Bizimle iletişim kur

Köşe Yazıları

Tehlikeli Oyun Film Yorumu Poker Face Filmi Nasıl?

Bugün sizler için Poker Face (Türkçe çevirisi ile Tehlikeli Oyun) Filmini izledik. Peki ya film nasıldı?

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Russell Crowe‘un hem Yönetmenlik koltuğunda oturduğu, Hem senaryosunu kaleme aldığı ve hem de başrolü üstlendiği Tehlikeli Oyun filmini sizler için izledik. Dilerseniz film nasıldı bir göz atalım.

Filmden çıktıktan sonra aklıma ilk gelen şeyi aktararak başlamak istiyorum. Bildiğiniz üzere edebiyatta Öyküleme diye bir tür vardır. Bu tür kısaca bir olay üzerine değil de etrafı betimleme, tarif etme üzerine kuruludur. Poker Face filmi ise bir roman olsaydı aynen bu tür olurdu.

Film aman aman bir hikaye üzerinde şekillenmiyor. Hem konu hem uzunluk olarak konuşuyorum. Filmde genel olarak Pahalı Evler, Ultra Lüks Arabalar ve Oyuncuların Mimikleri asıl filmde olan şey. Hali hazırda 1 saat 40 dakika süresine bu senaryoyu yedirmek zor bir iş çünkü hikaye gerçekten hiçbir şey değil.

poker face 3

Bu kötü bir şey mi derseniz baktığınız yöne göre değişir. Ben açıkçası bu mekanları, bu çekimleri ve bu yaşamları gördüğüm zaman hoşuma gitti ancak film gibi değil de belgeselimsi bir gözle baktım.

Kısacası Sinematografi üst düzey olsa da maalesef genel hikaye için aynısını söyleyemeyeceğim. Ayrıca senaryo çok usta işi yazılmasına rağmen bu benim hoşuma gitmedi. Senaryonun tekniği genel olarak alakasız birileri gözüksün, biz bunu çok ileri dakikalarda laf arasında yedirelim, seyirciye öğretelim gibi olmuş.

Reklam

Poker Face , Sinematografi olarak çok hoşuma gitse de maalesef benim için sınıfta kalan bir film oldu. 25 Kasım’da vizyona girecek olan bu filme yine de bir şans verin derim.

Devamını Okuyun
Reklam
Yorum gezintisi

Yorum yazabilmek için giriş yapın Giriş

Yorum Yaz

Köşe Yazıları

Gece Yüzüşü Yorumları – Tolga Yiğit Yazdı

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Kuşkusuz son dönemin korku filmlerinde en söz sahibi yapımcı şirketi olan Blumhouse korku severler için her filmiyle gündemi belirliyor. Filmlerini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz bundan bağımsız olarak söylemeliyim ki; Blumhouse korkularımızı ve fobilerimizi farklı fikirlerle filmleştirmeye devam ediyor.

Bu arada dikkatinizi çekmiştir Siyah Telefon, M3GAN gibi bazı filmleri çok dikkat çekip çok izlenirken bazı filmleri biraz başarısız kalıyor. Ama onlar her cazip korku fikrini film yapmaya devam ediyor. Bu film de 2014 yapımı aynı isimli bir kısa filmden uyarlanmış.

Yapım şirketi Gece Yüzüşü Night Swim’de de havuzda yüzmekten ve derine dalmaktan korkusu olanlar için havuzu farklı bir fikir ekleyerek kabusa çeviriyor.

Yani eğer havuzlardan korkuyorsanız filmi izlemeyin. Ama bu durum filmin çok başarılı bir korku gerilim filmi olduğu anlamına gelmiyor. Yani filmden çok korkuttuğu için değil de fobinizi deşmemek için uzak durun.

Reklam

Banshees of Inisherin filmindeki performansını çok beğendiğim Kerry Condon filmin başrolünde ve o filmdeki performansının altında kalsa da senaryonun izin verdiği ölçüde elinden geleni yapıyor. Peki Gece Yüzüşü için son söz gelelim.

Gece Yüzüşünü Kimler İzlemeli?

İliklerinize kadar korkmak istiyorsanız bu film o düzeyde korkutmadığı için size göre değil ve Final sahnesindeki ailenin fertlerinden bazılarının tepkisiz duygusuz hali sizi rahatsız etmeyecekse (benim için o sahne hayal kırıklığı yarattı) korku filmi tutkunuysanız bir havuzun neler yapabileceğini izlemek için bu filmi tercih edebilirsiniz. Bilet alırken filmin bu sezonun iddialı korku filmi olmadığını unutmayın.

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Dune Çöl Gezegeni Bölüm İki Yorumları | Dune 2 Nasıldı? (SPOILERSIZ)

Yayınlandı

on

Radio Mood App

Bugün Dune’un ikinci kısmı vizyona girmeden ön gösteriminde izledik. Peki devam filmi Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki – Nasıldı?

