Bizimle iletişim kur

Yaşam

Pelin Bozkurt Bilgiç’ten Bağışıklık Arttırıcı Mucize Tarif

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Dengeli ve düzenli sağlıklı beslenme, virüslere karşı sahip olduğumuz en iyi savunmalardan biri. Bugün yediklerimiz yarınki zihinsel, fiziksel ve ruhsal halimizi etkiliyor. Bugün vücudumuza koyduğumuz her şey, yarın hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu bağışıklığımızı düzenlemeye yardımcı olacak güce sahiptir.

Tarihe baktığımızda, virüsler dalgalar halinde gelmiş. Şu anda da bir dalganın içindeyiz. Bizler, dalganın içine girmemek veya dibe batmamak, bağışıklığımızı artırmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Wellbeing Chef Pelin Bozkurt Bilgiç virüslere maruz kaldığımız bu dönemde bizimle önemli ipuçları paylaşıyor. Özellikle çok basit malzemelerle, evde hazırlanan mucize tarifi her gün yememiz gerektiğinin de altını çiziyor.

Öyleyse bazı temel bilgileri gözden geçirelim ve sonra bağırsaklara ve bağışıklık sistemine yardımcı olmak için bugün yapabileceğiniz bir şeye geçelim.

Reklam

Bağışıklık sisteminizin % 70-80’i bağırsağınızda olduğu bilgisi net.
Bağışıklık sistemine ait hücrelerin yanı sıra, bağırsağınız ayrıca bir dünya başka sakinleri ağırlıyor. Bu bakteri ve maya toplulukları, bağışıklık sisteminizle etkileşime girerek vücudu ateşleyen veya yatıştıran sinyaller gönderir. Bu sinyaller, enfeksiyon riskinizi artırır veya en aza indirir. Hangisinin olacağı size bağlı.

Bağırsağı güçlendirmenin, yeniden inşa etmenin veya bağışıklık sistemini desteklemenin en kolay yollarından biri, doğal probiyotik olan sebzelerdir. Market raflarında bulunmaz. Sizin mutfağınızdan çıktığında ancak şifası olur.

Öyleyse Pelin Bozkurt Bilgiç’in mikrobiyotamızı süper probiyotiklerle güçlendirmek için evde kolayca yapabileceğiniz tarifini vermek isteriz.

ENFLAMASYONUN 4 ATLISI

Biberiye
Kekik
Adaçayı
Lavanta

Reklam

Bu dört bitki güçlü antiviraldir.

Doğal bitkiler oldukları için bağırsaktaki iç ekosisteme veya bağışıklık sistemine zarar vermezler.

Pelin Bozkurt Bilgiç baharatların gücünü de kullanmamız gerektiğini söylüyor. “Bir de benim 3 K formülüm var. Kişniş – Kimyon – Kakule.
Kişnisin limonsu, kakulenin tatlı, kimyonun topraksı tadı ile hepsi müthiş uyumu yakalıyor. Bu 4 atlı ile 3 K yı bir sebzeyle buluşturalım.”
diye de sözlerine ekliyor.

PELİN BOZKURT BİLGİÇ’den BAĞIŞIKLIK ARTTIRICI MUCİZE TARİF

Malzemeler:

Reklam

1 orta boy Jülyen doğranmış lahana üstteki yaprağını kenara alın daha sonra illaki kullanacağız.
1/2 tatlı kaşığı taze biberiye (veya 1/4 tatlı kaşığı kurutulmuş)
1/2 tatlı kaşığı taze kekik (veya 1/4 tatlı kaşığı kurutulmuş)
1/2 tatlı kaşığı taze adaçayı (veya 1/4 tatlı kaşığı kurutulmuş)
1/2 tatlı kaşığı taze lavanta (veya 1/4 tatlı kaşığı kurutulmuş)
1 diş sarımsak, ezilmiş
2 yemek kaşığı Kaya tuzu
Üzerini geçmeyecek kadar su
1çay bardağı kefir veya yoğurt suyu veya peyniraltı suyu. Ev yapımı olursa daha da şahane olur.

