek umursamayarak, kötü olacağını düşünerek önyargı ile gittim. Film lakin beni çok şaşırttı. Filmde gençlik var, eğlence var, gerilim var, scare jump var üstüne film zaten teen slasher filmi, konusuda güzel daha ne isteyeyim ki. Euphoria ve Elite dizilerini sevenleri de kendine çeken bir yapım. Oyunculuklar bazen gereksiz mimiklerle yormuş olsada gayet temiz iş çıkartmışlar. Zaten mekan, ışıklar ve bence bir filmin merkezi taşı filmde kullanılan müziklerdir. Ve bu işi çok iyi yapmışlar. Şimdi gel gelelim filmin kötü yönlerine. Filmin süresi daha az olabilirdi ama beyazperdeye koyabilmek süreyi 90dk yapmak zorundalar, klasik korku filmi klişeleri de vardı. Ortamda bir bıçak varsa muhakkak o birine girer, silah varsa herkes silahın üstüne atlar ve silah birinde patlar ya da boğuşma esnasında biri yanlışlıkla diğerini öldürür gibi klişeler mevcut. Filmde elektrikler kesik diye telefon fenerini kullanıyorlar ama o telefon nasıl bir telefon ise çıkan hiç bir darbeden etkilenmiyor en öenmlisi şarjı bitmiyor, bu nasıl mümkün olur demeyin onlar zengin diyerek geçiştiriyorlar.
Filmin sonunda katilin kim olduğunu öğrenirken biraz patlıyorsunuz çünkü ben hiç tahmin edemezdim. Kristen Roupenian ve Chloe Okuno’nun kaleme aldığı film 28 Ekim Cuma günü vizyonda. Gençlik, korku, gizem filmi sevenler kaçırmasın. Filmin fragmanını sizler için ekledim. Şimdiden iyi seyirler.
2018 yapımı Kayıp Aranıyor – Searching filminin senarist ve yapım ekibinden bu kez Kayıp – Missing isimli yepyeni bir film geldi.
Ben 2018 yapımı olan filmi çok beğenmiştim filmdeki hiçbir karakter bize bir film kamerası görüntüsü ile gösterilmiyor bunun yerine telefon, bilgisayar kamerası ve güvenlik kamerasındaki görüntülerle izletiliyordu.
Ve teknoloji anlamında da sıradan bir vatandaşın bir bilgisayar ve internetle yapılabileceği ne varsa bunun maksimumunu izliyorduk. Bu yeni film de ilkinin izinden gidiyor. Aslında ne karakterler ne de hikaye ilkinin devamı değil ama tarz ve format ilki ile aynı ve burada da yapım ekibi ilk filme çok yakın düzeyde başarılı bir iş çıkartmış bunu net olarak söyleyebilirim.
Netflix Dizisi Olmuş !
Yapım ekibi ve senaristler aslında ilk film Kayıp Aranıyor ile bu film Kayıp’ı birbirine bağlayan bir küçük sürpriz de yapmışlar ve filmin girişinde baş karakterimiz June’u MacBook’undan Netflix dizisi izlerken görüyoruz, bu dizi ilk filmde yaşanan olaylardan uyarlanmış olarak lanse ediliyor.
Advertisement
Ters Köşeleri Bol
Filmde olaylar ve kişilerle ilgili aklınıza gelenler sizi ters köşe yaparak finale kadar ilerliyor. Kayıp Aranıyor’u izlemediyseniz Netflix’de bulabilirsiniz ve beğendiyseniz bu filmi de kaçırmayın. Çünkü haftanın en iyi filmi desem yeridir.
Kayıp Filmi İçin Son Söz
Apple marka ürünleri maksimuma yakın şekilde nasıl kullanacağınızı ve internetten bir sevdiğinizi nasıl bulap kurtabileceğinizi görmek için seyredilir. Ayrıca baş rolde Last Of Us dizisinde bir bölüm izlediğimiz Star Reid’i başrolde izlemek de cabası.
Son dönemde izlediğim Marvel + DC sinematik evreninden devam eden serilerin yeni filmleri (Ant-Man ve Wasp : Quantumania) ya da yeni süper kahraman filmleri (Black Adam) beni biraz hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Özellikle devam filmlerinde ilk filmin ya da ilk filmlerin tadını çok alamadığımızı söyleyebilirim.
Black Adam’da insanları kurtaracağız derken şehri darmadağın etmeleri ve hataları ya da Ant-Man 3’deki yaşadığım hayal kırıklıkları Shazam Tanrıların Öfkesi filmine giderken benzer bir durumla karşılaşıp karşılaşmayacağımı düşündürdü. Biraz korkarak gittim.
Shazam Tanrıların Öfkesi Eğlenceli
En sonda söyleyeceğimi başta söylemem gerekirse Shazam serisinin ikinci filmi de tıpkı ilkinde olduğu gibi beni eğlendirdi. Filmin başından sonuna farklı süper kahramanlara farklı filmlere yapılan göndermeler çok yerinde ve komikti. Bunun dışında ilk filmin aksine hikayenin artık bu döneminde kahramanlarımız süper güçlerini keşfetmiyorlar çünkü onu birinci filmde tamamlamışlardı. Bu filmde ise süper güçlerini kullanarak şehri tehlikelerden korumaya çalışıyorlar tabi bunu beceriksizce yaptıkları için de çeşitli alaycı ifadelere maruz kalıyorlar.