Dune: Part 2 Ön Gösterim – Batuhan (A.K.A. Bengeekstan) Şafak

Frank Herbert tarafından, iki ayrı bölüm olarak yayımlanan 1965 çıkışlı bilimkurgu romanı olan Dune, ilk filmiyle izleyicilerle 2021’de buluştu. İlk filmin başarısıyla ikinci filmi hemen duyuran şirket, ilk filminin üstüne de ekleyerek muhteşem bir yapım izlettiriyor.

Devasa evrenin, şahane oyuncularının performanslarını ve şaşırtıcı görsel sanatın ustaca bir şekilde birleştirilmesi olan “Dune: İkinci Kısım” efsanevi kahramanın yolculuğunu tam potansiyeline genişletiyor. Güçlü hikaye anlatımı ile bu film, çoğu yapımın hayalini kurduğu yerde noktalıyor. Büyük ihtimalle, Dune filmi gelecek yıllarda tıpkı bir LOTR serisi gibi büyük saygı görecek.

Dune Part 2

Filmi izleyebilirseniz mutlaka IMAX salonda izleyin çok daha fazla keyif alacaksınız.

Dune: İkinci Kısım, 2024’ün en iyi filmi olma iddiasını tehlikeye atan, sinemada önemli dudak uçuklatan ve ustaca bir başarı haline gelmiş harika bir film. Hans Zimmer’ın muhteşem soundtrackları arasında kendini kaybedeceğiniz ve görsel bir şölene çıkacağınız bu yapım 15 Mart 2024’te vizyona giriyor.

İyi Seyirler

Batuhan (A.K.A. Bengeekstan) Şafak

Reklam

Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Avatar The Last Airbender Yorumları | Avatar Son Hava Bükücü 2024

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Avatar Son Hava Bükücü animasyon dizisinden uyarlanan Avatar The Last Airbender canlı aksiyon dizisi yayınlanmaya başladı.

Yıllar önce Nickelodeon TV’de izlediğimiz animasyon dizisi acaba M. Night Shyamalan’ın 2010 yapımı Son Hava Bükücü filmi gibi hayal kırıklığı mı olacak diye merak ediyorduk.

Ancak izlediğim bu yeni Avatar çok da hayal kırıklığı yaratmadı. Özellikle film versiyonunu düşününce bu dizinin görsel efektleri ve gördüğüm mekan tasvirleri olarak çok iyi bir uyarlama olduğunu söyleyebilirim. Karakterler ve hikaye açısından ise durum biraz daha zayıf.

En sonda söyleyeceğimi en başta belirtmem gerekirse tabii ki animasyon dizisi her zaman için benim açımdan bir numara olmaya devam edecek ancak Netflix‘te izlediğim dizi şunu gösterdi ki görsel efektler ve mekan tasvirleri istenirse çok güzel uyarlanabiliyormuş.

Avatar: The Last Airbender Avatar Son Hava Bükücü’nün Eksikleri

İyi bir uyarlama diyorum ama şunu da belirtmeliyim belki de dizide yapılan bazı değişiklikler izleyenlerin bir bölümü için olumsuz olabilir. Örneğin bunlardan birisi hikayenin akışının animasyona göre biraz değişik olması ve bazı olayların yerlerinin değişmesi. Hatta animasyonda “Birinci Kitap : Su”da görmediğimiz Prenses Azula, babası Ateş Kralı Ozai ile birlikte hikayeye daha erken ve daha fazla sahne ile dahil edilmiş. Bu kimi izleyiciyi memnun etmeyebilir benim için de bu değişiklikler az da olsa keyfimi kaçırdı. Ayrıca animasyon diziyi çok uzun zaman önce izlediğim için hikaye anlatımında yeri değişen yani öne veya daha ileri bir sahneye alınan olaylar nelerdi hatırlayamadığım için bu dizideki akış kafamı karıştırdı.

Diğer eksiklikler ise dizinin özellikle ilk sezonunda komik unsurların azalması ve Aang’in Katara’ya olan kimi zaman kıskanmaya dönüşen sevgisinden eser kalmaması. Biri çocuk ikisi ergen, birisi komik ve obur kanatlı lemur ile kocaman dostumuz Appa’dan oluşan beşlinin başından geçen komik olaylar ve onların verdiği çocukça tepkilerin eksikliği dizinin tüm alameti farikasını ortadan kaldırıyor. Özellikle 3. bölümden 7. bölüme kadar hikaye bu yüzden hantallaşıyor. Hatta bazı drama sahneleri artınca bazen tempo da düşüyor.

Iroh Amca’nın animasyonda daha karikatürize komik mizacı yerine burada daha çok “öğreten (akil) adam” olması da eksik unsur olmuş. Çünkü hem karikatürize hem de akil adam olan Iroh’daki denge animasyonun en büyük artılarından biriydi. Aang, Katara ve Sokka’nın başından geçen maceralardaki komediye ek olarak Iroh da hikayeye komedi ve keyif katıyordu.

İzlediğimiz bu Live Action yani Canlı Aksiyon dizsinin ilk sezonunda komik sahneler ve eğlence biraz eksik kalmış. Çünkü animasyona göre hikayeyi birazcık kısaltmışlar.