Adımlar:

Başlangıç için lahanayı 2 yemek kaşığı kaya tuzu ile iyice ellerinizle ovun, yumuşatın. Ovma esnasında suyunu salmaya başlayacak. En az 1 saat üzeri örtülü beklettikten sonra daha da çok su saldığını göreceksiniz. Üzerine ekleyeceğiniz peyniraltı suyu, yoğurt suyu veya kefir miktarını lahananın saldığı suya göre ayarlayabilirsiniz. Lahana, otlar ve sarımsağı biraraya getirip yavaşça karıştırın. Karışımı gerektiği büyüklükte cam kavanoza alıp sıkıca bastırarak yerleştirin. Sebzelerin genişlemesi için yukarıdan 2 parmak bırakarak mümkün olduğunca fazla havayı bastırarak alın. Ayırdığımız lahana yapraklarını üstüne yerleştirin yine bastırarak kapatın. Su lahananın üstüne çıkmalı ki hava ile temas etmesin. Üzerine temiz bir taş da koyabilirsiniz. Daha sonra 1 haftalığına gün ışığından uzak dolabın içine alın.

Lahanada doğal olarak bulunan bakteriler, daha asidik bir ortam oluşturmak için, şekerlerini yiyerek sihirlerini sergileyecekler. Bu, yararlı bakterilerin hızla çoğalmasını sağlayarak sizi birkaç günden birkaç haftaya kadar lezzetli, probiyotik açısından zengin bir fermente besin oluştururlar. Tuzlu suyu test etmek ve fermantasyon sırasında açığa çıkan gazları serbest bırakmak için kavanozu günde bir kez açın. Üstte bir tabaka oluşmuşsa, sıyırın. İlk 3 gün gaz çıkışı rahat olsun diye kavanozların kapağını tam kapatmıyabilirsiniz, 3.günden sonra kapağını kapatın. Oda sıcaklığında 1 veya 2 hafta bu şekilde fermente edebilirsiniz. Fermantasyonu yavaşlatmak için hazır olduktan sonra buzdolabına alabilirsiniz.”

Reklam
Devamını Okuyun
Reklam

Yaşam

Keanu Reeves’in Evi, Silahlı Hırsızlar Tarafından Soyuldu

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Keanu Reeves, hırsızların hedefi oldu. Reeves’in evine giren soyguncular koleksiyonundan silah çaldı.

Polis, Çarşamba akşamı saat 7 sularında yıldızın mülküne izinsiz giren bir kişi olabileceğine dair isimsiz bir çağrıya karşılık verdi. Memurlar olay yerine vardıklarında yaptıkları incelemede kimseyi bulamadılar.

Ancak polis, Reeves’in evindeki güvenlik alarmının çalması ve kendilerini uyarması üzerine saat 01:00 sularında evine geri döndü.

Reklam

Ne yazık ki bu, aktörün suçlular tarafından ilk kez hedef alınması değil. Aktör 2014 yılında iki kez hırsızların hedefi olmuş ve kısa bir süre önce de bu yılın başlarında evine gelen bir sapığa karşı yasaklama emri çıkarılmıştı.

Devamını Okuyun

Yaşam

Öfke Kontrolünde 10 Etkili Yol

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Gün içerisinde kaç kere kendinizi ‘sesinizi yükseltmiş, çenenizi ve yumruklarınızı sıkmış, kaşlarınızı çatmış buluyorsunuz? Ya da kalp atışlarınız hızlanmış, sinirden aşırı terlemiş, başına ağrı saplanmış ve fiziksel olarak titrerken…