Shazam Tanrıların Öfkesi Filminin Yeni Karakterleri Nasıl?
Yeni filmde dahil olan yeni karakterler dikkat çekici özellikle Lucy Liu bu filmde bence inanılmaz derecede genç görünüyordu bilgisayar efektiyle mi yoksa çeşitli tıbbi operasyonlarla mı bilemiyorum ama gençleşmiş vaziyetteydi ve fragmanda da görmüşsünüzdür onun ejderha üzerinde uçtuğu bir sahnede Shazam ona Kkalesi diye hitap ederek orada da güzel bir espri patlattı.
Advertisement
Shazam Tanrıların Öfkesi’nde Sürpriz Sahne Var mı?
Shazam Tanrıların Öfkesi filminde iki tane after credits sahnesi var ve bu iki sahneden ilki bence çok çok önemli ama bunun dışında finalde ise acayip bir “Süper Kahraman” süprizi ile karşılaşıyoruz. DC evreninden güzel bir süper kahraman konuk olarak finalde yer alıyor.
Shazam Tanrıların Öfkesi İçin Son Söz
Tıpkı filmdeki kahramanlarımız gibi çocukluktan ergenliğe geçmiş olan genç kitlenin seveceği tarzda bir süper kahraman serisi olan Shazam’i ben de bu tarz ergen filmlerini halen çok çok sevdiğim için keyif alarak izledim. Moralimizin alt üst olduğu kalbimizin halen sorunlar yaşayan vatandaşlarımız için attığı şu günlerde sadece 130 dakika için moral motivasyonumuzu değiştirecek ideal bir yapım olduğunu düşünüyorum.
Hafta sonu size de şimdiden iyi seyirler diliyorum
Bir insanın zaman makinesi olsa, geçmişte yaptıkları pişmanlıklarını düzeltmek harici gideceği ilk yerlerden birisi Dinozorları görmek olacaktır. Peki sizin zaman makineniz olmadığına göre (yada olup bize söylemediğinize göre) sizler için Adam Driver 65 Milyon yıl önceki dünyaya gitti. Hem de zaman makinesi olmadan! Peki başına neler geldi?
Film Nasıldı?
Filmde 2 başrol karakterimiz var. Birisi çok sevilen (arkadaşlarım arasında ‘Çin malı Keanu Reeves’ lafı geçen) Adam Driver. Marriage Story filmi ile hepimizin alkışını kazanan Adam Driver oyunculuk konusunda da bu filmde hiçbir sıkıntı çekmemiş. Hatta öyle ki performansı kesinlikle bir alkışı hak ediyor. Diğer başrolümüz ise Ariana Greenblatt. Henüz daha 16 yaşında olan Ariana Greenblatt daha öncesinde Avengers Infinity War filminde Gamora karakterinin küçüklüğünü canlandırmıştı. Bu filmde ise karakterini harika canlandırmış. Bu ikili arasındaki uyum beni Logan filmine götürdü diyebilirim.
65 Filmi
Peki oyunculukları beğendiğimize göre bir diğer bayıldığımız unsura gelelim. Efektler. Özellikle açılış sahnesi ve tabii ki ilerleyen dakikalardaki patlama ve dinozor efektleri gerçekten çok başarılıydı. Son dönemde efekt yapma işi kolaylaşmasına rağmen filmlerin efektleri aşağı doğru gitse de 65 filmi kesinlikle bundan etkilenmemiş.
Süre kullanımına ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Filmi ilk duyduğumda 1 saat 30 dakika gibi bir süre görmek beni şaşırttı ancak bu süreyi gayet verimli kullandıklarını düşünüyorum.
AMA
Filmin bazı kesin ve net kurgu hataları var. Örneğin filmin açılış sahnesi ile ilgili bir olay için, filmin ortalarında bir gelişme yaşanıyor ancak siz bunu çok fazla anlayamıyorsunuz. Filmin sonuna geldiğinizde ise ‘Ee bu yaşandıysa Ne zaman oldu? Bana niye böyle verdiler?’ gibi üzücü cümleler kurarak filmden ayrılıyorsunuz.
Advertisement
Ayrıca film ilerlerken size göstere göstere ‘Şuraya bağlayacağız’ diyorlar. Bu fikir benim hoşuma gitti ancak bu süreçte yaşanan klişeler biraz da olsa gözüme battı. Büyük resme baktığımda bağladıkları yer güzel ancak küçük parçalarla klişeye sürüklemesi kötü.
65 Filmi
Söylemeden geçemeyeceğim bir de filmin başından ortasına kadarsürekli gelen bir Jumpscare sahneleri olması bir aksiyon filmi için rahatsız edici bir unsur. Belki 3-4 tanesi göz ardı edilebilir ancak bu filmde çokça bulunuyor.
Filmi İzlemeli Miyim?
Günümüz şartlarında bir sinema biletine 70-150 lira arasında para vermeyi dışarıda bırakarak konuşacağım. Aksi takdirde hiçbir filme gitmemeliyiz diye yorumlamak durumunda kalırım 🙂 65 Filmine gitmenizi öneririm, 1 saat 30 dakikalık süresini gayet güzel kullanan, çerezlik bir aksiyon filmi. 10 Mart Cuma günü Vizyonda! Şimdiden iyi seyirler.
You must be logged in to post a comment Login