Ayrıca Netflix Türkiye’nin en büyük eksiği ise animasyondaki seslendirme sanatçıları ile çalışmamaları. Bu beni üzen faktörlerden birisi bu oldu. En azından Aang, Katara ve Sokka ile Prens Zuko ve Amcası Iroh’nun dublajı animasyondaki sanatçılar tarafından seslendirilseydi çok iyi olacaktı.

Gelelim dizinin oyuncu kadrosuna : Dizinin cast’ı nasıl?

Reklam

Avatar The Last Airbender Oyuncu Seçimleri Nasıl?

Dizinin oyuncuları animasyondakilere çok benzer isimlerden seçilmiş bu anlamda iyi çalışılmış olduğunu söyleyebilirim. Ama One Piece’deki kadar başarılı değil. One Piece’in oyuncu benzerlikleri eşsizdi, Avatar The Last Airbender’ın bazı oyuncuları da ona yakın başarıya sahip. Ama hiç benzetemediğim oyuncular da var. Mesela Azula, Mai ve Ty Lee gibi. Dizideki Katara da kabulum ama animasyondaki orijinal Katara bu değil.

Avatar The Last Airbender – Elizabeth Yu – Prenses Azula

Görsel açıdan da animasyona çok benzer düzeyde mekanlar görmek çok iyiydi. Dizinin 2010’daki filme göre çok daha başarılı bir yeniden çekim olmasının sebebi Animasyon’a imza atan iki yapımcının bizzat bu projede de işin başında olması. Ama onlar da sanki animasyondaki hikaye anlatımın eksik kaldığını düşünerek Azula’yı ilk sezona da eklemek gibi düzenlemelere girmişler. Bilemedim.

Avatar The Last Airbender İçin Son Söz

Avatar The Last Airbender dizisi, animasyon dizisinin yerini tutmasa da canlı aksiyon dizisi olarak başarılı efektleri, mekan tasvirleri ve diğer teknik artıları ile izlenir bir dizi olmuş. Ama animasyon Avatar The Last Airbender gibi bir baş yapıt değil.

İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler

Tolga Yiğit

Reklam
Devamını Okuyun

Köşe Yazıları

Dört Kız Kardeş Filmi Yorumları | Spoilersız

Yayınlandı

on

Yazan

Radio Mood App

Tunus’un Oscar adayı Dört Kız Kardeş, belgeseli aslında ilginç bir belgesel çünkü tam bir belgesel de değil. Olayın kahramanı Olfa ve dört kızının belgeselde yer alması gerekirken en büyük iki kızı evi terk edince ailenin yaşadığı acıyı hafifletmesi için yönetmen Kaouther Ben Hania’nın önerisiyle, iki oyuncu kayıp kızların rolünü üstlenerek belgeselde yer alıyor. Ve bir yandan bir belgesel seyrederken bir yandan bir terapi seansı ve diğer yandan da bu olayların kamera önünde canlandırmasının yapıldığı bir yapımı izliyoruz.

Olfa’nın geride kalan iki küçük kızı da kendilerini canlandırıyor ve ailenin yaşadıkları, acıları ve kaygıları bir terapi seansı gibi perdeye yansıyor. Dört Kız Kardeş bir çok şeyi aynı anda sorguluyor : aile, travmalar, toplumsal olaylar, siyaset vb.

Filmin ilginç bir akışı olduğunu da belirtmeliyim. İlk başta, kayıp iki kızın geride kalan anne ve küçük iki kızında bıraktığı etkiyi izliyoruz. Özellikle kayıp iki kızın yerine onlara benzeyen iki oyuncu eve gelince hüzünlü anlar yaşanıyor ve yaralar yeniden depreşiyor. Sonrasında Olfa’nın çocuklarını doğurup nasıl tek başına kızlarını büyütmek zorunda kaldığını zaman zaman gülerek zaman zaman hüzünlenerek izliyoruz. Aslında çok da tanıdık gelen sahneler olduğunu da görüyoruz. Tıpkı bizden bir hikaye izler gibiyiz.

Filmin ikinci yarısında hatta son yarım saatinde olaylar çok başka bir yöne doğru ilerliyor ve gördüklerinize üzüntüyle sinirlenirken büyük iki kızın nereden nereye evrildiklerini görünce şok yaşıyorsunuz. Film tokat yemişsiniz etkisi yaratarak bitiyor.

Reklam

Dört Kız Kardeş Belgeselini Kimler İzlemeli?

Özellikle kadınların seyretmesi gereken etkileyici bir belgesel ile karşı karşıyayız. Ve tabi ki bu film sadece kadın izleyiciye hitap etmiyor İnsan ilişkileri, ailelerin baskıları, toplumsal baskılar ve ön yargılar ile siyasetin halkları dini de kullanarak nereye sürüklediğini görmek isteyenler için haftanın en çarpıcı ve önemli yapımı. Mutlaka izleyin.

İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler

Tolga Yiğit

Devamını Okuyun

En Çok Okunanlar