Pek çok kişi ‘sayısız kere’ diyor şüphesiz; zira son yıllarda hızla yaygınlaşan, modern çağın yaygın endişesi haline dönüşen öfke sorunu 7’den 70’e herkesi etkisine almış durumda! Ancak dikkat! Uzmanlar; “Keskin sirke, küpüne zarar” sözü misali; aşırı öfkenin kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığının yanı sıra, sosyal ilişkilerini ve kariyerini de tehdit ettiğini belirterek “Öfke aslında tamamen normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Ancak öfkenin hayatımızın kontrolünü ele geçirmesine izin verdiğimizde yaptığımız her şeyi olumsuz etkiler. Sağlığımızı kaybetmemize neden olabilirken, sevdiklerimizle olan ilişkilerimiz zarar görür, çalışma hayatımızda sorunlara neden olabilir” diyor. Öfkeyle baş etmenin yollarını bulmanın çok önemli olduğunu, gerekirse uzman yardımı almaktan kaçınmamak gerektiğini vurgulayan uzmanlar, öfkeyi kontrol etmenin 10 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Sebebini belirleyin

Öfkenizi tetikleyen unsurların farkına varın ve uzak durulması mümkün olan tetikleyici etkenlerle aranıza mesafe koyun. Eğer mesafe koymanız ya da hayatınızdan uzaklaştırmanız mümkün olmuyorsa, günlük yaşamda sık sık karşılaşmanız gerekiyorsa bazı öfke yönetimi tekniklerini uygulayabilirsiniz. Öfke kaynaklarının farkında olmak, gününüzü farklı şekilde yapılandırmaya ve tahammül sürenizi uzatmanıza yardımcı olabilir. Soğukkanlılığınızı koruyamadığınız için insanları veya dış koşulları suçlamamanız gerektiğini unutmayın.

Reklam

Egzersiz yapın

Egzersiz yapmak yalnızca fiziksel sağlığınız için değil, aynı zamanda mental sağlığınız için de faydalıdır. Klinik Psikolog Gürdoğan “Öfke size bir enerji akışı sağlar. En iyi öfke yönetimi, kelimenin tam anlamıyla egzersiz yapmak ve fiziksel aktiviteye katılmaktır. İster hızlı bir yürüyüşe çıkın, ister spor salonuna gidin, egzersiz yapmak ekstra gerilimi yakabilir ve tahammül seviyenizi arttırabilir. Ayrıca egzersiz, zihninizi temizlemenize de olanak tanır. Uzun bir koşunun veya zorlu bir antrenmanın ardından, sizi neyin rahatsız ettiğine dair daha net bir bakış açısına sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz” diyor.

Uyarı işaretlerinizi tanıyın

Öfkeniz arttığında hala uyarı işaretleri olması muhtemeldir. Bunları erken tanımak, öfkenizin kaynama noktasına ulaşmasını önlemek için harekete geçmenize yardımcı olabilir. Yaşadığınız öfkenin fiziksel uyarı işaretlerini düşünün. Belki kalbiniz daha hızlı atıyor ya da yüzünüz ısınıyor. Belki de yumruklarınızı sıkmaya başlarsınız. Ayrıca bazı bilişsel değişiklikleri de fark edebilirsiniz. Belki zihniniz yarışıyor ya da “kırmızı görmeye” başlıyorsunuz. Uyarı işaretlerinizi tanıyarak, anında harekete geçme ve daha büyük sorun yaratacak şeyleri yapmaktan veya söylemekten kendinizi alıkoyma fırsatına sahip olursunuz. Nasıl hissettiğinize dikkat etmeyi öğrenin; böylece uyarı işaretlerini tanıma konusunda daha iyi olursunuz.

Mola verin

Reklam

Kendinize bir mola verin. Başkalarından kendinizi soyutlayacağınız uygun zamanlar yaratın ve bu süreyi sessiz şekilde duygularınızı nötr hale getirmeye odaklayın. Hatta ister gece ister gündüz kendinize ayıracağınız bu zaman dilimini o kadar faydalı bulabilirsiniz ki, bunu günlük rutininize dahil etmek isteyebilirsiniz.

Meditasyon yapın

Yapılan bilimsel çalışmalara göre; meditasyonun öfke kontrolünü sağlamada ve insan duygularını kontrol etmede son derece faydalı olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Derin nefes egzersizleri gibi basit meditasyon teknikleriyle işe başlayabilirsiniz. Günlük yaşantınıza mutlaka nefes egzersizlerini ekleyin” diyor.

Kin tutmayın

Affetmek güçlü bir araçtır. Öfkenin ve diğer olumsuz duyguların olumlu duyguları gölgede bırakmasına izin verirseniz, kendinizi kendi kırgınlığınız veya adaletsizlik duygunuz tarafından yutulmuş halde bulabilirsiniz. Sizi kızdıran birini affetmek, hem durumdan ders çıkarmanıza hem de ilişkinizi güçlendirmenize yardımcı olabilir.

Reklam

Sağlıklı beslenin

Günümüzde çok sayıda bilimsel çalışmanın, beslenme-öfke bağlantısının geçerliliğini desteklediğini belirten uzmanlar şöyle konuşuyor: “Örneğin; trans yağ asitlerinden zengin bir beslenme, artan saldırganlıkla doğrudan bağlantılıyken, omega 3 eksikliği de sinirliliğe yol açabilen depresyonla ilişkilendirilmiştir. Avusturalya’da araştırmacıların üç aylık bir denemesinde ise; sağlıksız beslenen ve orta/ şiddetli depresyonla mücadele eden katılımcılar izlenmiş; Akdeniz diyetine yönelen kişilerin yüzde 32’sinin depresif belirtilerde tamamen gerileme yaşadığı, sağlıksız beslenen ancak genel grup terapisi alanlarda bu oranın yüzde 8 olduğu görülmüştür.”

Öz farkındalığınızı geliştirin

Öfkenin en yaygın öncülleri arasında; stres, kaygı, korku, depresyon, yorgunluk veya incinme yer alır. Özfarkındalık geliştirerek duygularımızı tanımayı ve etiketlemeyi öğrenebilirsek, bu farkındalık bize öfke duygularına en iyi nasıl tepki vereceğimizi belirlememiz için zaman verecektir. İnsanın öfke duygularına nasıl tepki vereceğini genellikle kendi ailesinden öğrendiğini belirten Klinik Psikolog Gürdoğan “Öğrenilen herhangi bir davranış unutulabilir ve duygusal zekadaki becerilerin geliştirilmesi öğretilebilir. Özfarkındalık için profesyonel bir destek almak etkili olabilmektedir” diyor.

Tepki vermeden önce 1 saniye durun ve…

Reklam

Sizi sinirlendiren bir durumla karşılaştığınızda tepki vermeden önce bir saniye durun ve kendinize ‘sakin olmanız’ gerektiğini hatırlatın. Kendinizi sakinleştirmek için nefes alış-verişinize odaklanabilir veya sakinleştiğinizi hissedene kadar saymayı deneyebilirsiniz. Eğer öfkenizi bastıramıyorsanız konuşmanızı bir süre erteleyin.

Yeterli ve kaliteli uyuyun

Yapılan bilimsel çalışmalar; uyku yoksunluğu ile artan öfke ve saldırganlık gibi ruh hali değişiklikleri arasındaki bağlantıyı destekliyor. Uzmanlar; her gece yeterli miktarda ve kaliteli uykunun öfke ve saldırganlığı azalttığını belirtiyor. Kaliteli bir uyku için yatağınızı, televizyon izlemek ya da yemek yemek için değil uyku aracı olarak kullanmanız, uyku rutini oluşturmanız ve odanızın karanlık olmasına özen göstermeniz gerekiyor.

Reklam
Devamını Okuyun

Yaşam

Weeknd, İsrail-Hamas Savaşı Sırasında Gazze’deki İnsanları Desteklemek İçin Milyonlarca Dolar Bağışladı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Weeknd Gazze’deki sivilleri desteklemek için büyük bir bağış yapıyor…

İsrail ile Filistinli Hamas arasında 7 Ekim’de patlak veren savaştan bu yana Gazze’de 15.000’den fazla insan öldürüldü.

Bölgede İnsani Kriz Sürüyor

33 yaşındaki “Blinding Lights” şarkıcısı, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’na milyonlar bağışlayacak. 4 milyon acil yemek sağlamak için XO İnsani Yardım Fonu’ndan 2,5 milyon dolar bağışlıyor. Katkı, iki hafta boyunca 173.000’den fazla Filistinliyi doyuracak.

Reklam

WFP (Dünya Gıda Programı)’nin Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölgesi Direktörü Corinne Fleischer bağışla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “WFP Gazze’ye yardım sağlamak için gece gündüz çalışıyor ancak çaresiz durumdaki yardımın büyük ölçüde artırılması gerekiyor.” açlık düzeyini görüyoruz. Ekiplerimizin güvenli ve sürekli insani erişime ve mümkün olduğu kadar çok insana ulaşabilmek için bağışçıların sürekli desteğine ihtiyacı var. Filistin halkına yaptığı bu değerli katkı için Abel’a teşekkür ediyoruz. Başkalarının da Abel’ın örneğini takip edeceğini ve çabalarımızı destekleyeceğini umuyoruz.” dedi.

Kaynak: Just Jared.

Devamını Okuyun

Yaşam

“Çocuklarda Kansızlık” Okuldaki Başarıyı Etkiler Mi?

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Çocuklarda kansızlık (anemi), en sık görülen kan hastalıklarında ilk sırada yer alıyor. 6 ay ila 2 yaş arasındaki çocuklarda iştahsızlık, kilo alamama, ciltte solukluk, huzursuzluk, anneye aşırı düşkünlük, ağladıktan sonra nefessiz kalma veya anormal şeyler yeme gibi sorunlar, çocuklarda görülen aneminin en yaygın nedeni olan demir eksikliğine işaret edebiliyor…

Çocuk Hematolojisi uzmanları, bu belirtilerin görülmesi halinde erken tanı için mutlaka hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Zira, küçük yaşta uzun süre demir eksikliği olan çocuklarda IQ seviyesinin yaşıtlarına göre birkaç puan düşük olduğu gösterilmiştir. Demir eksikliğinde vücudun bağışıklık sistemi de etkileniyor. Dolayısıyla kansızlık hem IQ seviyesini etkileyerek çocuğun okul başarısının düşmesine, hem de bağışıklık sistemini etkileyerek daha sık hastalanıp daha geç iyileşmesine neden oluyor. En yaygın nedeni demir eksikliği olsa da pek çok etken kansızlığa yol açabiliyor. Bu nedenle altta yatan etkenin zamanında teşhis ve tedavi edilmesi, çocuğun sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için çok önemlidir” diyor.

En önemli anemi nedeni demir eksikliği

Çocuğun yaşına göre hemoglobin değerinin düşük olmasına ‘anemi’ denildiğini belirten uzmanlar, bu hastalığın nedenini “Alyuvarların içinde bulunan hemoglobin vücuttaki tüm dokulara oksijen taşınmasını sağlıyor. Alyuvarların üretimi sırasında demire, Vitamin B12’ye ve folik asite ihtiyaç vardır. Bunların eksikliğinde alyuvar yapımı azalıyor ve kansızlık ortaya çıkıyor” diye anlatıyor. Çocuklarda anemi en sık 6 ay ile 2 yaş arasında görülüyor. Uzmanlar, çocuklarda bu dönemlerde en önemli anemi sebebinin demir eksikliği olduğunu belirterek, “Anne sütündeki demirin emiliminin çok iyi olması nedeniyle doğumdan itibaren emzirilen çocuklarda 6 aydan önce demir eksikliği görülmüyor” diyor. Demir eksikliğini önlemek için prematüre bebeklere 2. ayda, zamanında doğan bebeklere de 4. ayda başlayarak bir yaşına kadar demir damlası verildiğini belirten uzmanlar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Koruyucu damlaya rağmen demir eksikliği gelişen çocuklara ise daha yüksek dozda demir veriliyor. Bu nedenle tüm bebeklere 9-12. aylarda kan sayımı ile demir ve vitamin B12 düzeyi ölçümü yapılması tavsiye ediliyor”

Reklam

Hatalı beslenme demir eksikliği riskini artırıyor

Ek gıdalara erken başlamak ve bir yaşından önce inek sütüyle beslemek bebeklerde demir eksikliği riskini artırıyor. Daha büyük yaşlardaki çocuklarda günde yarım litreden fazla inek sütü, çay, kahve ile gazlı gıdalar tüketmek de önerilmiyor. Ayrıca et, yumurta ve C vitamini içeren meyve ve sebzeleri az tüketmek de demir eksikliğine sebep olabiliyor. Bu nedenle kansızlığa karşı kırmızı et, karaciğer, dalak, yumurta sarısı, nohut, kuru fasulye, mercimek, ıspanak, karalahana, brokoli, domates, üzüm ile karadut pekmezi, hurma, antep fıstığı, kaju, kuru üzüm, kuru erik ve kuru kayısı gibi demirden zengin gıdalarla beslenmek büyük önem taşıyor.

Vitamin B12 eksikliğine dikkat!

Çocuklarda görülen aneminin bir diğer sebebinin vitamin B12 eksikliği olduğuna işaret eden uzmanlar, “İlk aylarda bebekler B12 vitaminini annelerinden alıyorlar. Bu yüzden annelerin hem gebelikte, hem de emzirme döneminde beslenmelerine dikkat etmeleri, ihtiyaç varsa demir ve vitamin ilaçları kullanmaları bebek için çok önemlidir. Zira, erken çocukluk döneminde vitamin B12 eksikliği olursa anemiye ilave olarak çocuğun nörolojik gelişimi duraklıyor. Oturma, emekleme, yürüme, öğrenme ve beyin gelişim gecikmesi olabiliyor. Dolayısıyla vitamin B12 tedavisinin zamanında yapılması gerekiyor” diyor. Vitamin B12 eksikliği belirtileri “solukluk, iştahsızlık, çok uyuma, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, baş dönmesi, denge bozukluğu, ağız içinde ve dilde çatlak, ağrı, kızarıklık, karın ağrısı, uzun süren ishal” olarak sıralanıyor. Bu çocukların vitamin B12 yönünden zengin olan kırmızı ve beyaz et, karaciğer, dalak, yumurta, süt, yoğurt, peynir, kefir, balık (somon, sardalya, alabalık, ton balığı, uskumru) gibi gıdalarla beslenmeleri tavsiye ediliyor.

Bu hastalıklar da anemiye yol açabiliyor!

Reklam

Demir ve Vitamin B12 eksikliği dışında Akdeniz anemisi taşıyıcılığı ve hastalığı (talasemi), sarılıkla birlikte olan hemolitik anemiler, orak hücre anemisi ve kronik hastalık (böbrek, karaciğer, romatizmal, enfeksiyon) anemisi gibi etkenler de anemi nedeni olabiliyor. Lösemi hastalarında kemik iliğinin anormal hücrelerle kaplı olması sebebiyle alyuvar üretimi azaldığı için anemi oluşabiliyor. Ciltte solukluk, kemik ağrıları, ateş, burun ve diş eti kanamaları, vücutta morluk, boyunda bezelerin büyümesi gibi belirtiler görüldüğünde mutlaka çocuk hematoloji uzmanına başvurmak gerekiyor.

Devamını Okuyun
Reklam

En Çok Okunanlar